Press "Enter" to skip to content

Gündem 2sss Haziran’15

***Dün ve bugün kızılayda, yeni karamürsel önünde imam nikahı için imza topladık, birkaç saat, yani ben birkaç saat durdum, yorucu iş, cumhuriyetçi kadınlar derneği olarak, gelene geçene kağıt verdim, eskiden bildiri derlerdi, şimdiki adı öyle değildir herhalde, ?resmi nikah olmadan imam nikahına hayır? diyerek insanları imza vermeye davet ettim, konu inandığınız bir konu olduğunda meramınızı anlatmanızda o denli rahat oluyor, ben inanarak söyledim söylediğim o sözü, bir kişi terslendi sadece, kapalı, onuda kıştladım, git yaaa dedi, niye gidiyim yaaa dedim bende, o kadar, ben beni biliyorum, bildiğim, söylediğim şeyden de eminim, bir kapalı kız ?bunda parti yok değil mi? diyerek imza verdi, bir başka kapalı kız ?dinimiz de öyle diyor? diyerek imza verdi, bir başka kapalı genç kız muzipçe gülümseyerek geçti, eğlendim bayağı.

Ben kızılaya inmeyeli, kızılayda bu kadar vakit geçirmeyeli aylar, yıllar oluyor, gitmek için metroya bile ilk kez bindim sanırım, sonunda metro biletim bile oldu, kızılaydan geçtiğim oluyorda o kadar, üstten yani, gençlerde kapalılık oranı ne kadar artmış, modern olanlar ultra modern, hatta uçmuşlar, vaaav ettim bir çoğunda, ve ne kadar güzeller, yeni nesil uzun ve birbirinden güzel, köyden indim şehire gibi geleni geçeni süzdüm;))) ama kapalı oranı artmış, eskiden 20 kişiden biri kapalı ise şimdi 10 kişiden biri kapalı, biz gençken orta yaşın üstündekiler kapalı, bizler açıktık, ve modern bir Türkiye?nin bir ferdi olmakla gurur duyuyorduk, şimdi bizler açığız gençler kapalı, işler tersine dönmüş, eminim onlarda kendileriyle gurur duyuyorlardır, biz kafirlerin yanında islamiyet çizgisinde ilerledikleri için, biz açık olduğumuz için kendimizi özgür hissediyorduk, onlar kapalı oldukları için kendilerini özgür hissediyorlar, nereden nereye, her şey zihniyet, bakış açısı meselesi demek ki, yıkadılar çocukların beyinlerini, pislikler. Geçerseniz bir imza atın bari, 1 hafta daha oradalar, öğleden sonraları, benden bu kadar, yoruldum, evde yemek yap, git orada dikil, benlik değil, benim yeterince işim var, birde yenilerini ekleyemem, bu kadarı bana kafi, yazmak daha kolay;)))

***Bu milletin sadece %6?sı Türk olarak anılmak istemiyor diye %94?ü niye Türk olmaktan vaz geçecek, ben onu anlayamadım, ben Türklüğümden vaz geçmeyi düşünmüyorum mesela, öyle kafadan sallama silemezler o ilk 3 maddeyi, gitsinler referanduma bakalım sonuç ne çıkıyor, kandil dayatmaya başlamış, anayasada değişiklikler yapılmadan hdp başlayamazmış, Figen Yüksekdağ ise bu ara kandille görüşmeyi düşünmediklerini söyledi, aralarında çatırdamalar var gibi, dağdan aşağısı net görünmüyor elbette, hdp lilerin keyifleri yerinde, prestijleri onandı, mecliste de diğer partilerle saygı, sevgi çerçevesi içinde yaşıyorlar, hepsiyle şakalaşıyor, gülüşüyorlar, kakara kikiri, kim takar kandili, Türk yazsa ne, yazmasa ne, son anda yine dönüş yapmazlarsa elbette, umalım da böyle gitsin.

***?Hem kendi hayatlarını, hem bizim hayatlarımızı çarçur eden, şu siyaset denilen saçmalık? Ne fena bi şey arkadaş.? demiş bugün Ylmaz Özdil, yine benden feyz almış anlaşılan;)))) Söyleyemiyorda, yazık ya! Kopyalayıp yapıştırsın bari;)))) Hadi izin verdim, beni okuyan şunun şurasında olsa olsa 3-5 kişi nasıl olsa;))) Biz bizeyiz yani. Ben bu işten bayağı eğleniyorum aslına bakılırsa;))) Yazmaktan yani.

Şövalyeler şerefleri için düello yapar, kadınlar kendileri için süslenir, bende kendim için yazıyorum, ne olmuş yani;)))

***Seçim gecesi sonuçlar belli olmaya başlayınca facebookta ?iş koalisyona gidiyor, akp koalisyonu elbette hdp ile kuracak, hdp ye oy veren solcular sevinsin, artık iktidardalar, kimliksiz olarak? diye yazmıştım, bakalım kehanetim gerçekleşecek mi? Dönüp dolaşıp dediğim olacak gibi geliyor bana, öyle değilmiş gibi görünmelerinin ardında da bu var, anlaşamıyorduk ama mecburen anlaştık yapacaklar, birbirinden beslenecek iki parti var görünürde, akp ve hdp, ikiside parazit, birbirlerinden beslenecekler, ikiside bölücü, ikiside nifakçı, ikiside ayrıştırıcı, ikiside kötücül, ikiside menfaatçi, ikiside büyük ortadoğu projesinin baş ortakları, birleşmelerinden daha doğal bir şey yok.

Erdoğan erken seçim değil tekrar seçim istiyormuş, önceki sayılmaz zaten, öyle seçim sonucu mu olur, %40, olacak şey mi, o seçim sonucu unutulup derhal seçim yapılmalı, esas seçim, o ön seçimdi falan der geçiştiririz, unutulur gider;))) O olsa olsa çölde görülen serap, uykuda görülen kabus olabilir, başka türlüsü düşünülemez zaten, gerçek olamayacak kadar gerçek dışı! Güvendiği dağlara kar yağdı adamın.

***Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz ?Ezanın geciktirilmesi uygun olmadı, meydanlarda Kuran göstermek doğru değil, camiler siyaset mekânı değil oralarda propaganda yapılması asla tasvip edilemez. Partiler birbirleriyle din üzerinden değil, icraatlerı üzerinden tartışsınlar? demiş 23 mayıs günü, bunu ancak şimdi duyabildik, tarafsız medyamız şimdiye dek dile getirmedi nedense?

***akp mhp ortaklığı konuşuluyor, bakalım sert adam Bahçeli sert adamlığını sürdürebilecek mi? Çözüm süreci, ilk 3 madde, bilal vs. Yoksa eskisi esip gürleyip akp nin yamacına mı sığınacak?

***İsmi lazım olmayan bir örgüt, tarikat cuma namazı sonrası 2 bin kişiyle yürüyüş yapmış, 2 saat süreyle, elini kolunu sallaya sallaya, hiçbir müdahale görmeden, İstanbul?un göbeğinde, istekleri de hilafetmiş, oldu canım, ellerinde koca koca arapça yazılı siyah beyaz bayraklar ile sakallı herifleri görünce doğal olarak Suriye falan sandım, tam bana ne diyip hızlandırıp geçecektim İstanbul dediler, kaldım, inanamadım gözlerime, %40?lık seçim sonrası İstanbul?dan insanat manzaraları, bir manzara da bir ödül töreninden, Numan Kurtulmuş ve bir başka akp bakanı reza zarraba ödül veriyorlar, yine aynı gün aynı sahnede Ali Koç Erdoğan?dan ödül alıyor, ne diyor, ne demek istiyorlar, reza zarrab eşittir Ali Koç, anlayana, ikisi de iş adamı ya, o itibarla yani, rezaya iadei itibar yapılıyor, orospu ile memurun parasını, rüşvetini peşin ödediği için, o parayı, rüşveti alan memurlar tarafından. Of Türkiyem of!

Bir skandal da trt den, hoca kocalarından dayak yiyen kadınlar şükretmelidirler demiş, la havle, karılarından papara yiyen erkekler ne etmelidirler, birde ona açıklık getirseymiş. Terelelli Türkiye?si, akp vizyonu ile önünüzde.

***Numan Kurtulmuş ?haberim yoktu, olsaydı o karede yer almazdım? demiş, Nihat Zeybekçi de ?haberim yoktu, olsaydı bir şey değişir miydi bilmiyorum? demiş, adam cüzzamlıya döndü, kimse yaklaşmak istemiyor. Yaptığı pırlanta ithalatı nedeniyle ödüle layık görülmüş, en büyük ihtiyacımız pırlanta zaten, daha ne olsun! Ekmek yerine pırlanta yeriz, marketten bulgur alıyorum, kokuyor, paketlenmiş ürün, yenecek gibi değil, atarım, kuşlara veririm, hiç sorun değil, ancak yerine alacağım daha kaliteli bulgur yok, hepsi aynı, kokmuş, yurtdışı menşeili, biz yiyecek bulgur bulamayalım onlar pırlantaya ödül versinler, ne güzel iş, zaten lale devri çocukları değil miyiz biz, çok doğal, tarımı, tarımcılığı bitirdiler Türkiye?de, bir ülkeyi nasıl bitirirsiniz, tarımını bitirerek, başardılar, yakındır birbirimizi yememiz.

Bir avuç Hollanda, bir avuç İsrail tarım tekeli oluşturdular dünyada, bizim tarım bitti 10 yılda, bilinçli olarak bitirttirdiler, bizi bitirmek için, sattılar bizi Amerika?ya, dev dünya tröstlerine. Sırf bunun için bile, yenilecek kalitede bulgur, bakliyat bulamadığım için bile yazmaya değer, bunların ne aşağılık bir politika uyguladıklarını bir kez daha olsun gözler önüne sermek için, ben söyleyeyimde duyan duyar, duymayana güle güle, günahı benden gider hiç değilse. Bu benim vicdani, insani, her türlü sorumluluğum, anlayana. Ben bu ülkede yaşıyorum, çocuklarım bu ülkede yaşayacak, yazmam için bu nedenler bile yeter de artar, başka bir nedene gerek olduğunu hiç sanmıyorum, bundan daha büyük bir çıkar olamaz zaten, eğer bir çıkar arıyorsanız elbette, bütün geleceğim, hayatım bunlara bağlı, sizinki de öyle, bu pis ortamda yazmak değil yazmamak ahmaklık, herkes yapmalı benim yaptığımı, dili döndüğünce, yoksa gitti gider.

Görmüyor musunuz burnumuzun dibindeki Suriyelilerin halini, aç, sefil, perişan, parklarda yatıp kalkıyorlar, dünyanın bizi, bizim gibileri görmek, itmek istediği nokta işte bu, akp nin de başını çektiği.

***Cüneyt Arcayürek?i kaybettik, başımız sağ olsun.

***Bu koalisyon meselesi tıkandı ya, yapılacak olan belli, eğer bir erken seçime gidilecekse elbette, o %10 barajını kaldırmak, hiç değilse %5?e düşürmek, olayı bütün tıkayan mesele o, böyle olduğunda bu defa herkes gerçekten inandığı, güvendiği partisine oy verir ve bu bilmece çözülür, kim ak kim kara ortaya çıkar, bu son durumda kimin ne olduğu belli değil ki, hdp nin gerçekten 80 mv olduğuna inanan var mı, yok. O baraj olmamış olsa chp nin oy oranı yüzde 30, hdp nin oy oranı yüzde 5-6 olacaktı ki, bu bütün dengeleri değiştirmeye yeterdi, bütün musibetlik o barajda.

akp mhp ile koalisyon yaparsa bittiğimizin resmidir, yine bir akp hükümeti olacak başta demektir bu, bir şey değişmeyecek yani, rezalara, ayakkabı kutularına doldurmaya devam, çünkü akp nin bütün yasa tasarılarında altında mhp nin de imzası var, mhp desteği ile geçti akp nin o yasa tasarıları. Solsuz bir koalisyon ne kadar koalisyondur? Demirtaş ta bir alem, ?sayemizde akp iktidarından kurtuldunuz? diyor, o oyların gerçekten kendisine verildiğini sanmaya başlamış galiba, o baraj olmasaydı sen zor görürdün asıl o yüzde 13 ü. Asıl hakkın yüzde 6 canımmmm!

***FLAŞ FLAŞ FLAŞ Ben ne derim de çıkmaz, yemin töreni esnasında yeni hükumet krizi senaryosu, 20 mv hdp den ayrılıp başka bir partiye geçecekler ve akp ye dışardan destek vererek hükümet kurmalarını sağlayacaklarmış, yani akp yine tek başına iktidar olacak, hdp ye verilecek tavizler karşılığında, aynen dediğim gibi çıktı yani, görünen köye kılavuz olmuşum sadece, Sevinin solcular, övünün solcular, bu ülkeyi siz sattınız, ihanetiniz kutlu olsun?

Satılık mv var yani mecliste, bu milleti, vatanı gözünü kırpmadan satacak olan, bu olsa olsa hdp den olurdu, öylede oldu, rezalar, ayakkabı kutuları, seni başkan yaptırmayacağızlar, hepsi bir anda unutuldu, hepsi yalanmış, nasıl kandırıldığınızı şimdi görebildiniz mi solcular, sizin gibilere solcu değil olsa olsa yolcu denir demiştim, yolcusunuz, ihanet yolcusu, nifakçının, ayrılıkçının, bölücünün işbirlikçileri. Sol kökenli hdp mv Levent Tüzel “emanet oylar anında gider” diyerek tepki göstermiş, giderse gider, şimdi onların ya, atı alan üsküdarı geçer o arada, sen konuş dur şimdi, yuttunuz mu zokayı! Çözüm sürecinin yürüyebilmesi içinmiş, başka ne için olabilir ki zaten, aklınızda fikrinizde başka bir şey yok ki, ne bu vatanın dirliği, birliği ne de ulusal bütünlük, varsa yoksa pkknın ülkü ve ilkeleri, ağızlarından ve fikirlerinden başka şey geçmiyor, pkklı anayasada türk yazılmasını istemiyor diye benim adım türk olarak geçmeyecek öyle mi, siz zor görürsünüz o günleri, hainler.

Yemin edişleri bile bir enteresan, düz yazı okur gibi aceleyle ve geçiştirerek, layık oldukları yer orası değil çünkü, ondan elbette, o yüzden, o meclisin tuvaletlerini temizleyenler, onların kullandıkları tuvaletleri temizleyenler bile çok daha değerli ve şereflidirler benim gözümde, hiç değilse üstünde yaşadıkları vatana hainlik, ihanet düşünmeden işlerini yapıyorlar. Onlar gibi hain mv ihtiyaç yok bu ülkede, olmadıkları olduklarından daha iyidir.

hdp li meral danış beştaş ın dilinden düşmüyor meclisteki yeni “renklilik, çeşitlilik, çoğulculuk”; bedavadan 40 milletvekilliği avladık diye zil takıp oynayacak neredeyse, ne kadar ihtiyacımız vardı bir bilseniz mecliste o sıkmabaşlı, çapulcu hdp li görüntülerine, evdeki bulaşığı bitirip elini kurulamış, meclise gelmiş sanki, git evindeki bulaşığa devam et, orada işin ne, aciyip renklenmiş gerçekten meclis, ne ararsan var, fön çektirmekle de kurtulunmuyor tabi ki iç kalitesizlikten, malzemeden çalmış yapan müteahhit, içi çürük, dışını ne kadar cilalarsan cilala, şöyle diyor, “yeminle ilgili bir gerilim yok, ama biz yemini sonuçta anayasadaki zorunluluk gereği okuyoruz, bu yemin Türkiye’nin çoğulcu yapısına asla uygun bir metin değil, yani bu yemini okumak tümüyle anayasal bir mecburiyet, sayın leyla zana nın da bu yemini okuması kabul ettiği, desteklediği anlamına gelmiyor, bu hepimiz için söz konusu, en hızlı çözülmesi gereken sorunlardan biri olarak duruyor” okumaaa, çok mu yalvardım oku diye, sizin o yemini sevmediğiniz kadar bizlerde sizi sevmiyoruz, bundan emin olabilirsiniz, hdp li yolcu solcular, duydunuz mu ne dediğini? Aldınız mı kapağınızı? Yoksa seviniyor musunuz, seviniyorsanız sevinciniz kursağınızda kalır inşallah! Kalacak zaten, hainlerin sonu ne zaman hayır olmuş? Amerikan uşakları!

Amerika ne istiyor, kürdistan, ne için, kolayca üstüne çullanıp İsrail’e hediye etmek için, bu durumda siz ne’siniz, Amerikan uşağı. Amerikan uşağı olmamak yolunda çıktığınız yolda vardığınız yere bir bakın, siz Obama’nın gerçekten dünyanın sulh hakimi olduğuna mı inanıyorsunuz?

***Bu ülkedeki gıda bozunumdan bahsedip bakliyatı es geçmek itina ister, neyse, takılmayacağım artık, izin verdim demiştim;))) hepimizin söylediği aynı şey olduktan sonra kimin söylediğinin ne önemi var. Bende malzeme çok;))) paylaşırız, herkese yeter. Son anda kalaşnikofa şarjör olmayın dedin ya, af ettim, yani yine ben yazdıktan sonra;))) O zaman ne denmek istendiği şimdi ortada işte, haklıymışım değil mi? Sonuç olarak ikimizde haklı çıktık. Ya korktuğum gibi vursalardı yüzde yirmiye, işimiz işti vesselam.

Tezcan Karakuş Candan, son dönemlerde rte nin nefret ettiği tek isim, Esad dan bile daha çok nefret ediyordur herhalde;))) oturduğu ak sarayı burnundan getirdi, getiriyor, burnundan getirmek için eline geçen her fırsatı kullanıyor, helal olsun. Bir delinin halinden deliler anlar, deli deliyi görünce sopasını saklar, hep birlikte delireceğiz deliyi daha da delirtmek için.

***Soner Yalçın’a da faşist denmiş pkklılar tarafından, o hdp diye yazmış, bana göre pkk, kırk yılın faşistleri ona buna çamur atıyor faşist diye, faşistlik te ayağa düştü, ak parti p’ak’ladı ya, p’ak’landıklarını sanıyorlar, döktükleri kanlar kurumuş değil yüreklerde halbuki, benim elimin hiçbir yerinde kan yok, tertemiz, “yeter ki kürt olsun” başlıklı yazısında cevap vermiş buna Soner Yalçın, güzel yazmış, benim cevabıma da bir “dip not cevap” olsun yazdıkları. Çerçeveleyip duvarlarına assınlar ona buna hayasızca faşist diyen faşistler, her gelip geçişte okurlarsa belki anlarlar ne denmek istendiğini, kafaları bassa bu yanılgıya düşmezlerdi zaten, o yüzden o kadar çok, sık sık okumalılar.

Okumaya da üşenirler şimdi yazı uzun diye, ne yapsam ki, onlar için kısa kısa alıntılıyayım hiç değilse, o kadarlık hatırımız var aramızda; “Faşist di­yen­le­rin hiç­bi­ri, zor dö­nem­de par­ma­ğı­nı oy­nat­maz. Ne za­man bir si­ya­sal ha­re­ket güç­le­nir; or­ta­ya çı­kar­lar ve “ro­l” ka­par­lar. Ad­la­rı sol­cu­dur; yap­tık­la­rı­nın sol­cu­luk­la il­gi­si yok­tur…”; “Bu em­per­ya­liz­min kan­lı oyu­nu­dur; Or­ta­do­ğu halk­la­rı­nı bir­bi­ri­ne kır­dı­rı­yor­la­r” der­se­niz “fa­şis­t” ya­pı­lı­yor­su­nuz! İs­ti­yor­lar ki; Ba­tı göl­ge­sin­de­ki bu ya­lan­cı “bü­yük ko­ro­ya­” ka­tı­lın. Bi­lin­sin ki: Hiç­bir za­man “dönemin ada­mı­” ol­ma­dım. Man­da­cı ko­ro’ya ka­tıl­ma­mı bek­le­me­yin ben­den…”

Şimdi diyeceksiniz ki yazdıklarınız yine aynı, birşey demeyecek misin;))) dedim ya, benimle aynı şeyleri söyleyen herkese izin çıktı işte, daha ne diyeyim;))) Yok, yiğidi öldür hakkını ver, o benden çok daha iyi yazmış, örneklemiş, benimki birazda eğlenti işte, kendimce, ona buna takılmak, ama özünde söylediklerimiz aynı elbette;))) kih, kih, kih. Hem onun beni okuduğuna dair bir buluntum yok, şimdiye dek en azından, ama diğer isim konusunda iddialıyım. İlkinden büyük, ikincisinden küçük sanmıştım kendimi, baktım, yaşıtmışız.

***akp yandaşı Bahçeli ve bir kısım hdp li meclis başkanlığını akp ye hediye etmişler, üstlerine düşen görevi hakkıyla yerine getirmişler yani, başka ne yapacaklardı ki!

***Bugün meclisin dikmen kapısında Artvin’de yapılması planlanan altın madenine hayır protestosu vardı, bende oradaydım, Artvinliyim, Artvin’in bütün görüntüsünü barajlarla bozdukları yetmezmiş gibi şimdide altın madeni yapmak niyetindeler, hemde Artvin şehir merkezinin tam tepesine yerleştirecekler, bilmem kaç futbol sahası büyüklüğünde havuzlar yapılacak, sanırım 4 tane, hani Artvin eskaza bir sallanacak olsa süpürür götürür o havuzlar bütün Artvini, yaşayanlarıyla birlikte, Artvin’in üstü altın’dan daha değerli, yol yeşilken dur de, cerattepe geçilmez, Artvin halkı yenilmez, ceynem ol da get, pankartlarda yazılanların birkaçı, yeni, eski 30 chp milletvekili de yanımıza gelerek destek verdiler protestoya, madeni yapanda cengiz inşaat, milletin anasına koymaya Artvin’den başlamaya niyetli anlaşılan, puşt, Artvinliler de onun anasına elbette, bir kişiye karşı kaç kişi, zararlı çıkar.

akp ye karşı olmak, karşı çıkmak için ne çok nedenim var! Yaşadığım, büyüdüğüm topraklara sahip çıkmakta bunlardan biri. akp ye karşı olmak benim gönül borcum, insanlık borcum, vatan borcum, değil mi ki ben bu topraklar üzerinde yeşerdim, yeşertildim, büyüdüm, büyütüldüm, ona sahip çıkmak her türlü benim boynumun borcu, gönüllü neferiyim memleketimin. Bir memleket sevdalısıyım. O protestolara gitmek veya burada yazıyor olmak için başka bir sebebe gereksinimim var mı sizce?

İnsanın memleketinden, ayak basacağı bir vatanının olmasından daha büyük bir çıkarı olabilir mi acaba, hala beni anlayamayan kot kafalılar var ise onlar için yazıyorum, aşamadım o noktayı bir türlü, dönüp dolaşıp ona takılıyorum, herkes karşısındakini kendi gibi bilirmiş gerçi, içime dokunuyor, elimde değil.

***MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu CHP’ye yönelik olarak ‘Biz eğer Sayın Baykal’ı desteklemiş olsaydık dinsiz bir partinin adamını seçtiniz, diye bize yükleneceklerdi’ demiş, şimdi hırsız bir partinin adamını seçtirdiniz diye yüklenmeyecekler mi, insanın bir karşı çıktığı olur, iki karşı çıktığı olur, bunlar, yani mhp liler herkese, her şeye karşı, yani son gelinen nokta bu, hdp ye karşı, chp ye karşı, akp ye karşı, nasıl olacak bu iş, bir noktada birini seçip uzlaşacaksın ki bir adım ileri gidilsin, tek başına bir halt edemeyeceğine göre, Devlet Bahçeli aldığı yüzde 16 oyla tek adam olmanın, bütün gücü elinde tutmanın hayallerini nasıl kuruyor onu anlamıyorum, adam muhalefet olmayı o kadar içselleştirmiş ki kendine herşeye, herkese muhalefet olmuş sonunda, bana kalırsa hazmedemediği şey hdp ile aynı sayıda m.v. almış olması, bunu hazmedemiyor ve nereden başlayacağını şaşırmış durumda,   ne yaptıklarının kendileri de farkında değil, bir dahaki seçimlerde bu oyu yakalarlarsa çok şaşarım, kimse oyu boşa gitsin diye oy vermedi herhalde mhp ye, göz göre göre 17 milyon insanın oyu çürütülüyor, madem öyleydi c.b. seçimlerinde niye çatı adayda birleştiniz o dinsiz partiyle, o lafın ayıbı da Yusuf Hallaçoğlu’nu umarım bitirmeye yeter. Ben o adamı bir parti yetkilisi olarak görmek istemem şahsen karşımda, hangi partiden olursa olsun, o lafı chp ye söyleyenin bu siyaset arenasında işi yok, demek ki hiçbir şey bilmiyor, hiçbir şey öğrenmemiş, kazma gelmiş, keser gidiyor, koca bir partiye, o partiye oy veren milyonlarca dindar insana dinsiz demek, yuh yani, senin dindarlığına, insanlığına.

***Bekir Coşkun da bu konuyu yazmış bugün, sağ olsun, bana da hatırlattı, güzel de yazmış, es geçilecek bir ayıp değil sonuç olarak, bir yazıyı daha beğendim bugün, Yılmaz Özdil’in yazısı, başlığı 🙂 şöyle demiş yazısının sonunda;

“Vardığımız nokta itibariyle, ne demeli, inanın bilemiyorum.
Şu kadarını diyeyim bari…
Türkiye’nin sorunu, hukuki veya siyasi değildir.
Halledilemeyen sorunlarımızın kaynağı, çok daha derinde, çok başka bir yerdedir.”

Aynı noktaya aynı yerden bakıyormuşuz gibi hissettim kendimi, elbette kavga da edeceğiz, tartışacağız da, birbirimizden öğrenip birbirimizle yükseleceğiz, sonuç olarak hepimizin gördüğü, görmek istediği aynı şey, bir kurtuluş ışığı, ihtiyacımız olan bu, bunun için yola çıkmadık mı, önemli olan yapılan eleştirinin insanı yapıcı yönde ilerletmesi, eleştiri başka ne için yapılır ki zaten, yok etmek değil iyileştirme için, ihtiyacımız olan bir toplu temizlik operasyonu, fabrika ayarlarımıza geri dönüş vakti, dejenere edilen, yok edilen gerçek kimliklerimize geri dönme vakti, utanmayı, sıkılmayı, ayıp saymayı, yüz kızarmasını, utancından yere bakmayı yeniden öğrenmemiz gerekecek, var olan tek değerin para ve hayvani güdüler olmadığını hatırlama vakti.

 

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *