Press "Enter" to skip to content

günlük 5m şubat’21

***şubat olmuş, bugün sekizi, hiç öyle uzun uzadıya yazasım yok, yazanların adreslerini vereceğim, kendiniz okuyun, ben sadece facebooku takip ediyorum, öyle instagramım, twitterım falan yok, onca şeyi takip edecek enerjim yok, o yüzden facebooktan vereceğim, kendi takip ettiğim kişileri, jaclyn dunne, muzaffer çiçek, kenan cihan, meryem tan, onun adı sık sık değişiyor gerçi, türkiye chemtrails mücadele grubu, abdurrahman dilipakı yeni akitten okuyun, aslan bulutu yeniçağdan, buraya çokça uğramayabilirim, haberiniz olsun, okuyan varsa tabi, hem kulağım çınlıyor hem de çok haşır neşir olmak istemiyorum artık internetle, sağlıklı değil, gözleri de korumak lazım hem, onların hepsi emanet, kalıcı değiller, bu anlamda tv de izlememeye çalışıyorum, haberleri hızlandırarak izliyorum, işime gelirse her açıdanı, ne var ne yoku izliyorum, o kadar, size de aynısını tavsiye ederim, uzak durun bu pisliklerden, zarardan başka bir şey getirmiyorlar.

*** aşıyla alüminyum, havadan uçaklarla zehirlemelerle yine alüminyum, içme sularına, diş macunlarına fluorid, tahıla, kuru bakliyata, yani tarıma glifosat, frekanslarla wifilerle, tv lerle, telefonlarla beyinlere hücum, toptan yok etmenin peşindeler bizi, daha kötüsü hepimiz alzaymır olacağız çok yakında bunların sayesinde, bütüncül bir tuzağın içine çekilmişiz meğerse, hepsini topladığınızda ortaya yok edilmemiz çıkıyor, lanet olasıca insanımsı yaratıklar, açık hava nazi toplama kampına çevirmişler dūnyayı,

şimdi anladınız mı akp kongrelerinde toplamda 50 bin kişinin biraraya getirilip nasıl elele tutuşturulduğunu ama bizim maske ve mesafelerle uyutulup haftada iki gün evlere hapsedildiğimizi, wifi lerle, tv lerle, telefonlarla başbaşa kalalım diye, tuzak büyük anlayacağınız, bizi fena ağa dūşūrmūşler, tavla, okey, kızma birader, tombala, alın evinize aklınıza ne gelirse bütün oyunları, olmadı sudoku kitapları alın, olmadı örgü örün, o lanet olasıca aygıtlardan uzak durun yeter, ve çocukları kaldırın bilgisayar, tv başından, eğitim meğitim bitmiştir, şu an olan şey sadece çocukları tv, telefon başında tutabilmenin kılıfı, kıymayın çocuklarınıza,bizim horoz kūmesinden çıkmaya korkuyor herhalde ki kongrelere görūntūlū katılıyormuş, yoksa havada alūminyum olduğundan haberi mi var.

biliyorum kabul etmesi kolay değil dūnyanın bu denli çıldırdığını ancak kabullenmekten başka bir seçenek yok gibi, başınızı kuma gömdūğūnūzde, dalga geçer gibi yaptığınızda, görmezden geldiğinizde gerçekler yok olmuyor, bilsek ne olacak, ne değişecek diyorsanız bildiğinizde olabilecek çok şey var, asla geç değil, ve zararın neresinden dönülse kar, bu ne olabilir, mesela bilmeyenleri uyarmak gibi, ve bu aslına bakarsanız bizim birincil insani sorumluluğumuz, insansak tabi, bu bir başkası, diğerleri için yapılacak olan, kendiniz için ne yapabilirsiniz, şeytanın yap dediği her şeyden vaz geçebilirsiniz mesela, mesela şeker yemek, kahve, çay içmek, tv izlemek, telefon bilgisayar başında vakit geçirmek, aşı olmak, gibi, ve tabi ki son olarak ta yine bu bildiklerinizi bilmeyenlerle paylaşmak olmalı,

*** şeytan pabucu bize ters giydirmiş,

beyninizin yönetimi sizde mi, siz mi yönetiyorsunuz beyninizi yoksa dışsal etkiler mi, sizi tv, telefon karşısına çeken kim, kendiniz mi, asıl benliğiniz mi yoksa başka bir şey mi etki ediyor beyninize, oraya git, tv izle, telefona bak diye, sizi tv, telefon karşısında beyninizi uyuklatmaya yönlendiren şey ne, beyni abluka altına alınan bir insanın ilk terk ettiği şey kendi öz bakımı, temizliği, ve beyin atıkları artıyor miktar olarak, baş atıkları, yani burun, boğaz, göz atıkları,

tv, telefon karşısındayken beyniniz bir tepki veriyor mu, şırıltı, uğultu gibi tiz bir sesle, çoğu zaman kulak çınlaması da sanılıyor bu, belki kulak çınlamasıdır ama sanki daha çok beyinle ilgili gibi bu durum, bir deneyin bakalım kafaya alüminyum tabak geçirerek bu etki azaltılabiliyor mu, alüminyum frekans etkisini azaltıyor, hatta sıfırlıyor, telefonu alüminyuma sardığınızda kapalı konuma geçiyor, çalmıyor bile, ben deniyorum bu alüminyum tabağı, işe yarıyor bence, tv, telefon, bilgisayar karşısındayken, az da olsa kesiyor o şırıltıyı, zaten sadece bunların karşısındayken oluyor, diğer türlü yok oluyor, bende yani, koruyun kollayın beyinlerinizi, onlar bize daha çoook lazım, önümüzde atlatacağımız çok badireler var, görünün o, ve beyinlerimiz sağlıklı olmadan bunu başaramayız.

*** 4 gün antalyadaydım, 11-15 şubat arası, önceki gün döndüm, uçak gidişte ve dönüşte tamamen doluydu, 180 kişilik uçak, iniş ve binişlerde asla mesafeye dikkat edilmedi, herkes çok rahat bir şekilde dip dibe koridorlarda bekledi inip binerken, zaten başka türlüsü de çok mümkün değil inip binmek için, onca insan,

otel yabancı müşteri ağırlıklıydı, sporcular, futbolcular, maske takan da var takmayan da, yemek salonuna girişte takılıyor, içerde açılıyor, otel içinde de ister tak ister takma, yemek salonunda çoğu zaman yer bulmakta zorlandık, aradık, bekledik falan, tıka basa doluydu yemek yenilen yerler, gün boyu çay, kahve içilen yerler de öyle,

madem öyle bu lokantalar niye kapalı, anlayabilen anlatsın, ben bir şey anlayamadım bu işten, cumartesi pazar da, yani kısıtlama günlerinde istediğimiz gibi dolaştık dışarda, otelin 3-5 km lik bir alanı var ve o alanda dolandık serbestçe, bu nasıl bir kısıtlama birine var birine yok, antalya ve oteller kısıtlamanın dışında mı tutuluyor.

*** haarp iş başında, tūrkiyede izmir, amerikada texas meşgale alanları, izmirde felaketlerin ardı arkası gelmiyor, deprem, sel, fırtına, ne ararsan var izmirde, suçu belli, gavur izmir, texas çöl, ılıman iklime sahip, dört yıldır orada yaşayan biri daha hiç mont giymedim orada diyor ama şimdi kar fırtınasıyla boğuşuyor, ısı -20, texasın suçu trump yanlısı olmak, bidena karşı olmak, seçim sonuçlarını, bidenın çaldığı oyları araştırmak.

*** yapay etlerini sen ye bili bili, sūtū, yoğurdu, kaymağı, yumurtayı, peyniri de mi yapay yiyeceğiz, onları sen ye bili bili, biz bildiğimiz gibi yemeye devam ederiz.

*** tv de bir reklam, vitamin reklamı, ingiliz vitaminiymiş, adı vitabiotics, şöyle diyor reklamda, “herkesle aynı vitamini kullanmak herkesle aynı olmak kadar tuhaf,, herkesle aynı olmaktan kasıtları cinsiyetsiz olmak olmalı, başka cinsiyetsiz kişiler de var reklamda, tek cinsiyetliliğe doğru adım adım ilerliyoruz, bu da onlar için bir adım.

baktılar kadınları makyajdan, sūsten pūsten vazgeçiremeyecekler bari erkekleri sūslū pūslū yapalım dediler herhalde, normalleştirmeye, çocuklarımızın içine nifak tohumu salmaya çalışıyorlar, ben diyorum tv leri kapatın, izlemeyin, izlettirmeyin diye, tv ler şeytanın propaganda aracı, tv lerle yönetiyorlar zihinlerimizi, uzak durun, bunlar, tek cinsiyetlilik, şimdilik onların, yani şeytanın piçlerinin hayalleri, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ise bizim elimizde.

*** star haberdeki habere gõre amerikan askerlerinin ūçte ikisi aşıyı reddediyormuş, nedeni de insanlara çip takılıp izlenebileceği gibi komplo teorileriymiş, amerikan askeri bizden akıllı çıktı, avusturalyada da aşı karşıtları yūrūmūşler, bu ve bu gibi haberler foxta yok tabi, starda var.

*** aşı olmayanlara yaşama şansı verilmeyecek diyor bingür sönmez, acaba niye¿ bacağından boşuna vurmamışlar bu iti, bir bildikleri varmış, bir kere deyip tepki aldığı yetmemiş gibi hala diretiyor dediğinde, itlerin iti.

***kişiye özel aşı demek istediğimizi öldūreceğiz, istediğimizi kısırlaştıracağız, istediğimizin dna sı ile oynayıp doğuracaklarının biçimini değiştireceğiz, istediğimizi robotlaştıracağız demek, aşı olun, çok faydalıymış, her derde deva, öyle ki akıllara durgunluk verecek kadar.

demet akalın rospiği ne diyor, aşı olmadığına çok pişmanmış, corona olmuş ta, kaç para karşılığında söylemiş acaba bunu, önden almıştır parasını, reza zarrab geleneğin öyle olduğunu söylemişti.

*** būtūn diziler pislik saçıyor, adları bile öyle, akrep, sadakatsiz, yasak elma, masumiyet, kefaret, ve diğerleri, izlemeyin, izlettirmeyin, tv ler şeytanın oyun alanı, siz kendi oyun alanlarınızı oluşturun, tv izlememek için, tavla, pişti, okey, monopoli, satranç, hepsi olur, beş taş bile olur, elde ip germe, yakan top, is top, saklambaç, ne oldu bu oyunlara, hepsini nasılda unuttuk, unutturulduk, anamızın karnından tv ile mi doğduk, tv yokken onlar vardı hayatlarımızda, ve şimdikinden çok daha mutluyduk, tv karşısında beyin uyutmaya son, şeytana hizmet etmeyin tv izleyerek, kapatın tv leri.film, mūzik, belgesel, o, şu, bu hiç bir sebeple de izlemeyin tv, beyninizi, bedeninizi tv den gelebilecek olan frekanslardan, radyasyondan koruyun, radyo bile dinlemeyin, bakın adına, radyasyonun ilk harflerinden oluşuyor.

diğer frekanslarda kalındığında beyin kendi frekansını bulmakta, kendi frekansında kalmakta zorlanıyor, kafalar karışıyor, algı, anlama mekanizması bozuluyor, gelsin otizmler, alzaymırlar, delilikler, bize yapmaya çalıştıkları bu, frekanslarımızla oynayıp bizi delirtmek, kapatın kendınizi farklı frekanslara, kendinizle olun, kendi frekansınızla başbaşa, ailenizle, arkadaşlarınızla, sanal yolla değil birebir, sohbetler edin, gülün eğlenın, tıpkı o pislik zımbırtılar evlerimize girmeden önce olduğu gibi, asıl mesafe koymanız gereken şeyler tv, telefon, bilgisayar.hele hele o reklamları hiç mi hiç izlemeyin, sağlam adamı hasta etmek için o reklamların hepsi, beş reklamın dördū şekerli maddeler ūstūne, iki liralık şeyden çok būyūk paralar kazandıkları için mi o kadar çok şekerli reklamları, o iş sandığınız gibi değil, frekansla delirtemediklerini şekerle delirtebilmek için, olmadı şeker hastası olur en iyi ihtimalle, ortalıkta ne kadar çok deli o kadar çok mutluluk kaynağı şeytan için.

film, müzik, dizi, tv endüstrisi, bunca yatırımın bir sebebi olmalı, şeytan kendi insan frekansımızda değil hep şeytan frekansında olmamızı, kalmamızı istiyor, sürekli, her an bizimle bağlantıda kalmak istiyor bir bildiği vardır mutlaka bizim hayrımıza olmayan, ona gõre bu yolla ona tapınmış oluyoruz galiba, buna benim yorumum bu, bu durumda bizim yapmamız gereken şey de ortada, o iblis üretimlerinden uzak durmak. telefonun, bilgisayarın da tv ile aynı kapsamda olduklarıni biliyorsunuz zaten, bir daha belirteyim dedim.

***eğitim bitti, bundan sonrası şeytana hizmet, şeytana kõle yapıyorlar, şeytanın kõlesi olmaya hazırlıyorlar uzaktan eğitimle çocukları, şeytanın orduları hazırlanıyor, õnce beyinlerini sonra bedenlerini ele geçirecekler, anlamayan, farkına varmayan, andavallı bir nesil geliyor, beyin tıkaçları tv, telefon frekansları ile tıkanmış, geleceğin şeytan ordusu, siz bili bili nin o parayı hayrına verdiğini mi sanıyorsunuz.


star haber, çin de 120 binden fazla çocukta yapılan araştırmada son bir yılda 6-8 yaş arası çocuklarda miyop, uzağı gõrememe, yüzde 400 artmış, bir yıl daha sonra da kõrlük arttı diyecekler herhalde pişkin pişkin, eğitim bitmiştir, şimdi yapılan şey şeytanın toplama kamplarıdır, bir hiç uğruna kõr etmeyin çocuklarınızı.

*** kameralardan maske cezası yazılacakmış, kuduruk kõpekler, yalnız başına yürürken maske takarım takmam size ne, markette zor dayanıyorum maskeye, çıkınca ilk işim maskeyi çıkarmak oluyor, keser keser õyle takarım, kamera onu da mı gõrecek, iki maske, biri normal diğeri kesik kesik, belanızı allahtan bulun inşallah.

*** doktor ender saraç küresel ısınma ineklerden demiş, bili bili nin türkiye şubesi, õnce kalp doktoru bingür sõnmez şimdi bu, birer birer çıkacaklar ortaya, şeytancılar, o sonradan gelen güzelliğini de adrenakroma borçlu olmalı, bende diyordum nasıl değişti bu kadar diye, estetik yetmez o değişim için, son beş on yılda evrim geçirdi, insanlığın maymundan insana geçirdiği evrim kadar neredeyse, bedelini õdeyecek tabi. arabaların egzozundan değil, fabrika bacalarından değil ineklerin osuruğundanmış küresel ısınma, sen onu gel külahıma anlat, çok biliyorsaniz lüks tüketimi yasaklayın, 15 lüks arabayı, yüz odalı villaları, yüzlerce, binlerce giyim eşyasını, daha da kısası zengin olmayı yasaklayın, kirliliğe sebep olan onlar, fakirler değil, inek õldürmek bunları yapmaktan daha kolay tabi, bahaneleri bu, bize et yedirmemek, kolay kõleleştirmek için, asgari ücretli zaten yemiyor hiç korkmasınlar, diğerlerinin de çok yediği sõylenemez, kilosu yüz lira.

*** şu anda aile hekimliklerinde ve hastanelerde aşı yapacak vatandaş aramaya başladık, ilk başlardaki o yoğunluk bitti, bakanlığın müdahalesiyle oluşan yapay yoğunluk ta bitti, şu anda aşı randevularımız dolmuyor, istanbulda 65 yaş üstünde aşılanma yüzde 60,

bunları diyen kişi aile hekimleri derneği başkan yardımcısi, millet yemedi demek ki zokayı, yüzde 60 bile değildir o oran, bõyle yana yakıla anlatıldığına gõre, ha ha ha. 65 yaş yüzde 60 sa, õyle diyorlar, diğer alt yaşlar hiç yaptırmaz, he heyt, zafer bizimdir.