Press "Enter" to skip to content

Gündem 2s Haziran’15

***?Eğer bu iktidara, yolsuzluklara, pisliklere karşıysan, oyunu ya CHP?ye ver ya da MHP?ye?HDP barajı aşarsa sorun yok ama aşıp aşmayacağı belli değil. Aşamazsa oyun boşa gider, AKP?ye ve Tayyip?e vermiş olursun.? demiş bugün Emin Çölaşan, hdp gerçeği başlıklı yazısında, oğlumun arkadaşının da söylediği gibi, aynı kapıya çıkıyor, bu hesapla Emine Ülker Tarhan?a vereceğim oy da boşa gidecek, boşa gitmek bir yana tayyipe gidecek, oğullarım da benim oy verdiğime oy verecekler, 3 oy, ne yapsam ki, gözümü karartıp kalbimdeki Emine Ülker Tarhan diyerek yine chp ye mi oy versem, hiç istemiyorum, ama akp ye de oy vermek istemiyorum, ama chp nin mazot 1,5 teklifi de çok cazip, inşallah sadece çiftçiye değildir, kapıda var 3 mazotlu araba, devir ince ince hesap devri;))) Aslında ince bile sayılmaz, oldukça kalın bir hesap, çarpı 3 araba deyince pekte ince olmuyor yani. 3. yü boşverde ilk ikisi önemli, oğullarım yeme içmeyi unuttu, tek dertleri mazot, mazotları dolu oldu mu değme keyiflerine;)))) Mazot eşittir özgürlük. Deftere, sıraya, kitaplara yazılmıyor artık, benzinlikten alınıyor;)))

***Dün akşam vatan partililerle birlikteydim, uzun zamandır hissetmediğim cumhuriyet ateşini, coşkusunu, vatan sevgisini hissettim onlarla, chp değil cumhuriyet ateşi, kıvılcımını bile çaktıramıyor bende, hem ben bir mazota satılacak adam mıyım;))) chp olmuş bir düzen partisi, başa geçse verdiği maddi vaatler dışında akp den çok farklı bir çizgi sergilemeyecek, hdp ile ilgili olarak akp den çok farklı şeyler düşünmüyor, bu da benim için yeterli değil, çok daha köklü bir değişime ihtiyacımız var değişim için, yoksa ortalıktan cidden çok çok kötü kokular yükseliyor, chp bunlarla baş edecek kadar yürekli görünmüyor bana, kendi de bir miktar içinde çünkü, gönlüm başından beri chp den yana değil, bunu biliyorsunuz zaten, ona, chp ye oy verirsem bu gönlümden değil zorumdan olacak, akp illeti korkusundan, ve artık sırf korku yüzünden chp ye oy vermek istemiyorum, ekmelettine verdim de ne oldu, fiyasko, ele güne rezil olduk, hem vatan partisinin barajı geçme ihtimalinden de bahsediliyor, neden olmasın, geçmezse de canları sağ olsun, bu vatana, millete bir oyum feda olsun, barajı geçsin geçmesin, o oy sayılacak ve yüzdelik dilime yazılacak, ve benim oyumu taşımasını istediğim parti vatan partisi, amaç, umut, utku, düşünce vatan sevgisi olduktan sonra diğer düşünce farklılıklarının bile çok önemi yok, belirtmeyi unuttum, ben dün vatan partisinin işçi partisi, Doğu Perinçek ayağı ile birlikteydim, vatan partisi içinde olması muhtemel olduğum yerde orası zaten. Gördünüz mü Emine Ülker Tarhan?ı nasılda unuttum bir anda, amaçlar bir olsun, bir yerde kesişir yollar nasıl olsa. Hep eğlence olmaz, bugün eylemlerde başlıyor, harekete geçme zamanı, gün o gün, yazarım sonra.

***Kadın, solcu, alevi, samimi bir arkadaşım var, 50?li yaşlarda, telefonda ?oyumuzu kime vereceğiz? diye sordum, hiç tereddüt etmeden bana ?hdp ye? dedi, ben karşı çıkınca sebeplerini anlatmaya koyuldu, ben biliyorum o sebepleri, sözünü kestim ve direkt ?sen pkk lı mısın? diye sordum, bozuldu hafiften, ama bunu söyleyebileceğim kadar samimiyiz ve öyle olmadığını bildiğimi elbette biliyor, ?neyse, daha bir hafta var? dedi sonunda, bu nasıl bir aldatılma, bu nasıl bir tuzak Allah aşkına, aklımızı başımızdan almayı nasıl başardılar, solcular pkk ya oy veriyorlar, %6’yı akp den kurtaracağız derken vurduracaklar pkk yı %15?e, 20’ye, ondan sonra çık çıkabilirsen işin içinden, havalarından geçilmez valla, şimdi bile çekilmiyorlar, %6’ıyla meclisteki sayıları ve ağırlıkları bu kadarken %20 ile olan sayıları ve ağırlıkları ile nasıl baş edilecek, ne oldu akp ile sıkı fıkılık, gizli görüşmeler, çözüm sürecinin akıbeti ve selameti açısından görüşmeleri açıklamamalar, kapalı kapılar ardında yapılan sohbetler, başbakanlıkta Yalçın Akdoğan ile buluşma, görüşmeler, hepsi seçim geçene kadar unutuldu, saf solcuları avladıktan sonra bildiklerini okumaya devam edecekler, la havle vela kuvvete, sonra güneydoğu orta yere serilecek, birincil pazarlık konusu olacak, aferin solcular size, kendi kuyunuzu kendiniz kazmaya devam edin, o çukura düşecek olan yine sizsiniz, bir başkası değil! hdp nin ekmeğine yağ sürün bakalım, o yağın içinde kimin boğulduğunu göreceğiz hep birlikte.

hdp ye giden oy zaten direkt olarak ak partiye gidiyor ki, tek başına iktidar olamazsa kiminle koalisyon kuracağını zannediyorsunuz siz, mhp yle mi, chp yle mi, tabi ki hdp ile kuracak koalisyonu, koalisyon için değilse bile başkanlık için akp, hdp ye boyun eğmek durumunda kalacak, bu durumda siz kime oy vermiş olacaksınız, hem hdp ye, hem akp ye, akp nin başkanlık hayali sizin oylarınız sayesinde gerçekleşecek, bu vatan, bu millet hdp nin çok mu umuru, kendi etnik çıkarları için akp ye ilk satacağı şey sizin oylarınız olacak, hdp ye oy vermek iki ucu boklu değnek, dikkatli tutmanız gerek o değneği, her an bir yerinize bulaşabilir. Akp nin meclisteki tek yandaşı, arkasını kollayan tek parti hdp, 4 bakanın soruşturmasında  soruşturma komisyonundan son anda gizlice geriye çekilen tek parti hangisiydi, hdp, bu çok uzak tarihli bir bilgi değil, ne vaatler almıştı hdp bunun karşılığı olarak gizli kapılar ardında, geriye gidip okuyabilirim çok rahatlıkla, yazmıştım çünkü, balık hafızalı mı olduk yoksa?

Bekir Coşkun hangi akla hizmetle hdp ye oy verecekleri aklamaya kalktı anlayabilmiş değilim doğrusu, açıklamanın açıklamasının açıklamasını da yapsa anlayabilecek değilim, hoşgörünün doz aşımı bu olsa gerek! En iyimser bakışla yani, gerek Bekir Cuşkun’a, gerekse hdp ye oy verecek solculara karşı.

Gelelim eyleme, öğlen saatlerinde anayasa mahkemesi önünde basın açıklaması yapıldı, AYM önüne siyah çelenk bırakıldı, bende oradaydım, vatan partililer ve cumhuriyetçi kadınlar derneği ile birlikte, bu benim hayatım boyunca katıldığım ilk siyasi eylem, 80 öncesini saymazsak, o zamanda 10-12 yaşlarındaydım ki benim için eylemden sayılmaz, ben şimdiye kadar hep çekinik ve arka planda durmayı tercih etmiştim eylemler konusunda ama artık gün durulacak gün değil, resmi nikah hakkı kadınların elinden alınmaya çalışılıyorsa buna karşı çıkmamak olmaz, utanç verici, bir avuç kadın vardık orada, 50, 100 kişi, kimseyi, diğer kadınları ilgilendirmiyor herhalde bu durum, büyüyen kızları, torunları, yeğenleri de mi yok, orada olmayan, aklıyla, bedeniyle, bütün kadınları kınıyorum.

Sadece kadınların değil, erkeklerin de var kızları, kız torunları, kız yeğenleri, onları da kınıyorum.

Piçle dolduracaklar ortalığı anlaşılan, resmi nikahsız doğan çocuk piçtir bizde, öyle değil mi? Resmi nikahım varken benim başıma gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi, çocuklarımla beraber açlığa, sefilliğe zorlandım, varlık içinde yokluk çektirildim, bir zorbanın elinde, evlilik mekanizmasının içinde sıkıştırılan, zulüm gören, isyan eden bir ben değilim ki, o kadınların feryatları yeri göğü inletiyor artık, dini programları bile izlemeniz yeterli bu sesleri duymak için, din hocalarının aklından medet umacak kadar çaresiz halde kadınlar, günlük sayfasında yazmıştım, bu ay, okuyabilirsiniz, bu zulmün artçı şoklarını yaşayanlar ise yine o adamların da çocukları olan çocuklar, despot, bencil, paranın sahibi baba figürü altında ezilen bir nesil yetişti, yetişmeye devam ediyor, asıl mağdur onlar, doğduğuna doğacağına pişman edilmiş çocuklar, Allah kimseyi kimsenin insafına bırakmasın, özellikle evladı babaya, bu zaman öyle bir zaman, eğer imam nikahlı olsaydım neler olurdu hiç düşünemiyorum bile, ölümlerden ölüm beğenirdim herhalde, artı yaşanan kadın ölümlerini de göz ardı etmeyelim, kızlarınız, kızlarınızın çocukları için istediğiniz bu tür bir hayat biçimi mi hanımlar, iyi öyleyse, seyretmeye devam edin. Erkekler de tabi.

***Şimdi de Can Dündar?a takmış kafayı, tırlardaki silahları nasıl deşifre eder, sen o silahları koymayı biliyorsunda deşifre olunca mı dert oluyor, deşifre etmek casuslukmuş, peki senin yaptığın ne, ışide arka çıkmak, yani vatan hainliği değil mi, erkeksen çık “o silahları ışide gönderdim” de, gör, bak sonra neler oluyor, ?Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu? derken gözleri felfecir okuyor, adeta delice bir bakış fırlıyor gözlerinden, nasıl bir nefret, kin besliyorsa Can Dündar?a karşı, sadece ona değil elbette bu nefreti, hepimize, hele bir başkan olsunda daha neler oluyor bir görün, aman ağzımdan yel alsın, dağlara taşlara, Allah yazdıysa bozsun o kara günü, padişahım çok yaşa-ma!

Bir Can Dündar olsa canıma minnet, okyanus ötesiyle bozmuş ya kafayı, şimdide New York Times?a takmış kafayı, Türkiye?nin üstünde kara bulutlar dolaşıyor diyorlarmış, der der elin Amerikalısı, ne diyeceğini sana mı soracak, bütün dünyayı susturacak aklına kalsa, kendini ne sanıyorsa, böylesi bir megalomani zor bulunur, görülür, onda komedi bitmez, geçtiğimiz hafta yine bir yabancı gazeteciyi ödül vermek üzere Urfa?ya çağırmışlar, sonradan Erdoğan?a hakaret ettiğini fark edip ödülü vermekten vazgeçmişler, Moliere ruhu artık Türkiye?de, yanlışlıklar komedyası, ödül verecektik, yanlışlık yapmışız, pardon;)))

***Bu aralar daha çok hissettiğim, farkına vardığım bir şey var, onun, onların akıl, zeka ölçüsünü, sınırlarını zaten biliyoruz bilmesine de bizimkilere de bir haller olmuş, eskiden aklı pırıl pırıl ve net olan, ağzı iyi laf yapan, akıcı konuşan, konuşurken ağzının içine bakakaldığınız, bir lafından bin anlam çıkardığınız insanlar ya yok olmuş ya da bir yerlere saklanmışlar, yok, göremiyorum; anlayamıyorum, onların aptallığı bizlere de mi nüksetti acaba? Bizim kafalarımızı bile allak bullak etti aklı karışık zat, delinin biri bir kuyuya taş atmış, kırk kişi çıkaramamış meselesine döndü iş galiba, ambale olduk, karşımızdaki öyle bir aptal ki nerede nasıl davranacağını bilemiyor, tahmin edemiyor ve ona göre konuşlanamıyoruz, bir çocuğun, bebeğin zekasına, onun dünyasına inememek, onu anlayamamak gibi, mesele birazda bundan ibaret galiba. Ki ben kesinlikle kendimi o zeki insanların derecesinde, seviyesinde görmüyorum, hiçbir zaman görmedim, haddimi bilirim, ukalalık etmek değil yani niyetim, benimki olsa olsa kendi ayarımda bir gözlem, belki ufaktan bir eleştiri, çuvaldızı kendine meselesi. Hepimizi şaşkın etti kendi gibi, kel, fodul, ebleh.

***hdp ye karşı bu kadar derin bir hoşgörüyle yaklaşılmasından yana değil yüreğim, aklım, benliğim, chp nin yaptığı, yapmayı vaad ettiği gibi, öyleyse oyumu neden chp ye vermek zorunda hissedeyim ki kendimi, demek ki chp ile benim beklentilerim aynı noktada kesişmiyor, chp benim düşüncemi temsil etmeyecek ki mecliste, chp ye oy verdiğimde bir anlamda hdp ye de destek vermiş olacağım, aklımdan zorum mu varda chp ye oy vererek hdp ye destek vereceğim, bu işin mantığı bu kadar basit. Bu noktada oyumu chp, akp veya hdp ye vermek arasında bir fark göremiyorum ben. Evet, chp öğretisi bana babamdan miras kalmış olabilir belli bir ölçüde ancak o chp ile bu chp nin aynı ve doğru çizgide olduğunu kim iddia edebilir, Atatürk veya İnönü pkk karşısında Kılıçdaroğlu’nun davrandığı gibi mi davranırlardı acaba, tartışalabilecek bir konu size, köklerimden sıyrılma zamanı gelmiş bana kalırsa, bu durumun sadece bana özgü olmadığını, pek çok insanla aynı kaderi paylaştığımızı düşünüyorum ben. Çoğu insan ehveni şer diye veriyor artık oyunu chp ye, veya alışkanlık, ben böyle zorunlu hissetmiyorum kendimi, chp yoklamasında bu defa yokum, olmayacağım, ilk defa, okuldan kaçtım. Emine Ülker Tarhan’ın pkk konusundaki çizgisini bilmiyorum, bildiğim vatan partililerin benimle aynı düşündükleri, o zaman oyum chp ye değil vatan partisine.

Ülkemin şu an içinde olduğu en hassas, en kritik nokta bu, hdp pkk bilinmezi, ne mazotun fiyatı ne de emekliye verilecek olan 3 kuruş zam, böyle yemlerle beni avlayamaz chp, hele ki baraj korkusu ile, oyum akp ye gider diye hiç korkutamaz çünkü akp de gelse, chp de gelse pkk konusunda birbirlerinden farklı davranmayacaklarına göre bu baraj, oy konusu benim için bağlayıcı olmaktan çıkar, anlatabilmişimdir umarım ne demek istediğimi. Gönül rahatlığıyla vereceğim oyumu vatan partisine, aklımda hiçbir kuşku yok, benim gibi düşünen, hissedenleri desteklediğimi bilerek. Ortada bir vatan partisi olmasa yine gider oyumu chp ye değil mhp ye veririm, elim sızlar belki ama veririm, çünkü mhp nin de pkk çizgisi belli.

Dostum olmayanın koynuna niye gireceğim ki, pkk benim dostum mu, dostum olsa otuz bin kişiyi katletmezdi, öyle değil mi, “ben dostun oldum” dedi diye onun dostum olduğuna inanmak biraz saflık olmaz mı? Bu durumda sayfanın başında yazılı olan Emin Çölaşan’ın “HDP barajı aşarsa sorun yok ama aşıp aşmayacağı belli değil. Aşamazsa oyun boşa gider, AKP?ye ve Tayyip?e vermiş olursun.? sözü de yanlış, tek düşmanımız akp değil, yan düşmanları da gözden kaçırmamak gerekiyor, bu ülkenin selametini düşünüyorsak elbette, bu sözcü yazarlarına neler oluyor, akıl tutulması mı yaşıyorlar, bugünün yarını var hesabı mı yapılıyor, yoksa uyuyan yılanı depreştirmemeye mi çalışıyorlar, yılanın büyüğü küçüğü yok, bugün küçükse yarın büyüyecek o yılan, beklediği büyümek zaten, dikkat ette büyümesin, ve inanın ki uyumuyor, sadece pusuda, nabız yokluyor, bu yolla istediğini alamadığı anda sokacak bizi, amaç belli, akp meşruiyetini kazandırdı yeterince, mitingleri eskisinden çok daha dolu, birde sen üstüne yükleme.

Bir zamanlar küçük yılan olan büyük yılan ne diyordu o zamanlar, “ılımlı islam”; büyüdü ne oldu; “zulümlü islam”; uyusunda büyüsün ninni, tıpış tıpış öldürsün ninni, eee, eee, eee, eee. O zulümlü islamın büyümesinde bizlerin payı ne kadar, ne kadar karşı durduk onlar aheste aheste büyürlerken, ibb başkanı, büyük adam, karaladık mı, karalamadık, şimdi çekiyoruz işte ceremesini. Aynı şey hdp içinde geçerli.

akp nin de, chp nin de üstüne Amerika kokusu sinmiş gibi geliyor bana, hdp zaten buram buram Amerika kokuyor, Allah hepsinin günahlarını affetsin, affetmesin, niye affetsin ki, sözün gelişi yazmışım.

***Davutoğlu dünkü mitinginde aşmış kendini, konuşuyor, dünyanın en büyük havalimanını yapıyormuşuz, aynı anda 3 milyon kişi geçiş yapabilecekmiş, bunu anlattığı mitigdeki kişilere bakıyorsunuz, hepsinin üstü başı dökülüyor, fakir halk, alkışlıyorlar, onlara düşecek olan zaten sadece alkışlamak, o havaalanını kullanacak değiller ya! O havaalanı başkaları için, onlar alkışlayadursunlar. Sizden oy alıp, o aldığım oylarla zenginlere yedireceğim diyor açıkça ve onlarda alkışlamaya devam ediyorlar, ne beğenilesi bir tablo. Komedi devam ediyor.

Milli aşıyı ürettik yazıyor her yerde, yerli aşıyı anlarım da, milli aşı ne oluyor, kırmızı beyaz aşı anlamına mı geliyor, onlar kırmızı beyazı da sevmezler ki, 16 Türk devletinin bayraklarının renginde mi yoksa, karışım olarak yani, olsa olsa odur, ne demek istediklerini bir türlü çözemedim, kafamı karıştırdılar. Nelerde becermişler, vallahi helal olsun akp ye, ben olsam bende yazarım, böyle büyük bir başarıyı, 13 yılda ne büyük başarılara imza atmışlarda biz fark edememişiz, birde nobel alsalar tam olurda, vermezler, batı lobisi işte, komikler, ne olacak!

Tam kapasiteleriyle yaptıkları, yapabilecekleri en büyük iş nükleer santraller, onları niye yazmıyorlar ilan tahtalarına, çünkü şimdi onları hatırlatmanın zamanı değil, sevenden çok sevmeyeni var, mesele olan %50, 3 aşağı, 5 yukarı, biraz zeka pırıltısı var akp de aslına bakarsanız.

Erdoğan en vahim hatasını Davutoğlu’nu başbakan yaparak yaptı, daha ilk başbakanlık konuşmasında söylemiştim Davutoğlu’nun akp ye oy kaybettireceğini, toparlayamayacağını, öylede oldu, ne güzel. Açıp bakabilirsiniz, Davutoğlu’nun başbakan olduğu ay yazdığım sayfada var, çok net hatırlıyorum. Kendinin üstüne çıkamayacak birini koyarak yerini korumayı planlamıştı ama, bir Abdullah Gül vakası daha yaşamamak için, kendi kazdığı kuyuya kendi düştü. Hep dillerinde Allah utandırmasın vardı başbakan seçilirken, her ikisinin de, itaat istiyorum, itaat ediyorum diyorlardı birbirlerine, aşklarını ilan ederek, öyle utandırmadı da böyle oldu işte, kader.

***Sonunda bir yürekli çıkmış sözcü’de, Yılmaz Özdil olması gerektiği gibi yazmış hdp için, doğru olan o, onlar dostumuz değil, olmayacakta, sadece maskeli, poşularının yerine maske takmış durumdalar şu an için, veya Nihat Genç’in dediği gibi yüz nakli yapılmışlar.

***Herkes kendi tabanından beslensin, afilli ayak oyunları ile onun bunun aklını, oyunu çeldirmesin, tabanı %6 mı, ayağını %6’ya göre uzatsın, herkes yerini bilsin, akıl oyunları ile kimse kimseyi aldatmasın, benim dediğim bu, yoksa yok olsun, olmasın değil, varlar ve birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor, birbirimizin kuyusunu kazmadan, bu ülke herkese yeter, Suriyeliler bile sığdı, onlar mı sığmayacak, ama kim neyse o olsun, olduğundan veya olacağından bir başkası değil. Fazla hırs yapmanın, oy bulacağım, oy çalacağım diye kendini olduğundan farklı göstermenin gereği ne, bu hırsın nedeni ne, niye bu kadar hızlı yükselmek istiyorlar, bu bende şüphe uyandırıyor.

mhp yılların partisi, hala %15’lerde, ama oyunu arttırmak için olduğundan başka şeyler söylemeye tenezzül etmiyor, başka partilerden oy çalmak için o yana bu yana kıvırmıyor, olduğu gibi olmaya devam ediyor, vatan, işçi partisi, Doğu Perinçek onca yıllık emeğe karşın %3’ü görüp hazineden yardım bile alabilmiş değil, ama Mevlana gibi “kim olursan ol gel” demiyor partisine, ben buyum, beni bilen, beni kabul edenler gelsin diyor, hdp 3 günde kıçını kaldırıp niye yüzde 6’yı beğenemiyor ki, barajı geçemezse istifa edermiş, et, kendin bilirsin, bundan ben mi korkacağım, ben niye korkayım ki, bu neyin hırsı.

Bütün Türkiye bir anda herşeyi unutup hdp ye mi biat edecek, ne bekliyor, büyük kurtarıcı olduğunu falan mı, meselenin özü bu işte, hdp niye kendini olduğundan farklı gösteriyor, bu hırs ve hızın sebebi ne, hdp bir solcuya ne vaad edebilir, devrim mi, bu hdp nin devrimi olur, solcuların değil ki, akp nin elinden %6’yı kurtarmaksa amaç solcular için bunun başka handikapları da var, yukarıda yazdım, akp hdp kardeşliğini, solcu solcudur, hdp li hdp li, bu ikisinin ayırımına iyi varmak lazım, solcuları yanlış yola tazyiklemek, kirli emellere alet etmekte kimseye yakışmaz. Bir solcu iseniz, ve hdp için “o da bizden” tarzında algılanabilecek bir tavır sergilerseniz bu yanlıştır ve ben bu yanlışı söylerim.

Nitekim dün Erzurum’da olaylar çıkmış, çıkmasın, unutulsun, aramıza kin girmesin derim ama demek ki öyle kolay unutulmuyor, bu milletin içinde hala ne yaralar kanıyor, evlat acıları, bir sihirli değnekle insanlara öldürdüğünüz çocuklarını unutturamazsınız, hal böyle olunca o hızlı ve hırslı tavırlarda elbet göze batıyor, hdp nin nereden geldiğini, nasıl yol aldığını ne bu millet unutur ne de hdp unutturabilir, o yüzden yavaş ve küçük adımlarla lütfen. İyi niyetlerine elbette inanmak istiyoruz ancak biraz zaman gerek, bir günde değil, güveni oluşturan zaman. Bir elinle dostluk eli uzatırken diğer elinde silah gösteriyorsan, barajı aşmazsak neler olur diye, silah zoru ile, cebren insanlardan oy almaya çalışıyorsan, tehditle, o güveni daha çoook beklersin, kimileri bu tehdide boyun eğecekse de kimileri karşısında siper olarak duracaklardır, aramızda o eli silahlılar durduğu sürece o güven işi biraz zor.

Sol bir arayış içindeyse bunun alternatifi şu an için vatan partisidir, Emine Ülker Tarhan, yani anadolu partisidir, hariçten gazel okuyup milletin kafasını karıştırma terbiyesizliğine yeltenmesinler lütfen, hiç değilse emeğe saygı adına. hdp soldan farklı bir yapılanma biçimi, sol o tarzda kendini ifade etmez, barışçıldır. Neysen o’sun, bir başka şey değil. Buna rol çalmak denir ki o da bir tür hırsızlıktır.

***Bugün Soner Yalçın vatan partisine oy vereceğini söylemiş, ama isim vermemiş, anadolu partisi facebookta yazının üstüne yatmış, kendilerine yazılmış gibi, şimdiye dek %3 alamayıp hazine yardımı alamayan parti vatan partisi, anadolu partisinin bu ilk seçimi.

***Vatan partisine verdim oyumu geldim, sözüm söz, tuttum, vatana millete hayırlı uğurlu olsun inşallah, oğullarımda sözümü dinlemişlerdir umarım. Biri mhp ye biri chp ye vermiş, karma olduk.

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *