Press "Enter" to skip to content

Gündem 2v Eylül’15

***Günlerdir ortalık futbol arenası gibi, şehit sayıları arttı, ohalıyanlar, yuhalayanlar birbirine karıştı, kimin ne dediği o gürültü içinde kayboluyor adeta, ve kimse kimsenin ne dediğinden bir şey anlamıyor, hayır bu sosyal medya aldı başını gidiyor, kendi kendine hükümdar oldu ortalığa, medya da neymiş, kılıçlar artık facebookta çekiliyor, batırılıyor, bu kadar kafa karışıklığı hiçbirimize yaramaz zannımca, bilen bilmeyen herkes konuşuyor, ağzı olan konuşuyor, şiveli, küfürlü, azdırıcı, vurdurucu, yanıltıcı, kırdırıcı, ne ararsan var, bu hiç hoş bir gidişat değil, bir dur demek lazım buna, en basitinden amacını aşan, kışkırtıcı olarak gördüğümüz paylaşımları beğenmeyerek, paylaşmayarak, bi sakin olmamız, şöyle bir durup nefeslenmemiz şart gibi görünüyor bana kalırsa.

Birde bu topraklar üzerinde yaşayıp, yaşamıyormuş gibi yazıp tutanlar var ki, utanç verici, akan şehit kanını görmezden gelenler kastım, sende haklısıncılar, ortaya karışıkçılar, yüz kızartıcı, kafası karışıklar, ben onlara başka bir betimleme bulamıyorum, vericilerinde veya link hatlarında bir karışıklık olmuş olmalı, insan olmaktan bu kadar uzaklaşmış olduklarına göre.

Merdivenaltı yazar bozmasının biri uludereyi, afyonu vb. sıraladıktan sonra şöyle demiş, “Demek istediğim: PKK’nın kirli olması, sizi temiz yapmıyor.” peki onların kirli olması pkk yı temiz yapıyor mu, mesele o, kim ne yapmış, nerede hata yapmış değil, şu anki konumuz pkk ve pkk nın ne olduğu, şehitler var yerlerde, onun bunun ne olduğunu zaten herkes biliyor, boş konuşmanın tavan yapması, başka bir şey değil, bu söz, bu sözler ne işe yarar, hangi zeminde yer bulur, pkk nın karşısına koyduğun kim, her ne olursa olsun, yapılan bütün yanlışlara karşın bu devlet, pire ile deve niye ölçüştürülür ki, veya süt ile taş, veya odun ile kömür, bunun kime ne faydası olur, ota boka bulaşmayan, ne için yazıldığı bile belli olmayan boktan bir yazı, kimi kime kışkırttığını veya kimi kime karşı savunduğunu sanıyor, densiz zibidi.

3 ay önceki hdp ye oy verin kampanyasının şu ana uyarlanıp şekil almış hali, aslında pkk da cici, yok canım, diyenin anasını.

Bu sefer, yani bu seçimlerde cici hdp yok ortada, kaka hdp var, cici hdp diyemeyecekler, ne etsekte oyları yine çelsek, çalsak diye ayak oyunu yapan zavallılar familyası.

***”İlahilerle kongre açarlardı, bugün istiklal marşı okundu” demiş facebookta arkadaşımın biri, öyle, bende Davutoğlu’nun Türkiye Cumhuriyeti diye defalarca gümbür gümbür gürlediğini duydum, TC demeyen, ağızlarına almayan, kurumlardan TC yi silen onlar değiller miydi, zamana ve duruma göre bukalemunluk, şehitler yerde olunca sığınacakları tek kapı kaldı, TC.

***Koruculuk sistemi yeniden canlandırılıyormuş, terörist ihbarına ödül verilecekmiş, elebaşı olursa 4 bin liraya kadar çıkıyormuş ödül, “WANTED”, Amerikan kovboylarının işine döndü bu iş, birde yanına kovboy müziği, tamamdır, şimdi tam olduk küçük Amerika, tırırırım, vavvavvav, tırırırım, vavvavvav, tırırırırım vavvavvav, uhuuhuhu, fufufu, uhuuhuhu, fufufu, tatatatatam, tatatatatam…. 4 bin  iyi para, alan yaşadı, yaşarsa, yani yaşatırlarsa.

İlk ihbar benden olsun, mecliste bir sürü var onlardan gördüğüm kadarıyla, 4 bin’ciklerimi isterim.

Gülüyoruz ağlanacak halimize, diziler, stilimler vs, halbuki kan gövdeyi götürüyor, nereye doğru gittiğimiz meçhul, Suriyeliler, Gürcistanlılar, Türkmenistanlılar gibi başka topraklarda yaşamak zorunda kalabileceğimiz günler çok uzak değil gibi ama biz yalandan gülüp eğlenmeye devam ediyoruz, Allah sonumuzu hayır etsin. Bir eski bakanımızla karşılaştım tesadüfen, sağ partiden, 90’lı yıllarda bakanlık yapmış, “bunlar bela, bunlardan kurtulmamız lazım” dedi bana, bence de, haklı.

Kötü zamanda bakan olmuş, şimdi olsa hanları, hamamları olurdu, kutu kutu paracıklarla oynardı, yazık. Karıştırdım değil mi, kutu kutu paracıkları olan banka müdürüydü, bakanların paracıkları kasa kasaydı, 7 kasa, bir bakana 7 kasa para düşüyordu, banka gibi mübarek, bakan olmak şimdi oldukça karlı bir iş, borsadan bile iyi kazandırıyordur, riski de yok, hapis riski yani, akp den m.v. olmalı, bir dahaki seçimlere kadar bir düşüneyim, aile ve sosyal politikalar bakanlığı tam bana göre, herkes boşanır rahata erer sayemde, bana da gelsin kasa kasa paracıklar, bunları söylüyor ve bir yandan da bu söylediklerimden utanç duyuyorum, çünkü bir siyasetçi, bir bakan için böyle şeyler söylemek bundan 10 yıl önce mümkün değildi, hiç olmazsa utanırdınız onun büyüklüğünün önünde, oysa şimdi öylesine küçüldüler ki bunları yazabiliyorum, o eski bakana, bakanımıza saygım sonsuz, hangi partiden olduğunun hiçbir önemi yok, bu millete, devlete hizmet etmiş, ama akp bakanlarına saygı duymamı kimse beklemesin benden, duymuyorum çünkü, 258 kişilik haramiler çetesi.

***Kızım 9. sınıfta, kitapları dağıtıldı, kitaplıkta en önde duran Türk edebiyatı kitabının başlığı dikkatimi çekti, baktım, tanıdığımız, bildiğimiz isimlerin yanı sıra yeni isimler eklenmiş edebiyatçılarımıza, eğer öyle ise bilmek, tanımak isterim elbette, işin ucu öyle değil tabi ki, Ataol Behramoğlu, Adalet Ağaoğlu, Ahmet Muhip Dıranas, Cahit Külebi, Füruzan, Abdülhak Hamit Tarhan, Turgut Uyar, Pir Sultan Abdal, Attila İlhan gibi yazar ve şairlerinin adlarının yanına bol sayılabilecek düzeyde sağ yazar ve şairler konmuş, Arif Nihat Asya mesela, Erdoğan’ın bir numaralı şairi, dua şiiriule, buna da eyvallah, fazla bir yazabilecekleri geçmiş edebiyatları yok zaten, divan edebiyatı ve eski Türk edebiyatının arkasına sığınmışlar.

Birde hiç bilmediğim isimler var, biri İsmet Özel, bildiğimiz, bakan olan İsmet Özel değilmiş neyse ki, İslami düşünce çerçevesinde yazıyormuş, bir diğeri Cahit Zarifoğlu, müslüman şair olarak anılıyor, bir diğeri Hilmi Yavuz, ki wikipedinin dediğine göre “İslam mistisizmi, özellikle de tasavvuftan yararlanarak kendine özgü bir sözcük dağarcığı” geliştirmiş; bir diğeri Rasim Özdenören, bir kitabının adı “müslümanca düşünceler üzerine denemeler” daha fazla açıklamaya gerek yok sanırım, bir diğeri Sezai Karakoç, ki Rasim Özdenören’in etkilendiği isimmiş, bunu da böylece geçtik, bir diğeri Bahaeddin Özkişi, ki “Bu mübarek milletin, bu aziz vatanın yetiştirdiği değerlerden biri” olarak anılıyor, anlayana, bir diğeri Erdem Bayazıt, kitapları “risaleler” adını taşıyor desem yeterli olur herhalde, bir diğeri Mustafa Kutlu, zaman gazetesinde, yeni şafak gazetesinde yazmış, bir diğeri Cemil Meriç, milliyetçi düşünceleri yüzünden liseden atılmış, milli kültür vakfından bol ödül almış.

Bu sonradan peydahlanan büyük yazarların birinci ortak noktalarını anladık, akp nin düşünce sistemine hizmet ediyor olmaları, akp nin ne düşünce sistemi varsa, neyse bu uzun bir konu, karıştırmayayım meseleyi, ikinci bir ortak noktaları daha var, hemen hemen hepsinin adına bir anadolu lisesi açılmış olması, bir ortak noktaları daha var, bir tanesinin trt de yayınlanan “yedi güzel adam” dizisinin yazarı olması ve dizinin kişilerinin bu yazarlardan oluşması, burada yazan isimler o dizinin başrolleri yani, trt iyi beyin yıkıyor bu demek oluyor ki.

9 yeni isim saymışım kitapta geçen, hepsinden daha ötesi bu son süreçte bir tane dahi sol yazar yetişmemiş olması, yani 9. sınıf Türk edebiyatı kitabına göre demek istiyorum elbette, çocuklarımızın beyinlerinin edebiyat adı altında ne gibi bir hava civa ile dolduruldukları ortada, yazıklar olsun verdiğimiz emeklere.

O 9 ismin esas ortak noktaları elbette ki erkek oluşları, akp nin, özellikle de Erdoğan’ın kadın cinsinden, kadın cinsinin bir adım dahi olsa kendinden öne geçişinden pek hazzetmediğini biliyoruz, Emine hanım-efendinin hanım hanımcık, efendi efendi duruşunda bunu görmek pek mümkün, veya kadınların bakan olarak sadece aile ve sosyal politikalar bakanlığına getirilişinden, bizim kafamız başka neye erer ki, yani dokuzunun da erkek oluşları pek normal.

Asgari ücrette, memura verilen zamda kılı kırk yaran akp nin bu kitapları sevabına dağıtmadığı ortada, nedeni anlaşıldı, kendine müritler yetiştiriyor aklınca, biz öğretmeyi bilmiyoruz ya çocuklarımıza. Ona kalmış sanki tarih yazmak, aklınca tarih yazabileceğini sanıyor, bu ülkenin tarihini yazan yazmış, boşa debeleniyor, onun ki kelebeğin ömrü olsa olsa, unutulacaklar listesinde.

***Kitabı karıştırdım, o 9 isim pek fazla yer almamışlar kitapta, çok az, ama kitabın üstünde isimleri var, orada ne işleri var.

***Erdoğan mecliste konuşmuş, biz ve onlar diye bahsediyor, milletin cumhuruyum dediğine göre biz derken milleti kast ediyor olmalı, akp yi kast edecek değil ya, tabi ki öyle değil, akp yi kast ediyor, bu nasıl cumhurbaşkanı? Ve c.b. geldi diye ayağa kalkılıyor, ben olsam onu c.b. olarak bile görmem, bildiğin parti başkanı gibi konuşuyor çünkü.

***”Çağdaşlığa, Atatürk aydınlanmasına AKP’nin monte edilmesi de odur.” demiş, yine benim yazdıklarımın özetini çıkarmış, kolaycı, bu söz çok hafif oldu, biraz ağırlaştırayım, kopyacı, daha fazla ağırlaştırmaya gerek görmüyorum, anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az demişler.

Burası hep böyle sessiz kalacak diye bir şey yok, eminim işine gelir, ilham perinim ya, ama gizli, saklı kalmak gibi bir niyetim yok, onu da söyleyeyim, saklanmamı gerektirecek bir durum yok ortada, her şey an meselesi, benim keyfime kalmış, ortalığa çıktığında bu yazdıklarımın hesabını nasıl vereceksin okuyanlarına, yazdıklarının benden çalıntı olduğunu, merak ediyorum doğrusu, yazdıklarım silinmiyor ve geriye doğru okunabiliyor biliyorsun ki.

Madara edeceğimi bile bile çalıyor, bu nasıl bir hadsiz, haddini bilmeyen, bu kaçıncı papara yiyişi benden, yüzsüzlüğe veriyor, bende olmasam iki kelimeyi bir araya getiremeyecek anlaşılan.

***Dün Sincan’a gittim, hasta ziyaretine, meydanda, ki kent meydanı diye yazıyor, dünya göz hastanesi, lokman hekim hastanesi, hepsi orada, saat kulesi var, saat kulesinde yukarıdan aşağı “vakit daralıyor” yazıyor, her yönünde, eve gidiş vakti mi, namaza duruş vakti mi, ölüm vakti mi, kıyamet vakti mi, şeriat vakti mi, vakitten ne kast ediyorlar anlayamadım, konuya bir açıklık getirseler keşke.
Baktım, Sincan’da iki tane daha varmış o kuleden, 3 yıl önce yapılmışlar. Ne kasvetli, iç daraltıcı bir söz, moral bozucu, Allah ıslah etsin hepsini, üstün zeka abideleri, neyse ki her gün görmek durumunda değilim, yoksa fena, her geçişte bir yumurta atardım herhalde.

***Pazar günü gitmiştik, bugün salı, kızım unutamamış, dalgasını geçiyor, “vakit daralıyor, akp ye oy verin, cennete gidin der gibi, eskiden cennetin tapusunu satıyorlarmış ya, aynı onun gibi” 14 yaşındaki kızım bunları söylüyorsa anlayın artık siz durumu, çoluğa çocuğa maskaralar, kızım çözmüş ne demek istediklerini, ben çözememiştim.

Cennetten tapu satılmasını sosyal dersinde işlemişler, bildiğini bilmiyordum, o rönesanstakini biliyormuş ama, İngiltere’de olanını, bizde olanlardan haberi yok, neyse, fark etmez, yerine cuk oturdu sonuçta, sosyal dersi Türk  edebiyatı dersine karşı, hah ha ha. Siz zor kandırısınız çocuklarımızı.

Bizim öğretmenlerimiz kara demeden de karanın ne olduğunu anlatabilme yetisine sahipler nasıl olsa, örnekte olduğu gibi, rönesansı anlatmış öğretmen, günümüzü değil, papazlar yapmış, imamların yapıp yapmadığı konusunda bir fikri yokmuş öğretmeninin, nereden bilsin.
Vakit daralıyor tabi de, akp için, baktılar işleri bitiyor kesenin ağzını açtılar, asgari ücret 1300, emekliye zam, chp 3 ay önce bunları yapacağını söylediğinde parayı, kaynağı nereden bulacağını soruyorlardı, şimdi akp nereden buluyor parayı, kaynağı acaba, gemileri mi sattı yoksa bilal.

Bu ülkede oyları düşmeye başlayan bir partinin tekrardan silkindiği görülmüş şey değildir, hele ki 3 ayda, mümkün değil, hele ki bu 3 ayda, hükumetsiz geçen 3 ay, o oylar düşmeye devam edecek, hemde büyük ölçüde, ne vakit ki araya başka partiler girer, denenir, başarılı olamaz, o zaman yeniden silkinebilir ancak bir parti düşüşe geçtiyse o düşüş devam eder, öyle de olacak, 1 kasımda acınaklı bir “akp seyredeceksiniz”.

***Öyle bir algı oluşturuluyor ki bu üst eller, imaj makerlar tarafından, vatan eşittir akp, akp ye düşmansan vatana da düşman olmalısın çünkü vatanın sahibi akp, bu durumda chp de bir şey yapamaz olduğuna, oldurtulduğuna göre yeni bir kurtarıcı lazım, vatan kurtaran şaban hdp, ne alakası var, iktidarlar gelir, geçer, baki kalan vatandır, vatan bizim üstünde yaşadığımız topraktır, mesele olan vatanı bulduğu ilk fırsatta satacak olan hdp ye teslim etmek değil, nitekim akp ile seçim hükumetine katılan tek parti hdp olmuştur, o üstünde oturan istenmeyeni ayıklamaktır. O yüzdendir ki oyların birleşeceği tek pota yine sol’dur, Bahçeli 7 haziran seçimleri sonrası her şeye rest çekerek, uzlaşmaz bir tavır sergileyerek 17 milyon insanın oyunu çöpe atmıştır, hdp bir vatan haini parti olduğuna göre kala kala geriye chp kalıyor, kötülerin iyisini seçmek durumunda olduğumuza göre tek seçenek chp.

pkk nın ılımlılaştırıcısı hdp gibi bir imaj yaratılmaya çalışılıyor, hdp barışçı, pkk savaşçı, ama öyle değil tabi, hdp, pkk nın bir alt gurubu, uzantısı olmak konumunda, o vasıfla geldi meclise ve o vasfının dışına çıkarsa pkk onu yok eder, zaten hdp nin de o vasfın dışına çıkmak gibi bir niyeti yok, hatırlayalım, 7 haziran sonrası Demirtaş’ın söylediklerini, önce dışarıdan gelen oylara teşekkür etti, sonra pkk dan uyarı gelince bizim bir esas, alt tabanımız var demek durumunda kaldı, çok güvenmeyin yani dağlara, kar yağabilir, ayrıca pkk nın her seçim öncesi ateşkes oyunu da hdp yi sevimli gösterme çabasının bir ürünü çünkü hdp ne kadar oy alırsa pkk nın o kadar sevimliliği, prestiji artıyor uluslararası arenada.

Bu söylediklerim birilerine bir şeyler anlatıyordur umarım, çünkü gördüğüm kadarıyla bu yanılgının içindeki insan sayısı giderek çoğalıyor, yazık, onca emeğe, adamım diye gezen adamların düştüğü oyuna, hale yazık.

Birbirinin ardından düşünmeden uçurumdan atlayan koyunlar gibi halleri, bir durup düşünseler anlayacaklar ama onları tutan ne, düşünmekten alıkoyan ne anlayamıyorum, karşıyız, karşıyız, karşıyız, hurrraaa dırumu, yanılmıyorsam.

***Ankara, sabah, ilk haber, 30 ölü, 126 yaralı, sebep ne, neden, bir dolu soru işareti, üzücü.

***Akşam, 86 ölü, 186 yaralı, korkunç! Hemde böylesine burnunun dibindeyken, burnumun direği sızlıyor inanın acıdan.

Allahım sen aklımızı, ülkemizi, insanlarımızı koru.

***Ertesi sabah, 95 ölü, 246 yaralı, onca insan biz uyurken bütün gece can çekiştiler, doktorlar koşuşturdu, aileler kapılarda bekleşti, kim, ne, niye, niçin, hepsi yerin dibine batsın, hepsi insan, var mı ötesi, yok.

Bu konuda öne çıkanlar, ambulanslar yarım saat sonra gelmiş, oysa ki hastaneler 3 dakikalık mesafede, polis yokmuş, gelenlere arama yapılmamış, ama polis ambulanstan önce gelmiş, ve ambulansların geçişini engellemiş, o haldeki insanlara birde gaz sıkmış, inanılır gibi değil, doktorlar kan lazım derken kızılay yeterince kan var demiş, bir dolu soru, soru işareti, soruların işaret ettiği yer ise belli, bir devlet eli, devlet parmağı “var”mış gibi, zaten fuatavni söylemişti, Suruç’tan önce, seçim öncesi akp nin olayları tırmandırma, katliam yapma niyeti olduğunu, ortalığın hali ortada.

Hepsine lanet olsun, yapana, yaptırana.

***15 yıllık arkadaşım, tanıdığım, dün sormak aklıma gelmedi, bugün açtım, sordum, eylem yerindeydi, kahrolsun erdoğan benzeri bir slogan atılıyordu, sordum, yok dedi, canımın canı benim de canım, önce can soruluyor, arkadaşım kürtmüş, hdp’liymiş, kimin umuru, 15 yıl önce bilmiyordum, şimdi bilmek dahi istemiyorum, ben onu tanırım o da beni, o bana insan, ben ona insan, gerisi laf.

Artvin, Arhavli bir genç kız dahi ölmüş, Arhavilinin hdp ile alakası ne, her kesimden insan var demek ki o rüzgara kapılan, ama sadece polis yok sanırım, orada neden bir tane bile olmadıklarını birinin açıklaması gerekiyor, daha önceden haberdar oldukları için mi, bir tane polis yok ve güvenlik zaafiyeti yokmuş.

***2. günün akşamı. İçim karardı, bütün gündür vahşet görmek, izlemekten içim dışıma çıktı, kafam kaldırmaz oldu artık haber izlemeyi, biyolojik saatim yavaşladı, çalışmıyor, kafam kazan oldu, o ölüm tuzağı bu kadar uzağımda ama yine de bu kadar yakınımdayken, 317 kişi de hastanelerden taburcu olmuş, bombanın etki alanı en az 500 kişi, hiç az değil, bende sevinmiştim ilk duyduğumda, eylem başlamadan patlayınca az kişiyi etkilemiştir, uyarı mahiyetindedir diye, aksine, hiç öyle değil, katliam amaçlı patlatılmış, uyarı falan değil,  Allah acısı olanlara sabır versin.

İlk geçilen haberde 1 kişinin öldüğü söyleniyordu, yerlerde onlarca ceset yatarken bir tane demek kimin fikriydi ntv’de, sayı 30 dendiğinde bir başka arkadaşım sadece orta yerde kırktan fazla ölü saydığını söylemişti, hep yalan, hep yalan, haber kanalı diye izliyoruz sanki, yalan kanalı, cnn Türk’ün haberi çok daha güvenilir.

Işid diyorlar, ışidle ilgisi ne ki barış yürüyüşünün, ışide göre ne, ışidin pkk ile, hdp ile derdi ne, bana pek inandırıcı gelmedi, gelmiyor, ben ne pkk yanlısıyım ne de hdp yanlısı, ben insan yanlısıyım, var olan her canın değerli olduğunun yanlısı, pkk nın öldürdüğü her insanda nasıl canım yanıyorsa bu durumda da aynı şeyleri hissediyorum, ne eksik, ne fazla, aslolan insan, insan hayatı, geri kalan her şey gelip geçici, fani, boş.

***Arhavili genç kız ve onun gibi pek çok genç insan ‘gerçekten’ ‘barış’ yürüyüşü yaptıklarını düşünmüş, sanmış olmalılar ki o yürüyüşe katılmışlar, o bir barış yürüyüşü değil savaş yürüyüşü aslına bakılırsa, Türk devletine karşı daha çok bilenme, güçlenme yürüyüşü, pkk’ya “arkanızdayız, öldürmeye devam edin” deme yürüyüşü, barış yürüyüşü olsa kahrolsun pkk demeleri gerekir ki, demediklerine göre bu savaş yürüyüşü, bu savaşın tetikleyicisi, ateşleyicisi pkk olduğuna göre, ben bunun elbette farkındayım, bir başka farkında olduğum şey var ki o da insanım, ve orada ölen o insanlar için üzülme duygumu yitirirsem insanlığımı da yitiririm ve o insanlardan, pkklılardan bir farkım kalmaz, hani ortalıkta dolaşan çok sert söylemler varda, açıklık getireyim dedim, ben ölüm için ohlanmam, bu insanlığıma sığmaz, ancak bu yaptıklarının doğru olduğunu onayladığım anlamına da gelmez.

Burada oynanan bir oyun, yapılan bir taktik var elbette, yukarıda da anlatmaya çalışmıştım, hdp nin asıl karşı olduğu Türklük, Türk devleti, ancak insanları hassas kısımlarından yakalıyor, Türklüğün değil de Erdoğanın karşıtı imiş gibi gösteriyor kendini, açık pazar avlıyor insanları yani, Erdoğan karşıtlarını yanına çekiyor, bende Erdoğan karşıtıyım ama hdp nin bu oyununa gelmem,  hatırlayalım, 7 haziran sonrası pkk nın elebaşlarından karasu nun söylediklerini, “bütün partiler oy toplamak için insanları kandırmıyorlar mı” benzeri bir sözdü, 7 haziran sonrası yazmıştım, tam olarak neydi diye şimdi geri dönüp bakamayacağım, isteyen bakabilir, buna benzer bir sözdü işte, ne demek istediğimi oldukça açıklayabildiğimi düşünüyorum, kendi ağızları ile itiraf etmişler işte insanları kandırdıklarını, benim bir şey eklemem bile gerekmez.

Ben hdp nin bu oyununa gelmem, Türklüğümden gocunmuyorum, aksine gurur duyuyorum, bir Türk olarak yaşamaktan hoşnutum, ve devletimin dirliğini, dirayetini istiyor, diliyorum, ülkem ve kendi hayrım için, bu demek değil ki akp yi, erdoğanı destekliyorum, desteklemediğim bal gibi ortada, ama bu da demek değil ki hdp yi desteklerim, çok mu karıştırdım, çorba oldu, aslında çok açık ve net, anlamak isteyenler için.

Özetlersek, Türküm, Atatürkçüyüm, Türk devletine bağlıyım, Türklüğe, Atatürkçülüğe, Türk devletine karşı olan akp ye ve hdp ye ve onların iş birlikçilerine karşıyım.

 

 

 

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *