Press "Enter" to skip to content

Sağlık; İlk yardım Şubat’12

Çocuklarım 8-10 yaşlarında oynarlarken büyük oğlum camın ardındaki küçük oğluma kartopu atmış; cam kırılmış ve küçük oğlumun yüzüne gelmiş. Alnında ve dudak üstünde çizikler vardı. Ne yapacağımı bilemedim. Soğuk su ile yıkadım. Bir süre sonra kanama kendiliğinden durdu. Böylesi bir durumda kanayan yere baskı uygulayarak kanamayı durdurmak gerekirmiş. İlk yardım konusundaki bilgi boşluklarını doldurmamız gerek; hepimizin. Nerede, ne zaman ve kimin için lazım olacağı asla belli olmaz.
Ev kazalarının %60?ını düşme kaymalar oluşturuyor. %20?sini yanıklar oluşturuyor. Yabancı cisim yutma ve zehirlenmeler onları izliyor. İğne, bozuk para, ilaç, pil, kibrit yutmalar konusundaki tehlikeli gereçler. Ortalıkta bırakılmaması gerek. Çocuklar 1-4 yaş arası her şeyi ağızlarına götürüyorlar. Yutulduğunu hissedersek ağız ve burnuna bakmamız gerek. Eğer cisim varsa yan yatırıp çıkarmamız, kesinlikle geriye itmemiz gerek. Çıkarılsa bile bir doktora götürmek gerek; ikinci bir cisim daha yutulmuş olabilir. Mideye kadar gittiyse sorun çözülmüş olabiliyor çoğu zaman; önemli olan nefes borusuna kaçıp nefesi engellememesi, yemek borusuna takılıp kalmaması. 3 dakika nefessiz kalındığında ölüm gerçekleşiyor. Çocuğu ters bir şekilde dizimize yatırıp veya arkasına geçip karnına hızlıca bastırmamız gerek. Hastanelerde 6 saat içinde mideden çıkartılabiliyor bu gibi cisimler. Mideyi geçtiyse yapacak fazla bir şey yok, bundan sonrasını takip etmek gerekiyor.
3-5 kibritin ucundaki kimyasal madde; fosfor emildiğinde karaciğer yetmezliği oluşabiliyor. Plazma televizyonların veya normal televizyonların üstüne düşmesi sonucu ölen çocuklar var. Sabitlenmeleri gerek. Çocuk sehpayı pencereye yaklaştırıp pencereden sarkabilir çünkü bir zarar vereceğini düşünemez ve pencereden düşebilir. Açık bırakılan bazlara çocuklar girebiliyor ve baza hidroliğinin boşalmasıyla çocuklar yara alabiliyor, ölüm gerçekleşebiliyor. Banyoda kilitli kalmalar için banyo anahtarının yedeğinin banyo dışında bulundurulması gerek. Kilitli kalındığında mutlaka birilerinden yardım istenmeli ve o kapı bir şekilde açılmalı, bu arada çocukla iletişim kurulmaya, konuşulmaya, çocuk sakinleştirilmeye çalışılmalıdır.
Yanıkların %80?inden çaydanlıklar sorumlu. Mutfak dışına çıkarılmamalı çaydanlıklar. Ocağın arka kısmında durmalı çaydanlık ve tavalar. Sapları da arka tarafa çevrilmeli. Düdüklü tencerenin yüz ve el yanığından 10-15 gün hastanede yatanlar oluyor. İz kalabiliyor. Basıncı boşaltılmalı mutlaka. Su yanığı yağ, süt, çorba yanığından daha az etkiler. Yanık oluşması halinde yanan yeri 20 dakika akan suyun altında tutmak gerekir. Çoğu zaman bu yöntem yanığın oluşmasını tamamen engeller. Doktora gitmek gerekirse ıslak bir havlu sarılmalı ve ıslatılmaya devam edilmeli. Yanık pedi bulunmalı ayrıca her evde.
Deterjan dolapları kilitli dolaplarda saklanmalı. Evlerde yangın tüpü olmalı ve bakımları yapılmalı. Doğal gaz alarmı olmalı her evde. Çocuklar ocakların düğmeleriyle oynayabiliyor. Gazı kendi kesen alarmlar bile var.
Yazdıklarımın buraya kadar olan kısmını 20 yıl acil polikliniğinde çalışmış bir doktorun anlattıklarından toparladım. Bundan sonrasını ben tamamlayacağım.
Bir yutma vakası da benim başıma gelmişti. Bundan yıllar önce ben mutfaktayken 2,5 yaşındaki oğlum 6 aylık oğlumun ağzına bozuk para sokuşturuyordu; zor yakaladım.
Bir arkadaşımın kızı evde halıya takıldı, düştü, kolu kırıldı. Bizim evde yerde halı artık yok. Hem alerjiler, aksırık, tıksırıklar içinde gerekli halıları kaldırmak. Bir dolu toz tutuyor. Hiçbir koşulda yeterince temizlenmiyor. Geçen yaz yıkattım ve bir daha sermedim. Temiz temiz duruyorlar bir köşede;))
Salıncaklardan çok iyi korumak gerekiyor çocuğu. En iyisi hiç bindirmemek.
Çocuktur, mutlu olsun, alabildiğine her şeyi yapsın diye bir şey yok. Sınırları olmalı mutlaka, sınırlanmalı. Bir salıncağı da eksik olsun, ne çıkar? Küçükken 4 tekerli plastik, güzel bir arabası vardı oğlumun. Dengesi iyi değildi. Geriye düşüyordu çocuk bindiğinde. Ufak, tefek düşmeler derken sonunda bir gün kötü düştü, attım.
Çok azgındı büyük oğlum küçükken. Dur, durak bilmezdi. Hala öyle gerçi. Salıncaktan da düşmüştü. Hem de fena düştü. Bilinci gitti, gitti, geldi. Çok şeker yedi çocukken. Ben yedirdim. Sonsuz izin verdim şeker yemesine. Bütün azgınlığını, durmazlığını ona bağlıyorum. Yakamayacağının üstünde enerji verdi ona şeker. Delirdi, çılgına döndü. 
Bebek mamalarına şeker konması yasaklanmalı. Meyveli yoğurtlar yasaklanmalı. Gerçi onu ben hiç yedirmedim. Ve çocuğun şekere çekilmesi; adeta itelenmesi yasaklanmalı. Alınması gereken öyle çok yol var ki! Şekerin keşfinden öncede büyütülüyordu bebekler değil mi? Boş enerjinin ne aklı var? Bir bebek ne kadar enerji tüketebilir ki günde?
Ben lisedeyken bir arkadaşım derste ağzında oynarken toplu iğne yutmuştu. Sonra doğal yoldan çıktı. Yine tanıdığım birinin boğazına tavuğun lades kemiği takılmıştı; onun çok kolay olmadı akıbeti; ameliyat olmak zorunda kaldı. Uzun zaman zorluk çekti.
Kalemlerin iki taraflı uçlanması çok korkutur beni. Kızım açar kalemlerini bazen öyle; derhal bir tarafını düzeltirim. Ağzında lolipop şekerle koşuşturan çocuklarda korkutur beni. Hiç çekinmem; anne-babalarını uyarırım.
Yerğenim küçükken burnuna fasulye sokmuştu. Zor çıkarmıştık. Arkadaşımın yeğeninin 2,3 yaşındayken elinde cam bardak kırılmış ve elinden çok kan kaybetmiş, aşırı zayıflamıştı.
Zehirlenmeler; 114; İlaçlar zehirlenme sebeplerinin %65 ile en başında geliyor. Özellikle baş ağrısı ilaçları gibi ağrı kesiciler. Temizlik ürünleri, tarım ilaçları, kimyasal maddeler, besinler, ısırma ve sokmalar diğer sebepler. Çamaşır suyu, tuz ruhu, lavabo açıcı, örümcek, kara dul örümceği, yılanlar, arılar, mantar, arsenik, balık, deli bal, akrep, havuz kloru, kireç çözücü, Kimyasal madde ağızdan alındıysa 1 bardak su içirilmeli.  Zehirlenmelerden yıllık ortalama can kaybı 200 kişi.  
Kimyasal maddelerle temas edildiğinde elbiseleri çıkarılmalı, süt, yoğurt, ayran verilmemeli, temiz hava alabileceği bir yere çıkarılmalı, derin nefes almasını sağlanmalı, bilinç kaybı olup olmadığına bakılmalı, müdahale edilmemeli,  112 acil ambulans çağırılmalı ve 114 numaralı zehir acil telefonundan ne yapılması gerektiğine dair bilgi alınmalıdır. Bilinci, nabzı ve solunumu kontrol edilmeli ve gerekiyorsa ilkyardım yapılmalıdır. Nefes almıyorsa çenesi yukarıya kaldırılıp solunumu kontrol edilmelidir. Hala nefes almıyorsa suni solunuma başlanmalıdır. Nabız alınamıyorsa göğüs masajına başlanmalıdır. Bütün bunlara 112 acil gelene kadar devam edilmelidir.
Kullandığınız ilaçları çocukların ulaşamayacağı yerlerde ve kilitli olarak saklayın. İlacı çocuğa şeker diye vermeyin. İlaçlarınızı onların yanında içmemeye çalışın. Sizi taklit etmeye kalkabilirler. Temizlik maddelerini, boyaları, tineri, tarım ilaçlarını, böcek, sinek ilaçlarını gıda maddesi şişelerine doldurmayın ve mutfakta bırakmayın. Sadece kültür mantarı yiyin ama beyaz olmasın. Konserveden uzak durun. Banyonuzda şofben bulundurmayın. Soba kullanıyorsanız boru ve bacalarınızın temizliğini sürekli kontrol edin, karbonmonoksit sensörü taktırın.
Göze yabancı cisim batması durumunda bir kâğıt mendille çıkartılabilir. Batma hissi devam ediyorsa doktora başvurulmalıdır. Göze kaçan sıvı maddeyse göz yıkanmalıdır. Kulağa ve buruna da yabancı cisim kaçabilir. Ağrı, işitme kaybı, akıntı gibi belirtiler kulağa yabancı cisim kaçtığını haber verebilir. Doktora başvurulmalıdır. Bir cımbız yardımıyla çıkarılır. Hırıltılı solunum, öksürük, boğazda yanma, konuşamama, bilinç kaybı hava yoluna kaçtığını düşündürebilir. Kişinin öksürmesi sağlanmalıdır. Bilinç kaybı durumunda 112 aranmalıdır. Buruna kaçması durumunda diğer burun deliği kapatılarak burun sümkürtülebilir.
Bu konuda benim başıma gelenleri de aktarayım. Bu çocukların büyükleri taklit ettiği meselesi çok doğru. Bir gün kızım 3,4 yaşındayken rujumu yemişti. Yakaladığımda ağzının içi rujdan kırmızıydı. Ben dudağıma sürdüğüm için o da ağzına sokmuştu.
Beyazlamış, beyazlamaya yüz tutmuş çikolatalar bozuktur. Özellikle yaz sonlarında, sıcak aylardan sonra çoğalır piyasada. Çocuklarım böyle bir çikolatayı yedikleri için zehirlenmiş ve kusmuşlardı. Tabi o zaman bilmiyordum beyazlamış çikolatanın bozuk çikolata olduğunu.
Kombinin baca çıkışında yandan açıklıklar varmış, buradan eve geri tepermiş gaz, fark etmemişim, düşünememişim. Oğlum devamlı kusardı, dışarıda olmak isterdi. Anlamadık neden olduğunu. Baktık olmayacak, sonunda taşındık. Bir gün geri geldik yine o eve. Oğlumun kusmaları yeniden başlayınca anlayabildik ancak.
Teknolojiyi eve getirmekle iş bitmiyor ki! Kafaları teknolojiye uyduramadıktan sonra neye yarar?
Yeğenim küçükken ilaç yutmuştu. Hastaneye götürmüştük.
Bebeği olan biri bebek uyurken odaya bol miktarda sinek öldürücü sıkmış, kapı ve camları sıkı sıkıya kapatarak dışarı çıkmıştı.
Bir keresinde çamaşır suyu ile sanırım tuz ruhunu aynı anda kullanmıştım banyoda; ortalığı fena halde bir gaz kokusu sardı. Zor defettim o kokuyu. Çok tehlikeli imiş; ucuz atlattım.
Oğlum almış; kimin aklına uyduysa; tüy dökücü toz. Hamamotu da denirmiş. Tüy dökücü kremlerin hammaddesi olmalı. Sporcu genç erkeklerde kullanımı yaygın sanırım. Kullanmaya başlaması ile bütün evi bir gaz kokusu sardı; durulur, dayanılır gibi değil. Sonra baktım internetten, baryum sülfat içeriyormuş. Pek iyi şeyler söylenmiyor hakkında.
Kırık ve burkulmalarda organ tahta gibi sert bir maddeyle bağlanarak sabitlenmelidir. Yine burkmalarda ayağı sıcak suya koymak, zeytinyağı sürerek hafif masaj yapmak; bandajlamak, harekete zorlamamak, ayak yukarıda dinlenmek iyi gelebilen durumlar. Bandajlama işlemine burkulmanın durumuna göre 1,2 hafta devam etmekte fayda var; ağrı kaybolana dek; yoksa tekrarlayabiliyor burkulma; tekrar burkuluyor yani aynı yerden ve bu defa daha acılı oluyor. Geçen haftalarda kızımın ayağı burkulmuş; okuldan alıp getirdim ve bir uygulama yapmadık; bir hafta sonra tekrar olunca okula rapor almak için doktora gittik; doktor röntgen çektirmemizi önerdi; kırık çıkık ihtimaline karşı; röntgende bir şey çıkmadı; bandajlayıp gönderdiler. En doğrusu sıcak suda sabunla masaj yapıp bandajlamak.
Kalp krizi; kalp kasının yeterli oksijen alamaması nedeniyle hasara uğramasıdır. Kalp kanı pompalayamaz hale gelir. 5 dakikadan fazla süren sol kola, omuza, sırta yayılan göğüs ağrısı kalp krizinin habercisidir. Sıkışma, yanma ve baskı şeklinde olur. Özellikle sol kolda biri sıkıca sıkıyormuş gibi bir ağrı; hareket ettirememe; kolunu kaldıramama. Beraberinde terleme, bulantı, baş dönmesi varsa kalp krizi olabilir. Eli göğsünde duran birini görürseniz yardım alın. Kanama sorunları yoksa 1 aspirin çiğnenmeli; yoksa limonlu su içilmeli ve ambulansla acil servise gidilmelidir. Ambulans mutlaka beklenmelidir. Kalp krizlerinde ölümler genellikle ilk 1 saat içinde oluyor. Cam açılmalı, hava alması sağlanmalıdır; veya ılık bir duş iyi gelebilir.
Bundan yıllar önce göğsümde bir ağrı olmuştu. Birkaç ay sürdü bu ağrı. Tam göğüs kafesimin üstünde. Uzun zaman sürünce gittim doktora; bakıldı, edildi, röntgenler, ultrasonlar çekildi; bir şey yok. İman tahtası ağrısıymış; sonradan öğrendim; üşütmekten olurmuş. Yine ondan da önce kolumda ağrı vardı; gittim doktora; yine bir şeyin yok dediler. O ara çok iş yapmış; cam falan silmiştim; sonra anladım. Her ağrı kalp ağrısı, kalp krizi değil elbette.
Kalple esas tanışıklığım 5 yıl önce oldu. Öğretmeni kızıma 1. sınıftayken tokat atmıştı; çok sinirlendim ve öğretmeniyle kavga ettim. Ondan sonraki günlerde uzun zaman kalp çarpıntılarım oldu; özellikle sabahları uyanırken. Sonra, sonra yavaşladı ama ara, ara devam etti; miyom, kansızlık sebebiyleymiş. Yakın zamana kadar. Ne zamanki anladım miyomum ve kansızlığım olduğunu; kanımı arttırma yoluna gittim, hiçbir şeyim kalmadı. Çarpıntı falan yok artık, uyurken, uyanırken, uyanıkken. Kalp ve kansızlık birbiriyle çok bağlantılı. Kalpten kadın ölümlerinin baş sorumlusu kansızlık. Halı sahalarda ölüm çok görülüyor kalp krizinden. Sağlık, tehditler sayfasında yazdım; okuyabilirsiniz.
Kanamalar; yetişkin bir insanda 5-6 kilo kan vardır. Bu kanın üçte biri kaybedildiğinde hayatı tehlikeye girer. Nedensiz, tekrarlayan kanamalar ihmal edilmemeli; araştırılmalı, teşhis ve tedavi edilmelidir. Burun kanamaları, kanlı idrar, kanlı dışkılamanın tekrarlanması veya sünnet, diş çekimi gibi cerrahi işlemlerde kanamanın durmaması kanamayı durdurucu hücrelerde; yani trombositlerde veya pıhtılaşmada bir bozukluk olduğunu gösterebilir.
Kanlı kusma, kanlı dışkılama mide, bağırsak kanalı kanamalarıdır. Kan seyreltici ilaçlar nedeniyle olabilir. İlaç derhal kesilmeli ve sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Burun kanamalarında düz durulmalı veya oturulmalı ve burun ucu ve kanatları tamamen sıkılmalıdır. 5 dakika tutulduktan sonra durmuyor ve tekrarlıyorsa bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Kafa vuruklarında kulaktan, burundan gelen kan çatlak habercisi olabilir.
Basit, küçük kesilerde yara izi sabunla (defne sabunuyla) yıkanıp iltihap riski en aza indirilmeli; bir bezle kapatılarak bası uygulanmalıdır. Sıkıca sarılarak baskılı sargıda yapılabilir. 5 dakika geçtiği halde kanama devam ediyor veya dikiş atılması gerekiyorsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Vuruklarda iç kanamalara yapılabilecek bir şey yoktur. Ambulans çağrılmalıdır.
Bu nedensiz burun kanamalarını kızım ve ben uzun bir süre yaşadık. Nar, limon ve vişneyi hayatımızdan mümkün mertebe çıkarttığımızda burun kanamalarımız durdu. Aspirin kullanımında da dikkatli olunması gerek. Ayrıca burun kanaması gibi risk varsa burnun ıslak temizlenmesi gerek. Kuru temizleme kanamayı tetikliyor. Burnu ıslatıp bir süre beklemek yerinde olur.
Belli bir yaşın üstüne çıkıldığında insanlar her gün aspirin alıyorlar; biliyorsunuzdur; işte bu her gün aspirin alanlar limon, nar ve vişne tüketiminde çok daha dikkatli olmalı; günlük aldıkları aspirin zaten kanlarını sulandırdığı için birde bunlardan yerlerse kanları daha çok sulanır ve burun kanamaları başlar. Bir, iki kez şahit oldum bu tür vakalara. Annem nar yedi; aradan iki saat geçmeden burnu kanadı; komşum sağlıklı diye limonu bol kullanıyormuş; burnu kanadı; her ikisi de günlük aspirin alıyorlar.    
Yanıklarda diş macunu, yoğurt, salça, buz sürülmemeli, acı geçene kadar, en az 15 dakika akan soğuk suyun altında bekletilmelidir. Akan su yaranın derinleşmesini ve ilerlemesini engelleyerek daha kötü sonuçlara varılmasını engeller. Yanık yaralanmaları en çok çocuklarda çay suyuyla olmaktadır. Elektrik yanıklarında kalbe ve damar sistemine olan etkileri nedeniyle ölüme sebep olabileceğinden geçiştirilmemeli ve acile gidilmelidir.
Beyin krizi; inme; felç; kanın ani beyne ulaşmaması ve beyinde kanamalar şeklinde olur. Beyin damarlarının aniden tıkanması ile oluşur. Kalp krizi ve kanserden sonra en fazla ölüm nedeni beyin krizidir. Belirtiler başlayınca hemen bir sağlık kurumuna başvurulması başarı şansını arttırır. Vücutta ani olarak gelişen sağ kol ve sağ bacakta tutmama; sol kol ve bacakta tutmama; baş dönmesi; ağızda kayma, çift görme; konuşma ve anlamada bozukluğa neden olur. Beyin damarlarının açılması gerekir. Damar açıcı ilaç verilir. Gecikilmemelidir. 112 aranmalıdır. Vücutlarının bir bölümünde uyuşma, uyuşukluk, karıncalanma ve güç kaybı gibi belirtiler önemsenmelidir. 112?yi beklerken hasta rahatlatılmalı, dik oturtulmalı ve oda havalandırılmalıdır. Erken tedavide %98 başarı şansı vardır.
Trafik kazalarında boyun omurilik oynatılmamalı; başı kaldırılmamalı; kişi kendine gelmesi için tokatlanmamalıdır. Omurga zarar görebilir. Felce sebep olabilir. Taşınmalar battaniye ile değil sert zeminle yapılmalıdır. Kazazede yerinden oynatılmamalı; 112 aranmalıdır. Boyunluk takıldıktan sonra hareket ettirilmelidir.
Sinir krizi; belli bir süre kişiyi kendi haline bırakmak; kendine gelmeye başlayınca ise suyun altına sokmak gerek. Su sakinleştiriyor.
Ateş çıkması durumunda hemen ateş düşürücüye başvurulmamalı; ateşin mikropla savaşması için zaman tanınmalıdır. İlaç alınacaksa farklı, farklı ilaçlar değil; aynı ilaç alımına devam edilmelidir. Antibiyotikler çok gerekmedikçe alınmamalıdır. Bakterilere karşı direncin azalmasına neden olur.
Elektrik ve yıldırım çarpmaları sonuçları kalpte ritim bozuklukları, tansiyon değişikliği, kalp kasılma kuvvetinde azalma; kalp krizi ve ani ölümdür. Akım şiddetine göre kalbin etkilenme oranı artar. Yıldırım çarpmasında kırmızı lekeler görülür, ayak parmak uçlarında derin yaralar oluşur. Elektrik akımı kesilmeden elektrik çarpan kişiye dokunulmamalıdır. Sigorta kapatılmalı veya fiş prizden çekilmeli. Yapılamıyorsa bir tahta sopa, sandalye, deri kemer, gazete tomarı veya plastik bir terlik, eldiven gibi aletlerle akımdan uzaklaştırılır. Metal takılar, ayakkabılar, elbiseler çıkartılır. Çarpıntı, göğüs ağrısı, nefes darlığı, baş dönmesi, bayılma varsa 112 çağrılmalıdır. Banyoda elektrikli cihaz kullanmamak; elektrik prizlerine güvenlik kapağı kullanmak, açıkta olan kabloları kapatmak, sigortaları kapatmadan elektrikle ilgili bir iş yapmamak. Yağışlı havalarda yüksek objelerden uzak durulmalı ve çömelerek hedef küçültülmeli.
***Beyin felci genç, yaşlı bakmadan can alıyor. En son 27 yaşında bir zengin çocuğu öldü dün; Kasım?12?de. Doktorun açıklamalarına göre düzensiz beslenme; sigara, alkol, uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklar ve masa başı, bilgisayar monitörü başı olmak en suçlayıcı nedenler. %15?i ölümle sonuçlanan beyin felcinde geriye kalan %85?in %10?u hiç hasarsız hayatına devam ediyor; önemli bir kısmı ise sakatlık bırakıyormuş. Yüzde veya başın bir bölümünde karıncalanma, uyuşma veya baş ağrısı bir uyarıcı olabiliyormuş.
Böcek, sivrisinek, örümcek sokmalarına yoğurt sürülebilir; kaşıntıyı ve acıyı alır.
 

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *