Press "Enter" to skip to content

Sağlık; Saç Mayıs’10

Boyaya karşı çok direndim. Kına denedim, o da faydasız. Başınız çok uzun süre ıslak kalıyor, üşüyor, gözaltlarında şişkinliklere sebep oluyor. Zaten beyazları da kapatamıyor. Yaş kemale erince son 6 aydır boyaya başladım çaresiz. Açık renge boyayınca çok çabuk akıp gidiyor. Çıkıyor foyalar. Koyu renge boyadım en son. Koyu renkler daha çok zararlıymış. Sağ gözüm etkilendi boya esnasında. 10 gün oldu hala hassasiyetini hissediyorum. Daha bir farklı bakıyor. Bilmem ne yapacağım bu konuda? Oluruna bırakmayı da gençliğime yediremiyorum. Ama anladım ki bu boya sevdasından vazgeçmem gerek. Beyazlık durdurucu bir losyon kullandım. Nafile. Dolandırıcılar.
Sosyetik güzeller arası lef kanseri feci kol geziyor. Sarı saçlı Siren Ertan Çarmıklı, saç boyası reklamlarında gördüğümüz Arzum Onan, güzel sarı saçlarıyla Filiz Akın, yine sarı saçlı güzeller güzeli Esra Balamir, Açelya Elmas ve bilmediklerim. Bir ara üst üste yaptırdım boyayı, lenf bezlerim şişti boyun omurgamda. Gözümde bir hassasiyet hissettim uzun süre. O gün bu gündür korkarım boyadan. İki boya arası 1,5 ay süre olmalıymış, en az. Kanserden korunmak için. Yine bir ünlü, adı aklımda değil, bir boya markasının yüzü olmuş, gözünde problem başladığı için oynadığı diziyi bıraktı. Akıbeti ne oldu bilmiyorum. Boyadan olduğunun farkında bile değildir eminim. Boyanın tanıtımı için kaç kez boyandı saçları kim bilir?
Fark ettiniz mi bilmem yolu kanserle kesişenlerin hepsinin saç boyası dosyası oldukça kabarık. Hepsi tesadüf değil ya! Ve özellikle baş, boyun veya lenf kanserine yakalanıyorlar.    
Kızımın saçları nasıl güzel, canlı, pırıl, pırıl. Benim saçlarım ise boyadan pırtık, pırtık. Git kestir diyor şeytan, dibine en yakın yerden. O kadar özeniyorum, bakıyorum, sonuç bu. Boya yüzünden. En iyisi ‘Amazonlar mıydı, yağmur ormanları olmalı, yerlilerinin saçları hiç beyazlamıyormuş, oradaki bir madde ya da yiyecek sebebiyle, tam hatırlamıyorum.’ oraya gitmek.
Saçlarımız yaşlandığımız için değil, güçsüzleştiği için beyazlıyor. Bu yüzden şakaklardaki ince saçlardan başlıyor beyazlanma. Beyazlayınca boyuyoruz, boyayınca daha da güçsüzleşiyor saçlar ve hızla beyazlamaya devam ediyor. Sonunda yenik düşüp tamamen boyaya teslim oluyoruz. Boyaya teslim olmak yerine saçımızı güçlendirmeye çalışsak nasıl olur acaba? Ben şimdi bunu deneyeceğim. Ne güne duruyor ceviz, badem, susam, zeytinyağları, saç serumları, besleyici kremler? Bol masajla birlikte.
2010 Ağustos ayındayız. Öyle demiştim ama yenik düştüm zamana ve saç boyasına. Amonyaksız boya çıkmış, ondan kullanıyorum. Biraz daha sık boyamam gerekiyor ama olsun en azından saçıma ve bana çok zarar vermiyor. En azından kötü kokmuyor, amonyaklı olanlar kadar.
Saçlarınızın güçlenmesi ve uzaması için saç diplerinize özellikle banyoda masaj yapmayı ihmal etmeyin. Köpükten, jöleden, fönden uzak durun. Tutam, tutam döküyorlar saçı. Kuaförlerden ne kadar uzak kalırsanız saçlarınız o kadar sağlıklı olur. Doğal şekillendirin saçınızı. Saçlarınızın yok olmasından iyidir.
Azalmasını istediğim kılı kökten alırım. Çoğalmasını istediğim kılı sık, sık makasla keserim. Ben kaş ve kirpik için uyguladım, olumlu sonuçlar aldım. Saç için zaten öyle. Ağacı budadığınızda güçlenir, kökünden söktüğünüzde yok olur. Onun gibi. Yeni büyüyen çocukların saçları da sıfıra vurulduğunda güçlenir, bilirsiniz. Erkek çocukların saçları sık kesildiklerinden kız çocuklarının saçlarından çok daha canlı ve gürdür yine.
*Şubat’11
Saçlarımın, kaşlarımın aşırı dökülmesinin, saçlarımın kuru, kabarık ve yıpranmış oluşunun, ani beyazlamasının nedeni miyom nedeniyle çok kan kaybetmemmiş. Kan sayımınızın 12’nin üstünde olduğundan emin olun. 
Mayıs’11
Saçınıza fırça ve tarağı ne kadar az değdirirseniz o kadar sağlıklı olur saçlarınız. Yıpranmazlar. Çoğu zaman elle düzeltmek yeterli olur. Sirke işe yarar derler saç konusunda, bir işe yaramıyor. Denedim saçlarımı daha kötü yaptı.
Kuaföre gitmek kumar oynamaya benzer. Bir kere gittin mi daima gitmelisin çünkü fazla ısı ve çekme kuvvetiyle saçların esnekliğini, doğal görünümünü sağlayan saçlardaki tutucu bağlar kopar ve gidilmediğinde eskisine nazaran çok daha kötü bir görüntü oluşur. Yıkandıktan sonra kuaföre giden ve gitmeyen kadının saçının görüntüsü çok farklıdır. Fönsüz hali ile çok iyi ayırabilirim devamlı kuaföre giden kadının saçını. Tiftik keçisinin kılı gibidir aynen : )))
Şu an mayıs sonundayız. En son ağustosta gitmiştim kuaföre. Zaten sadece kestireceğim. Bir daha fön çekilmesini istemiyorum saçlarıma. Kuaföre gitmediğim yaklaşık bu bir yıllık süre içinde düzleştiricide kullanmadım. Kullanmayı da düşünmüyorum. Saçlarım hiç olmadıkları kadar esnek, dalgalı ve sağlıklı oldu. Bu görüntüyü kaybetmeye hiç niyetim yok. 
Yeni çıkan şampuanlar çok iyi. Saçlarınızı düz kullanmak isterseniz düz, dalgalı kullanmak isterseniz dalgalı yapıyor. Bübchen marka kız çocuk şampuanlarının üstünde düz saçlı resim olanı düz saçlı, dalgalı resim olanı dalgalı yapıyor. Oldukça iyi bir şampuan. Kuaföre gitmemenin en iyi yolu. En azından saçlar gereksiz yere zarar görmüyor.
Yeniyetme kızlar bile kuaför peşinde. Ne olacak bu işin sonu anlamıyorum.
Ağustos’11
Bütün saç boyalarının canı cehenneme. Amonyaksız boyalar beyazları iyi kapatamadığı ve iyi boyamadığı için yine döndüm normal boyaya. Boyadım, 3 gün boyunca kokusu burnumdan gitmedi. Boyanın saçımda beklediği zaman geçmek bilmedi.  3 ay oldu saçımı boyamayalı. Beyazsa beyaz. Candan öteye köy yok. Hayatın ritmini ben mi değiştireceğim? Neyse o!
İki tel beyaz için boyattığım günleri hatırlıyorum da, ne aptalmışım. Şimdi bir dolu beyazım var. Saçımın yaklaşık onda biri beyaz. Umurumda değil.
Aylar geçti hastalığımın üstünden, iyileştim. Halsizliklerim, kansızlıklarım geride kaldı. Huyumdur, sevmediğimden olsa gerek durur, durur beyaz saçlarımı yolarım bir, bir. Önceden yolduğum beyaz saçlarla şimdi yolduğum beyaz saçlar arasında bir fark var yalnız. Önceden başından sonuna beyaz olan saçlarımın şimdi dipleri siyah. Beyaz saç diye koparıyorum, bakıyorum dibi siyah. Kansızlığımın geçişiyle saçlarım doğal rengine geri dönmeye başladı sanırım.
Zaten olması gerekenden çok hızlı ve erken beyazlamışlardı. Saç renginin beyazlamasının saça oksijen taşınamamasıyla ilgili olduğunu zaten biliyorum. Vücutta oksijeni taşıyan şey kan. Bu durumda kanınız azaldığında doğal olarak saç beyazlamanızda artıyor. Nerden nereye. Akıl alır gibi değil ama izahı bu.
Şapkalarla, tülbentlerle saçınızı güneşten koruyun. Azalmasını istediğiniz kılları güneşlendirin ki sararsın ve cansızlaşsınlar. Sırf bu yüzden yaz aylarında azalmasını istediğiniz kılları almayın, güneşlendirin. Doğal lazer etkisi 🙂
Ekim’11
Şampuanı önce elinizde dağıtın ve saç uçlarından itibaren yedirerek sürün. Direkt başınızın üst kısmına boca ederseniz o kısımdaki saçlar vaktinden önce yıpranır. Bu durumda şampuanın önce saç uçlarına sürülmesi ve saça dağıtılması; dolayısıyla saç uçlarının yıpratılması daha akıllıca. Tabi bu uzun saçlar için geçerli. Kısa saçlılarında kullandıkları şampuanı saçın geneline yaymaları; devamlı aynı bölgeye sürmemelerinde fayda var.
Benim saçlarımın içte kalan kısımları pırıl pırıl ve canlı; üst ortada kalan kısımları yıpranmış durumda. Neden olduğunu keşfedememiştim bir türlü; sonunda buldum. Şampuanı hep aynı yere; saçlarımın üstte kalan, görünen kısmına sürdüğüm içinmiş.
En zararsız olduğunu düşündüğümüz şampuan bile bu zararı veriyorsa varın siz düşünün boyaların saçlara ne zararlar verdiğini!
Saçınızın gereğinden fazla yıpranmış olduğunu düşünüyorsanız 1 kez şampuanlayıp çıkmanızda hiçbir mahsur yok. Kısa zamanda kendilerine gelirler. Saçınızda şampuan ne kadar çok köpürürse o kadar saçınız nemini ve yağını kaybeder. Hiç değilse bir süreliğine az şampuanlayın ve toparlasın kendini saçlarınız.
Ne kadar az şampuan o kadar canlı saçlar. Siz hangisini tercih edersiniz? Laf buraya gelince bahsetmeden geçemeyeceğim. Kızım bu yaz banyosunu kendi yapmaya başladı; bende yapabilir diye bıraktım. Bir canlandı, uzadı saçları hayrete düştüm. Bu yaz 15-20 cm uzadı desem yalan olmaz. Neden sonra anladım ki saçının bir tarafını yıkasa diğer tarafını yıkayamazmış. ?Titiz? annesinin elinden kurtulunca güzelleşti kızımın saçları. Kızımın saçları artık benim saçlarımdan çok daha canlı ve güzel. Ben kendi saçlarımı çitilemeye devam etsem de hala; siz hocanın dediğini yapın; yaptığını yapmayın:))
Karar verdim; artık ben yıkamayacağım kızımın saçlarını Kendi saçlarımı mahvediyorum bari onun saçları sağlam kalsın. Bırak pis kalsın, canlı olsun ;)))
Geçen gün yolda geçerken gözüme çarptı; çöp toplayıcısı gençten bir kadın; saçları benim saçlarımın beş katı kalınlığında vardı. Örmüş birde bir güzel. Gözüm kaldı. Hangi vitaminleri yeterince alıyorda o denli besleniyor o saçlar sizce? Yıkanmamaktan; başka bir sebebi yok! Saç kendi yağı ile bolca besleniyor. 
Eskiden kol gibi olurdu kız çocuklarının örgüleri çünkü haftada 1 kez banyo günüydü; pazar. Şimdi görebiliyor muyuz o kalın örgülü kız çocuklarını? Banyo sayısı çoğaldı; saçlar azaldı. Şampuan çıktı, mertlik bozuldu;)))
Saçınızı şampuanın köpürmeyeceği kadar yıkayın. Şampuan saçınızda köpürürse bilin ki saçınızın bütün yağı ve nemi su ile akıp gitmiştir. 1 kez. Yeterde artar bile!
*Size söylediğim gibi yaptım; bir defada şampuanı biraz bol koyarak, önce elime yaydırarak, saç uçlarından yukarı doğru yedirerek yıkadım saçlarımı; sonuç muhteşem. Uzun zamandır böyle sağlıklı görünmemişlerdi. Bir kere şampuanladım anlayacağınız. Ama biraz bol kullandım şampuanı. İyice anlayın diye tekrar tekrar anlatıyorum kusura bakmayın; anlamayacağınızdan değil sonuç çok muhteşem ondan. Şampuanınız kremli olsun.
Ben bübchen?in kız çocukları için olan pembe renkte kremli kıvırcık saç şampuanını kullanıyorum. Oldukça iyi geldi saçıma. İyi duruyor. Hiç olmadığı kadar dalgalı ve dolgun yaptı saçımı. Çok hoşuma gidiyor. Eskiden yoktu böyle güzel şampanlar. Artık kuaföre gitmeye gerek bile kalmadı. Kuaförün yaptığından daha güzel ve doğal. Ve spreysiz, kazık gibi değil. Hareket etme kabiliyetini yitirmemiş, canlı saçlar. Yıkıyorum; çıkıyorum; aynen ; )) Düz saçlar için olanıda var.
Son 6 aydır kızımda, bende bu şampuanı kullanıyoruz ve saçlarımıza çok iyi geldi. Size yazınca merak ettim, ölçtüm kızımın saçının bu yaz ne kadar uzadığını -çünkü baharda kestirmiştik beraber- tam bir karış. Üşenmedim; karışımın ne kadar olduğunu ölçtüm; 20 cm?miş ; ))) 3-5 ay için 20 cm saç uzaması çok çok çok iyi. Millet o kadar uzama için çıtçıtlara, eklere dünyanın parasını veriyor. 
Kasım?11
Saç hakkında hep dıştan bakım ile ilgili bahsettiğimi fark ettim. Evet, dıştan bakım önemli elbette ama içten iyi bakıp beslemez; doğru şeyler yiyip içmezsek dıştan bakabileceğimiz bir saça sahip olamayız bile. Kansızlık sebebiyle saçların beyazladığını, döküldüğünü, azalıp güçsüzleştiğini paylaştım zaten. Buradan yola çıkarak saç sağlığında beslenmenin, doğru beslenmenin, doğru yiyip içmenin ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz. 
Şekersiz bir hayatı seçmeliyiz kendimiz için öncelikle. Şeker her şekilde zararlı insana. Doğadan, doğal olandan yana zengin tutmalıyız beslenme biçimimizi. 
*Birkaç ay önce beyaz saçlarımı kopardığımda yaklaşık 1,2 santiminin, yani dipteki kısmının siyah olduğuna rastlıyordum. Zaten yazmıştım. Geçen bu sürede bu siyahlık giderek çoğaldı aşama aşama. Şimdi son günlerde kopardıklarımın ucundaki 1,2 santimi beyaz, neredeyse baştan sona siyah. Saçlarım uzun bu arada. Genel görünüşte de bariz bir azalma var beyaz saçlarımda. Ah kan, sen nelere kadirmişsin!
*Geçen gün okulda kızımın tokası açılmış; kaybolmuş; tekrar bağlayamamış saçını kızım. Saçlarını gören öğretmeni çok şaşırmış. ?Bunlar senin kendi saçların mı?? diye sormuş. İnanamamış. ?Bayıldım? demiş. ?Anne; ?bayıldım? deyişini duymalıydın, öyle bir söyleyişi vardı ki? dedi kızım. Kızımın öğretmeni biraz saç problemli ve saç takıntılı. Boyalı bebek. Bunun olacağını ben bir iki ay öncesinde söylemiştim zaten kızıma. Beklediğimden daha geç fark etti;)))
Bütün sınıfın diline düşmüş kızımın saçlarının güzelliği; tabi öğretmenleri güzel dedikten sonra! Kızlar kızımın başına gelir düzeltir, tarar, örer, över olmuşlar;)))
Ocak?12
Benim bir, iki yılda uzar saçım. Geçen gün kestirdim; saçlarımdaki kırıklar gidince kafam bir rahatladı anlatamam. Sanki kafamdan 100 kilo yük kalktı. Kırıklar bir enerji akışını engelliyor olmalı. Epeydir; en az 6 aydır kestirmemiştim saçımı. Kırık, bakımsız uzun bir saçtansa sağlıklı kısa bir saç çok daha güzel duruyor. Yani kısaldı saçım. Meğerse ne kadar sıkılmışım uzun saçla anlatamam. Devamlı arkada sıkıştırıp tokalamaktan bunalmışım da fark etmemişim. Kafam nasıl rahatladı.
Saçımı kestirmekten artık korkmayacağım; kısalacak diye. Kesilince çok daha çabuk uzuyor ve sağlıklı oluyor çünkü. Ayda bir, iki ayda bir kestirmek gerek saçları. Fön veya başka bir uygulama yaptırmak zorunda değilsiniz. Her ne kadar kuaförler zorlasa da tınlamayın benim gibi. Kesim parası öder ve çıkarsınız.  Altı üstü on lira ve civarı.
Mart?12
Saçlarımın üst kısımlarının neden kuru ve yıpranmış; alt kısımlarınsa nemli ve canlı olduğunu; neden üst kısımlarının beyazlayıp alt kısımlarının kendi renginde kaldıklarını sonunda keşfettim. Vücutta kan azaldıkça kan dolaşımı kalbe yakın kısımlarda tamamlanıyor ve en uzak bölgelere ulaştırılamıyor. Altta kalbe en uzak olan bölge; ayaklar; bir türlü ısınmıyor; kanın az olması halinde çünkü ayaklara kan gitmiyor. Eller içinde aynı şey geçerli. Vücutta ısınmayan, en az ısınan yerler eller ve ayaklar. Aynı şekilde başın tepe kısmına da yeterince ulaşamıyor kan ve başın özellikle tepe kısmındaki saçlarda yıpranmalar; beyazlar görülüyor.
Şu anda siyaha geri dönüşüm var saçlarımda. Ama üst kısımlara henüz pek ulaşmadı. Arkalardaki alt kısımlardan kopardığım saçların uçları beyaz, dipleri siyah. Kanım daha da çoğaldıkça; yukarıya ulaştıkça oradaki saçlarda da görülecek bu değişim.
Defne sabununa geçiş yaptık ailecek. Kızım ?ellerimi yumuşattı? dedi. Oğlumun sivilcelerini geçirmiş. Ellerim kızımı onaylar gibi;))) Nereye baksam defne sabunu karşıma çıkar oldu bu ara. Teslim olup aldım; iyide etmişim. Kullandığımız sabunlar gibi yumuşak hatlı, hoş kesimli, hoş kokulu falan filan değil ama basbayağı iyi. Erkan Topuz?dan duydum önce. Sonra bir, iki yerde daha adı geçti; özellikle yaşı benden büyük olanlar defne sabununu öneriyor, bu düşüncede onlara katılıyorum artık;))) Öncesinde de biliyordum elbette ama çok dikkatimi çekmemişti.
?Kuruyan cildinizi canlandırır. Antiseptiktir. Saç köklerini kuvvetlendirir, yumuşatır ve onlara doğal parlaklık verir. Kepek oluşumunu ve saç dökülmesini önleyici özelliklere sahiptir?
Üstünde yazanlar bunlar. Antiseptik özelliğinden ötürü olmalı; defne sabununu kullandıktan sonra ameliyat izimin kızarıklığı geçti. Bir, iki aydır devamlı kızarıktı hâlbuki.
Tanesi 1, veya 1,5 liraya geliyor. Diğer sabunlardan daha ucuz. Şampuanlardan çok çok ucuz. Ve kolay bitmiyor, erimiyor. Saçlar normalden daha koyu, doğal bir renk alıyor. Hacmi artıyor.
?Uzmanlar, föndoten, kapatıcı, pudra, allık, bronzlaştırıcı, rimel, göz kalemi, far, ruj ve parlatıcıyı kapsayan 49 ürünü laboratuar ortamında teste tabii tuttu. Ürünlerin içeriğinde, vücutta zamanla sağlık sorunları oluşturma tehlikesi bulunan arsenik, kadmiyum, kurşun, cıva, berilyum, nikel, selenyum ve talyum maddelerinin oranı araştırıldı. Sonuçta, cıva dışındaki tüm diğer maddelerin yer aldığı tespit edildi. Her bir üründe diğer yedi maddeden ortalama dört tanesine rastlandı. Test edilen tüm ürünlerin hepsinde nikel bulunurken, kurşun ikinci sırada yer aldı. Aralarında dünyaca ünlü Clinique, L?oreal, MAC, Maybelline, Sephora, Benefit gibi isimlerin de bulunduğu pek çok markanın zehirli kimyasal maddeler kullandığı ortaya konuldu. ?
Bu 23 Şubat 2012 tarihli bir haberden alıntı. Bu durumda defne sabununa dönmenin zamanı geldi de geçiyor bile!
Defalarca sabunladım saçımı; vücudumu; temizlendi, tertemiz oldu ama hiç kurumadı; ne saçım ne de cildim. Kiri alıp atıyor ama nemi ve yağı olduğu gibi bırakıyor. İnanılır gibi değil. Ömrüm bu sabunu aramakla geçmişte haberim yokmuş. O kadar aradım ki bu özelliklere sahip bir şampuanı veya sabunu. En pahalı olanlarını kullandım; bu sonucu alamadım.
Bol köpüklü bir banyo. Normal sabunlardan kat, kat fazla köpürüyor. Hiç bu kadar iyi temizlendiğimi hatırlamıyorum.
Hani duyarız defnenin iyi, yararlı olduğunu da bir merak edip alıp kullanmamışım. Ki ben doğal olana çok açık bir insanım. Şimdikiler biraz abartır oldu bu işi gerçi ama o ayrı mesele. İşi esnaflığa döktüler. Aktarlar hekim kesildi başımıza. Bilende konuşuyor bilmeyende. İyi ile kötü birbirine karıştı; güven kalmadı iyi olana bile.
Olur, olmaz her şey övülüyor; allanıp pullanıyor. Geçenlerde kakao yağı, kakao yağı dediler, aldım; kullanılacak gibi değil. Anlatan, öven acaba bir kere kullanmış mı; sormak lazım? Goji berry?i (kurt üzümü) yere göğe sığdıramıyorlar; demir içeriyormuş; tadı ağza alınacak gibi değil. Aldım ve aldığım gibi attım. Ucuz olsa yanmayacağım; dünyanın parası; neyse ki az almıştım. Himalaya tuzu dediler; aldım; oğlum sporcu; tuzsuz kaldı ve ağır kramplar geçirdi. Bari deyin ki diğer tuzun yanı sıra kullanın. Açık, açık kandırılıyoruz; utanma, arlanma diye bir şey yok. Bilmiyorsanız eğrisini, doğrusunu susun; bir şey söylemeyin.
Anneme de almıştım himalaya tuzunu; tadını beğenmedi; kullanmadı. O kullanmayınca bende kullanmadım; öyle duruyor bir köşede. Yine en iyisi deniz tuzu.
Amerika?yı yeniden, yeniden keşfetmek bu olsa gerek. Daphne?nin mitolojide defne ağacına dönüşmesi ve kutsal bir ağaç sayılmasının nedeni bu olmalı. Kadınlar arası gerçek bir bağ; bir iletişim biçimi yok ki paylaşalım; birbirimize iletelim bu güzel bilgileri. Tüketim toplumunun oyuncağı olduk her birimiz. Defne sabunu kullanmaya başlayana dek kullandığım şampuanın 200 ml?si 15 lira; defne sabununun kilosu 8-9 lira. Arada dağlar kadar fark var. Birilerini gereksiz yere zengin ediyoruz; olanı biteni bu!
Saçlarıma korkarak kullandım doğruyu söylemek gerekirse. Evet, kullanırken nasıl iyi temizlediğini hissediyorsunuz ama bunun birde kuruduktan sonraki görüntüsü var işin ucunda. Korktuğumun tam tersi oldu. Her zamankinden çok daha dolgun; dalgalı ve hoş durdu saçlarım. Aynaya bakıp, bakıp durdum. Yinede biraz sert ve mat oluyor saçlar; isteyen son suyunu kremli bir şampuanla yapabilir. Birde yağı hiç almadığından çok çabuk yağlanıyor saçlar. Belki böylesidir doğru olan, iyi olan ama alışkın değiliz.
Kansızlıktan çok kuru olan cildime bu yağı tutma, kurutmama işi çok iyi geldi. Özellikle kansızlığı olan, cildi kuru olan, varisleri olan herkese öneririm defne sabununu.
Bu sayede dünyaya göndereceğim çöp oranı da azalacak. Artık şampuan şişelerini; tek, tek paketlenmiş plastiğe yakın sabun ambalajlarını bırakmayacağım dünyaya çöp olarak.
Ama benim için bütün bunlardan daha önemlisi ameliyat izimdeki kızarıklığı geçirmiş olması. Hem de bir defada. Bu demektir ki vücutta oluşabilecek her hasarı, sivilceyi, iltihabı, yarayı geçirmeye muktedir. Bundan böyle başka bir sabun kullanmam; asla.
Yalnız sabunun kalıpları el yıkama için biraz büyük. Banyoda biraz kullanıp küçülttükten sonra el sabunu olarak kullanmak akılıcı olabilir. Kokusu belki biraz hoş gelmeyebilir ama anlattığım artılarının yanında kaybolup gider oda. Çok hoş kokulara alıştırıldık ne de olsa!
*Aktardan aldığım el yapımı defne sabunu markettekilerden daha iyi temizliyor. Saçlarım diğer sabunda daha sert oluyordu; yumuşadı. 3 tanesini 5 liraya aldım ama her aktarda bulunmuyor. Tanesi 5 liraya kutulu olanlar var bolca aktarlarda. Bir sabuna 5 lira vermem. Ardıç katranı sabunu da aldım el yapımı. Oğlumun sivilceleri için. İyi geliyormuş. Devamlı gittiğim marketteki kızın sivilceleri aniden yok olunca konuştuk; o söyledi ardıç katranı sabubunun iyi geldiğini. Defne sabununun da doğal olanını orada bulabileceğimi; sağ olsun. Çenesi düşük olmak bazen işe yarıyor;)))
Defne sabununu kullanmaya başlamadan önce saçım, cildim kuruyacak diye banyoya girmekten çekiniyordum; şimdi ise saçım, cildim çabuk yağlandığı için sık, sık banyo etmek zorunda kalıyorum. Aradaki fark bu kadar büyük. Ama çıkmadan saçları bir kez kremli şampuanla yıkamak şart; mat, yağlı ve sert oluyor yoksa. Defne sabunuyla yıkanmış saçı şampuan kurutamıyor, zarar veremiyor.
Sarı bıttım sabunu saçlar için çok iyi; yumuşak oluyor.
Haziran?12
Artık defne, melengiç ve bıttım sabunu haricinde sabun almıyorum eve. Şampuanda almıyorum. El ve vücut için boz defne ve yeşil melengiç sabunu; saç için sarı olan bıttım sabunu; saçlarımı şampuanlamamada gerek kalmıyor; sadece bıttım sabunu ile yıkıyor, çıkıyorum. Saç oldukça düzgün ve yumuşak duruyor. Bu sabunların en iyi tarafı saçımı ve cildim kurutmadıkları için istediğim sıklıkta banyo yapabilmem. Normal sabunlarla yıkanırken saç ve cildim kuruyacak diye banyoya girmeye korkuyordum; şimdi korkmam için bir neden kalmadı. Aktar dükkânlarının kapı önlerinde; dışarda oluyorlar genellikle ve oldukça ucuzlar. 2,3 lira gibi.
Kasım?12
Ablamın saçları çok kötü durumdaydı; neredeyse yok denecek kadar inceydi ve azalmıştı saçları; geçtiğimiz günlerde elinde bir perukla geldi; peruk almış; zaten hep kısa olan; uzamayan saçlarını 3 numaraya vurdurmuş birde; yerine gelen saç kat kat güçlü ve sık çıktı; yeni gelen saçını boyamadı şimdilik; boyarsa eski halini alır bana sorarsanız; şimdi halinden memnun; beyaz olmasına beyaz ama saçları var sonuçta. Bende bıraktım tamamen saçımı boyamayı; 1 yıldan fazla olmuştur; saçlarım canlandı; kendine geldi. Beyazlarım kötü görünümlü saçımdan daha güzel.
Aralık?12
Her kış sertleşen ellerim bu kış hiç sertleşmedi; doğal sabunlar sayesinde. Saç için son keşfim ısırgan otlu sabun; çok daha güzel ve yumuşak yapıyor saçı; eskiden kaynatıp kullanırdım saçlarıma ısırgan otunu; yumuşatması için; sabununu denemek aklıma geldi; diğer sabunlardan daha iyi; saç için; yoksa diğer doğal sabunları kullanmaya da devam ediyorum. Saçlara son olarak bioblas şampuan ve bakım kremi sürüyorum; şekil ve yumuşaklığı düzenliyor. Ara ara da banyoya girmeden 10 dakika öce saç uçlarına; diplerine değil; zeytinyağı sürüyorum; besliyor.

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *