Press "Enter" to skip to content

Gündem 2b Ocak’14

***Emniyete yeni atanan bütün müdürler polis kökenli değilmiş; hepsi sıradan üniversite mezunu; yani açıkçası imam hatipli; polis teşkilatımız sil baştan inşa ediliyor anlaşılan. Ancak bu arada da AKP milletvekillerinin istifalarının ardı arkası gelmiyor; kan kaybı devam ediyor; Hakan Şükür?le başlamıştı istifalar; Ertuğrul Günay ve iki milletvekili daha istifa etti; Erdoğan Bayraktar istifa etti; İdris Naim Şahin istifa etti; son istifa Hasan Hami Yıldırım; şöyle diyor; ?Bugün akp yönetimi kendini var eden değerleri inkar eder; yolsuzlukların üstünü örter; yolsuzluğun üstüne gidenleri itibarsızlaştırmaya çalışır bir görüntü vermektedir. Akp?nin bugün izlediği politikayı anlamakta zorluk çekiyorum.? 
Bu işin kaçarı kalmadı; ortada büyük; çok büyük bir yolsuzluk var ve gözümüzün içine baka baka bu yolsuzluğu örtüyorlar; akp ve Erdoğan aralık ayı itibari ile bütün güvenilirliğini ve dürüstlüğünü kaybetmiş durumda; hala buna oy veren çıkar ise ona helal olsun demek lazım; bu denli bakar körlük herkese nasip değil. 
HSYK savcılar arası tartışmalı diyalogun nedenlerini araştıracakmış; iyi olur; bizde anlamış oluruz bari ne olup bitiğini; kim ak, kim kara ortaya çıkar. Savcılığa girilip bilgisayarlardaki bilgilerle oynanıldığını söylemişti haberler; bu güvenlik kameralarıyla tespit edilmiş; sonradan bu bilginin ardı, arkası gelmedi; ne olup bittiğine; hangi bilgilerin gittiğine dair. Bu konuda ortada şaibeli bir isim varsa o kişi Muammer Akkuş değil, Turan Çolakkadı?dır bana kalırsa; çünkü operasyonun patladığı ilk gün olaya el koyduruldu ona; ve Zekeriya Öz uzaklaştırıldı. İstanbul cumhuriyet başsavcılığında başı sağlama almışlar ama olay alttan patladı. Kişisel çıkarları için vatanı satan bir şerefsiz Turan Çolakkadı; önüne ne yem atıyorlar acaba? Ve yine görünen o ki ikinci dalga operasyonun adı tarihe karıştı; o operasyonun baş kişilerini Erdoğan?a yakın çevreler oluşturuyordu; özellikle kalyon inşaat; durdurur elbette. Engellenmese ya bu dalgaların ardı arkası gelmez; o kadar pisliğe batmış durumdalar; baş pisliğin kim olduğu da artık alenen ortada; bütün o pisliği  dört bir koldan örtmeye çalışan Tayyip Erdoğan.
Eski bakanlarımızın çocukları hala içeride; 15 gün oldu; ortada bir suç olmasa hala içeride olurlar mı? Suç delillerinin, belgelerin çalınmasından korkulduğu için savcılıkta güvenlik arttırılmış. 
 Çocuk demişken; 9 mart 2009?de Aydın?da 8. sınıf öğrencisi M.S.Ö otobüsle halkı selamlayan Erdoğan?a ?Allah cezanızı verecek? diye bağırmış; Erdoğan ?onu alın? demiş; yaka paça içeri, otobüse almışlar; Erdoğan ne dedin diye sorgularken çocuğun boynunu sıkmış; boynunda iz kalmış; alınan hastane raporunda  ?boynunun arka sağ kısmında altı adet, 5-6 santimetrelik sıyrık? yazıyormuş; bu adam bu işte; 13 yaşındaki bir çocuğa bile nefret duyabilecek bir mizaçta; yazıklar olsun.
***Akp alabora olmasına oldu da bu memleketin hali ne olacak orası belli değil; kendileriyle birlikte bizi de bir bilinmeze sürükleyecekler; korkum o. Suriye?ye giden bir tırın aranmasına izin verilmemiş; ?insani yardım malzemesi var? denmiş; madem öyle bakılmasında ne gibi bir sakınca var; birde içindekiler devlet sırrı denmiş; tır mit?inmiş; devletin sırrını ayakkabı kutularında gördük; şimdi de tıra mı yüklendi; benim aklıma gelen ilk şey o; işi iyice yüzsüzlüğe verdiler; arsızlıkla işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar; güvendikleri dağ bu milletin ne denli aptal oluşu olmalı; açık, açık; alenen her şeyi örtbas ediyor ve ?biz ne yaptık ki? pozları takınıyorlar; aslına bakarsanız bokun içine öyle bir batmışlar ki kendileri bile nasıl çıkacaklarını bilemiyorlar; bundan bu kadar falso vermeleri; bunu beklemiyorlardı herhalde; peki ne bekliyorlardı; böylece yaşayıp gitmeyi mi?
Ne demişti halk bank müdürü için; ?saflığından yapmıştır?; yani aptal olduğu için demek istiyor; akıllı olsaydı daha iyi saklardı demek istiyor.
Kutu kutu; kasa kasa paralar unutuldu; bu operasyonun kimleri kazandırdığı; ülke ekonomisine etkisi; arama sırasında lahmacun isteyen polis gündemi oluşturuldu; niye hapishanedeki bakan çocuklarının durumundan bahsedilmiyor da gündem başka şeylere çekilmeye çalışılıyor; suni gündem yaratılmaya çalışılıyor; burası Türkiye Tayyip; buradan çıkış yok sana.    
O nasıl bir içişleri bakanı; tam bir azılı faşist; çirkef, iğrenç, korkunç bir adam; niye çok aranıp dışarıdan meclise sokulduğu belli; başımıza çok çorap örer o; eğer fırsatını bulursa elbette; ?bana içişleri bakanını söyle; sana başbakanın kim olduğunu söyleyeyim?; o kadar yani; ben fena tırstım heriften.
İkinci dalga operasyon için Muammer Akkaş?ın ?mal varlıklarına tedbir koydurdum? dediği 7 kişinin mal varlıklarına tedbir konmamış; dün ifadeye çağrılan Bilal Erdoğan efendi de ifade vermeye gitmemiş; yüklüce yen?leri götürdüğü söyleniyor hakkında. 
***Facebook?ta avarelik yapan polisler hakkında yorum yapan genç 1 yıl cezaya çarptırılmış; para cezasına çevrilmiş; göz yıldırmaya çalışıyorlar; susma, sustukça sıra sana gelecek; bu susmanın sonu yok; nereye kadar? Hepimizin gireceği önü sonu bir mezar; onurunla doğru bildiğini, gördüğünü savunamadıktan sonra o canı taşımışsın ne işe yarar; boş bir leş gibi?
***Kendi erkanından olan gazetecileri toplayıp fikir teatisinde bulunmuş; ?düşüyorum; beni kurtarın? diyor; ?ben batarsam sizde yok olacaksınız; ona göre iyi düşünün? diyor; kendi aklı yetmemeye başladı galiba bu işin içinden çıkmaya; bir ortak akıl gerek; onlarda da ne akıl var ya; akil adamlarken iyi gördük akıllarını; akılları olsa biraz geleceği görüp RTE?nin peşine takılmazlardı zaten; ben kaç yıldır burada boşa mı konuşuyorum;)) İyide gemiler o gazetecilerin değil ki; niye keyiflerini bozup daha fazla düşünsünler RTE için; eh; yağmasa da damlamıştır onlara da; RTE başta olmasa kim bakardı onların yüzüne adam diye; o yarım zekaları ile; onun sayesinde adamdan sayılıyorlar; maaşlarını onun sayesinde alıyorlar; bilmezler mi?
Öyle oradan buradan da toplamamış gazetecileri; kendine iyi bildiklerini; neme lazım; biri olmadık bir laf eder; cevap vermek durumunda kalır; adamın zaten canı sıkkın; burnundan soluyor; zamanı mı şimdi;)) Çocuk pornocuları, yalakalar, dönekler, aradığın ne varsa orada; paranın kulları.
Hadi onu da bırakın Metin Feyzioğlu ile bile görüşmüş; ?düşmanımın düşmanı dostum olur? düsturu ile olmalı; dünya tersine mi döndü; yoksa ben mi öyle görüyorum; RTE, Fethullah Gülen?in gazabından korunmak için Barolar birliği başkanı; Atatürkçü; ilerici; hatta devrimci denebilecek Metin Feyzioğlu?ndan yardım istiyor; tanrım; ne günlere kaldık! Hatırlarsınız; B. Birliği açılışında 45 dakika boyunca Metin Feyzioğlu?nun ona karşı yaptığı konuşmayı dinlemek zorunda kalmış ve çıkarken cevap verebilmek yerine ?böyle yaparlarsa bir daha gelmem? demişti; cevap bile verememişti yani; sonrasında dahi cevaplayamadı Metin Feyzioğlu?nu; o sözler cevapsız kaldı; o kim; Metin Feyzioğlu kim? 
***Balyozda yeniden yargı yolu gözüküyor; kumpas laflarının varacağı nokta buymuş; niye yolsuzluk operasyonundan sonra söylendiği şimdi yavaş yavaş şekilleniyor; dikkatler bu tarafa çekilmeye çalışılıyor; ergenekon içinde iyileştirmeler; yumuşamalar görülüyor; eğer bu ardı gelecek operasyonların sus payı ise olmaz olsun öyle yargılama; bütün komutanların buna karşı çıkacağını düşünüyorum; sanıyorum; umuyorum; bu pazarlığa karşı duracak kadar şereflidirler umarım. Bu iş bu kadar basit değil; bir senden, bir benden?le; gör beni göreyim seni?yle bir sonuca varılamaz; kimin eteğinde ne taş varsa dökülecek ki karanlık aydınlığa çıksın. Bunun için bir bedel ödenecekse komutanlar bunu seve seve yerine getirmelidirler. Bu ülke için ne bedeller ödendi; ödeniyor; ödenmeye de devam edecek; başka yolu yok bunun. Eğer bu sus payına tav olur isek onlardan ne farkımız kalır; hırsızlığa yataklık eden olmaz mıyız? Üstelik milletçe; bu karayı alnımıza yapıştırmaya kimsenin hakkı yok.
Benim cephemden bakacak olursak; yedikleri önünde; yemedikleri arkalarında; işkence mi görüyorlar abim gibi; çıktıklarında ve oradayken kolları mı tutmayacak filistin askısında asılı kalmaktan; ya da orasına burasına elektrik verilmekten toplamda 50 yıl yaşayıp kalp krizinden mi gidecekler; onlar 50?yi çoktan aşmışlar zaten; vadeleri dolmuş; ne diye aileleri televizyonlara çıkıp habire viyaklıyorlar ki; 12 eylülde biz öyle mi yaptık; bizim öyle yapmamıza müsamaha mı gösterildi; onların canı can; bizimki patlıcan mıydı; ?oğullarını unutturmayacaklarmış? biz unutmuş muyduk oğullarımızı siz onlara işkence yaparken; yaptırırken; o işkenceyi seyrederken? Yapabildiğimiz; elimizden gelen bir avukat tutmak idi; onu yaptık; birde görüş verilirse Erzurum?da ise Erzurum?a; Çanakkale?de ise Çanakkale?ye gittik; o kısıtlı imkanlarımızla; dul ve yetim aylığı ile yaşayan 7 kişi; başka bir hak tanındı mı bize ya da oğullarımıza? Yanınıza yanaşılıyor muydu fiyakanızdan?
?Görüşlerde iyi davranın askerlere; yoksa siz gittikten sonra daha kötü davranıyorlar? demişti abim; sizin sırmalı eşleriniz, oğullarınız da öyle şeyler söylüyor mu size? Paşa paşa yaşıyorlar işte; paşalar ya; daha ne istiyorsunuz?
***Burnuma hiç iyi kokular gelmiyor nedense; kendi arkasında olduğunu düşünüp polisin içindeki cemaatçileri destekledi; ordunun işlev ve prestijini sıfırladı; cemaatle bir ters düştü; polis cemaatin elinde; baktı arkasında kimse kalmamış; orduyu, hukuku kendisi halletmişti üstelik; şimdi dönüp dolaşıp orduya, hukuka yamanmaya çalışıyor; asıl darbeyi cemaatten yiyeceğini geçte olsa anladı; akp-ordu birlikte; cemaate karşı el ele; nereye varır hiç belli değil. 
Paralel devleti besleyen, yaratan kendisi; ?paralel devlet var? diye ortalığı birbirine veren yine kendisi; ben ne anladım bu işten? Ama anlaşılan o ki bu dershanelerin kapatılması meselesi Türkiye?deki büyük bir gediği ortaya çıkardı; o dershanelerin; yani cemaat dershanelerinin; yurtlarının kapanması gerek; Erdoğan gitsin; gitmesin bu fark etmez. Kızımın okulunda var; devlet okulu; bir minibüs dolusu çocuk; yurtlarda kalıyorlar; devletin okullarında eğitim gördürülüp sabah akşam beyinleri yıkanıyor din diye; sabah namazına kaldırılıyor; geri uyuyorlarmış çocuklar; bu bahsettiğim 6. sınıf bebeleri; aileleri de yakında yaşıyor üstelik; aynı semtte; Ankara içinde; boğaz tokluğuna; gelecek kaygısına kurban verilen çocuklar bunlar. Tekke ve zaviyeler neden kapatılmıştı; işte bu türlü sakıncaları olduğu için; devlet içinde devlet yapılanmalarını engellemek için. 
Balyoz, ergenekon derken yolsuzluğu unutturmanın derdinde aslında; Bilal hala ifade vermeye gitmedi; niye gitmiyorsa; hani oğlu bile olsa gözünün yaşına bakmazdı; yalan, yalan, yalan; öyleydi, böyleydi deyip bu işin üstünü de örtmeye kalkarlarsa hiç hoş olmayacak.
Şu an için iki ucu boklu değnek durumundayız; bir tarafı cemaat; diğer tarafı yolsuzluk; ikisininde temizlenmesi gerek. Her iki taraftaki pislikte dindar kesimden kaynaklanıyor; bundan böyle insanlar kanıp çocuklarını vermezler umarım bu gibi örgütlerin içine. Doğru olan Atatürk?ün yolu; cumhuriyetin yolu; bu bir kez daha kanıtlanmış oldu böylece. Din Allah ile kul arasında kalmalı; o kadar; kendinize sahte Allahlar; peygamberler yarattığınızda Allah ta başınıza bu çorapları örer işte öyle. ?Kendinizle benim arama kimseyi sokmayın? diyor kuran; melekleri dahi; boşuna mı söylüyor bunu; ne Fethullah Gülen bir dini lider; ne de Erdoğan; dini lider diye bir şey yok zaten; olmaması gerekiyor dinimizin şartlarına göre; Allah ve siz; arada başka hiç kimse yok; nasıl olabilir ki; bir düşünsenize; onuda yaratan Allah sizi de; onu size niye üstün tutsun ki? Öyle olsa çıkar ve bir şekilde ?onu size üstün tuttum? der; veya Kuranda söyler bunu; öyle değil mi? Yolsuzluk yapan; veya yolsuzluğu örtbas etmeye çalışan; çıkıp alenen beddua eden Allah indinde makbul olabilir mi?
Döndü, dolaştı; askerden, hukuktan aman dileyecek hale geldi; utanmasa ?ben ettim; siz etmeyin? diyecek; iyi oldu ona da; her kötünün daha kötüsü var hayatta; ona dersini verecek; Allah dönüp dolandırıp o kötüyü ayağına dolaştırıyor sonunda. Bunu hayatta örnekleri öyle çok ki saymakla bitmez. Çok görüyorum; çok karşıma çıkıyor; ?alma mazlumun ahını; çıkar aheste aheste?.
***Dün akşam Metin Feyzioğlu vardı aykırı sorularda; aylardır izlemiyordum aykırı soruları; çok matahmış gibi ha bire türbanlıları çıkardığı için tepemin tası atmıştı; dün izledim ama; kaydettim; yine izleyeceğim; o bölümü yani; yeni umut ışığımız; Yılmaz Özdil bugünkü yazısını ona ayırmış; ADAM demiş başlık olarak; hepimizin onun için hissettiklerini dile getirmiş; o da cevaben facebook hesabında  HAK ETMEK İÇİN DAHA FAZLA ÇALIŞMAYA SÖZ! demiş;)))
Onca kirliliğin içinde bir tertemiz ADAM!
Erdoğan bile onun önünde eğilmek zorunda kaldı; gerçi onun eğilmesi çok normalde; bir bilgisizin bilginin önünde eğilmesi kadar normal bir şey olamaz. Neden anne babalarımız ?oku? dedi bize; işte bugünler için. Bir arka kapıdan okumak var; birde ön kapıdan; onu; o diplomayı da hayat gösteriyor; zamanla. 
*** L.A. 1949; bir uyuşturucu mafyasının polisle, devlet yönetimi ile kurduğu ortaklık ve bunlara savaş açan 5-6 polis; gerçekten olmuş; yaşanmış bir hikaye; esas gangster olan Mickey Cohen 1976 yılında hapiste ölmüş. ?Gangster squad; suç çetesi? adlı bu filmi bütün Türkiye izlemeli; özellikle şu günlerde; sanırsınız Türkiye?yi anlatıyor; tek farkı silahların patlamayışı; o kadar; başka bir fark yok; onunda olup olmayacağının bir garantisi yok bu gidişle!
***O ne ya; ortalık birbirine girdi; bugün 8 ocak; unutmamak için bu tarih yazılmalı; haber, haber üstüne; hepsi bomba gibi; Zekeriya Öz Başbakanın kendini ölümle tehdit ettiğini iddia etti; başbakan yalanladı; HSYK’nın idaresi adalet bakanlığına geçti; Feyzioğlu’nun yaptığı atılım canlarını sıkmış; Hüseyin Çelik “insanların ümitleri üzerinden şova devam ediyor” demiş; ortamı bu hale getiren Feyzioğlu değil elbette; çok adiler; hemen işe çirkeflik bulaştırıyorlar; birde diyor ki “siyaset kurumuna sıcak bakmaması belkide merhum dede Turhan Feyzioğlu’nun her zaman siyasette hüsrana uğramış olmasıdır”; çok çirkefler; dedesi ile ne alaka; adamı mezarında hoplatacaklar; Bahçeli ise “kayda değer bir fikri olmadığı” gerekçesi ile Feyzioğlu ile olan randevusunu iptal etmiş; rekabetin kızıştığını anlamaya başladılar anlaşılan; yürü be Feyzioğlu; kim tutar seni!
Bu Zekeriya Öz ne ayak onu bir anlayamadım; ergenekon ve balyozda devletin en has adamıydı; şimdi ise baş düşmanları; iki kere iki dört; bildiğin Fethullah’ın adamı; başka bir açıklama bulamıyorum ben. Bu 180′ değişimin bir nedeni olmalı. Atatürkçü; cumhuriyetçi olsa komutanları içeri tıkmazdı gönüllü olarak; Fethullah’ın adına orduyu birbirine kattı; şimdide akp’yi birbirine katıyor.
Meğerse Fethullah Gülen’in ülke yönetiminde bayağı bir etkisi varmış ta bizim haberimiz yokmuş; Erdoğan bizden önce uyandı; oluşan tehlikeyi bizden önce gördü; demek ki yinede içinde bir yerlerde bir vatanseverlik var Erdoğan’ın. Ya da dendiği gibi pkknın zorlaması ile başlandı bu dershane meselesine; ancak mesele sadece pkk olsa bu kadar dayatmazdı; anayasa komisyonu ne oldu; dağıldı gitti; izi kaldı mı; yok; her ne vesile ile başlanmış olursa olsun sonuç bizim için hayırlı oldu.
Fethullah Gülen’in neden Türkiye’ye gelmediği; istediği şartlar oluştuktan sonra Türkiye’ye geleceği çok rahatlıkla çıkarılabilir buradan; istediği şartlar ise ortada; ülke yönetimi; belkide şeriat; Erdoğan işine taş koydu diye ne beddualar yağdırdı baksanıza; adam büyük oynuyor; hedefi büyük; boşuna demiyorlar Amerikan ajanı diye; Amerika’nın en çok isteyeceği şey Türkiye’nin bir şeriat ülkesi olması; o yobazlar tarafından yönetilmesi; çok işine geleceği aşikar; şimdiki yediğinin 5 katını yer Türkiye’den; bütün hesaplar para üzerinden dönüyor anlayacağınız; ulusal ve uluslararası çıkarlar. 
Akp, cemaat, Amerika şeytan üçgeninin göz ardı ettiği; hiç tahmin etmediği bir gelişme oldu ama bu arada; Türkiye her başı sıkıştığında olduğu gibi yeni bir Atatürk buldu; Feyzioğlu; şimdi ne yapsak ta onu alaşağı etsek diye düşünüyorlar kara kara; karalama kampanyası için dedesine kadar uzandı dilleri şerefsizlerin; o gönüllerde taht kurdu bile; yapabilecekleri hiçbir şey yok Feyzioğlu’na karşı; tertemiz bir adam; bu kirlilikte nasılda parlıyor ışıl ışıl.
Bu arada tayin furyaları da hız kesmeden devam ediyor; dün yine 24 ilin emniyet amirleri değişti; ayıkla ayıkla bitiremedi Erdoğan; onları doldururken aklı neredeydi acaba? Haram ya binaya; ya zinaya; başkalarının haklarını yiyerek birilerini bir yerlere getirirsen olacağı bu; şimdi ayıkla bakalım pirincin taşını; pirinçten bile bu kadar taş çıkmaz.
Şimdi birde kpss ve öss de yapılan yerine adam sokmaların peşindeler; en son 30 kişi yakalanmıştı; son 13 yılı araştırıyorlarmış; son 13 yıl neye denk geliyor sizce?  
***Şom ağzımı açtım; yakında silahlar patlar dedim; iş oraya doğru gidiyor; ölüm tehditleri başladı; Zekeriya Öz’e yapılan. Teksas’a döndü ortalık; ciddi krizler gelebilir arkasından gerçekten; meğerse temiz; hırsızlığa eli bulaşmamış adam kalmamış ortada da bizim haberimiz yok. Çeteci başı Erdoğan; AKP’li vekiller ise çete.  
Feyzioğlu’na ise her cepheden yaylım ateşi açıldı; salvo; halk tv’den Bahçeli’ye; akp’ye, chp’ye kadar;adam hangisinden sakınacağını şaşırdı; “nereye düştüm ben” diyordur içinden; adam akademisyen; el bebek, gül bebek büyümüş dedesinin, ninesinin elinde; ne bilsin ortalığın bu halini; bunların hepsi çapulcu tayfası; orası ise er meydanı; aslında çakallar sofrası; meyve veren ağaç taşlanır aslanım; bizde adet böyle; alışırsın.
***Kendine bir soru soran gazeteciye TBMM Başkan vekili Sadık Yakut gülerek “Ben olsaydım ebeni öperdim senin” demiş; abooo; ne günlere kaldık; cumhuriyet tarihimizin en zifiri karanlık günlerini yaşıyoruz şu an; terbiye sıfırın altına inmiş durumda; Allah bin belalarını verir inşallah; veriyor da zaten; son olarak nereden hatırlıyoruz Sadık Yakut’u; 20 kasımda “kız ve erkek öğrencilerin birlikte eğitim yaptırılmasını da büyük bir yanlışlık olarak değerlendiriyorum. İnşallah bu yanlışlık önümüzdeki dönem içinde düzeltilecek.” demesinden; sonra dediğinden tepki alınca “şahsi görüşüm” diyerek işin içinden sıyrılmıştı. Dengesiz herif.
***Bütün bu yaşananlar Türkiye’de bir yönetim boşluğuna; bir krize dönüştü; devlet bir keşmekeş içinde yönetilir oldu; bu da kimseyi güvende hissettirmiyor; şu durumda olması; yapılması gereken acilen bir genel seçime gitmek; tek çıkış ve çözüm yolu bu; hükumet istikrarını ve güvenilirliğini kaybetti; ve hatta yaşanan bunca rezaletten sonra hükumet kendi istifa etmeli; veya hükumet istifaya zorlanmalı. Bunca rezaletten sonra “en çok yüzsüzlük yaparak yönetimde kalma” rekorunu mu kırmaya çalışıyor Erdoğan; o hükumet geçerliliğini ve güvenilirliğini kaybetmiştir artık; önümüzdeki maçlara bakma zamanı.   
 

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *