Press "Enter" to skip to content

Gündem 2c Şubat’14

***Sağlık bakanlığının açıklamasına göre antidepresan kullanımı son 5 yılda %56 artmış; antidepresan satışları aspirin satışları ile başa baş gidiyormuş; Gülse Birsel bu haftaki yazısında devletin huni dağıtmasını önermiş; bu durumda haksız olmadığı ortada; istatistiki verilerle üstelik; 1 yılda 26 milyon kutu antidepresan tüketmişiz; 2013 sonu verilerine göre nüfusumuz yalaşık 77 milyon ve bunun %25?i; 18 milyonu; 14 yaşının altında; bu durumda varın siz hesap edin kişi başına düşen depresyon ilacını; 50 milyon insan ve bunun karşılığında yılda 26 milyon kutu antidepresan; insanları antidepresana yönelten şey nedir; geçim sıkıntısı; hayatın zora girmesi; akp övünsün kendiyle; nereye kadar övünecekse; günahları bini aştı; dindarım diye diye; akp?ye oy veren her kişide o günahın ortağı.
Milletçe tırlattığımızın bir görüntüsü Batman?dan yayınlandı; ?144 kızımız alime oluyor? diploma töreni; peygamber sevdalıları ve kuran nesli platformu tarafında 4 yıllık Arapça ve dini bilgi eğitiminden sonra verilen diplomaların töreni; 144 kız kara çarşaf giymiş; sadece gözleri gözüküyor; başlarında beyaz örtü var; hepsi birer öcü, hayalet gibi. Konuşan adam ?bu coğrafyada hiçbir zaman gerçekleşmemiş olan bir olay gerçekleşiyor? diyor; gerçekten öyle; adama katılıyorum ama aynı bakış açısı ile değil elbette; bir utanç manzarası. Kökeninde yine kim var; akp; bunları palazlandıran, güçlendiren kim; akp iktidarı; akp?nin iktidarda oluşu.
***Ankara?da maltepe dershaneleri; İzmir?de körfez dershaneleri; İskenderun?da önem dershaneleri;  anafen dershaneleri; Mersin, Adana?da ışık dershaneleri; Konya?da sabah dershaneleri; Diyarbakır?da sur dershaneleri; güvender yayınevi; simetri yayınları; Turgut reis; yeşil ırmak; ve hepsini anası fem dershaneleri; açılımı Fethullah Gülen eğitim merkezi; wikipediye göre 2011 itibarıyla Türkiye genelinde 180 şubesi varmış; bunun 47?si İstanbul?da; diğer kısmının geneli doğu ve güneydoğuda olmak üzere. 
Fem dershanelerinde okuyup üniversiteye girenlere bedava ev sağlanır; karşılığında yeni gelenlere; üniversiteye hazırlananlara yardımcı olmaları beklenirmiş; erkeklerin kaldığı bu evlere ışık evleri; kızlarınkine ise nur evleri denirmiş; abiler ve ablalar; bu evlerde Fethullah Gülen?in video kasetleri izlettirilir; birlikte ağlanırmış; dini günler tertip edilirmiş; evlere giden öğrenciler ?ikna yöntemi? ile zaman ve sızıntı abonesi de yapılırmış; bu abi ve ablalar öğrencilerinin evlerine iftara giderlermiş; evler yıllar boyu sık sık aranır; irtibat kesilmezmiş; sadece kazara bir sınavına girmiş olsanız bile aramaya devam ederlermiş; hangi yurda yerleşeceğini soracak kadar; yani kendi yurtlarını önerirlermiş.
Dershanenin kantini ramazan ayında kapalı olurmuş; kantinde ülker satılırmış; kız ve erkek öğrenci şubeleri ayrıymış; derslik olarak ve ayrıca dershane olarak; açıldığı her yerde bir kız, bir erkek dershanesi açarlarmış; hatta çıkış saatlerini bile ayrı zamanlara ayarlarlarmış; ve binaları cami yanında olurmuş; kız öğrencilerden çok erkek öğrencilerin eğitimine önem verilirmiş; kız öğrenci sayısı erkek öğrenci sayısının %10?u imiş; kızlarında %90?ı kapalı imiş; kız öğrencilere kadın; erkek öğrencilere erkek öğretmen ders verirmiş; kadın ve erkek öğretmenler birbirleriyle evlendirilirmiş; yemek hanelerinde bolca şap kullanılırmış; durumu iyi olan öğrenciye çok daha fazla özenilirmiş; tarih dersinde sızıntı dergisinden pasajlar okunurmuş; alt katları mescitmiş; teneffüs saatleri ezan vaktine göre ayarlıymış; kadın öğretmenler odada müdürle konuşurlarken kapının arkasında dururlarmış; birbirlerini görmeden konuşurlarmış yani; kadın ve erkek öğretmenler kazara birbirlerini görürlerse hızlıca kaçışırlarmış; daha neler, neler.
Asıl amacı hizmet gönüllüleri yetiştirmekmiş; yurtlarında kalan öğrenciler sabah namaza kaldırılırmış; 5 vakit namaz kılmak zorunluymuş; onlara aykırı davrandığında dayak bile yenebilirmiş; yiyenler olmuş; ama asıl ceza dersleri ile ilgilenmemekmiş; dershane ücreti diğer dershanelere kıyasla yüksekmiş; ancak büyük indirimlerde yapılırmış; dershanelerinin her yerinde kameralar varmış; özel fatih üniversitesini, marmara üniversitesini, sakarya üniversitesini önerirlermiş; (ki daha önce yazmıştım; devlet erkanımızın büyük çoğunluğu marmara üniversitesi ekolünden geliyor diye; böylece doğrulandı inleri olduğu); sınava yakın zamanda bazı öğrencilerle çözülen deneme testlerinin %85?i öss sınavının benzeri olurmuş; bu iddia ilk olarak 2011 yılında öne atılmış; ki ben bu bilgileri itü sözlükten aldım ve yazılanlar 2004?ten itibaren başlıyor; sonuçlar açıklanır açıklanmaz aradıkları kişiye ?şu üniversiteyi kazandınız? derlermiş; bilirlermiş nereyi kazandığını; bu 2012 yılında başlıyor; yurtlarda 4 saatlik uykunun yeterli olduğu söylenirmiş; ve öyle uygulanırmış.
Fem yayınları üniversite hazırlıkta at başı gidiyormuş; üniversite hazırlıkta dönen bütün satışın yarısı femden yapılıyormuş; hazırlık kitapları oldukça iyiymiş; cemaatin esaslı bir para kaynağı yani. Ben bunu nereden biliyorum; oğlum bu sene sınava hazırlanıyor; oradan; alıp alıp geliyor fem yayınevi kitaplarını. Çıkan onca gürültünün kaynağı bu bilgiler ışığında çok daha açık.Yani kurulu düzenin; para tezgahının içine çomak sokulmuş; onlarda veryansın etmişler.
Velhasılı eğitim çatısı altında toplanan çocuklardan kandırılmaya müsait olanlarını; ki çoğunluğu; %99?u fakir fukaranın çocuklarıdır; kendi içlerine çekiyor ve kendileri gibi yapıyorlar; beyinlerini yıkıyorlar ağlatan videolarla; o çocukların psikolojisini bozup bir dolu yarı hasarlı insana dönüştürüyorlar; fetomatik robotları; sonunda da böyle bir görüntü oluşuyor; baştan ayağa silkelenen bir ülke. Çaktırmadan itaatkar bir ordu kurmuş kendine; bu cumhuriyetin kurduğu okullarda okuyan çocuklardan üstelik. Cumhuriyet bile yapmadı onların yaptığı ölçüde beyin yıkamasını; istense Atatürk?te o denli putlaştırılabilirdi; bu yapılmadı; yaşayan, şu an var olan bir insana bu tapınmanın temelinde yatan ne; ne diyerek, neler anlatarak kandırıyor insanları acaba? O çocukların hepsinin psikolojisini alaşağı etmiş; kendi gibi nevrotik yapmış. Aşağılık herif. Erkek adam ha bire ağlar mı; o nasıl bir erkek; tam bir zırdeli; hasta ruhlu; huni asıl ona lazım; bizden önce; gerçi ona bir tanede yetmez. Yani bu dershanelerin kapatılması bu milletin, bu devletin yararına. Yoksa işin daha nerelere varacağı hiç belli değil.
Bütün bu yaşananlar bende neyi çağrıştırıyor biliyor musunuz; İran?ı; Ayetullah Humeyni?yi; Şah Rıza Pehlevi?yi; şimdi açıp bakacak ve ondan sonra yazmaya devam edeceğim?
Okuduklarıma ve yazacaklarıma sizde inanamayacaksınız. Humeyni?den bahsediyorum elbette. 1964 yılında devlete muhalefet ettiği için sürgüne gönderilmiş; 5-10 yıl Türkiye?de kaldıktan sonra Irak?a geçmiş; Ekim 78?de ise Fransa?ya; bu geçişlerin hepsi İran yönetimi zorlamasıyla olmuş; o dönemi  şöyle anlatıyor vikipedi; ?Oradan şah yönetiminin yıkılması ve bir İslam cumhuriyetinin kurulması yolunda yoğun bir propagandaya girişti. Mesajlarını ilettiği TEYP BANTLARI İran?da gitgide genişleyen bir kitleye ulaştı. 1978 sonlarında kitle gösterilerinin, grevlerin ve halk arasındaki hoşnutsuzluğun bütün ülkeye yayılması karşısında Şah Rıza Pehlevi Ocak 1979?da İran?ı terk etmek zorunda kaldı. Şubat 1979?da Humeyni İran?a döndü; yapılan anayasa referandumuyla İran İslam Cumhuriyetinin kurulmasından sonra ömür boyu siyasi ve dinsel önder seçildi. ?. TEYP BANTLARI sözcüğü size kimi hatırlatıyor? Şimdiki haliyle video görüntüleri elbette. Benim elimi ayağımı soğutmaya yetti de arttı bile o söz.
?Daimi veya gayri-daimi nikah ile 9 yaşından önce eş ile cima (cinsel ilişkide bulunmak) caiz değildir. Lakin diğer faydalanmalar şehvetle el atmak, sarılmak veya tefhiz etmenin sakıncası yoktur. Hatta emzikteki olsa bile? sözü Humeyni?ye aitmiş. Pedofili manyağı. 
Gel gelelim bizim manyağa; Fethullah Gülen?e; bakalım onda ne marifetler varmış; ilkokulu sonradan dışarıdan bitiren bir imam; bildiğiniz cami imamı; 1971?de dini propaganda yapmak suçu ile 7 ay hapiste yatmış; ardından vaizliğe devam etmiş; 12 Eylül 1980?den sonra hakkında yakalanma emri çıkarılmış; vaizlikten istifa etmiş ve dost ve akrabalarının yanında saklanmış; bu dönemi atlattıktan sonra palazlanma dönemine geçmiş; kendini bir vaiz olarak kabul ettirmiş; etkili, yetkili insanlar üzerinde; 1999?da; 28 şubat sürecinde bakmış pabuç pahalı soluğu Amerika?da almış; gidiş o gidiş; dönüşü olmaz inşallah; sonrası ortada; ?din, İslam ve şeriat? kelimelerini eş anlamlı olarak kullanmaktaymış; hanımlar; hazır olun; bir pedofili manyağı da bizim kapımızda anlaşılan.
3-5 aylık kızlarınıza önüne gelen şehvetle el atabildiğinde mi aklınız başınıza gelecek kadınlar; sözüm size, erkeklere değil. Size de el atabilecekler demek oluyor bu elbette; ne yapmayı düşünüyorsunuz bu hususta. İşin bu noktasında dershanelerde neden kızların değilde erkeklerin önemsendiği çıkıyor ortaya; kaç aklı başında kadın şeriat ister kendi için ki? Ne diyor Erdoğan ?yapmak istiyorsan gel burada siyaset yap? diyor ancak adamın niyeti o değil ki; bir cumhuriyet uşağı olmak yerine bir şeriatın başı olmaya hazırlanıyor; Erdoğan kendisinin, partisinin bir piyon olarak kullanıldığını; asıl amacın şeriata gitmek olduğunu anlamış olmalı; o yüzden bu denli dershanelerin üstüne gidişi; demek ki Erdoğan şeriat değil cumhuriyet yanlısı; şeriat gelse kim anar Erdoğan?ın adını; cumhuriyetten yana olmak zorunda zaten; şeriat gelmesinde ben Erdoğan?a; yaptığı yolsuzluklara bile razıyım; helali hoş olsun valla; 1,2 villanın laf mı olur?
İş şeriat ve Fethullah Gülen?e dayandığında Kılıçdaroğlu da güvenilir bir ad değil; o da onunla pek bir muhabbetli; bu durumda aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. O cahil güruhun Sivas?ta neler yaptığını hepimiz biliyoruz; esaslı bir girişimde neler yapabilecekleri hiç garanti değil. Velhasılı durumumuz hiç açıcı görünmüyor.
Küfürbaz; tekmeci; zeyİT aslan Sivas katliamının avukatlarındanmış; aklıma geldi de söyleyeyim dedim.
***Ankara?nın girişlerine 5 kapı yapılıyormuş; bir ay sonra yapımları tamamlanacakmış; bir keresinde; aylar önce yanından geçmiş; ne olduğunu; ne yaptıklarını anlayamamıştım; şimdi anlamış oldum; her biri 5 milyona mal oluyormuş; yani 25 milyon tl; 52 saat kulesi için harcanan para ise 11 milyon tl; toplamda 36 milyon belediyenin kesesinden çıkan para; kapı ve saat kuleleri için; bu kapılar hakkında konuşanlar ?güzelde yolumuzu daraltıyorlar, biraz daha geniş olsa daha güzel olurdu?; ?güzel mi olacak bittiğinde sanki; hiç beğenmedim; gereksiz buluyorum; yapılması gereken çok şey varken yapılmadı, bunlar yapılıyor?; ?ooo; çok pahalı; gereksiz bir şey bence; eğitimde kullanılabilir; yeşil alan yapılabilir; çocukların özgürce dolaştığı, kadınlara yapılabilir bir çok şey?; ?görüntüsü güzelde var mıymış o kadar paramız; bunu yaptıracak kadar; 36 milyon güzel para; Türkiye?de görüntünün değil açların karnının doyması önemli?. Millet söylenecek her şeyi söylemiş; bana laf düşmez artık. Ama babalarından kalan parayı harcar gibi harcadıkları da aşikâr.
Bir nazirede Altındağ belediye başkanından gelmiş;  camisi, değirmeni, çamaşırhanesi, fırını, bağı, bahçesi olan, şu an inşa halindeki köyde yaşayacak çoban, muhtar, köy bekçisi ve köylüler arıyormuş; 100 yıllık evler köylerden sökülüp getirilmiş; öylece; kamyonlarla; Ankara?nın göbeğinde; apartmanların yanında 400 dönümlük bir köy; köypark; baharda tamamlanacakmış; köy hayatının insanlara tanıtılması içinmiş; çok mu lazımdı acaba? Kendi köy çocuğuymuş; Veysel Tiryaki; şimdiki çocuklar tavuğu, horozu, yoğurdun nasıl yapıldığını bilmiyorlarmış; o yüzden yaptırılmış köypark. Ne diyordu usta sık sık; ?Adamın ufku o kadar?; ne yapsın?
Bu köyün belediyeye olan maliyeti açıklanmadı. Birde geçişi oldukça uzun bir asma köprüden sağlanıyor; başka girişi de vardır elbette ama umarım çoluk çocuk oradan geçilmesi beklenmiyordur insanlardan. Köylüler orada yaşayacak; insanlarda gelip onları seyredecek ya; ismini ?insanat bahçesi? yapsalar daha uygun olurmuş gibi geldi bana!!!
 ***Oğlumun biyoloji öğretmeni iç anadoluda doğada araştırma yaparken bir nehir kıyısında 3,4 kiloluk bir kavanoz bulmuş; içi kene dolu olan; tetkik için götürmüşler; KKKA yapan keneymiş. Böylesi hikayeleri daha öncede duyduk, duyuyoruz zaten. Ben bildim bileli kene var; ancak bu ölüme yol açan keneler sadece son yılların ürünü. Hatırlar mısınız; bundan 3-5 yıl önce çekirge istilası olmuştu yine iç anadoluda; çekirgeler uçaklarla atılıyor diye bir söylenti yayılmıştı; İsrail uçakları elbette; googlea çekirge yazdığınızda en çok ?İsrail?de çekirge istilası? çıkıyor karşınıza; kendi ortamlarından ilham almış olmalılar; çekirge bulmakta zorlanmayacakları belli; öldürüp imha etmeleri için çok büyük oranda zirai ilaç kullanmaları gerek; çevreye zarar verebilir; en iyisi alıp başlarının belası Türkiye?ye atmak diye düşünmüş olabilirler; çekirge istilasının ardından kuş gribi geldi; ardından domuz gribi; son olarak ta kene; atıldığı yerin iç anadolu olması da anlamlı; sınırlardan; diğer ülkelerden en uzak yer; zaten kene ölümleri en çok anadoluda görülüyor; nehir kenarına atılmış olması da kenelerin sudan beslenerek ölmemelerini sağlamak için; ve insanların nehir kenarına gelmeleri daha olası; uluslararası siyasi arenada daha ne puştluklar dönüyor Allah biliyor.
Yiyeceklerimizin tohumları da İsrail?den geliyor; biliyorsunuz değil mi? Üstelik her yıl; yeniden tohum vermesini engelleyen tohumlar gönderiyorlar; her yıl almak zorunda kalsınlar diye. Yemeli mi; yememeli mi?
***17 aralıktan sonra başbakan için ?istifa etmeli? diyen Erdoğan Bayraktar özür dilemiş; yorgan gitti; kavga bitti; ortalık süt liman oldu nasıl olsa; Bayraktar ilk şokun etkisi ile istifaların arkasının geleceğini sanmıştı; ki normalde olması gereken o idi; ama olmadı; adam dişli çıktı; her dümeni çevirdi olmaması için; olmayınca geri çark etti. Kendi yerinden oynamamak için tüm Türkiye?yi yerinden oynattı; helal olsun; kriz yönetiminde başarılı olduğunu gösterdi herkese; bu kadarını; bu dirayeti feto bile beklemiyordu bana kalırsa; ilk hamlede düşüp pes edeceğini düşünmüş olmalı; umduğu gibi çıkmadı. Telefon dinlemeleri engelleniyor; internete yasaklar geliyor; özel yetkili mahkemeler kalkıyor; bundan sonrası için kendini koruyup kollayacak; açıklarını ele vermeyecek her türlü önlemi alıyor akp. Eşkıya dünyaya hükümdar olmazmış. 
  ***?Türkiye ekonomisi bir Los Angeles büyüklüğünde olduğu için sıkıntıların küresel ekonomiye etkisi büyük olmayacak, ancak yayılma etkisi büyük olabilir? diye yazmış Nobelli ekonomist Paul Krugman; mesele sadece para, para, para.
***Metin Feyzioğlu, Nida Gariboğlu?nun avukatlığını yapmış; Münevver Karabulut davasında; Ayşe Arman?la söyleşisinde şöyle diyor; ?aslında karım da o davayı almamı istememişti?; o davanın alınmasını kim ister ki! Kendi nasıl olmuşta istemiş acaba? Üstelik 2 kız babası olarak. Kızlarına düşkün, seven bir baba olarak anlatıyor kendini üstelik. Ben avukat olsam ve oradan alacağım paraya muhtaç bile olsam almazdım o davayı; Münevver?in kanı sıçramıştır o paraya; ben elimi sürmezdim; ve Metin Feyzioğlu?ndan da bunu beklerdim. En azıdan öyle olduğunu sanmıştım. Her armut dibine düşer diye bir kaide yok sonuçta. Demek ki dünyevi ihtirasları fazla.
***İnternet yasakları meclisten geçmiş; cumhurbaşkanının onayı bekleniyormuş; bir daha görüşemezsek elveda;))) Bana sıra gelir mi bilmem;))
***?Şu hale bak beyim; bir insanlık dramı; bu kadar genç insanın bir arada ölmesi trajedi; eğer vatan savunması için şart değilse her savaş bir cinayettir. Her saldırı savaşı bir cinayettir.? Veda filminde geçen Atatürk?e ait bir söz. Cephedeyken söylemiş bu sözü; yerde yatan ölülerin arasında.
Veda, Son Osmanlı Yandım Ali gibi bu cumhuriyetin kuruluşunu anlatan filmler izlenmeli; ara ara veya sık, sık; bu vatan topraklarının ne şartlar altında alındığını hatırlamak için. Onlara ne çok şey borçlu olduğumuzu bir kez daha olsun hatırlamak için. O zaman yaşanan gerçeğin %1’ini bile yansıtabildiklerini sanmıyorum ama hiç yoktan iyidir; bu vatanın ite köpeğe bırakılmayacak kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlamamıza yarar hiç değilse.  Altlarımızdaki arabalarımız; ceplerimizdeki akıllı telefonlar; yiyip içtiğimiz kuş sütleri; hepsi onların akan kanları sayesinde; hain evlat diye dense dense bize denir ancak. Tam bir mirasyedi olup çıktık; hazıra dağ dayanmaz ama.
 

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *