Press "Enter" to skip to content

Miyom 1 Ocak’13

Sezaryenlerden beri; yani 10-15 yıldır selülitlerden dolayı bir fiziki haritayı andıran karnımdaki selülitler yok olmuş; nasıl oldu anlayamadım; gözlerime inanamadım görünce; emin olmak için kızıma bile sordum;)))) o da ben söylemeden fark etti; düzleşmiş dedi; cidden düzleşmiş; o kabarıkların, çöküntülerin hepsi yok olmuş; daha bir kaç gün öncesine kadar vardılar halbuki. Bacaklarımdaki selülitler hala duruyor; daha önce defalarca yazmıştım; kansızlık aşağıdan yukarı başlıyor; iyileşirken de yukarıdan aşağı iyileşiyor çünkü kan kalbe yakın bölgeye toplanıyor; yani bir süre daha geçince ve kanım daha yükseldikçe bacaklarımdaki selülitlerde yok olacak. Vallahi ne yalan söyleyeyim bu benim içinde sürpriz oldu; o kadar uzun zamandır vardı ki karnımdaki selülitler; hep benimle kalacaklarını sanıyordum; meğerse geçiciymişler. Selülitlerin alt bacakta olmamasının nedeni yumuşak dokuda var olabilmeleri. Baldır, karın, kol hatta yanakta bile oluşabiliyor; irili ufaklı.
Bu durumda bu demek oluyor ki seülitin nedeni de kansızlıkmış; cilde yeterince kan ve dolayısıyla oksijen gitmemesi;  bunu bende bilmiyordum; bu sayede öğrendim. Farklı olan hiçbir şey yapmadım çünkü; bu süreçte yaşadığım tek fark kanamamın aşırı olmaması; kan kaybetmemem ve dolayısıyla kanımın artması. Bundan böyle kadınlar selülit kremi yerine kan hapı alacaklar;))) Gerçi ben uzun zamandır almıyorum; 1,2 yıldır; bende olan kanamamın azalması; gereksiz, fazla kan kaybının durması. Selülitin estetik ameliyatlar açısından da çaresi yok; biliyorsunuz. En son Gülben Ergen selülit için çareler aramıştı estetik doktorlarda ve bir çözüm bulamadığını söylemişti. O da sezaryen oldu; ikinci doğumunda ve çok pişman oldu; bunu hep söylüyor zaten; elbette kansız kalmış olabilir; o da insan; bizimle aynı metabolizmaya sahip;))) 
Şu an bende olan değişiklikleri dünyanın en iyi estetikçileri ve bilumum doktorları bir araya gelse başaramazlar. Saçlarımdaki beyazlarda son sürat azalıyorlar; yakında hiç kalmazlarsa hiç şaşmayacağım. Beyaz saçlarım diplerden siyahlıyor. Eskisi gibi pırtık, pırtık ta değil saçlarım; düzgün. Her banyoda yanan, acıyan gözlerim artık acımıyor; banyo sonrası gözlerimdeki kızarıklıkta yok oldu sayılır. Tek tek sayılabilecek kadar azalan kaşlarım da artışa geçti; anlayamıyorum; neden oldu, nasıl oldu; bir bakıyorum öyle bir bakıyorum böyle. Sadece görüntü değişmiyor elbette; kalp atışlarım eskisi gibi zaman zaman hızlanmıyor; belimden soğuk girmiyor; belimdeki ağrılar da yok oldu.
Her derdin ilacı kansızlığı yok etmek; başka bir çareniz yok. Güç için, güzellik için, yaşamak için; kısacası herşey için kanı arttırmak gerek. Estetikçilerin iş yapmalarının nedenlerini ellerinden alacağım bu gidişle; kimsenin estetikçiye gitmesi için nedeni kalmayacak;)))Yıllar oldu facebooktaki fotoğraflarımı yenilemeyeli; zorunlu kalmadıkça koymuyorum yeni fotoğraf; kimse bu halimi görmesin diye; gerçi yine gören gördü elbette; yaz başında lise arkadaşlarımın ve hocalarımın toplantısı vardı; gitmesem olmayacak; gittim çaresiz; belki biraz faydası olur diye bölgesel incelmeye bile gittim öncesinde 1,2 ay; halsiz, mecalsiz; ne zorlayarak gittim kendimi; nafile; neysem o halde gittim; lise arkadaşlarımın bildiklerinin iki katı olarak; kilo açısından yani;  neyse; anlaşılan geçecek bu günler; öyle görünüyor en azından;))) Yakındır fotoğrafları yenilemenin zamanı;))))
***Bu limon, nar, vişne, aspirin hakkında söylediklerim lösemi tedavisinde de etkili olabilir; lösemi hastalarının da bu yiyeceklerden uzak durması gerektiği kanaatindeyim. Yine aynı şekilde kadın olanların cinsel yaşamları da gözlem altında bulundurulmalı. Burun kanamalarında burun ucunu sıkma kanama durdurucu bir önlem.
***29 Ocak?13 Sivilce, kıllanma ve miyom tedavisinde de kullanılan doğum kontrol hapları Fransa?da 4 kadının ölümüne sebep olmuş. Kanda pıhtılaşmaya sebep olduğu için 1 sat bile hareketsiz kalmamak gerekiyormuş bu ilaçlar kullanıldığında; uyuma dışında.
***1 Şubat 2013 tarihli haber; Yozgat?ta özel hastanede sezaryenle doğum yapan ve kanaması durması için elektrikli ısıtıcıyla sıcak tutulmak istenirken 2 bacağı yandığı iddia edilen kadın, sevk edildiği üniversite hastanesinde 74 gündür sürdürdüğü yaşam mücadelesini kaybetti. Kayınpederi ?İnsan ölebilir, herkesin başına gelebilir. Doğumdan sonra yanık kangrene çevirdi. Bacağını keseceklerdi, kestirmedik.  ?Gençtir? dedik, keşke kestirseydik. Bir hastada bu kadar yanık nasıl meydana geldi? Benim çocuğum doğumdan ölmedi, yanıktan öldü. Biz yandık, başkalarının canı yanmasın. Torunum annesini ememedi. Gelinim daha 21 yaşındaydı.? şeklinde konuştu.
Bu haberi koyma nedenim burada kanamayı durdurmak için hastaya ısı uygulamış olmaları; ısının kanama durdurucu etkisi kanamalı hastalarda artık uygulanıyor demek ki. Ben miyom için gittiğimde bana ısı ile ilgili hiçbir şey söylenmemişti. Tabi biz kuru ısıma yerine duş veya sıcak su ile ısınmayı tercih ediyoruz; zaten ısınmanın sakıncası da ortaya çıkmış.
Genital bölgede elektirikli epilatör kullanmamak gerektiğini düşünüyorum; ayda bir kezin etkisi olmayabilir diye düşünülebilir belki ama yinede kullanmamakta fayda var; rahim elektirikli epilatörden gelen titreşimi uyaran olarak algılıyor olabilir. Vücudun neye ne tepki verdiğini bilmiyoruz sonuçta. Özellikle yeni yetme kızlarda da kullanılmamalı; erken uyarıcı olabilir ve adet başlangıç tarihini olması gerekenden daha öne çekebilir; bu açıdan.
Bu işin bir bit yeniği var, olmalı; bunu bulmadan bana huzur yok. Aşırı yorgunluk; taşıyabileceğinden çok şeyi sırtlanmak; fiziksel ve ruhsal olarak; mutsuzluk, sinirlilik; hepsi, hepsi olabilir hayatıma bakınca; hangisi hangisini tetikliyor hiç bilemiyorum.
***Dr. Öz; Demir eksikliği; yorgunluğun bir numaralı nedeni beslenme eksikliği. Belirtileri saç dökülmesinden ağır yorgunluğa kadar uzanır.  Ama iyi olan yanı kolayca geri çevrilebilir olması. Cevabı demir. Adet gören bütün kadınlar kaybettikleri kanla beraber demir de kaybediyorlar. Ve adeti yoğun geçen biriyseniz gerçekten risk altındasınız. Pedinizi 2 saat içinde değiştirmek zorunda kalıyorsanız kanamanız yoğun oluyor demektir. Yeterince kırmızı et yemeyen kadınlar risk altında. Kadınların üçte birinde demir eksikliği var.
İdeal olan vücutta çok fazla demir olması. Demir, hücrelerin normal çalışmasına, alyuvarlar üretmenize yardımcı olur. Kendinizi enerji yüklü hissedersiniz. Demir seviyeniz düştükçe biraz daha yavaşlamış hissedersiniz. Demir olmadan alyuvar üretemezsiniz. Alyuvar olmayınca birden çok hırçın olursunuz. Çocukları, eşinizi, herkesi suçlarsınız. Alyuvarlarınızın azaldığını ve demir seviyenizin düştüğünü, beyninizin parçaları birleştiremediğini görürsünüz. Odaklanamaz, dikkatinizi veremezsiniz. Demir daha da azaldığında miskin hissedersiniz.
En sonunda yorgunluk ortaya çıkar; bu demir eksikliğine bağlıdır. Yeterince uyumanıza rağmen yorgun hissedersiniz. Bu bir aydan uzun sürerse demir eksikliğidir. Üşürsünüz, kan az olduğundan uzaklara; ellere, ayaklar gidemez; cildiniz matlaşır, grileşir; kanınızla beraber kanınıza kırmızı rengi veren pigment azalmıştır çünkü. Göz altınızın içinin kırmızılığına veya diş etlerinizin kırmızılığına bakarak anlayabilirsiniz demir eksikliğinizi.
Kan beyninizi de besler; dolaşamıyorsa ve oraya gitmiyorsa odaklanmanız gereken şeye odaklanamazsınız. Dalgın, parçaları birleştiremez olursunuz. Saçlar dökülür ve tırnaklar kırılır; kurur. Ferritin değerinizi bilmelisiniz. Ferritin demirimizin depolanmış halidir.
Et, fasulye, pancar, ıspanak, brokoli, yulaf, kuru üzüm, kayısı gibi demir içeren yiyecekleri C vitamini içeren yeşil ve kırmızı biber, domates, portakal, limonla beraber yediğinizde emilimini 3,5 kat arttırmış olursunuz; çiğ veya pişmiş olarak. Çay ve kahveyi öğün aralarında için; yemekle beraber veya yemek ardından değil; yemekten önce veya sonra 1 ile 3 saat arası.
Hamileler, emzirenler, adet gören bütün kadınlar; buluğdan menapoza kadar; ve vejateryenler günde 18 mg demir almalıdır. Demir hapları kalsiyumla ve antiasitlerle (mide ilaçlarıyla) aynı zamanda alınmamalıdır. Kabızlık sebebiylede ameliyat sonrası önerilmez. Yatmadan önce de alınmamalıdır. Hiç almamaktansa haftada 2,3 defa da alınabilir. Dr. Öz programından alıntıdır. (Demir hapları biz miyomu olanlar için de zorlayıcı aslında; zaten bağırsaklarımızın düzgün çalışmasını engelleyen; bağırsaklarımızın üstüne oturan bir miyoma sahibiz; üstüne üstlük demire ihtiyacımız var; ikisi bir arada; zor iş) 
***14 Şubat’13 Kist (miyom) ameliyatı olan şarkıcı Aslı Hünel’de saat sabah 9’da başlayan ameliyatın sonlarına doğru kalpte ritm bozukluğu başlayınca 2 saat kalp ritmi düzeltilmeye çalışılmış; düzelmeyince bulunduğu özel hastanede kardiyoloji olmadığından GATA’ya sevk edilmiş. Enfeksiyon sebebiyle ciddi ataklar geçirmiş; ertesi sabah kalp ritmi düzelen Aslı Hünel’in akşam saatlerinde kan değerlerinde düşüş olmasıyla 2 ünite daha kan verilmiş; tansiyonunda iniş çıkışlar oluyormuş; ameliyatın 3. gününde olunmasına rağmen yoğun bakımdaki tedavisi sürüyormuş. Kansızlık, kan kaybı, ritm bozukluğu ilişkisini daha önce çok kez yazmıştım zaten. Ameliyat enfeksiyonları bu ara çok fazla; ya olunan ameliyat sayısının sayıca fazla olmasından ya da mikrobik bir olay var. Her bünye bir olmuyor; işin bütün sırrı kan oranı. Bu ünlü olduğu için neler olduğu duyulan bir örnek; sıradan vatandaşlara neler olduğunu Allah biliyor.  
?Aslı basit bir operasyon için Avrupa yakasında bir hastaneye yattı”; bu Aslı Hünel’in abisinin kurduğu bir cümle; anlayamıyorum bu ameliyat işinin bu denli “basite” indirgenişini; herkesin diline pelesenk oldu bu cümle; “basit bir operasyon”; M. Ali Birand’ın ameliyatı içinde benzer tabirler kullanılmıştı; “rutin bir operasyon”; ameliyatın adına operasyon dediğinizde içeriği de değişiyor olsa keşke; hani Öcalan’a İmralı deniyor ya artık yumuşatmak için ortalığı; onun gibi; operasyon de; önüne basit, rutin gibi sıradanlaştırıcı edatlar koy olsun bitsin; öyle olmuyor işte; o basit ve rutinler yüzünden M. Ali Birand öldü; Aslı Hünel ölümle pençeleşti; üsütünü örtüp duramaya çalışmayın artık bu gerçeğin; her ameliyat ölüm riski içerir.
***1 hafta yatmış Aslı Hünel yoğun bakımda; “milyonda bir olan bir şey” diye yutturmaya çalışıyorlar; gelecekteki müşterileri kaçırmayalım politikası; hiç öyle değil; kansız bir insan üstüne birde ameliyatla kan kaybederse olacağı budur.  “Herhangi bir kalp rahatsızlığım yok, yokmuş” dedi Aslı Hünel haberlerde; bütün bunların kansızlık, kan kaybı ile ilintili olduğundan bile haberi yok. Ameliyat sonrası görüntülerinde oldukça düzdü karnı eski görüntülerine nazaran; miyom ameliyatı yerine; veya miyom ameliyatı ile birlikte; karın germe ameliyatı olmuş gibi görünüyor.
Yavuz Dizdar bu erken büyütülüp piyasaya sürülen tavuklarda bol miktarda tümör olduğunu söylemiş. Bizde zaten onlardan bol miktarda yedik; yemiştik; ben bir süredir yemiyorum gerçi; yersem organik olanını; yemezsem hiç. O tavuklarda tümör oluşmasına neden olan her ne ise bizde de aynı etkiyi gösteriyordur.
2000 yılı yapımı Erin Brockovich adlı filmi bir süre önce izlemiştim; 2. kez izlemek istedim; 2. kez izlediğimde detaylar daha çok ilgimi çekti. Film gerçek olaylara dayandırılmış; pacific gas electric şirketinin pas önleyici olarak kullandığı krom 6 maddesi su yolu ile yayılarak çevrede yaşayanlarda düşükler, rahim tümörleri, kanserleri ve çeşitli kanserler oluşmasına sebep olur; tavuklarda doğum anomalileri görülür; 634 kişi bununla ilgili dava açar ve kazanırlar. Gün boyu binbir türlü temizlik madddesi ile haşır neşir oluyoruz; ne ne yediğimizden eminiz; ne de ne içtiğimizden. Hal böyle olunca bir bilinmeyenler denklemi içinde yaşayıp gidiyoruz.
Filmde bahsi geçmiyor ama o firma 1957’den itibaren nükleer santraller kurmuş; yani her ne kadar söylenmesede filmin ana noktası nükleer santraller. Nükleer santrallerin suyu soğutma için kullanıp doğaya geri verdiğini biliyoruz zaten. Şu an için bizde yok ama hızla yapılacak, yapılıyor gibi görünüyor nükleer santraller; çok sevgili AKP’lilerimiz sayesinde; ancak 1986 yılındaki çernobil patlaması ile bizde maruz kaldık radyasyona ve radyasyonun etkilerine. Karadeniz bölgesi kanserden kırıldı son 20-25 yıldır ve kırılmaya devam ediyor. 1981 yılında Amerikada yine bu şirkete ait Dibalo canyon nükleer santraline karşı çıkan 1900 kişi tutuklanmış. Bizde nükleer santral şimdilik yok evet ama İzmir’de eski bir fabrika kalıntısında nükleer atıklar bulundu; bizi kimin nükleer atık olarak kullandığı bile belli değil; sevkiyatı bile tehlikeli olduğundan olduğu yerde bırakıldı ama sonuç olarak oraya bir yerden sevk edilerek geldi; gelişi tehlikeli değil miydi? Başka yerlerde de olup olmadığı bilinmiyor; nereden bilinecek zaten; hepimiz Allah’a emanet. Benim bildiğim 30 yıldır denizlerimize atılan varillerin ne dolu olduğunu sanıyorsunuz? O variller günlerce, aylarca denizlerimizde asılı kalıp karşımızda durup dururken biz o denizlere girdik; yüzdük.
Göğüs sıkışmaları, rahim kanserleri, lenf kanseri, dolaşım bozukluğu, astım, kronik burun kanamaları; hepsi nükleer santrallerin; krom 6’nın marifeti; filmdeki açıklamalara göre. Su, burun kanamaları ve tümörler üstüste gelince kafam iyice karıştı. Sağlık; BPA sayfasında yazmıştım ayrıntılı olarak; 2 yıl önce kızımın memeleri aniden hızla büyümeye başlayınca şüphelenmiş ve damacana su içmeyi bırakmıştık; son 2 yıldır marketten aldığımız pet şişelerdeki suları içiyoruz; suyumuzu değiştirince kızımın memeleri küçüldü; sonradan normal büyümesine geçti; kızımın burun kanamaları bebekliğinden beri var; son bir yıldır durdu ve büyümeye başladı; gelişimi de azdı burun kanamaları varken; bunu nar ve limon yemeyi kesmesine bağlamıştım hep; benim tümör; yani miyom; adet kanamalarım da düzeldi; iyileştim; kızımla aynı süreçte. Aynı şekilde bende içmedim elbette o damacana suyunu; hepsi biraraya geldiğinde sonuç aynı yere çıkıyor; su.
Şimdi biraz baktım; termik santral küllerinde bulunuyormuş krom 6; nükleer atıklarda olmayabilir. Her ikiside zararlı sonuçta; nükleer ve termik santraller. Ve termik santralimiz bol miktarda var. 2004 yılında İskenderun körfezinde batan ve öncesinde 4 yıl orada bekletilen bir gemi termik santral külü doluymuş; Türkiye Amerika’nın, Avrupa’nın çöplüğü olarak bağrına basmış onların çöplerini. O bölgede yakalanan balıkların bile yenmemesi gerektiği yazılıyor bununla ilgili çıkan haberde 2004 yılında. Şimdi o bölgeye nükleer santral yapılıyor. Japonlar fukişima patlamasından sonra pirinç yemeyi bırakıp böcek yemeye geçmişler; pirinçte radyasyon olduğu için; AKP’nin bize yapmak istediği yoksa bu mu? Hangi tür böceği yemek isterdiniz? Günün mönüsü; kara fatma fırın, hamam böceği üstü akrep; canlı çekirge. Evet; böcekler çiğ yeniyormuş; canlı canlı; hemen bozulduklarından; ayy; midem kalktı. Allahım sen verme!
 

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *