Press "Enter" to skip to content

Estetik Ameliyat 3 Ağus.’12

Yazının öncesi sol yan sütunda alfabetik sırayla estetik ameliyat 1 ve 2 sayfalarında
 
Can öyle tatlı ki; nereniz; hangi bölgeniz acısa canınız orada sanki. Acıyan tırnağınız olsa aklınız orada kalıyor, ilgi odağınız orası oluyor. Oradan öteye geçmeyi başaramıyorsunuz bir türlü. Oranın iyileşmesine; o yaranın geçmesine kilitlenip kalıyorsunuz adeta. Hayat oradan öteye ilerlemez oluyor.
Düşünün ki aksayan bir bacağa sahipsiniz; isteğiniz, dileğiniz ne olur; her nereden isterseniz; Allah’tan, doktordan, kendinizden veya hayattan. O bacağınızın düzelmesi; aksamadan; eğilip bükülmeden yürümek olur elbette. Burada kaybettiğimiz asıl şey bize bahşedilene şükür halinde olmamak bence. Hayattan verdiklerinin çok üstünde şeyler beklemek; bir türlü gözü doymamak; şükretmesini bilmemek estetik ameliyatları.
Bugünlerde çok giriş var; ‘Umut Akyürek estetik’ başlığı altında. Neden bu kadar merak konusu olduğunu anlayamamakla birlikte Umut Akyürek’in estetik yaptırmasıyla ilgili yazmak istiyorum biraz. Umut Akyürek Allah vergisi bir sese ve güzelliğe sahipti ilk çıktığı zamanlarda; şimdi sesi yine yerli yerinde; güzelliği ise yok oldu gitti. Umut Akyürek estetik ameliyatlarından önce düzgün; kadın gibi kadındı ama şimdiki hali için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bülent Ersoy’un kızkardeşlerinden biri olup çıktı. Hatta o dudaklarla bana kalırsa bir hilkat garibesi. Eski hali ile şimdikinden çok daha güzeldi Umut Akyürek; gerçekten sesi ve görüntüsü ile beğendiğim bir kadın; bir sanatçıydı. Ama şimdi beğenmiyorum; sesini değilde görüntüsünü. Peki hal böyleyken neden bu estetik ameliyatlarını oldu Umut Akyürek; olsa olsa kafa karışıklığı; başka bir sebebi yok. Boşuna bir arayış. Daha, daha, daha istemenin dayanılmaz hüsranı.
Cebindeki para ile satın alabileceklerin konusundaki bir denklem bilmecesi bu ameliyatları olması.
İnsanlar belli; herhangi bir miktar; az veya çok paraya ulaştıklarında bu parayı hayata geçirecek; işe yarayacağını düşündükleri bir yer arıyorlar; Umut Akyürek’te bu yolda estetik olmayı seçmiş. Paranız ne kadar çoğalırsa size sunulan olanaklar, seçenekler o kadar çoğalıyor. Mesele olan bu parayı kullanma konusunda sizin yaptığınız seçimler. Çoğu zaman sizin çok fazla fikriniz sorulmuyor zaten; oradan buradan duyduklarınız, gördükleriniz, söylenenler; etkilenimler; hatta sonrasında baskılar sizi hiç ummadığınız; olmasını belkide istemediğiniz yerlere getiriyor. Sizdeki pastadan bölüşmek isteyenler çıkıyor karşınıza; aklınızı çeliyor. Sahip olduğunuz para düşmanınız oluyor.
Diyelim ki beş bin liranız var; bu parayı bankada bekletebilirsiniz; tatile gidebilirsiniz veya estetik ameliyat olabilirsiniz. O an için size hangisi cazip geliyorsa onu yaparsınız. O para on beş, yirmi beş, otuz beş bin liraya ulaşırsa bu bütün bunları bir arada yapabileceğiniz anlamına gelir; şeytan dürter; ‘harca o parayı; harca o parayı; o paraya sahipsin; istediğin herşeyi yapabilirsin’ der ve şeytana uyarsınız. Şeytan öyle çok ki etrafta; sizde görüyorsunuzdur mutlaka. Siz parayı değil para sizi yönetmeye başlar.  
Dün yazmıştım para ile ilgili; insan para ilişkisi üzerine günlük sayfasına; oradan aldığım bir bölümü koymak istedim buraya; burada yazdıklarımla çok ilişkili.
***Herhangi bir şeyi yapabilecek paranızın olması o şeyi yapmanız için yeterli midir? Mesela; çocuğunuzu at binmeye götürecek kadar paranızın olması onu at bindirmeye götürmek için yeterli bir neden midir? Paranızı harcamak için bir yer aradığınızdan mı götürüsünüz at binmeye; desinler için mi; yoksa gerçekten çocuğunuzun at binmesini istediği için mi? Bu sorular eskiden tanıdığım; zaman içinde parası ?kendince? artmış birinin ?çocuğumu at binmeye, okçuluğa vs. götürüyorum? demesiyle yankılandı kafamda ve ne nedenle götürmüş olduğunu çıkaramadım doğrusu.
Bende çok götürdüm ingilizce kurslarına; -ki hiçbir işe yaramadı- okçuluğa; -o zaten bir işe yaramadı- piyanoya; vs. İnsan çocukları büyürken bu tip yanılgılara düşüyor gerçekten. Kendi göremediklerini; yaşayamadıklarını çocuklarında tatmin etmek istiyor. Kendine sunulmayanları çocuğuna sunmak istiyor; olabildiğince. Sanıyor ki çocuğuda kendi gibi bunlara hasret kalarak büyüyecek; gözünde büyütecek. Çocuğuna yapabildiği her olanağı sunmak istiyor. Geçenlerde bir cumartesi sabahı Kızılay?daydım; kimi özürlü çocuğunu sırtlamış engelliler için bir okula götürüyor; kimi çocuğunun gitarını boynuna asmış; çocuğu yanında yürüyor. Hafta içi okul peşinde gezildiği yetmezmiş gibi haftasonu da etkinlik yolunda anne-babalar. İnsanın en can alıcı; hassas yanı kendi çocuğu. İşin kötüsü tüketim dünyası da bunun farkında. ?Cebinizden paranızı nasıl daha çok çalabiliriz? diye hazır ve nazır bekliyorlar ne yazık ki!Parayı her harcayışta şunu sormak gerek kendine; buna gerçekten gereksinimim var mı; bu parayı bu şekilde mi kullanmalıyım; bu parayı kullandığımda bana fayda mı getirir zarar mı? Bu parayı bunun için kullanmak istiyor muyum gerçekten yoksa başkaları dayattığı için mi? 3 lira; 5 lira olsa bile. 
Bunu pazarda bile yapıyorlar bana; pazardan çıktığımda bir bakıyorum ki almak istediğimin dışında ve almam gerekenden fazla şey almışım. Sırf bu nedenden ötürü kimi zaman pazar yerine markete gitmeyi tercih ediyorum. Neyse artık devamlı bir pazarcım var; ondan alıyorum bütün alacağımı; beni almak istemediğim şeyleri almam için zorlamaması konusunda sıkı, sıkı uyardım; bunu yaptığında bir dahaki geliş süremin uzadığını; hatta gelmediğimi anladı; artık gönül rahatlığı ile gidiyorum pazara. Neyi istiyorsam; istediğim oranda alıyor ve çıkıyorum pazardan. Markettede raflarda beni ayartacak; ‘al beni, al beni’ diyecek mal kalmadı artık; onlara olan nefsimi körelttim; bunu yapalı çok uzun zaman oldu üstelik; sorun yok.  
Şimdi düşünüyorumda paramın harcayabileceğimden çok olduğu zamanlarda bütün zamanımı alışveriş merkezlerinde geçirerek bir anlamda eziyet etmişim kendime. Kabinlerde onu giy, onu çıkar; o mağaza senin; bu mağaza benim; savaştan çıkmış gibi yorgun oluyordum alışverişim bittiğinde. Bir insanın giyeceğinin alışveriş süresi olsun olsun ne kadar sürer ki? Benim ömrümün; vaktimin çoğu alışverişle geçiyordu. İhtiyacım mı vardı; hayır; önce dolapları dolduruyor sonra dağıtıyordum çuvallarla. Harcamakla; almakla doymuyordu gözüm. Giyebileceğimin çok üstünde giysim vardı ve alışverişe olanca gücümle devam ediyordum. Alışveriş merkezine giderdim; diyebilirim ki çoğu mağazanın çalışanları kapılarda karşılarlardı beni; tanımayan kalmamıştı. Çocuk giyim; büyük giyim; istisnasız hepsi. Şimdi yine alıyorum elbette ama sayılı ve gerektiği kadar; asla fazlası değil. 
Hayatta iki tür insan olduğunu düşünmüşümdür hep; biri alnının teri ile çalışıp kazananlar; diğeri bu kazananların kanını emerek yaşayanlar; asalaklar. Sağlıkla kalın; dikkat edin tırnağınız acımasın; tırnağınızın isteğiniz dışında acıtılamasına fırsat tanımayın.
*Adana’da özel bir hastanede ‘Liposuction’ yöntemiyle karnından 2 kilogram yağ aldıran;  İncirlik’te yaşayan dört çocuk annesi Amerikalı kadın bir hafta sonra öldü. 13 eylül 2012; Milliyet haber.
***Güzelliğim hakkında; hiç estetik ameliyat yaptırmadığım için bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Genç kızlarımız 18; 20?li yaşlarda çok fazla estetik yaptırıyorlar; estetik artık ülkemizde manikür, pedikür tadına geldi; ben henüz yaptırmadığım için; ilerde hiç yaptırmayacağım demiyorum; büyük konuşmak istemem ama estetik yanlısı değilim ve estetik yaptırmamaya özen gösteriyorum. Doğal karışım tarifleri bizim evde çok var; estetiği tercih etmediğim için. Herşeyin doğalını sevmekte ısrarcıyım?/ Yüzümde hiç estetik yok; bedenimde 12 yıl önce yaptırdığım bir liposuction var. Liposuction ameliyatı estetik mi bilmiyorum ama keşke yaptırmasaydım. Selülitlere çok etkisi var. Kilo alıp verdiğinizde liposuction bedende girinti çıkıntı yapıyor. Hiç yaptırmamak lazım; spor ve diyet en güzeli. O zaman öyle bir moda vardı; ben hepsi geçeecek zannedip yaptırdım; Allahtan yüzümü elletmedim; Allahtan. Serdar Eren?e her gittiğimde ?sen ameliyatlık kadın değilsin? der ve çok doğru; selülit benim tenimin, vücut yapımın, dokumun bir özelliği; her zaman diyet, spor ve sağlıklı beslenme. Seülitli kadın bir tek ben değilim zaten. Gülben Ergen; Saba Tümer?le bugün programı; 14 eylül?12
***3 Ekim 2012 tarihli haber; 22 yaşındaki Van’lı üniversite öğrencisi Yeşim Çetir elleri terlediği için Temmuz 2011’de koltukaltı bezlerinden ameliyat olurken nefes borusu delinmiş; bunun üzerine nefes borusunun onarımı için 3 zorlu ameliyat daha geçirmiş; Türkiye’de umut kesilince tedavi için İsveç’e gönderilmiş; oradaki kök hücre çalışmaları ve ameliyat ile düzelme görülmüş; hala yoğun bakımda. Babası bir işçi emeklisi; bütün bu tedaviler için SGK 530 bin euro para ödemiş.
Kasım’12
Silikon meme 6 ay; 1 yıl arası iyileşiyormuş; memenin şeklinin oturması 3 ayı buluyormuş; ameliyat olanların ilk 1 yıl yakın; sonrasında ise yılda bir kontrole gitmesi gerekiyormuş; ilk 3 yıl yılda 1 kez MR çekiliyor; sonraki yıllar 2 yılda bir çekiliyormuş; KDV’si arkadan geliyor yani; o tekrar gidişler; MR’lar bedava olmuyor elbette. Ameliyat sonrası kan ve sıvı birikimleri, meme ucu ve derisinde his kaybı, yara iyileşmesinde gecikmeler görülebiliyormuş. Zamanla vücut içinde yıpranabiliyor; kötü huylu kitleler görülebiliyor; yer çekimi etkiliyebiliyor ve geri alınması gerekebiliyormuş; meme ameliyatı olmak isteyenlere duyrulur; işin mutfak kısmı; arkası böyle; bunlardan pek bahsedilmiyor; o yüzden yazdım. Ama hala; bütün bunlara rağmen yaptırırım diyorsanız karar sizin elbette.
***Meme yoğunluğu ne kadar az ise meme kanserine yakalanma ihtimaliniz o kadar azalırmış. Emziren kadınların meme kanserine yakalanmamasının nedeni de bu olmalı; yani yaşlanıp meme yumuşadıkça meme kanseri olmamanız konusunda garantiniz; hayatı akışına bırakmak hep hayırlı olan.
***Yılbaşı gecesi NTV’de eyvah düşüyorumda birinci olan kadın bir başka çakma Selin Çarmıklı idi; tavşan diş; dolgun elmacık kemikleri; dolgun dudak; Selin Çarmıklı’nın üçüzü oldu; bu sayı çok daha fazlada olabilir; kim bilir kaç Selin Çarmıklı var daha piyasada; yalnız bu esmer versiyonuydu; Lerzan Mutlu’dan sonra 3. Selin Çarmıklı; Selin Çarmıklı kimin çakması kim bilir; hiçbiri özgün değil sonuçta; hepsi bir diğerinin taklidi; ne iğrenç ve aşağılayıcı; kendi yüzünü beğenme; git değiştir; yeni yüz taktır; bir başkasının taklidi ol; ikizlerin, üçüzlerin, dördüzlerinle gez. Senin özelliğin; ayrıcalığın; o insanlardan farklı olan yanın ne; nüfus cüzdanı belgen mi? Hiç benlik değil; kuazimodo olmayı yeğlerim kimliksiz kalmaktansa; birinin taklidi olmak veya birilerinin benim taklidim olmasındansa kendim olarak kalmayı yeğlerim her nasılsam.
***Selülitin estetik ameliyatlar açısından bir çaresi yok; biliyorsunuz. En son Gülben Ergen selülit için çareler aramıştı estetik doktorlarda ve bir çözüm bulamadığını söylemişti. O da sezaryen oldu; ikinci doğumunda ve çok pişman oldu; bunu hep söylüyor zaten; elbette kansız kalmış olabilir; o da insan; bizimle aynı metabolizmaya sahip;))) 
Her derdin ilacı kansızlığı yok etmek; başka bir çareniz yok. Güç için, güzellik için, yaşamak için; kısacası her şey için kanı arttırmak gerek. 
Ocak’13
Bildik, tanıdık ince, narin yüzler yerini ablak suratlara bırakmaya başladı; botokslar sayesinde; kırışıklıkları yok edeceğiz derken kadınları olduğundan çok daha iri ve çirkin bir yüze geçiş yaptırıyorlar. Bunların en belirgin ve son örneği Hülya Avşar; eskisinin iki katı büyüklüğe erişmiş yüzü; o ince; narin yüzünden iz kalmamış; kırışıklı ama eskisi kadar düzgün bir yüzü; yüz hatları olsa çok daha güzel olurdu kanımca; yaşının güzeli olurdu en azından. Böyle ablak bir yüz olsa olsa travesti güzeli olur; bir erkek yüzü oranına erişiyor çünkü; vücuda göre büyük durduğundan abes görünüyor birde. Audrey Hepburn, Katharine Hepburn, Helen Mirren hepsi yaşlanıp yaşının güzeli oldular ama böyle garip suratlar edinmeyi doğrusu tercih etmediler; ki doğru olanda buydu zaten.
***Akay gelinliğin sahibi geçirdiği mide kelepçesi ameliyatından sonra 19 ocak’13 te vefat etti. Mide kelepçesi ameliyatında ölenlerin sayısı Türkiye?de son yıllarda artış gösteriyor. ?Bilgisayar dahisi? olarak tanınan Bülent Tigin, 19 Ocak 2010?da 250 kiloluk ağırlığından kurtulmak için midesine kelepçe taktırdığı ameliyattan çıktıktan 3 gün sonra hayatını kaybetmişti. Midesine kelepçe taktıran ünlü radyocu Recep Kaya Baydurcan da 2010?un nisan ayında mide kanaması geçirip evinde ölü bulundu. İstanbul Fatih?te aşırı kilolarından kurtulmak için özel bir hastanede midesine kelepçe taktıran 32 yaşındaki Selma Saygı ise ameliyattan sonra fenalaştı. 12 Mart 2009?da yaşamını yitirdi. Ankara?da ameliyat olan Selma Vural?ın ise bağırsaklarında delinme meydana geldi. Vural, 11 Haziran 2009?daki ikinci operasyonda komaya girerek kurtarılamadı. Bir haberden.
***Bugün 2 şubat 2013; arama motorunda 3 arama var; “Demet Akbağ’ın estetik doktoru kim”; her yeni filmi öncesinde yeniletiyor Demet Akbağ yüzünü; özellikle botoks yaptırıyor sanırım; yüzünün şişliğinden bana geçen bu; son 3 gündür yeni filminin tanıtımı için televizyonlarda olunca beğenenleri artmış olmalı; bende gördüm ama beğendim diyemeyeceğim; yazmayacaktım hatta ama aramalar artınca dayanamadım; benim gözümle şu anki Demet Akbağ’ın görüntüsü hiç doktorunu sordurtacak kadar güzel değil. Yüzünün şişliğinden; kocamanlığından gözleri kaybolmuş bir kere; hele ki gülümsediğinde gözlerini görmek pek mümkün olmuyor; bunun dışında yine bütün estetiklerde hep olduğu gibi kocaman, ablak bir surat var karşınızda; eski buruşuk, narin yüzü bundan kat kat güzeldi; bir anlam ifade ediyordu hiç değilse; şimdi artık yüzünden ne anlam ifade ettiğini anlayamadığınız bir yüze sahip; nötr bir yüz; bir oyuncu için en son istenecek şey bu. Demet Akbağ bulunduğu yere oyunculuğu ile değilde güzellik kraliçesi olarak gelmiş olsaydı anlardım bu çabasını ama bana kalırsa bu yanlış; kendi mesleğine; üretkenliğine gölge düşürüyor yaptırdığı botoks veya her ne ise; bu görüntüyle artık geçmişten; geçmiş görüntüsünden yiyor Demet Akbağ; eski adı, görüntüsü, oyunculuğu belleklerde olmasa şu haliyle kimse dönüp yüzüne bile bakmaz.  
***Ben bir yabancı film tiryakisiyim; televizyon başında geçirdiğim vaktin %90’ını yabancı film izleyerek geçiririm; hayranım yabancı artistlerin doğal ve sıradan güzelliklerine; hiçbirinde böyle şişme suratlar göremezsiniz; yok; hiç yok; bu akıl bizimkilere özgü; Amerika keşfedememiş daha estetik ameliyatların cazibesini; keşfeden bir bizimkiler. Bir cahil, üçüncü dünya ülkesi insanlarına yutturabilirsiniz zaten bu tip yalanları ve sahtekarlıkları; bir Amerikalı yutmaz. Sadece Jane Fonda da gördüm estetik ameliyat; o da geçkin yaşından dolayı yaptırmış; yaşı 70’ten fazla; ve ne yalan söylemeli çok yakışmış; bizimkiler gibi orası, burası şişik değil; yüzüne tam oturan bir operasyon geçirmiş; bizdekiler 30’unda başlıyorlar yüz, göz gerdirmeye; hangi akla hizmetle? 
Jessica Alba istese meme büyütme ameliyatı geçiremez mi; bunun için yeterli parası mı yok; parası var ama o ameliyatı olmayacak kadar aklı da var; ve o 2 kız doğurup büyütmenin derdinde; orasını, burasını büyütmenin değil; akılcı, mantıklı olanda bu zaten; hayatı akışında takip etmek; önüne geçmek yerine ardından gitmek. Memelerinin bir gösteriş aracı değil; emzirme vazifeli bir organ olduğunun ayardında. Aklını memelerinin büyük veya küçük oluşuna yormak yerine daha az zaralı kimyasallardan üretilmiş; kızlarına ve bütün çocuklara zarar vermeyecek çamaşır deterjanlar üretime yormuş; onları satıyormuş; çocuklarının yemeklerini her gün kendi pişiriyormuş; aklınızı zarardan değil yarardan yana kullanın; eski deyimiyle aklınızı şerre değil; hayra yorun; Allah bize bir akıl vermiş ve onu kullanın; Jessica Alba gibi. 
***Nisan’13 te Saba Tümer’de çıktı Ebru Yaşar; sadece burun estetiği olduğunu; ilk zamanlar burnunu beğenmediği için 2 ay dışarı çıkmadığını söyledi; şişkinliği inince alışmış yeni burnuna. Yeni fotoğraflar çektirmiş; onları yayınladı; Saba Tümer o fotoğrafların bir bakışta gizem Özdilli’ye; bir bakışta ise Emel Acar’a benzediğini söyledi. 
“Almanya’da burun ameliyatları çok daha az sayıda yapılıyor. Doktorlar mezun olana kadar dokunacak burun bulamıyorlar. Ama bizde o kadar çok hasta var ki burun esttiği ameliyatımı 24 yaşında yaptım” diyor bir estetik doktoru. Konkaları (burun etleri) bozulanlar; burnu durmadan akan ameliyatzedeler defalarca burun ameliyatı geçiriyormuş. 
***Mayıs’13; birkaç kez göğüs büyütme ameliyatı olan Serap Alhan’ın son ameliyatından uyandığında memeleri yokmuş; şöyle diyor Serap Alhan ?Artık kendimi bir kadın gibi hissetmiyorum, benim yaşadıklarım ibret olsun estetik ameliyat yaptırmak isteyenler iyi düşünsün. Benim durumuma kimse düşmesin. Sağ kolum tutmuyor.? Serap Alhan’la birlikte Deşifre programına konuk olan Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Kuran da ?Maalesef Türkiye?de estetik operasyonlar basitleştirilerek anlatılıyor. Bir çok uydurma branş ortaya çıktı. Biz buna karşıyız. Gittiğiniz doktor uzman mı, derneğe üye mi? İyi araştırılmalı. Serap Hanım?ı ameliyat eden doktor derneğimize üye değil. Hukuki yönü bir tarafa Serap Hanım için oyun henüz bitmedi, sabırlı olmalı, bir dizi operasyonla düzelebilir.? yorumunda bulunmuş? Bir dizi operasyon Serap hanım için çok kolay olmasa gerek; daha şimdiden sağ kolu tutmadığına göre. Baksanıza; estetik doktoru bile benimle aynı fikirde; “Maalesef Türkiye?de estetik operasyonlar basitleştirilerek anlatılıyor”; diyor; görünen köy kılavuz istemiyor.
***Linet te bülent ersoy olmuş; o nasıl bir yüz; hiç mi aynaya bakmıyor bunlar?
 ***Estetik cerrahı prof. dr. Nazım Durak; Ajda Pekkan için; “hilkat garibesi”, “kurbağa gibi bakıyor gözleri”, “yüzünde mimik yok”,”maymun poposu gibi dudaklar” benzetmelerinde bulunmuş. 
***Ağustos’13; Bu seferde Ebru Yaşar, Nebahat Çehre olmuş; tıpatıp aynısı; ne anlıyorlar birbirlerinin kopyası olmaktan; ben bir şey anlayamadım.
***Angelina Jolie; Angelina Jolie iken sadece kanser olabilme ihtimali yüzünden iki memesini bile aldırıyorken biz sıradan insanların meme estetiği ameliyatları için sıralar oluşturması sizce de garip değil mi? İnsanlar bu gibi zorunluluk halinde iken bile ameliyat olmaktan kaçınırlarken ortada bir sebep yokken kendi ayağınla gidip estetik ameliyat olmak sizce akıl harcı mı?
***Martha Stewart hiç estetik ameliyat olmamış; parası yetmediğinden olabilir mi sizce; parası kaç estetik doktorunu cebinden çıkarır; bence akıllı olduğundan; canının kıymetini bildiğinden; ve ona olan onca yaşına rağmen kim çirkin diyebilir ona?
***Dudak kenarlarındaki çizgilenme ve kırışıklıkların nedeni sigara içerken dudakların büzülmesiymiş. Sigara aynı zamanda cildi erken yaşlandırıyor; kırışıklıklara, bozulmaya; elastikiyetini kaybetmesine neden oluyormuş. Dr. Nuri Soysal’ın dediğine göre lise mezuniyeti için kızlarına hediye olarak meme büyütme ameliyatı yaptıran annelerin sayısı hiçte az değilmiş; vay benim saftirik Türkiyem. Bu ameliyat için 17 yaşın tamamlanması bekleniyormuş; reşit olmaya bile gerek yok yani; kundaktayken yapsalar daha garanti olur kanımca. Herhangi bir estetik ameliyatı yaptırmak isteyenler Dr. Nuri Soysal’ın Hürriyet’teki köşesini okumalı; ameliyat sonrası bakım ve zorluklar; yaşanacaklar detaylıca anlatılıyor orada.
***Ocak’14; Sean Penn kaş altlarına botoks yaptırmış; iğrenç olmuş; dana gibi fırlamış kaşları; yaptırmadan önce çok daha iyi görünüyormuş halbuki; gangster squad filminin afişinde görebilirsiniz o berbat halini.  
***Ocak’14; “Sarkık deriyi de alıyoruz; çatlaklı deriyi de alıyoruz; ondan sonra; her şey bittikten sonra bel kısmına bakıp o güzel bel kavisini de oluşturunca hem bel çıkıyor; hem karın düz oluyor; aslında bele yapılan işlemle poponun şeklide ortaya çıkmış oluyor; 2 gün sonra yürüyüş yapabilir ancak koşu falan 3-4 hafta sonra; yürüyüşü öneriyoruz zaten; yatmak yok; estetik operasyonlardan sonra günlerce yatmak yok; bu hem iyileşmeyi zorlaştırıyor hem de komplikasyon oranını yükseltiyor” diyor CNN Türk’tesağlık kontrolü programına katılan doktor Hasan Fındık; öyle güzel ballandırıyor ki yarın koşa koşa gidip bir karın germe ameliyatı olmamız lazım!

Bir soru geldi; meme ameliyatı olmuş ve iz kalmış; izler için tekrar ameliyat olmak istiyormuş; doktorun cevabı şöyle; “izlere yönelik minik bir hamle ile izler normal seviyeye getirilir”; yani ikinci bir ameliyat; çorbanın suyunun suyu; o kadın bir işlem için iki kez ameliyat olabileceğini biliyor muydu acaba; kuşkulu.
Çanakkale On sekiz Mart üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emrah Aslan şöyle diyor nisan 2013’te; ?Bu ameliyatlar medyada anlatıldığı kadar kolay olmayan ameliyatlardır. Ameliyatların iyileşmeleri ciddi süreçlerdir. Biz makyaj yapmıyoruz, sonuçta ameliyat yapıyoruz. Hastaların, bunun bir cerrahi ameliyat olduğunu bilmesini istiyoruz. Medyada eleştireceğim tek husus var; çok kolay yapılan işlemlermiş gibi lanse edilmesi. Mesela biz oturup bunları hastalarımıza anlatıyoruz.” hangisine inanmalı; birinciye mi; ikinciye mi?
***Nisan’14; Ceyda Ateş bacağından ameliyat olmuş; topuklu ayakkabı giymek yüzündenmiş; daha 26 yaşında; Ebru Şallı yüzüne şişme bir şeyler yaptırmış; yüzü eskisinin iki katı gibi görünüyor; İstanbul; Avcılar yeni belediye başkanı Handan Toprak Benli’nin göz altları adeta birer tümseği andırıyor; göz kenarındaki kırışıklıkları yok edeceğim derken koca koca tümsekler koymuşlar gibi göz altlarına.
***Çocuğunuz, bir yakınınız nasıl sizin kutsalınızsa ameliyata teşvik ettiğiniz, belkide zorladığınız insanda kendinin ve yakınlarının kutsalı; siz ona gereken özeni göstermez ve onun kutsalına saygı duymazsanız ilahi adalette sizin kutsalınıza aynı özensizliği gösterebilir; eğer biraz olsun inancınız varsa, kaldıysa ne demek istediğimi kolaylıkla anlarsınız. Eski deyimiyle vicdan deniyor buna.
Ameliyat iki ucu keskin bıçak; bir tarafı karşınızdakini keser, diğer tarafının nereye, kime denk geleceği hiç belli olmaz; yapılan her işin bir vebali, karşılığı var; üstelikte bu dünyada.
*** Temmuz; 2014; Özel bir hastanede burun estetiği ameliyatı olan kadına hastane virüsü bulaşmış; bacakları kesilmiş; 14 temmuz 2014 tarihli bir haber. Geçen haftada yüz nakli yapılan ve sonra o yüzü geri alınan kişi ölmüştü; ne şehittir ne gazi; oldu niyazi.

***Ocak 2015; Estetik doktoru Dilek Avşar bütün kanalları geze geze paraya doyamadı yıllardır, bügünde Dilara Koçak’ın programındaydı, geçen hafta da oradaymış, öyle övüyor ki ameliyatları millet koşa koşa gidecek.

***İngiltere’de estetik ameliyat yaptıranların sayısında azalma olmuş, %9 oranında, özellikle burun estetiği yaptıran ve silikon taktıranların sayısında önemli bir düşüş yaşanmış, bu demek oluyor ki, yani bana göre, estetik ameliyatlar konusunda İngiliz kadınlarının gözü açılmış, darısı Türk kadınlarının ve bütün dünya kadınlarının başına.

Estetik ölümleri
10 Haziran 2011
Prof. Dr. Yasemin Aras(60), geçirdiği estetik operasyon sonrası komaya girdi. 9 gün yoğun bakımda kalan Aras?ın beyin ölümü gerçekleşirken, eşi ameliyatı yapan doktoru suçladı. Aras 28 Mayıs?ta karın bölgesinden yağ aldırdı ve göğüs estetiği yaptırdı. Ameliyat sonrası solunum problemi yaşayan Aras, Yedikule?deki Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi?ne sevk edildi. Burada yoğun bakım servisine kaldırılan Aras?ın durumu gün geçtikçe kötüye gitti. Beyin ölümü gerçekleşti.
22 Kasım 2007
Amerikalı rapçi Kanye West?in annesi Donda West?in (58) geçen 10 Kasım?da, estetik operasyonu geçirdikten bir gün sonra ölmesi, plastik cerrahiyle ilgili tartışma yarattı. Paris Hilton?dan Carmen Electra?ya kadar birçok ünlünün estetik operasyonlarını erteledikleri ileri sürüldü. Donda West?i ameliyat eden cerrah Dr. Jan Adams tartışmanın odak noktası oldu.
22 Ağustos 2004
Merinos Halı’da ihracat müdürü olarak görev yapan Yasemin Balsu(31), burnundaki kemik eğriliğinden dolayı estetik ameliyatı olmaya karar verdi. Gaziantep Amerikan Hastanesi’nde, Plastik Cerrahi Rohat Kutlay nezaretinde 15 dakikalık bir ameliyat için bıçak altına yatan Yasemin Balsu, iddialara göre ameliyattan sonra hayatını kaybetti. 3 yaşında bir kızı bulunan Balsu’nun ölümü şüpheli bulundu.
1 Aralık 2009
Arjantin’in eski güzellik kraliçesi, estetik ameliyat yüzünden öldü. 1994 yılında Arjantin Güzeli seçilen 38 yaşındaki Solange Magnano’nun, kalçalarına yaptırdığı estetik ameliyattan sonra akciğer embolisinden hayatını kaybettiği bildirildi. Yakın arkadaşı Roberto Piazza, yapılan işlemde vücuda zerk edilen sıvının akciğerlere ve beyne gittiğini söyledi. Eski güzel ikiz çocuk annesiydi.
7 Eylül 2010
Lise 4’ncü sınıf öğrencisi Esin Sağlam (17), burnundaki kemiğin düzeltilmesi için özel bir hastanede ameliyata alındı. Ameliyat sırasında durumu ağırlaşan Sağlam, yapılan tüm müdahalelere rağmen yoğun bakımda 6 gün süren mücadelenin ardından hayatını kaybetti.
2 Aralık 2010
Çin medyasında çıkan haberlere göre televizyonda düzenlenen bir şarkı yarışmasına katılan 24 yaşındaki Wang Bei, 15 kasımda geçirdiği ?yüz kemiği öğütme? ameliyatı sırasında öldü. Wang?ın daha da güzelleşmeye ihtiyaç duyması, ülkedeki estetik ameliyat takıntısının boyutlarını gözler önüne serdi. Wang güzelliği sayesinde Süper Kız adlı başarılı yarışma programının popüler bir yarışmacısı olmuştu.
Çin?in önde gelen cerrahlarından Ding Xiaobang, Çin?de sadece orta yaşlı, ya da yaşlı kadınların değil, genç kadınların da estetik olduklarını söyledi. Ding, ?Hem iş, hem de eş bulabilmek için daha iyi görünmek istiyorlar. Biz sıkı bir rekabet ortamının hakim olduğu bir toplumda yaşıyoruz. İnsanlar görünüşlerini bir silah gibi görüyor ve bunun kendilerine güç verdiğini düşünüyor. Çoğu bana, ?Kaç para harcayacağım umrumda değil, beni güzelleştir yeter ki? diyor? diye konuştu.
Dr. Öz?ün programında çıktılar geçenlerde. Karı- koca botoks yaptırmışlar, 3 ay koma, felç halinde solunum cihazına bağlı yaşadıktan sonra iyileşmişler. Her ikiside.
Oprah Winfrey?de 70?li yılların kapak kızları konuk oldu. Şimdi 50?li, 60?lı yaşlarını sürüyorlar. Hepsi birbirinden güzeldi. Boy zaten var, kilolar, yüzler mükemmel. 57 yaşında olan Broadway?de bir müzikalde rol alacakmış. ?Hayalimdi? diyor. Benim hayallerimi terk ettiğim yaşı düşündüm. O?na göre oldukça erken.
59 yaşında olan zenci güzel bir toplantıya katıldığını ve oradaki insanları tanıyamadığını söyledi. Gerilmiş, pörtlek bir yüzü taklit ederek güldü ve dalga geçti estetik yaptıranlarla. Diğer güzellerde onun düşüncesini onayladı. Bu değişimin, yaşlanmanın herkesten çok kendilerini etkilediğini ama değişime engel olamayacaklarını dile getirdiler. ?Kendim yaşlıysam genç bir vücuda sahip olmanın anlamı ne? şeklinde ifade ettiler düşüncelerini.
Ekim’11
Dün izledim dr. Öz?de; sutyen şişliği de denilen koltuk altı yağları alınmış bir kadının. ?Ufak? bir ameliyat. Ameliyattan önce kadın canlı, neşeli, enerjik, hayat dolu. Ameliyattan sonra bir baktım kadının ne o eski neşesi kalmış ne de keyfi. Sözde ufak ameliyat. Yüz ifadesi her şeyi ele veriyor. Yaşadıklarını, çektiği acıyı, pişmanlığı. Gülücükleri bile artık sahte, zoraki. Her halinden belli. Dr. Öz bile anladı neşesizliğini; neşeliymiş gibi göstermeye çalıştı ama nafile. Anlamamak için aptal olmak gerek.
Estetik ameliyat olmak gibi bir niyetiniz varsa açın Zone Reality?i, E! Entertaintment?i; insanların ameliyat olmadan önceki ve sonraki yüz ifadelerine bir bakın. Sonra kendi yüzünüze uyarlayın ameliyattan sonraki yüz ifadesini. O yüz ifadesini kendiniz için isteyip istemediğinize kendiniz karar verin. O kanallarda bolca var estetik ameliyat görüntüleri. Ameliyatın önüne ?estetik? gelince içeriği, işlevi değişmiyor ki! Acı aynı acı. Biri acı kırmızıbiber diğeri acı pul biber. İçerik aynı. Can acısı aynı.
16 Aralık 2011
Fransa?da 30 bin kadına takılan silikonların zehirli olduğu açıklanmış. Firma endüstriyel silikon kullanmış. Bu nedenle patlamaya oldukça müsait olan silikonlar, kanser ve cilt hastalıklarına neden oluyormuş. Bir kadının ölümü üzerine yüzlerce kadın protesto etmiş. Çıkarttırılma ameliyatı için para talep etmişler. 16 Aralık 2011 tarihli haberden alıntıdır.
Aynı haberin 4 Ocak 2012′ deki alıntısı;
‘Meme silikonların yapımında kullanılan jelde makine, sanayi atık yağlarından faydalanıldığı ortaya çıktı. Piyasaya sürülen yüz binlerce silikon dolgusunun çoğu kadınlarda iltihaplanma ve diğer hastalıklara yol açtı. Mağdur olan binlerce kadın ‘PIP’ adlı silikon şirketinden şikâyetçi olup, dava açtı.

PIP’in silikonlarındaki çatlamalarla dolgu maddelerin sızma tehlikesinin bulunduğunun şirket tarafından önceden bilindiği belirtildi. Fransa’da 30 bin kadının PIP silikonlarını çıkartmaları tavsiye edilirken, ülkede 20 kadının kansere yakalandığı tespit edildi. PIP silikon dolgularını diğer ülkelerde kaç kişinin kullandığına dair kesin bir istatistiğin bulunmadığı da tehlikenin boyutunu gösteriyor.’

Millet meme kanserinden korunmak, kurtulmak için ne çareler arıyorken silikon taktırdığı için bu dertlerle uğraşmak zorunda kalanların hali daha vahim ve acınası.
Oya Başar, Serra Yılmaz, Vahide Gördüm, Deniz uğur, Nilüfer, Selma Taran, Meral Gökçaylı, Nevval Sevindi. Bu isimler; meme kanseriyle boğuşan ve bir kısmı da meme kanserine yenik düşen ünlü isimler.
Ayrıca silikon memedeki kanserin görüntüsünü örterek teşhis edilmesini engelliyormuş.
Yine aynı haberin devamı; bir başka gün;
PIP?in ürettiği göğüs implantları, Avrupa?da en ucuz implantlar olduğu için kadınlar tarafından tercih ediliyormuş. Türkiye?ye getirildiği ve ülke genelinde 706 çift implantın kullanıldığı tespit edilmiştir. Bakanlığımız tarafından bugüne kadar implant takılan kişilerden çoğuna ulaşılmıştır. Henüz ulaşılamayan kişilere de ulaşılmaya devam edilmektedir.

***Son haberler, haber başlıkları

29 ağustos 2018 ngiliz Leah Cambridge, İzmir’de gerçekleştirilen 24 bin liralık kalça ameliyatının ardından hayatını kaybetti. İzmir Sağlık Müdürlüğü olayla ilgili araştırma başlatırken, ameliyatı yapan doktordan açıklama geldi.

15 ocak 2019 Çene estetiği için Türkiye’ye geldi, hayatı kabusa döndü Estetik çene ameliyatı için 3 yıl önce, 18 yaşındayken Türkiye’ye gelen Suudi genç kızın hayatı çene, estetik kalça ve belden yağ aldırma ameliyatlarının ardından kabusa döndü, 52 kez ameliyat oldu

2 kasım 2018 Diyarbakır’da burun estetiği için ameliyat masasına yatan Erdi Öztürk (29), anevrizma nedeniyle beyin kanaması geçirince komaya girdi. Yoğun bakıma alınan Öztürk, 5 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti.

25 kasım 2018 Burun estetiği yaptıran ABD’li sanatçı Laura Avila hayatını kaybetti. Dallas’ta yaşayan 36 yaşındaki Avila burun estetiği yaptırmak istedi, hayatına mâl oldu.

7 eylül 2018 İzmir’in Balçova ilçesindeki özel bir tıp merkezinde yağ aldırma (liposuction) operasyonu geçirdikten sonra fenalaşan Meral Kurtulan (43), yaşamını yitirdi.

18 ekim 2018 Gaziantep’te yaklaşık 2 yıl önce burun ameliyatı sırasında beyin kanaması geçirerek 11 gün sonra yaşamını yitiren 17 yaşındaki Kübra Özüberk’in ölümüyle ilgili düzenlenen adli tıp raporunda, ameliyatı …

***şubat 2019, estetik ameliyatların toplumsal nedenleri başlıklı bir söyleşi düzenlenecekmiş bu aralar, ben bu söyleşiyi burada yapalı uzun yullar oldu gördüğünüz gibi, geç bile kalmışlar, daha yeni uyandılar demek ki, bunca estetik ameliyat düşkünlüğü toplumsal çöküşümüzün bir göstergesi değil mi zaten, cebren ve hile insanları estetik ameliyatlara yöneltmek,  yapılan bu insanlara, insan şeytanları ortalıkta cirit atıyor insanları ameliyatlara yönlendirmek için.

***Burun ameliyatı olmayı düşünenler varsa eğer aranızda songül ülkünün ve esra balamirin önceki ve sonraki hallerine baksınlar, ve bu ameliyatlar hakkında neler sylediklerini okusun, dinlesinler. Yine bahsetmişimdir mutlaka, ilknur bozkurt, bütün ünü, şanı, şöhreti hanımın çifliği dizisiyle başladı ve bitti, dizi ile ünlenip bol paraya kavuşunca parasına göz diken bir estetik doktoru tarafından burun ameliyatı yapıldı ve bütün güzelliği gitti, sıfırlandı, bir burun ameliyatı bütün geleceğini, hayatını değiştirdi.

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *