Press "Enter" to skip to content

Estetik Ameliyat 2 Aralık’11

Yazının öncesi sol yan sütunda alfabetik sırayla estetik ameliyat 1 sayfasında
 
*Ameliyat olmayı düşündüğünüz doktora bir sorun bakalım ameliyattan hemen önce sizden bir imza isteyecek miymiş? İsteyecekse ne için isteyecekmiş? Siz sormazsanız eğer bunu size söylemeyecek; son ana, ameliyathane kapısına dek. İstemeyecekler zaten; önünüze koyup ?imzala? diyecekler. Her şey bitip son anda istendiğine göre reddedilmesi gibi bir olasılık kalmıyor zaten. Size sadece kuzu kuzu imzalamak kalıyor. Zaten kurbanlık koyun değil misiniz orada bir anlamda!
Siz sormadan ben söyleyeyim o imzanın ne için isteneceğini. Ölümünüz halinde sorumluluk almayacaklarına dair imza alacaklar sizden. Ama son anda. Öncesinde sizi haberdar etmeden. Neden böyle bir tavır izlediklerini anlamak pek zor olmasa gerek. Ürkütüp kaçırmamak gerek tuzağa düşmekte olan ceylanı. Bütün avcılar böyle avlamaz mı avını? Sessiz ve derinden. Düşünüp başına geleceği kavrayacak vakti olmasın diye söylemiyorlar ameliyat için karar verilirken. Çok ehemmiyetsiz bir imzaymış gibi. Oysa o imza hayatınızla eşdeğer. Bu imza ameliyat sonunda hayatınızı kaybedebileceğinizin açık bir göstergesi.
Ve yine sorun doktorunuza o imzayı almadan sizi ameliyat etmeyi kabul eder mi? Sizin için değil hayatını, mesleki geleceğini bu kadarcık olsun riske eder mi? Etmez. Peki ya bu durumda sizin riske ettiğiniz ne? Hayatınız.
Sizin için iş hayatını riske etmeyen biriyle bir sözleşme imzalıyor ve hayatınızı ortaya koyuyorsunuz. Sizce bu garip değil mi? Eşit koşullarda bile değilsiniz onunla üstelik. O mesleki geleceğini riske etmiyor ama siz hayatınızın üstüne kumar oynuyorsunuz. Ne için? Kaşınızın, gözünüzün eğrisi doğrusu için. Boş işler bunlar. O kaş, o göz sizin için en kıymetli olan. Ona sahip çıkın yeter!
Yapabiliyorlarsa o kaşı, o gözü oraya oturtsunlar! Yapabildiler, başarabildiler mi? Şunu yaptık, bunu yaptık; böbürlenip duruyorlar; ne yapmışlar? Bir organı var edip çalışır hale getirebilmişler mi? Allah olmak öyle kolay değil!
Önemli olan her ne şart altında olursa olsun hayatta kalmak, kalabilmek. Bunun dışında her şey boş. Ve geçirdiğiniz, geçireceğiniz her ameliyat sizi biraz daha ölüme, içsel çirkinleşmeye, kendinden uzaklaşmaya yaklaştırır. Gereklidir, elzemdir, yarık dudaktır, delik damaktır, yanıktır, kopuk organdır anlarım ama bundan geri estetik hikâyesi boşa.
Dün bir film izledim. Adı shooting dogs. Çok etkiledi beni. Gerçek olmuş. 94 yılında Ruanda?da geçiyor. Ruanda?lı iki farklı topluluk birbirlerini kıyasıya öldürüyor. Daha doğrusu bir topluluk diğer topluluğu katlediyor. Bizdeki alevi-sünni, kürt-türk ayrımı gibi bir şey. 800.000 kişi öldürülmüş bu iç savaşta.
Bir Afrikalının hiç estetik ameliyat yaptırmak gibi kaygıları olmamış, o acıları çekmemiştir. Doğumlarını da o şartlar altında topluluk içinde yapıyorlar. Sezaryen olmak gibi bir dertleri de yok yani. Tanrım, ne kadar şanslılar. Ölümse öldürülüyorlar ve orada bitiyor o iş. Hiç değilse sonrası yok, acı yok. Temiz bir ölüm o ameliyat acılarını yaşamaktan yeğdir bence.
Sanki biz yaşamadık mı bu acıları, sancıları. Sağcı, solcu, futbolcu kavgalarını. Bütün dertler unutuldu işimiz gücümüz oramız buramız oldu. Beyinlerimiz yıkanıyor; başka bir şey değil. Beyinlerimizin içine edildi sadece. Öyle saçma sapan bir hayatı yaşamaya zorlanıyoruz ki kafalar karmakarışık. Kim neyi, nerde, ne kadar doğru veya yanlış yaptığının farkında bile değil.
Birine 40 gün deli dersen deli olurmuş. Bu çok doğru bir söz. Kendimize gelelim hanımlar artık. Onun bunun oyuncağı, maskarası olmaktan çıkarın kendinizi.
Neden hep kadınlar estetik malzemesi, hedefi? Bunu bir sorun kendinize bakalım? Kadının güzeli oluyor da erkeğin güzeli yok mu? Bizim beğenilmek kaygılarımız varda erkeklerin yok mu? Çünkü erkekler bizim kadar yemiyor bu laf salatalarını. Vara yoğa gidip ameliyat olacak kadar aptal değiller çünkü. Kolay av olan bizleriz. Aptal olanda bizleriz. Biz, kadınlar. Böylesi bir durumda durup kendimize şöyle bir bakmamız, çeki düzen vermemiz gerek. Evet, aldatılmaya, kandırılmaya çok müsaitiz ve avcılar bunun farkında.
Matthew McConaughey estetik olduğu için mi bu kadar yakışıklı ve çekici? Allah vergisi diye bir şey var. Ve buna yapılabilecek çok fazla bir şey yok. Elinizde olan malzeme ile yetinmeyi bilmek. En güzeli bu. Herkes, bütün erkekler Matthew McConaughey kadar yakışıklı olsa Matthew McConaughey olmanın bir anlamı kalmazdı; öyle değil mi?
Hem hiç mi hatası yok Matthew McConaughey’in güzelliğinin. Burnu eğri, gözaltları kırışık. Bunlar benim ilk bakışta gözüme çarpanlar. Aransa daha neler bulunur kim bilir? Kaç estetik ameliyat ister;))) Ama bütün olarak baktığınızda hiçte fena görünmüyor hani;)))
Fazla eşeleyip deşeliyoruz. Ayrıntılara takılıyoruz. Bütün mesele burada.
Estetik ameliyatı olmuş bildiğiniz kaç estetik doktoru var? Estetik ameliyatı bu kadar iyi bir şey olsa kendilerine de yaptırırlardı değil mi? Biliyorsunuz güzel olmak herkesin hakkı;))) Üstelik indirimli bile yaptırabilirler; bizim gibi değiller ya!
 ?CAHİL? kadınları estetik ameliyatı yapmak daha mı hoşlarına gidiyor yoksa;)))?
Ne derler bilirsiniz; ‘hocanın yaptığını yap, dediğini yapma!’;)))
Bugün izledim bir kanalda. Plastik cerrahmış. Burundan, memeden, erkeklerde olan meme büyümesi için yapılan jinekomasti ameliyatından, yüz germeden falan filan bahsetti. Gözaltı morlukları için duruma göre lazerin farklı şekilleri kullanılıyormuş. Yüz germe için şakaklarda saçın iki santim içinden iki taraftan ve tepeden damağa üç delik açılıyormuş. Ne iştah açıcı değil mi? Başta da dedi ki; estetik ameliyatlar mutluluk ameliyatlarıymış;))) Bu nasıl mutluluksa! Mutluluk anlayışımızı da değiştirecekler çok yakında.
Karın germe için daha detaylı bilgilendirmede bulundu. Karının ortasındaki uzunlamasına bölgede kas olmadığından orası genişler ve karın büyürmüş. Bu genişlemeyle içerdeki organlar öne doğru itildiğinden hazımsızlık gibi problemler ortaya çıkarmış. Karın germe ameliyatından sonra bu organlar yerine yerleşeceği için hazımsızlık, gaz problemleri, bel ağrısı, sırt ağrısı ortadan kalkarmış. Ayrıca idrar kaçırma problemi de çözülürmüş.
Nasıl, dersimi iyi çalışıp öğrenmiş miyim? O kadar sık anlatıyorlar ki, gel de anlama. Yakında sertifika dağıtacaklarmış zaten televizyonlardan. Plastik cerrah yardımcılığı sertifikası;)))
Sorarım size, hangi hastalık gurubu var her gün televizyonları işgal eden estetik cerrahi doktorları dışında. Hepsi hastanesinde hastasını bekliyor ve işini yapıyor. Ama estetik cerrahlar öyle mi? Kapı kapı gezip müşteri kızıştırıyorlar. Facebook üzerinde estetik cerrah reklamının ne işi var? Az önce gördüm. Sayfa açmış; yetmezmiş gibi sponsorlu reklamlar arasına yerleştirmiş kendini. Televizyonlar az mı gelmiş?
Müşteri topluyor. Eee, estetik yaptıranlar hasta olmadıklarına göre olsa olsa ?müşteri? olurlar;))
Oldu olacak hepimizi birden bir kesimhaneye yerleştirelim; toplu sünnetler gibi; yeniden revize olalım. Biçki- dikiş atölyesi. Öyle ballandırılıyor ki bu iş sanırsın tereyağından kıl çekmek kadar kolay.
Bölgesel incelme sağlayan, yağları eriten, 2 beden, 3 beden inceltir denen aletlerin çoğunu onaylamıyormuş. Çok fazla inanmıyormuş. Niye ki? İşi mi azalır? Karaciğer yağlanmasını arttırırmış. Sistemik yan etkileri varmış.
Birazda ameliyatların yan etkilerinden, olumsuz yanlarından bahsetsek! Yok öyle bir şey. Yan etki man etki, olumsuzluk falan yok. Ondan sonrası güllük gülistanlık. Ameliyat parasını alsında ne olursa olsun. Kimin umuru.
O karınların sezaryen ameliyatı ve diğer rahim ameliyatları sınrasında o hale gelip şiştiğini bilmeyen yok. Sizin haberiniz yok mu? Neden bundan bahsetmiyorsunuz mesela. Neden ?sezaryen olmayın üstüne birde karın germe ameliyatı yapılacak kadar şişkin bir karına sahip olursunuz? demiyorsunuz? Kimse kimsenin ayağına basmıyor o yüzden. Gör beni göreyim seni. Estetikçiler kadın doğumcuların işine taş koyarsa gün olur onlarda onların işine taş koyar. Sessiz anlaşma.
Nede olsa sezaryenden geliyor karın germe ameliyatlarının bir çoğu. Bindiği dalı mı kessin? Ne kadar çok sezaryen o kadar çok karın germe ameliyatı adayı demek.
Yine estetik cerrahi konusunda Türk doktorlarının başarısı, aynı laflar. Kalp cerrahiden ne haberler var? 33 yaşında nişanlı bir kız öldü geçenlerde. Geçirdiği kalp ameliyatından 1 ay sonra. O bir ayı da yoğun bakımda ve/veya hastanede geçirdi zaten. Ameliyat olmamış olsa bundan daha uzun mu yaşardı acaba? Kalp ameliyatı olanların yaşama yüzdeleri, oranları ne kadardır?
Her gün çıkıp çıkıp insanların başının etini yiyorlar, kaç tanesi, ben buradan iki laf edince mesele oluyor. Karınları ağrıyor. Birilerinin ?YETER? deme zamanı geldi de geçti bile. Bu iş aymazlığa, utanmazlığa vardı. Güzellikten başka bir şeye akılları kesmeyen sunucuların ağzı açık dinlemeleriyle daha da bir ilahlaştıkları da su götürmez bir gerçek. İnsanları bu kadar aldatmaya, kandırmaya hakları yok.
Allahtan sık açıp izlemiyorum o aptal kadın programlarını. Rast geldi sadece. Uğraşmayım diyorum ama ikide bir önüme gelince de susamıyorum.
Başı kel, burnu 5 metre çıkmış orada anlatıyor oranı kes, buranı kes. Önce bir sen keste görelim sonucu;))
Gözünde de gözlük var. İmaj amaçlı olmadığı belli. Numaralı gözlük. Bir göz ameliyatı da mı olamamış? Göz ameliyatı olmaktan korkuyor mu yoksa;))
Her şey güzellik ve estetik değilmiş. Öyle dedi sonuna doğru. Çevir kazı yanmasın. Bir dolu nifak tohumu at insanların içine, kafalarını karman çorman et sonrada ?her şey güzellik ve estetik değil? de. Kimi kandırıyor? Her şey için veya sık sık estetik olmak gerekmezmiş, iyi değilmiş. Alay eder gibi. ?İyi doktor? desinler meselesi. Başka bir şey değil.
?CAHİL?lik eğer bu ise övünüyorum ?cehaletimle?. Siz övünebilir misiniz ?insanlığınızla??
Annenize yapılmasını istermiydiniz mesela CAHİL müşterilerinize yaptığınız bütün bu ameliyatların. Veya kızınıza. Veya kendinize.
Bunun cevaplarını kendinize verebiliyorsanız sorun yok. Ben duymasamda olur.
Arabanızı insanların üstüne sürer misiniz? Sürüyor musunuz? Bil bile ezer misiniz insanları? Cevabınız hayırsa neden devamlı ameliyat olma fikrini yerleştirmeye çalışıyorsunuz o CAHİL insanlara? Adam öldürmekten çok mu farklı yaptığınız? Sapasağlam insanları çürüğe çıkartmaya hiç hakkınız yok.
Unutmayın o ameliyat ettiğiniz CAHİL’lerde insan. Bir ana baba evladı. Onlarda bir can taşıyor sonuçta. Sizinkinden hiç farklı olmayan.

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.

Kanuni Sultan Süleyman

Estetik Ameliyat Şubat’12
?Göğüs estetiği oldum; yatamıyorum? diye yazmış bir kadın daha arama motoruna. Allah aşkına bu insanlara ameliyat öncesinde veya sonrasında başına neler geleceği neden açıklanmıyor? Bir dolu para alınıyor bu ameliyatlar için. Bir açıklama yapmak çok mu zor? Kadınlar internetten bilgi almanın peşindeler ameliyat sonrası. Yazık! Hadi ameliyat öncesi bu tür bilgilerin neden verilmediği gayet açık; ameliyattan vazgeçmesine mahal vermemek için. Ameliyattan sonra niye açıklamazlar? Laf ağızlarından dirhemle mi çıkıyor? Eee, büyük adamlar ne de olsa, fazla söze ne hacet, ameliyat etmiş, uğraşmış birde açıklama mı yapsın, ağzını yorsun?
Bu işin bir yasal prosedürü olmalı artık. Yasal boyutta ele alınmalı, ameliyat öncesinde ne ve nasıl olacağının açıklanması zorunlu hale getirilmeli. Nasıl sigara paketlerinin üstüne uyarı ikazlarını, kötü akciğer ve iskelet resimlerini sigara şirketleri kendileri basıyorsa, bu bir zorunluluk haline getirilebildiyse aynı şekilde her ameliyat için; estetik olsun, olmasın bir film hazırlanmalı ve bunu izlettirmek doktorlara zorunlu tutulmalı. Uygulamayanlara ise büyük para cezaları getirilmeli. Ameliyat ederinden daha fazla olmalı ki bunu izlettirmek zorunda kalsınlar. Hatta bu filmi izlettirdiklerine dair bir imza bile almalılar ameliyat olacak kişiden.
Nasıl ameliyat sonrasında olabilecek ölüm vakalarına karşı yasal sorumluluk almamak için imza alıyorlarsa filmi izlettirdikleri içinde alsınlar imza. Çok mu zor? Bu filmde ise özellikle ameliyattan yeni çıkmış insanların görüntüleri yer almalı; bütün açıklığıyla. Kendileri, kendi ağızları ile bu denli açık ve net ifade etmeyecekleri için film izletme yoluna gidilmeli. 10, taş çatlasın 30 dakikalık bir film, ameliyat esnası ve ameliyat sonrası görüntüleri yetip artacaktır bir çok insanı kurtarmaya, gereksiz yere ameliyat olmaktan.
Sağlık bakanlığının üstüne düşen ve yerine getirmediği, getiremediği, tröstler tarafından engellendiği öyle çok iş var ki! Recep Akdağ bu anlamda oldukça cesur, sağlık alanında reform yaptı denebilecek bir bakan. Özellikle sezaryenle olan mücadelesini takdirle izliyorum. Ama alması gereken, alınması gereken daha çoook yol var. Bu cesaretini ve bilgisini tecrübeli ve insaniyetli bir doktor olmasından alıyor elbette. Bütün insaniyetsiz doktor taifesini karşısına aldı ve onlarla tek başına savaşmaya devam ediyor.
Her ne kadar son zamanlarda biraz susmuş veya susturulmuş olsa da böyle bir çıkış yapmış olması bile bir devrim biz kadınlar için. Sağlıkla siyasetin, hangi partiden bakan olduğunun hiçbir alakası yok. Siyasi yanı beni ilgilendirmiyor bu anlamda. Şimdiye kadar gelen hiçbir partinin sağlık bakanı ?sağlık? konusunda onun kadar başarılı olmayı beceremedi.
İçinde Allah korkusu olan insanlar yeri geldiğinde bir devrim sayılabilecek cesareti bulabiliyorlar içlerinde demek ki! Allah korkusu, iman cesareti insan korkusunun çok çok üstünde olabiliyor.
***Estetik çirkinlikte gördüğüm son vaka Songül Karlı. Bundan önce Derya Tuna vardı. Yara çıktı falan dediler; hikâye. Bir yara bütün yüzü öyle şişirmez. Bir müdahale olduğu açıkça belli. O ne çirkinlik; Allah vermesin. Songül Karlı da öyle. Eski halleri bundan elli kere güzeldi. Ne ettiler, ne halt ettiler bilemem ama berbat etmişler her ikisini de. Bir şişirme uygulandığı çok açık her ikisine de. Hani şu kendi yağından alıp dolgu yapma işlemi uygulanmış kanımca. Berbat olmuş; tek kelimeyle. Yazık olmuş güzelliklerine. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmuşlar.
Songül Karlı?nın yüzü çok daha genç ve güzel bir yüzdü Derya Tuna?ya göre. Gördüğüm yüze inanamadım Songül Karlı?yı görünce. İnsan kendini bile bile nasıl bu kadar çirkinleştirebilir? Fatih Ürek?le üvey kardeş olmuş gibi;))) Songül Karlı?nın yüzünde Fath Ürek?in yüzünü gördüm. ?Nasıl oluyor? diye bana sormayın; olmuş işte; üstelik ben yapmadım. Ya estetik uygulattıkları doktor aynı kişi ya da benzer yöntemlerle çalışıyorlar. İşleri bittikten sonra o yüze bakmayı ihmal ediyor olmalılar yoksa kanımca bir daha yapmazlardı.
Dr. Öz?de kamera karşısında yapmışlardı o uygulamayı. Yüzünde çöküntüler olan kadının karın yağlarından alarak yanaklarına enjekte ettiler; kadının yüzü oldu eskisinin 5 katı. Çöküntüler gitti evet ama kadının yanakları bombe gibi şişti ve eskisinden, çöküntülü halinden çok, çok daha çirkin bir hal aldı. Ağzının içinden yanaklarına iki yumurta koysanız ancak öyle oluşur o görüntü. O kadar berbattı.
*’Konya Meram Tıp Fakültesi’nde kullanılan protezlerin sanayi malı çıkması ile ilgili davada 1’i doktor 3 kişi hapis cezasına çarptırıldı’. Tarih 23 şubat 2012; yer Türkiye; Konya. Protezleri tornacıdan almış; tahtadan yapılmış protez. Bunun adı doktor. Bunu yapan bir doktor. Kime güveneceksiniz?
*Hacettepe Üniversitesi’nde çift kol ve bacak nakli yapılan Şevket Çavdar dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdi. Nakledilen tüm uzuvları geri alınan Çavdar pazar günü ağırlaşmıştı. Hastaneler ve 2 doktor arası mesleki rekabet neticesinde, böylesine riskli bir nakil ameliyatına kalkışıldığı da ileri sürülüyor. Kalbi bu büyük operasyona dayanamayan Çavdar’dan kötü haber dün akşam saatlerinde geldi. Nakledilen tüm uzuvları geri alınan Çavdar, hayatını kaybetti. 28 Şubat 2012 tarihli haber.
*Yıllar önce bir tren kazasında sol kolu ve bacağını yitiren Şafak Pavey ölen Şevket Çavdar?la ilgili şunları söyledi. ?Ben tek kol için bile cesaret edemedim. Denek olmamaya karar verdim. Acaba Şevket?e hayati tehlike olduğu söylendi mi? Ben o zaman kendi hayatımı o ameliyattan daha önemli gördüm, kendime kıyamadım; Şevket niye kıydı? Acaba kolsuz ve bacaksız değersiz olduğunu mu düşündü?? Şafak üzgündü: ?Batı bu ameliyatları çok önce denedi, test etti ve vazgeçti. Bu alandaki en önemli gelişme artık uzuv nakli değil, kök hücre. Şevket?e neler anlatıldığını bilmiyorum. Ama bu işlerde insan hakları odaklı, ahlaki bir duruş gerekiyor…?
*Dr. Charlie?ye pankreas kanseri teşhisi konuldu. Ertesi gün evine gitti, muayenehanesini kapattı ve bir daha hiç hastaneye gitmedi. Ailesiyle vakit geçirmeye odaklandı. Aylar sonra evinde öldü. Kemoterapi ve radyoterapi görmedi, herhangi bir cerrahi operasyon da geçirmedi.? ?Amerikalı doktorlar hastalıklarını öğrendikleri andan itibaren neler olacağını, tercihlerini biliyorlar. Genelde her türlü tedaviye de erişimleri oluyor. Fakat sakin ve usulca ölmeyi tercih ediyorlar? 29 Şubat 2012 tarihli haberden alıntıdır.
Mart’12
*Estetik cerrahi yaşanmış yılların izini kulak arkasına doğru çekiştirerek yüzü düzlüyor, ağartıyor. Varsıl partilerinden yansıyan görüntülerde hemen bütün kadınların başında aynı soluk yüz, aynı gergin maske… Aynı ifadesi alınmış yapay donukluk… Yüzlerine vurmak istemem, ama artık yüz değil baktığımız; nüfus kaydı silinmiş bir porselen yüzeyi… Can Dündar 4 Mart 2012 ?Yüz? adlı makalesinden bir bölüm.
***Sezen AKSU, Ajda PEKKAN, Bülent ERSOY artık sizden korkmaya başladım. Ne ağzınız kapanıyo nede gözünüz. Güzellik adına insan bile, bile çirkinleşir mi yaaa!!!!!Bırakın doğal kalın :((((( burada da estetik konusu bayağı yaygınlaştı.:)) Tıp meslekleri şubesinde çalıştığım için yakından takip ediyorum. Bu tür şikâyetler bize geliyo. Artık burnu güzel olan bile gidiyo can sıkıntısından burun yaptıyo. Şekillenmeye gidiyo toplum. Yaşlanmak doğal olduğunda daha güzel. Akşam magazin programında izledim inan korktum ya!!!!!Bunların ölüsü nasıl olacak acaba ağız açık, göz açık:))))
Bunları bugün; 12 Mart 2012 il sağlık müdürlüğünde çalışan bir arkadaşım facebook üzerinden paylaşmış. Sizinle paylaşayım dedim.
Geçen günde Saba Tümer?e çıkan oyuncu Ragıp Savaş estetik ameliyatı olmuş ?şaşkın? suratlı yüzlerle dalga geçiyordu programda Saba Tümer?le beraber;))) Bulursanız izleyin. Dillere düştüler artık estetik ameliyatı olanlar. Kurt kocayınca kuzuların maskarası olurmuş;)))
***Dün Ferzan Özpetek?in Kutsal Yürek adlı filmini izledim. Hoştu; bir inceliği, sosyal mesajı vardı filmin. Zengin, üst düzey ticaretle uğraşan, başarılı bir iş kadını olan genç kadın elindekini paylaşmanın erdeminin farkına varır. Bu ayrımdayken şunu söyler; ?Kırgızistan?daki bir kadına çanta alması gerektiğini nasıl empoze edebiliriz?. Bütün sır bu sözde saklı sanırsam. Üstümüzde oynanan bütün oyunlar bu sözün ardındaki gerçekte gizli. Hep bizlere bir şeyler dayatılıyor, yavaştan, yavaştan empoze ediliyor ve onları alıp içselleştiriyoruz. Bütün mesele bundan ibaret.
Çevreci ve besin uzmanı bir kadın yine dün bir programda organik sebze meyve fiyatları için ?neye göre pahalı; bir cep telefonuna para vereceğime ıspanağa hak ettiği ücreti öderim daha iyi? dedi. Siz bu çantadan, ıspanak örneğinden yola çıkarak hayatınızı şekillendirebilir; nerelere vardırabilirsiniz kim bilir? Bunlara estetik dayatmaları, empoze etmeleri de dâhil elbette.
Size gerekenin estetik ameliyat mı, çanta mı, cep telefonu mu yoksa ıspanak mı olduğuna karar verecek olan sizsiniz; bir başkası değil. Sorumluluk size ait. Sorumluluğu kimse üstlenmiyor; sadece beyninizi yıkıyorlar; o kadar; gerisi size kalmış. Sizde ‘yap’ denileni yapıyorsunuz. Bütün mesele bundan ibaret. Kızımın dün akşam uyumadan önce bana sorduğu gibi; ‘olmak ya da olmamak; işte bütün mesele bu; bunu kim söylemişti anne?;))) Sizin içinde aynı şey geçerli; ‘yapmak ya da yapmamak; işte bütün mesele bu’! Sahi, bunu kim söylemişti?;)))
Yalan Dünya?yı izliyor musunuz bilmiyorum? Eğlenceli bir dizi. Kızımın aklında oradan kalmış ?olmak ya da olmamak?. Cagatay söylüyormuş orada. Elinde kafatası tutarmış gibiymiş Cagatay. Ben unutmuşum. Çocukların hafızaları bambaşka. Taklidini de yaptı gece gece. ?Sevgılim? diye. Hamlet?i de biliyor da bana soruyor cadılığından; ben söylemeden Hamlet dedi yoksa. Gülse Birsel her bölümde kendi burnuyla dalga geçiyor; kadraja sığdıramamaktan falan bahsediyor. Kıssadan hisse; anlayana. Kendiyle, burnuyla, ağzıyla, gözüyle barışık olmanın hali başka! Barışmayacak olduktan sonra bunun sonu yok ki! Bugün burnun, yarın kulağın, öbürgün ayak tırnağın. Bu böyle sürer gider.
***Dün biraz televizyonda gezindim. Ender Saraç dolgu, botoks veya benzeri şeyler yaptırmış. Üst dudakları kımıldama özelliğini kaybetmiş gördüğüm kadarıyla. Sağlık ve sağlıklı beslenme önerileri veren bir insan için oldukça çelişkili bir durum bu. Yakışmamışta. Adı yazmasa ve ses tonunu tanımıyor olsam tanıyamayabilirdim de. Bence o kadar değişmiş ve kötü değişmiş. İnsanlar onu öyle görmeye alışmış, bir göz aşinalığı oluşmuş iken kendini, yüzünü değiştirmek bir eksi puan. ?Merhaba; ben Ender Saraç; beni tanıdınız mı?? Serap Ezgü?nün dudakları da aynı şekilde hareketsiz.
Harika Avcı?yı izledim. Narkoz için ?zehirdir? dedi. Narkozla içli dışlı olmuşluğu var geçmişte. ?Tıp harikası? denirdi onun için ama Allah vergisi bir güzelliği var aslında. Eski filmlerinden parçalar gösterdi; doğal burnu estetikli burnundan çok daha güzelmiş. Kendi de öyle söyledi zaten. Yaşından çok daha fazla yıpranmış; üzüldüm onu öyle gördüğüm için; yaşadıklarından mı, aldığı narkozlardan mı bilinmez? Sahip olduğu para insanın bazen dostu; bazen de düşmanı. Ona düşman olmuş ne yazık ki!
Nisan’12
*Yakın bir zamanda imaj için patent oluşturulacak; benden söylemesi. Lerzan Mutlu; Siren Ertan olmuş;)))) Saçları aynı tonda sarı; aynı şekilde taranmış; dişler aynen onun gibi öne çıkık; tavşan dişi; dudaklar dolgunlaştırılmış ve dudaklardaki ruj Siren Ertan?ın kullandığı tonda kırmızı. Burunda elden geçmiş; nereden biliyorum diyeceksiniz; yanda eski görüntüleri akıyor. Göz makyajı da Siren Ertan?ın kullandığı gibi; sadece rimelli. Birde renkli lens takmış gözüne; olmuş Siren Ertan.
Daha da ilginç olan tavır; tarzda aynı Siren Ertan. Dudaklarını oynatışı bile Siren Ertan?ı çağrıştırıyor. O ?şımarık? tarzını bırakıp Siren Ertan?ın ?hanfendi? duruşunu oturtmuş üstüne. Şımarıklıkla bir yere varılmayacağını anlamış olmalı! Yinede arada falso veriyor canım; ne de olsa Siren Ertan değil; Lerzan Mutlu. Ben resmen Siren Ertan?ı gördüm karşımda; Lerzan Mutlu?yu değil. Almış Siren Ertan?ın fotoğrafını eline ve ?beni buna benzet? demiş; başka açıklaması yok. ‘Bu kadar da olmaz’ diyesi geliyor insanın.
Bu durumda Siren Ertan ne yapmalı; nasıl bir yol izlemeli? ?Her hakkı mahfuzdur mu?? yoksa ?taklitlerimden sakınınız mı??;))) Ama gerçekten berbat bir durum; 40 yaşında ikiziniz oluyor; hem de hiç tanımadığınız belki de hiç hoşlanmadığınız, kişiliğini onaylamadığınız biri. O ana kadar çaba gösterip oluşturduğunuz imajınız yerle bir. Sadece görüntü olarak değil ki; kişilik olarak ta yara alıyorsunuz sonuçta. Başıma gelsin istemezdim doğrusu.
*Ünlülerin estetik doktoru Mustafa Karataş dün televizyonda estetiğin sadece küçük rötuşları, düzeltmeleri içerdiğini; estetikle bir insanın 90 kilodan 60 kiloya düşürülemeyeceğini; bunun karın germe veya herhangi bir yöntemle gerçekleşmeyeceğini söyledi. Değişim rüzgârları esiyor olmalı estetikte; asarız, keseriz, yaparız, hallederiz?ler bitmiş gördüğüm kadarıyla. Kol bacak nakillerinde yaşanan ölümler ve tepkilerden sonra geri adım atmak zorunda kalmışlar elbette. Bir insanın hayatıyla oynamanın aslında kendi hayatlarıyla oynamak olduğunu anlamaya başlamışlar. Ölümle sonuçlanan ameliyatlar biraz olsun aklılarını başlarına getirmeye yetmiş. Ne derler; ?bir musibet bin nasihatten iyidir?.
Cildin altına ultrasonla 65? ısı göndererek yüzü toparlıyorlarmış; eh, iyi, acısız bir yöntem en azından. Yumuşak dönüşler yaşanıyor; ne güzel! Şimdiye dek onca insan yüz toparlamak için ne acılar çekti; kimden haklarını sorup arayacaklar. Hiç kimseden elbette. Hep olduğu gibi ?kalan sağlar bizimdir?. Birde dondurarak yağları yakıyorlarmış. Bu biraz riskli gibi geldi bana. Yağ donarken ciltte donuyor çünkü; ilerde sorun çıkartabilir.
*Lara Flynn Boyle; oyuncu ve inanılmaz güzel bir kadın; eski ve yeni fotoğraflarını bulabilirseniz bir bakın; yani estetik ameliyat öncesi ve sonrası dudaklarının haline; tanınmayacak halde çirkinleşmiş. Bir günde 10 estettik ameliyatı olan 23 yaşındaki oyuncu Heidi Montag ilk halinden çok daha çirkin olmuş ve iflas etmiş. Rose McGovan?da estetikle çirkinleşenlerden. 25 yaşındaki Lindsay Lohan?da aynı listede yer alanlardan. Bunun gibi bir dolu örnek var.
*Memelerinizde sarkma gibi bir durum varsa var gücünüzle ve yüzebildiğiniz kadar yüzün; sonuç bir ameliyattan çok daha iyi ve kalıcı olacaktır; emin olun. Ayrıca limonunda meme dikleştirici özelliği varmış.

Yazının devamı sol yan sütunda alfabetik sırayla estetik ameliyat 3 sayfasında

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *