Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.Kanuni Sultan Süleyman
Estetik Ameliyat Şubat’12
?Göğüs estetiği oldum; yatamıyorum? diye yazmış bir kadın daha arama motoruna. Allah aşkına bu insanlara ameliyat öncesinde veya sonrasında başına neler geleceği neden açıklanmıyor? Bir dolu para alınıyor bu ameliyatlar için. Bir açıklama yapmak çok mu zor? Kadınlar internetten bilgi almanın peşindeler ameliyat sonrası. Yazık! Hadi ameliyat öncesi bu tür bilgilerin neden verilmediği gayet açık; ameliyattan vazgeçmesine mahal vermemek için. Ameliyattan sonra niye açıklamazlar? Laf ağızlarından dirhemle mi çıkıyor? Eee, büyük adamlar ne de olsa, fazla söze ne hacet, ameliyat etmiş, uğraşmış birde açıklama mı yapsın, ağzını yorsun?
Bu işin bir yasal prosedürü olmalı artık. Yasal boyutta ele alınmalı, ameliyat öncesinde ne ve nasıl olacağının açıklanması zorunlu hale getirilmeli. Nasıl sigara paketlerinin üstüne uyarı ikazlarını, kötü akciğer ve iskelet resimlerini sigara şirketleri kendileri basıyorsa, bu bir zorunluluk haline getirilebildiyse aynı şekilde her ameliyat için; estetik olsun, olmasın bir film hazırlanmalı ve bunu izlettirmek doktorlara zorunlu tutulmalı. Uygulamayanlara ise büyük para cezaları getirilmeli. Ameliyat ederinden daha fazla olmalı ki bunu izlettirmek zorunda kalsınlar. Hatta bu filmi izlettirdiklerine dair bir imza bile almalılar ameliyat olacak kişiden.
Nasıl ameliyat sonrasında olabilecek ölüm vakalarına karşı yasal sorumluluk almamak için imza alıyorlarsa filmi izlettirdikleri içinde alsınlar imza. Çok mu zor? Bu filmde ise özellikle ameliyattan yeni çıkmış insanların görüntüleri yer almalı; bütün açıklığıyla. Kendileri, kendi ağızları ile bu denli açık ve net ifade etmeyecekleri için film izletme yoluna gidilmeli. 10, taş çatlasın 30 dakikalık bir film, ameliyat esnası ve ameliyat sonrası görüntüleri yetip artacaktır bir çok insanı kurtarmaya, gereksiz yere ameliyat olmaktan.
Sağlık bakanlığının üstüne düşen ve yerine getirmediği, getiremediği, tröstler tarafından engellendiği öyle çok iş var ki! Recep Akdağ bu anlamda oldukça cesur, sağlık alanında reform yaptı denebilecek bir bakan. Özellikle sezaryenle olan mücadelesini takdirle izliyorum. Ama alması gereken, alınması gereken daha çoook yol var. Bu cesaretini ve bilgisini tecrübeli ve insaniyetli bir doktor olmasından alıyor elbette. Bütün insaniyetsiz doktor taifesini karşısına aldı ve onlarla tek başına savaşmaya devam ediyor.
Her ne kadar son zamanlarda biraz susmuş veya susturulmuş olsa da böyle bir çıkış yapmış olması bile bir devrim biz kadınlar için. Sağlıkla siyasetin, hangi partiden bakan olduğunun hiçbir alakası yok. Siyasi yanı beni ilgilendirmiyor bu anlamda. Şimdiye kadar gelen hiçbir partinin sağlık bakanı ?sağlık? konusunda onun kadar başarılı olmayı beceremedi.
İçinde Allah korkusu olan insanlar yeri geldiğinde bir devrim sayılabilecek cesareti bulabiliyorlar içlerinde demek ki! Allah korkusu, iman cesareti insan korkusunun çok çok üstünde olabiliyor.
***Estetik çirkinlikte gördüğüm son vaka Songül Karlı. Bundan önce Derya Tuna vardı. Yara çıktı falan dediler; hikâye. Bir yara bütün yüzü öyle şişirmez. Bir müdahale olduğu açıkça belli. O ne çirkinlik; Allah vermesin. Songül Karlı da öyle. Eski halleri bundan elli kere güzeldi. Ne ettiler, ne halt ettiler bilemem ama berbat etmişler her ikisini de. Bir şişirme uygulandığı çok açık her ikisine de. Hani şu kendi yağından alıp dolgu yapma işlemi uygulanmış kanımca. Berbat olmuş; tek kelimeyle. Yazık olmuş güzelliklerine. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmuşlar.
Songül Karlı?nın yüzü çok daha genç ve güzel bir yüzdü Derya Tuna?ya göre. Gördüğüm yüze inanamadım Songül Karlı?yı görünce. İnsan kendini bile bile nasıl bu kadar çirkinleştirebilir? Fatih Ürek?le üvey kardeş olmuş gibi;))) Songül Karlı?nın yüzünde Fath Ürek?in yüzünü gördüm. ?Nasıl oluyor? diye bana sormayın; olmuş işte; üstelik ben yapmadım. Ya estetik uygulattıkları doktor aynı kişi ya da benzer yöntemlerle çalışıyorlar. İşleri bittikten sonra o yüze bakmayı ihmal ediyor olmalılar yoksa kanımca bir daha yapmazlardı.
Dr. Öz?de kamera karşısında yapmışlardı o uygulamayı. Yüzünde çöküntüler olan kadının karın yağlarından alarak yanaklarına enjekte ettiler; kadının yüzü oldu eskisinin 5 katı. Çöküntüler gitti evet ama kadının yanakları bombe gibi şişti ve eskisinden, çöküntülü halinden çok, çok daha çirkin bir hal aldı. Ağzının içinden yanaklarına iki yumurta koysanız ancak öyle oluşur o görüntü. O kadar berbattı.
*’Konya Meram Tıp Fakültesi’nde kullanılan protezlerin sanayi malı çıkması ile ilgili davada 1’i doktor 3 kişi hapis cezasına çarptırıldı’. Tarih 23 şubat 2012; yer Türkiye; Konya. Protezleri tornacıdan almış; tahtadan yapılmış protez. Bunun adı doktor. Bunu yapan bir doktor. Kime güveneceksiniz?
*Hacettepe Üniversitesi’nde çift kol ve bacak nakli yapılan Şevket Çavdar dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdi. Nakledilen tüm uzuvları geri alınan Çavdar pazar günü ağırlaşmıştı. Hastaneler ve 2 doktor arası mesleki rekabet neticesinde, böylesine riskli bir nakil ameliyatına kalkışıldığı da ileri sürülüyor. Kalbi bu büyük operasyona dayanamayan Çavdar’dan kötü haber dün akşam saatlerinde geldi. Nakledilen tüm uzuvları geri alınan Çavdar, hayatını kaybetti. 28 Şubat 2012 tarihli haber.
*Yıllar önce bir tren kazasında sol kolu ve bacağını yitiren Şafak Pavey ölen Şevket Çavdar?la ilgili şunları söyledi. ?Ben tek kol için bile cesaret edemedim. Denek olmamaya karar verdim. Acaba Şevket?e hayati tehlike olduğu söylendi mi? Ben o zaman kendi hayatımı o ameliyattan daha önemli gördüm, kendime kıyamadım; Şevket niye kıydı? Acaba kolsuz ve bacaksız değersiz olduğunu mu düşündü?? Şafak üzgündü: ?Batı bu ameliyatları çok önce denedi, test etti ve vazgeçti. Bu alandaki en önemli gelişme artık uzuv nakli değil, kök hücre. Şevket?e neler anlatıldığını bilmiyorum. Ama bu işlerde insan hakları odaklı, ahlaki bir duruş gerekiyor…?
*Dr. Charlie?ye pankreas kanseri teşhisi konuldu. Ertesi gün evine gitti, muayenehanesini kapattı ve bir daha hiç hastaneye gitmedi. Ailesiyle vakit geçirmeye odaklandı. Aylar sonra evinde öldü. Kemoterapi ve radyoterapi görmedi, herhangi bir cerrahi operasyon da geçirmedi.? ?Amerikalı doktorlar hastalıklarını öğrendikleri andan itibaren neler olacağını, tercihlerini biliyorlar. Genelde her türlü tedaviye de erişimleri oluyor. Fakat sakin ve usulca ölmeyi tercih ediyorlar? 29 Şubat 2012 tarihli haberden alıntıdır.
Mart’12
*Estetik cerrahi yaşanmış yılların izini kulak arkasına doğru çekiştirerek yüzü düzlüyor, ağartıyor. Varsıl partilerinden yansıyan görüntülerde hemen bütün kadınların başında aynı soluk yüz, aynı gergin maske… Aynı ifadesi alınmış yapay donukluk… Yüzlerine vurmak istemem, ama artık yüz değil baktığımız; nüfus kaydı silinmiş bir porselen yüzeyi… Can Dündar 4 Mart 2012 ?Yüz? adlı makalesinden bir bölüm.
***Sezen AKSU, Ajda PEKKAN, Bülent ERSOY artık sizden korkmaya başladım. Ne ağzınız kapanıyo nede gözünüz. Güzellik adına insan bile, bile çirkinleşir mi yaaa!!!!!Bırakın doğal kalın :((((( burada da estetik konusu bayağı yaygınlaştı.:)) Tıp meslekleri şubesinde çalıştığım için yakından takip ediyorum. Bu tür şikâyetler bize geliyo. Artık burnu güzel olan bile gidiyo can sıkıntısından burun yaptıyo. Şekillenmeye gidiyo toplum. Yaşlanmak doğal olduğunda daha güzel. Akşam magazin programında izledim inan korktum ya!!!!!Bunların ölüsü nasıl olacak acaba ağız açık, göz açık:))))
Bunları bugün; 12 Mart 2012 il sağlık müdürlüğünde çalışan bir arkadaşım facebook üzerinden paylaşmış. Sizinle paylaşayım dedim.
Geçen günde Saba Tümer?e çıkan oyuncu Ragıp Savaş estetik ameliyatı olmuş ?şaşkın? suratlı yüzlerle dalga geçiyordu programda Saba Tümer?le beraber;))) Bulursanız izleyin. Dillere düştüler artık estetik ameliyatı olanlar. Kurt kocayınca kuzuların maskarası olurmuş;)))
***Dün Ferzan Özpetek?in Kutsal Yürek adlı filmini izledim. Hoştu; bir inceliği, sosyal mesajı vardı filmin. Zengin, üst düzey ticaretle uğraşan, başarılı bir iş kadını olan genç kadın elindekini paylaşmanın erdeminin farkına varır. Bu ayrımdayken şunu söyler; ?Kırgızistan?daki bir kadına çanta alması gerektiğini nasıl empoze edebiliriz?. Bütün sır bu sözde saklı sanırsam. Üstümüzde oynanan bütün oyunlar bu sözün ardındaki gerçekte gizli. Hep bizlere bir şeyler dayatılıyor, yavaştan, yavaştan empoze ediliyor ve onları alıp içselleştiriyoruz. Bütün mesele bundan ibaret.
Çevreci ve besin uzmanı bir kadın yine dün bir programda organik sebze meyve fiyatları için ?neye göre pahalı; bir cep telefonuna para vereceğime ıspanağa hak ettiği ücreti öderim daha iyi? dedi. Siz bu çantadan, ıspanak örneğinden yola çıkarak hayatınızı şekillendirebilir; nerelere vardırabilirsiniz kim bilir? Bunlara estetik dayatmaları, empoze etmeleri de dâhil elbette.
Size gerekenin estetik ameliyat mı, çanta mı, cep telefonu mu yoksa ıspanak mı olduğuna karar verecek olan sizsiniz; bir başkası değil. Sorumluluk size ait. Sorumluluğu kimse üstlenmiyor; sadece beyninizi yıkıyorlar; o kadar; gerisi size kalmış. Sizde ‘yap’ denileni yapıyorsunuz. Bütün mesele bundan ibaret. Kızımın dün akşam uyumadan önce bana sorduğu gibi; ‘olmak ya da olmamak; işte bütün mesele bu; bunu kim söylemişti anne?;))) Sizin içinde aynı şey geçerli; ‘yapmak ya da yapmamak; işte bütün mesele bu’! Sahi, bunu kim söylemişti?;)))
Yalan Dünya?yı izliyor musunuz bilmiyorum? Eğlenceli bir dizi. Kızımın aklında oradan kalmış ?olmak ya da olmamak?. Cagatay söylüyormuş orada. Elinde kafatası tutarmış gibiymiş Cagatay. Ben unutmuşum. Çocukların hafızaları bambaşka. Taklidini de yaptı gece gece. ?Sevgılim? diye. Hamlet?i de biliyor da bana soruyor cadılığından; ben söylemeden Hamlet dedi yoksa. Gülse Birsel her bölümde kendi burnuyla dalga geçiyor; kadraja sığdıramamaktan falan bahsediyor. Kıssadan hisse; anlayana. Kendiyle, burnuyla, ağzıyla, gözüyle barışık olmanın hali başka! Barışmayacak olduktan sonra bunun sonu yok ki! Bugün burnun, yarın kulağın, öbürgün ayak tırnağın. Bu böyle sürer gider.
***Dün biraz televizyonda gezindim. Ender Saraç dolgu, botoks veya benzeri şeyler yaptırmış. Üst dudakları kımıldama özelliğini kaybetmiş gördüğüm kadarıyla. Sağlık ve sağlıklı beslenme önerileri veren bir insan için oldukça çelişkili bir durum bu. Yakışmamışta. Adı yazmasa ve ses tonunu tanımıyor olsam tanıyamayabilirdim de. Bence o kadar değişmiş ve kötü değişmiş. İnsanlar onu öyle görmeye alışmış, bir göz aşinalığı oluşmuş iken kendini, yüzünü değiştirmek bir eksi puan. ?Merhaba; ben Ender Saraç; beni tanıdınız mı?? Serap Ezgü?nün dudakları da aynı şekilde hareketsiz.
Harika Avcı?yı izledim. Narkoz için ?zehirdir? dedi. Narkozla içli dışlı olmuşluğu var geçmişte. ?Tıp harikası? denirdi onun için ama Allah vergisi bir güzelliği var aslında. Eski filmlerinden parçalar gösterdi; doğal burnu estetikli burnundan çok daha güzelmiş. Kendi de öyle söyledi zaten. Yaşından çok daha fazla yıpranmış; üzüldüm onu öyle gördüğüm için; yaşadıklarından mı, aldığı narkozlardan mı bilinmez? Sahip olduğu para insanın bazen dostu; bazen de düşmanı. Ona düşman olmuş ne yazık ki!
Nisan’12
*Yakın bir zamanda imaj için patent oluşturulacak; benden söylemesi. Lerzan Mutlu; Siren Ertan olmuş;)))) Saçları aynı tonda sarı; aynı şekilde taranmış; dişler aynen onun gibi öne çıkık; tavşan dişi; dudaklar dolgunlaştırılmış ve dudaklardaki ruj Siren Ertan?ın kullandığı tonda kırmızı. Burunda elden geçmiş; nereden biliyorum diyeceksiniz; yanda eski görüntüleri akıyor. Göz makyajı da Siren Ertan?ın kullandığı gibi; sadece rimelli. Birde renkli lens takmış gözüne; olmuş Siren Ertan.
Daha da ilginç olan tavır; tarzda aynı Siren Ertan. Dudaklarını oynatışı bile Siren Ertan?ı çağrıştırıyor. O ?şımarık? tarzını bırakıp Siren Ertan?ın ?hanfendi? duruşunu oturtmuş üstüne. Şımarıklıkla bir yere varılmayacağını anlamış olmalı! Yinede arada falso veriyor canım; ne de olsa Siren Ertan değil; Lerzan Mutlu. Ben resmen Siren Ertan?ı gördüm karşımda; Lerzan Mutlu?yu değil. Almış Siren Ertan?ın fotoğrafını eline ve ?beni buna benzet? demiş; başka açıklaması yok. ‘Bu kadar da olmaz’ diyesi geliyor insanın.
Bu durumda Siren Ertan ne yapmalı; nasıl bir yol izlemeli? ?Her hakkı mahfuzdur mu?? yoksa ?taklitlerimden sakınınız mı??;))) Ama gerçekten berbat bir durum; 40 yaşında ikiziniz oluyor; hem de hiç tanımadığınız belki de hiç hoşlanmadığınız, kişiliğini onaylamadığınız biri. O ana kadar çaba gösterip oluşturduğunuz imajınız yerle bir. Sadece görüntü olarak değil ki; kişilik olarak ta yara alıyorsunuz sonuçta. Başıma gelsin istemezdim doğrusu.
*Ünlülerin estetik doktoru Mustafa Karataş dün televizyonda estetiğin sadece küçük rötuşları, düzeltmeleri içerdiğini; estetikle bir insanın 90 kilodan 60 kiloya düşürülemeyeceğini; bunun karın germe veya herhangi bir yöntemle gerçekleşmeyeceğini söyledi. Değişim rüzgârları esiyor olmalı estetikte; asarız, keseriz, yaparız, hallederiz?ler bitmiş gördüğüm kadarıyla. Kol bacak nakillerinde yaşanan ölümler ve tepkilerden sonra geri adım atmak zorunda kalmışlar elbette. Bir insanın hayatıyla oynamanın aslında kendi hayatlarıyla oynamak olduğunu anlamaya başlamışlar. Ölümle sonuçlanan ameliyatlar biraz olsun aklılarını başlarına getirmeye yetmiş. Ne derler; ?bir musibet bin nasihatten iyidir?.
Cildin altına ultrasonla 65? ısı göndererek yüzü toparlıyorlarmış; eh, iyi, acısız bir yöntem en azından. Yumuşak dönüşler yaşanıyor; ne güzel! Şimdiye dek onca insan yüz toparlamak için ne acılar çekti; kimden haklarını sorup arayacaklar. Hiç kimseden elbette. Hep olduğu gibi ?kalan sağlar bizimdir?. Birde dondurarak yağları yakıyorlarmış. Bu biraz riskli gibi geldi bana. Yağ donarken ciltte donuyor çünkü; ilerde sorun çıkartabilir.
*Lara Flynn Boyle; oyuncu ve inanılmaz güzel bir kadın; eski ve yeni fotoğraflarını bulabilirseniz bir bakın; yani estetik ameliyat öncesi ve sonrası dudaklarının haline; tanınmayacak halde çirkinleşmiş. Bir günde 10 estettik ameliyatı olan 23 yaşındaki oyuncu Heidi Montag ilk halinden çok daha çirkin olmuş ve iflas etmiş. Rose McGovan?da estetikle çirkinleşenlerden. 25 yaşındaki Lindsay Lohan?da aynı listede yer alanlardan. Bunun gibi bir dolu örnek var.
*Memelerinizde sarkma gibi bir durum varsa var gücünüzle ve yüzebildiğiniz kadar yüzün; sonuç bir ameliyattan çok daha iyi ve kalıcı olacaktır; emin olun. Ayrıca limonunda meme dikleştirici özelliği varmış.
Yazının devamı sol yan sütunda alfabetik sırayla estetik ameliyat 3 sayfasında
Be First to Comment