Press "Enter" to skip to content

Gündem 2r Nisan’15

***Bu aralar seçim derdine düştüler, ortalık süt liman, bende de yazacak bir şey yok. Aynı hırgür devam ediyor. Yinede gözüme çarpan 1,2 şey var elbette, biri Mersin Akkuyu nükleer santralinin temeli atıldı, sonunu görmeleri nasip olmasın inşallah, bana öyle geliyor ki bu sefer iyi tökezleyecekler, nükleer santral, başkanlık hevesi, lüküs hayat derken iyi oy kaybettiklerini düşünüyorum, umarım düşündüğüm gibi çıkar. Türkiye?de bu kadar sistemli ve inançlı bir direniş olmamıştı şimdiye dek, nükleer santral konusunda olduğu gibi yani, gerçi bu kadar boktan bir uygulamaya da yeltenilmemişti, o yürekli insanları her görüşümde biraz daha takdir ediyorum, yüreğim onların yanında atıyor.

Avrupa parlamentosu ermeniler konusunda vırt, zırt etmiş, etmeye devam etsin, kendi pisliklerini örteceğiz diye onun bunun bokunu deşiyorlar, yahudi profesörler ne sebeple gelmişti Türkiye?ye, yoldan geçerlerken mi? Emin Çölaşan yazmıştı, ermeniler o zamanlar için şimdiki pkk?nın yapısında bir davranış sergilemişler, karşılıklı çatışmalar olmuş, bende öyle olduğuna inanıyorum, bundan 50-100 yıl sonra kürt katliamı yapıldı da diyecekler, Türk askerinin yere dökülen kanı görmezden gelinerek, ama belge diye bir şey var, ermeni meselesinde olduğu gibi.

***Sözcü?den Necati Doğru?nun bazı yazılarını çok beğeniyorum, bugünkü yazısı da öyle, başlığı gerçekler, akp israfını gözler önüne sermiş, ve dün Arınç?ın akp?nin israf konusundaki kırık notu sözüne değinmiş.

***400 milletvekili istiyormuş, oturup kalkıp onu söylüyor, ama hangi parti için olduğunu söylemiyor, hangi parti acaba? Az öncede bir kısa film yayınlandı, kenarında cumhurbaşkanlığı özel yazıyor, Çanakkale?de savaşan askerler, ezan sesi, namaz kılanlar, Çanakkale şehitliği, yani mezarlık ve mezarlıkta bir cumhurbaşkanı, ?Allahım, Allahım? diye diye şiirler okuyor, herkes ?emret komutanım? diyor, Atatürk?ün resmi bile var, kendini Atatürk?le özdeşleştiriyor, ikisi de c.b. ne de olsa, kendi de Çanakkale?de savaşmış ya, bi ata binebilse savaşırdı da, binemiyor, nisanın 20?si olmuş, 18 marttaki Çanakkale zaferini kutluyor, seçimler yaklaşınca aklına geldi herhalde Çanakkale zaferi, din sömürüsü, duygu sömürüsü, vatan sevgisi sömürüsü, Atatürk sevgisi sömürüsü, göz korkutma, göz boyama, ne ararsan var, son kozlarını oynadığının farkında, nereden saldıracağını şaşırdı, her yönden saldırıyor, çok bekler.

Facebook o kısa filme ateş püskürmüş, çıldırmış, benden beter, şehitlere kelle dediği için tazminat ödeyenin Çanakkale şehitliğinde işi ne, milli bayramları es geçişi, oğlunu askere bile göndermeyen adam, şehitliğe kaç korumayla gitmiş, iki ayyaş diyen, şehitlerimizin ruhlarını rahatsız etmiş, şehitliği de mi satacak, o gidince bol suyla yıkayın, kirlenmiş yerler, Başkan?ım benim, bayrağınızı alın meydanlara gelin ama öteki bayrağı değil ha diyen adama bakın hele, öteki bayrakta Atatürk?ün resmi vardı, fırdoğan seni, korumaları göremedim, şehitlerimizin kemikleri sızlıyordur sen oradasın diye, sen oradan çık orası kutsal toprak, yemezler ağa film koptu, dedemi rahat bırak, vs. vs. Yazık, acımaya başlayacağım adama, bu kadarda üstüne gidilmez ki canım. Kurt kocamış, herkesin maskarası olmuş.

***hdp=pkk, bu denklemde bir yanlışlık yok değil mi, peki hdp=solculuk olursa bu solculuk=pkk anlamına gelir, bunlar denklem olarak doğru, peki anlam olarak doğru mu, bir solcu kendini kendi ülkesinin mehmetçiğini acımasızca öldüren katillerle eş tutabilir mi, solculuk bu mudur? hdp oy veren, verecek olan kendine solcu demesin, o bir pkklıdır, ona solcu değil olsa olsa yolcu denir.

***Ankaralılar dün gece uyumamış, gözleri gibi ışıl ışıl parlayan atalarının anıtına koşmuşlar.

1915 Türkiye Cumhuriyeti değil, Osmanlı imparatorluğu, bizimle alakası ne, biz niye suçlanıyoruz, kabule zorlanıyoruz ki? Daha yakın tarihte, 1950?lerde yapılan yahudi soykırımı unutulmuş, 1915?teki ermeni sürgünü hatırlanıyor, gaz odalarına mı sokmuşuz, sonrada altın dişlerini mi sökmüşüz, küpler dolusu altın diş mi biriktirmişiz, herkes dönüp kendi kıçına bakmayı öğrenemedi bir türlü, Almanya bile soykırım demiş, vah vah, dönüp kendi utanç tarihine baksın, hala ülkesinde naziler Türkleri öldürüyor, yakıyor, bizim ülkemizde sırf Alman olduğu için Alman öldüren yok ama, Almanlar Türkiye’de keyiflerini sürüyorlar, Alanya’nın yarısı Alman, tapulu mapulu, öyle boşta değil. Şu anda dünya üzerinde bir soykırım devam ediyorsa bu Almanya?da Türklere yapılan soykırımdır, sadece Türk oldukları için öldürülüyor Almanya?da insanlar, bilmem dünya bunun farkında mı, bir soykırıma soykırım demek için üzerinden 100 yıl geçmesi mi gerekiyor?

Onur Öymen dün facebookta bu konu ile ilgili olarak “diyanet işleri başkanlığı ermeniler tarafından öldürülen yüz binlerce Türk için mevlüt okutsa dünya yine bu ilgiyi gösterir mi?” diye sormuş. Yine “Türkiye’nin doğusundaki 1915 olayları” başlıklı yazısında şöyle diyor Onur Öymen;

“Birinci Dünya Savaşı sırasında, Çar II. Nikolay?ın çağrısına karşılık olarak, yaklaşık 150.000 Ermeni kökenli Osmanlı tebaası, Türkiye?nin doğu bölgelerini işgal eden Rus güçlerine katıldı. Bu Ermeniler ve silahlanmış yerli Ermeni grupları, yalnızca ikmal yolları ve depolama tesislerine değil, Türklerin kasaba ve köylerine de saldırdılar. Kadınlar ve çocuklar da dâhil olmak üzere çok sayıda sivili öldürdüler. 1915 yılında Osmanlı Hükümeti, Doğu Cephesi?ndeki Türk güçlerinin kumandanlarının talebi üzerine muharebe alanında yaşayan Ermenileri imparatorluğun güvenli bölgelerine sürmeye karar verdi. Bu tehcir, Ermeni grupların Van?ı ele geçirmesinden sonra başladı. Karşılıklı öldürme eylemleri ve hastalıklar sonucu çok sayıda Türk ve Ermeni bu dönemde hayatını kaybetti. Buradaki Ermeni kayıpları üzerine çeşitli tahminler mevcuttur. Türk mercilerin resmi kayıtlarına göre yaklaşık yarım milyon Türk bu dönemde çatışma alanında hayatını kaybetmiştir. Birinci Dünya Savaşı boyunca, tüm bu çatışmalar, başta İngiliz Propaganda Bakanlığı Wellington House olmak üzere müttefik propaganda kuruluşları tarafından Türk zulmü olarak sunuldu, ancak Türk kurbanlardan neredeyse hiç söz edilmedi. Bu savaş zamanı propaganda materyalleri, Ermeni soykırımı iddialarını meşrulaştırmak için halen kullanılmaktadır.”

Her gün izliyoruz, ortadoğu insanları kaçak gemileriyle batıyor, batırılıyor, bizde ?aaa, yine ölmüşler? diye bakıyoruz, bütün dünya seyrediyor, hiç acı hissetmeden, onlarınki can değil mi, bir gemi dolusu insan, bir değil elbette, yüzlerce gemi battı şimdiye dek, bir gemi dolusu köpek ölse ancak bu kadar yankı yapar, ortadoğulunun canı batılının gözünde işte bu kadar kıymetli, bu kıyım yıllardır sürüyor, ortadoğunun içine etti batı, şimdi yaptığını keyifle izliyor, 100 yıl önce yaşayan ermenilerin canı mı can? Batının can dediği can, demediği patlıcan. İkiz kuleleri yıkılınca ortalığı yerle bir etmeyi biliyorlar, dünyanın yaşadığı en büyük dram o oluveriyor bir anda, filmler çekiliyor, yaslar tutuluyor, çok daha fazlasını hak ediyorlar aslına bakılırsa.

***4+4+4; eğitimde fiyaskonun, başarısızlığın başlangıcı, dinin okullara zorla daha çok yerleştirilmesi, bize “çok çok” gerekli olan baş örtüsü reformu, 3 çocuk doğurtma tavsiyesi, binlerce kişilik koruma ordusu ile gezme, 2,3 bin gibi, bir polis devletinin kuruluşu, tomalar, meydanların gaza bulanması, insanları hedef alarak gaz sıkan polis görüntüleri, kafatası kırılan, gözleri çıkarılan, öldürülen insanlar, gazdan kaçışan insanlar, meydanlarda adam öldüren eli sopalılar, camına kartopu atıldığı için adam öldüren esnaflar, yargıda bulamaç hali, kim kim, kim haklı, kim haksız, kimse çözebilmiş değil yargıda olan biteni, dün haklı olan, baş tacı edilen bugün haksız ve düşman, bu kadar istikrarsız ve güvenilmezler işte, kendi içlerinde güvenilirlikleri yok ki biz güvenelim, nükleere açılım, Oslo görüşmeleri, açılım, çözüm, çözülüm karmaşası, saltanat, saray düşkünlüğü, paraya tamah, ki yönetim zirvesinde ilk kez şahit olduk, hırsızlıklara, tapeler de vardı elbette, bilal oğlan ve tapeleri hiç unutulacak şeyler değil, ve bütün bunlarla birlikte gelen yüzsüzlük, inkar, sükut, her geçen gün biraz daha ezilen, fakirleşen halk; işte bende 12 yıllık akp düzeninin bıraktığı izler, ilk aklıma gelenler, çok daha fazlası var elbette. Açık bir faşizm var, daha ne olsun, bu yazdıklarımın hepsi birer faşizm göstergesi.

Bir operasyonlar dönemi olarak akıllarda kalacak en çok akp dönemi, balyoz operasyonu, ergenekon operasyonu, o operasyonu, bu operasyonu, ama bu durumda bize asıl gereken sıkı bir temiz eller operasyonu!

Türkiye Cumhuriyeti hiç bu kadar batağa düşmedi, düşürülemezdi de, bir cahilin cesuru ortalığı hallaç pamuğuna çevirdi, bildiğimiz bütün değerler alt üst edildi, Allah ta onu alt üst eder inşallah.

***akp çift koldan çalışıyor, ikili ittifak, Erdoğan ve Davutoğlu, Erdoğan 400 milletvekili istiyor, hangi partiye istediğini söyleyemiyor, Kılıçdaroğlu çıkıp dese ya “chp için istiyor 400 milletvekilini” diye, bunlar işi bilmiyorlar, nasıl olsa parti adı veremiyor, yat üstüne olsun bitsin;)))

Davutoğlu, Kılıçdaroğlu için “gözü hazinedeki parada” demiş, ne ayıp, bir başbakana yakışacak söz mü o, gerçi zaten başbakan değil ya, neyse, sanki babasından kalmış hazinenin parasıda Kılıçdaroğlu’ndan sakınıyor, basitliğin bu kadarı biraz fazla, çiğlik bu. Bu basitlere kaldı ya ortalık, yanarım da ona yanarım.

Aşık kendi gibi bilirmiş karşısındakini, kendi gözünün ülke hizmetinde değil de hazinedeki parada olduğu nasılda belli.

***Küçük oğlum bu seçimlerde ilk kez oy verecek, hevesleniyor,  dün bana “kime oy vereceksin” diye sordu, bu sorunun cevabını bilmediğimi fark ettim, hiç düşünmemişim kime oy vereceğim konusunda, yine el mahkum chp olsun istemiyorum oyum, yetti artık, Perinçek’e pkk yanlısı yapıştırmaları var, çok ısınamıyorum nedense, en temiz olarak Emine Ülker Tarhan gibi görünüyor, keşke bu çıkışı c.b. seçimleri sırasında yapmış olsa ve kendini aday göstermiş olsaydı, şimdi çok daha fazla yol kat etmiş olurdu, geç kaldı, şimdi düşündüm de, galiba Emine Ülker Tarhan olacak oyumu alan, bir temiz eller operasyonu ancak onunla olabilir gibi geliyor bana, onun dışındakiler hep kirli ve kirletilmiş, ne idüğü belirsiz, Kılıçdaroğlu bile şaibeli, cemaatle dirsek teması var, çözüm süreci konusunda oldukça esnek, bize daha keskin bir sirke lazım, ama küpüne zarar vermeyecek cinsten, o da Emine Ülker Tarhan, iktidar olamayacak elbette, ama “varım” demesi bile yeterli şu an için.

c.b. seçimlerinde çatı adayın niye tutmadığı da belli oldu, adam öz be öz mhp’li çıktı, iyi ki olamamış c.b.; bu da chp’ye kapak olsun. Bende ona oy vermiştim, chp’nin hatırına, ne yalan söyleyeyim, o son olmuş olsun, nasıl olsa artık Emine Ülker Tarhan var.

***”Ettiğini bulamadan gitti, azabı sonsuz olsun” diye yazmışlar facebookta, ilk akla gelen isim belli, kim olduğunu söylemeye bile gerek yok, milli nefret neferi, adını bile yazmak istemiyor canım, adını yazarsam elim kirlenir, elindeki kan lekesi elime bulaşır gibi geliyor, binlerce gencin kanı, biri benim abim olmak üzere, geberesice pislik, cehennemde yanar inşallah.

***”Diyanet işleri başkanımız, tutmuş o Mercedes arabayı ben satılsın dedim diyor ve sattırıyor. Halbuki benim bilgim olsa, ben derdim ki ne yapıyorsun, niye satıyorsun? Senin bineceğin Mercedes?in fiyatı ne ya, gazetelerin attığı manşetlere niye bakıyorsun?” demiş, zengin c.b.nın hali bir başka oluyor, anadan doğma, sonradan görme değil ya! Saraylar ona feda olsun, o boyun bosuna kurban, o sarayların fiyatı ne ya! Başlarım fiyatına!

Medar-ı iftiharımız, milletimizin en adamı! Adamların en hası, bulunmaz hint kumaşı.

Birde ne diyor yine dün; “Cumhurbaşkanı meydanlara çıkmasın diyorlar. Millet, bu meydanlara çık diye bana bu oyu verdi. Bu milletin içinden çıkan cumhurbaşkanına hangi hakla yasaklama yoluna gidersiniz. Bunlar Anayasa?yı da okumuyorlar. vatana ihanetten başka cumhurbaşkanının bir suçu yoktur. Benim bu hakkımı elimden bunların hiçbiri alamaz.?; bu lafın Türkçesi şu, “siz uyanıksanız ben sizden daha uyanığım, boş yere olmadım c.b., yemezler canım” diyor, öyle olsun bakalım, şimdilik, bugünün birde yarını var, göreceğiz elbet bir gün ne kepaze olduğunu, bugün çukura atılıyor %92 ile c.b. seçilen o itoğluit, arkasından milyonlarca küfür yiyerek, sen ve partin bile gitmiyormuşsunuz cenazesine, diğer partiler de, senin sadece %51’le c.b. seçildiğini hatırlatmama bilmem gerek var mı? Küfrün bini bir para olacak arkandan. O soysuzun oğlu yok bari soyunu sürdürecek olan, senin oğullar da yandı, yedi ceddin nasiplenecek edilecek küfürlerden.

Bunu yazdıktan hemen sonra okudum, Bekir Coşkun da benzer bir yazı yazmış, yazısının sonunda “Ama korkaklık ve ikiyüzlülük yine pusuda bekliyor?Düş de gör?Aynısının senin başına geleceğinden emin olabilirsin?” demiş, pişti olduk, ama birbirimizi okuyarak değil. Ben az önce yazdım, hemen arkasından da onu okudum, ben bazen suçluyorum birilerini, birileri de beni suçlamasın diye baştan uyarıyorum. Yalnız o biraz dolaylı anlatmış, nazikçe, sanırım incitmemek için;))) bense dobura dobur, direkt sadede gelerek.

***Bu akşam haberler ne güzeldi öyle, içime serin sular serpildi, abimin ve onun yüzünden asılan, işkence çeken diğer insanların da yaşayanlarının bedenleri, yaşamayanlarının ruhları biraz olsun huzur bulmuştur umarım, cami avlusunda “hakkımızı helal etmiyoruz” diyenler olmuş, insanlar toplanıp halaylar çekmiş, “diktatörler böyle uğurlanır” demişler, helal olsun hepsine.

***28 şubat ne için yapılmıştı, orduya ve kritik noktalara yerleşen irticayı ve cemaat uzantılarını temizlemek için, akp ne yaptı, kan davası haline getirip 28 şubatçıları yargıladı, bugün akp ne yapıyor, ordudaki cemaatçileri ayıklıyor, bu işi bir anlayan var mı? Haklının kim olduğunu kabul etmiş olmuyor mu böyle yaparak? Amerikayı yeniden keşfediyor yani akp. Çıkıp 28 şubatçılardan bir özür dilemesi gerekmez mi en azından?

Kaldı ki akpnin destek ve kayırması ile sokulmadı mı cemaatçiler o şimdi çıkarılmaya çalışıldıkları deliklere!

Yeni istiklal marşımız Arif Nihat Asya’nın dua adlı şiiri olacak herhalde, önce kendi okumuştu Çanakkale klibinde, dünde bir kız öğrenci okurken ağlamış, gözlerim yaşarıyor o ağladıkça! O gözyaşlarının fiyatı ne ya? Van’da protesto edilmiş, ortalık birbirine girmiş, sanırım bu ilk protestosu, gerçek anlamda, umalımda arkası gelsin, bir tirana yakışır karşılamalarla karşılansın. Adamım Cüneyt Özdemir de böylesi haberler akabinde tepkilerini sözle dile getiremiyor, yüz ifadesi ile ortalığı idare etmeye çalışıyor, hiç yoktan iyidir;)))

hdp de bula bula benim bulduğum ismi bulmuş kendine seçim için, biz’ler meclise, sitemin adını mı değiştirsem, mertlik elden gidecek yoksa! Kırşehir’de hdp mitinginin bitiminde ülkücüler ve hdpliler birbirine girmiş, ortalık ısınıyor dört bir yandan.

Soma’da Erdoğan’ın özel kalemi Yusuf Yerkel tarafından tekmelenen maden işçisi işten atılmış, başka işe de alınmıyormuş, hamallık yaparak evini geçindiriyormuş, kucağında küçük kızı ile karısı konuştu, kocası için iş istiyor, kocasına tekme yediği sırada arabaya attığı tekme için 500 lira ceza gelmiş, dindar ve kindar ve kötü oldukları nasılda belli.

Evim okula yakın, oğullarımın arkadaşları geliyor sık sık, dünde küçük oğlum arkadaşıyla geldi, üniversitede ilk yılları, 19 yaşındalar, oy vermekten konu açtılar, ben açmadım vallahi, yeminle;))) ben Emine Ülker Tarhan diyince oğlumun arkadaşı “barajın altında kalıp oylarının akp ye gitmesinden daha önemlisinin akp yi tek başına iktidar yapmaya yarayacağını” söyledi, 19 yaşında çocuk benden daha geniş düşünüyor, ve düşününce gerçektende haklı, 19 yaşında çocuk bana siyaset dersi verdi. Ve mhp ye oy vermeyi düşünüyorlar, eksen kayması mhp ye doğru gidiyor gibi, mhp nin milliyetçilik söylemleri ile elbette, söylediğini de düşünürsek çokta haksız sayılmazlar. chp den herkes umudu kesmiş görünüyor, ne göz dolduruyor ne de umut vaad ediyor chp, neyi vaad ederse etsin.

***Dün 19 mayıstı, Cüneyt Özdemir haber açılışında “son yıllarda olduğu gibi törenler pek çok yerde sönük geçti diyebiliriz, meselaAnkara’daki törenler çok kısa sürdü” dedikten sonra anıtkabirin doluluk haberleri girdi, 81 ilden gelen gençler başbakanın ve c. b. nın konuğu olmuşlar, bu konuda şöyle dedi C. Özdemir, “hem c.b. nın hem de başbakanın çok değerli tavsiyelerini dinlediler” dedi, tavsiyelere gelirsek, uzun yakışıklının bahsettiği şeyler şunlar, “seçme, seçilme yaşını 18’e indirelim, hemen bahane hazır, askerlik ne olacak, parlementodaki süreci askerliğe sayarsın olur biter, bedelli askerliği parayla yapıyorsun, milletvekilliğini de parayla yaparsın, alternatif çok, yani çözüm üretmek istediğin zaman pratik zeka bunları üretir, oku, düşün, uygula, takip et, herhalde 23 deyip orayı sıfır noktası kabul etmiyoruz değil mi, kökümüz bizim çok daha derinlerde”. Bir kelime olsun 19 mayıstan bahsetmediği gibi birde cumhuriyeti karalama kampanyası yapmış, ne çok kıskanıyor Atatürk’ü, amansız bir derde düşmüşte haberi yok zavallımın, pratik zekasıyla ne çözümler ürettiğini görüyoruz açıkça, her geçen gün biraz daha komikleşiyor, küçük yakışıklı ise gençlere seyahat edin, Avrupa’ya gidin nasihatinde bulunmuş, thy indirim yapsınmış gençlere, eski bir dış işleri bakanı olarak bu tip bir tavsiyede bulunması beklenirdi zaten, görüp geçirmiş, ufku geniş adamın hali bir başka, sağ olsun, çok düşünceli, çok.

Sahi, şimdiki dışişleri bakanının adı ne, kim, hiç bilmiyorum, ortalıkta ne ismi var, ne cismi, dışişlerindeki parlayan ışık Davutoğlu’na mı özgü idi? Mevlut Çavuşoğlu mu şimdiki dışişleri bakanı, bilmiyorum vallahi, emin değilim.

Bu durumda parlamentoda çelik çomak oyun sahalarını  kurulması birinci önceliğimiz olmalı, çocuklar oyunsuz mu kalsınlar yani, basket, voleybol, futbol sahaları da gerekecek, satranç, bilardo, çok yönlü düşünmek lazım bu konuyu! Oğlum 19 yaşında, ısınan yemeğin alındıktan sonra altının kapanacağından habersiz, önceki gece yanık yemek kokusuna uyandım gecenin bir yarısı, parlamentoda olması iyi olur tabi, oğlum deyince aklıma geldi, spor salonları olmadan kesinlikle olmaz, her gün body çalışıyor yeni gençlik, saatlerce, meclise çok sayıda spor salonu yapılması lazım, suplementler, protein tozları eklenmeli menüye, iş artacak mecliste. İçkileri aktarmak için de yağdanlıklar gerekebilir çok sayıda, alışkınlar, parti falan isterler gençler, bahar konserlerini de es geçmeyelim tabi.

***Bugün cumhuriyetçi kadınlar derneğinden kadınlarla takıldım, bende onlara katılacağım, ara ara eylemler yapıyorlar, ufak tefek, akp’ye karşı hiçbir şey yapmamaktan iyidir, banada hareket olur, bugünkü muhabbetti, aralarında chp-vatan partisi ayrımı başlamış, seçimler yakın ya, ben ikisini de düşünmüyorum, fark etmez benim için, vatan partisi % 15’lerde diyorlar, bilemiyorum, çok inandırıcı değil, ayrıca öyle karma bir yapı hiç benlik değil, ben benim düşüncemi temsil etmeyen insanlara niye oy vereyim ki, benim oyumun hangisine gittiğini nereden bilecekler, tabi onlara böyle söylemiycem;))) hiçbir şey söylemiycem, yorum yok. Şu an hala içimin tek kaldırdığı isim Emine Ülker Tarhan, en azından temiz. Bizim millet siyasette kadına pek prim vermez, sırf bunun için bile oy verilmeye değer Emine Ülker Tarhan’a.

Şehirde her yer küçük adamın fotoğraflarıyla dolu, insanın gözleri ister istemez uzun adamın fotoğraflarını arıyor, alışkanlık, geçici olarak yok, emaneten Davutoğlu’na devretmiş durumda ortalığı, devamlı olarak Davutoğlu fotoğraflı ampul, lamba arabaları geziyor, o nasıl bir amblemse, neye dayanarak seçtiler acaba o amblemi, bende merak yaratıyor doğrusu, ileriyi görüp yapacakları hes’leri, nükleer santralleri temsilen mi, şehirde içim dışım akp oldu, ayyyğ, bu seçimde iyice çıldırmış gibi akpliler, her yer onlarla dolu, yol ayrımına geldiklerini mi fark etmeye başladılar acaba, umalımda korktukları gibi olsun, ben her seçimde umut sözleri etmekten sıkıldım artık, hüsrana uğramaktan, birşey demeyeceğim.

Birde ilan tahtalarına “elektrikli araba yapıyoruz” yazmışlar, elektrikli arabanın keşfini akp mi yapmış, anlayamadım;))) aslında bunu yazarken şunu fark ettim, o kadar akp kokuyor, o kokudan uzaklaşamıyorlar ki 12 yıldır iktidarda olmalarına rağmen onları başbakan, c.b. olarak benimseyememişiz, onlar bizim gözümüzde hep akpli olarak kalmış, bu bizim değil onların başarısızlığı. O sözde ayrıca iktidarları boyunca bir halt işleyemediklerinin, başarısızlıklarının bir kanıtı, elektrikli araba yapmışlarmış, çok büyük iş, tebrikler. Dönüşte Eskişehir yolu, Bilkent ayrımında o trafiğe dalarak karşıya geçmek için hamle yapmak üzereyken çevredekiler alt geçit olduğunu söyledi, anlamışlar halimden, köyden indim şehire gibiyim, yaşadığım şehirden haberim yok, yer altları bakış alanım dışında, neyse ki az sonra oğlum geldi kurtardı beni;)))

Hala tıkış tıkış otobüslerin içleri, insanlar üstüste gidiyorlar ulaşımda, belli ki zor kapanmış otobüslerin kapıları, balık istifi, hepsi öyle, akşam saatiydi, 20 yıldır Melih Gökçek yönetiyor bu şehri, var mı bir adımlık ilerleme, yok, anca gitsin devasa oyuncaklara para yatırsın, çiftlik kavşağına koyup koyup kaldırdığı her bir oyuncak on milyon liraymış, Allah akıl fikir versin, bir apartman fiyatına bir oyuncak, daire değil, apartman, her bir daire 300 bin olsa 30-40 daireli bir apartman üstelik, adamın şehircilikte aklı yok ki, ondan olsa olsa gençlik parkı müdürü olur, başka bir işe yaramaz. akp mitinglerinde kadınlarla erkeklerin arasına polisleri diziyorlar, ayrı ayrı duruyor kadınlarla erkekler, ama akp yönetimindeki Ankara otobüslerinde kadınlarla erkekler sarmaş dolaş pozisyonunda gidiyorlar, otobüsler için mahrem namahrem kavramı yok galiba, ayıp vallahi, hiç öyle gitmek istemezdim, kim isterki!

Onlarla buluşmadan önce beklerken tanımadığım bir kadın, o guruptan değil, ben hiç siyasetten bahsetmeden paradan bahsetti, saraya geçti, “Kenan Evren öldü, elbet o da ölecek” dedi, millette anlaşılan artık başka kurtuluş ümidi kalmamış, işi Allah’a havale ediyorlar;))) sonra ettiği lafın altında ezilerek “gerçi kimse kimsenin ölümüne bayram etmez ama” diyince ben gerektiği gibi tamamladım sözünü, içini rahatlattım;))) Yolda izde iki laf ettiğin her insandan beddualar yükseliyor ona, gideceği yere ulaşıyordur umarım.

***Soner Yalçın’ın cemaat içindeydim ve şok mangası başlıklı son iki gün yazıları TSK içindeki cemaati anlatıyor, nasıl ayıklanabilirse, doldururken neredeymiş aklı acaba akp nin.

 

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *