Press "Enter" to skip to content

Gündem 2ıı Ağustos’14

***Seçim öncesinde bu son yazım. Yarın gidip oy kullanacağız.
Bir kez daha anımsatmak isterim, ?Ekmel benim içime sinmedi, ona ısınamadım? gibi gerekçelerle sandık başına gitmeyen, ya da boş oy kullanan herkes Tayyip?e oy vermiş olacaktır.
Onun istediği de zaten budur.
Sonuç şöyle olur, böyle olur?
Ama biz yurttaşlık görevimizi yerine getirmiş oluruz, mücadelemizi sürdürürüz.
Demiş Emin Çölaşan; ?yaptığı pisliklerden kurtulmak için c. b. dokunulmazlığının arkasına saklanmak istiyor? diyor bir başka yazıda; işte sır orada saklı; benimde seçim öncesinde son yazım, paylaşımım, son söylemek istediğim bu olsun madem. Gerçi yukarıda yine bir dolu şey ekledim ya; olsun; kapanışı böyle yapalım.
Hadi şunu da ekleyeyim; boşa vermeyelim ki, boşa gitmesin; aralarında en çok inanabilecek olduğumuza, yakın gördüğümüze verelim; en yakın gördüğümüze; ehven-i şere; çözüm değil, bu seçim meşru değil, o aslında bizden değil falan filan ama; oy vermediğimizde direkt olarak oy vermek istemediğimize oy vermiş olacağız;Ekmelettin İhsanoğlu?na atmadığımız her oy Erdoğan?a +1 oy olarak dönecek; istediğiniz bu mu; diye eklemek isterim.
Unutmayın; yarın Türkiye için; onu başkanlık sarayında görmek istemeyenler için; ?MİLLETİN ANASINI BELLEYENLERİN ANASINI BELLEME? vakti; üstelik KAHKAHALARLA. Yarın kahkahanız bol olsun.
***Bir dinleme daha var ki takdire şayan; hiç aklımdan çıkmıyor; 50 milyon dolarlık rüşvet yerine 10 milyon dolar toparlayabilen iş adamı için Erdoğan?ın Bilal?e söyledikleri; 
– Bilal Erdoğan: Dün Sıtkı Bey geldi. Ondan sonra işte bir türlü işte böyle doğru bir şekilde transfer işlemini yapamadığını, bir 10 (milyon dolar) filan olduğunu şimdiye kadar birikenin, ondan sonra onu istediğimiz zaman verebileceğini bu şekilde devam edeceğini falan?
– Recep Tayyip Erdoğan: Sakın alma, sakın alma.
– Ben almayacağım
– Yok yok, hayır hayır alma. Kendisi bize ne söz verdiyse onu getirecekse getirsin. Getirmeyecekse gerek yok. Başkaları getiriyor da, o niye getiremiyor. Laf mı? Bunlar ne zannediyor bu işi ya. Ama şimdi düşüyorlar, kucağımıza düşecekler merak etme.
– Tamam babacığım.
Devlet mahallesinin değeri neydi; 1 milyon dolar; burada beğenilmeyen para ise 10 milyon dolar; hedef para ise 50 milyon dolar; yani 50 tane devlet mahallesi; yazık, yazık, yazık. Ben, hepimiz o kadar büyük paralara o kadar uzağız ki ancak böyle bir kıyas ile algılayabiliyorum o paranın değerini; varın siz hesap edin.  
***Ah o tapelerde daha neler neler var; Erdoğan?ın yeğeni ve yakın koruması Ali Erdoğan en yakın arkadaşının karısıyla ilişki yaşıyor; arkadaşını yanına çağırıp karısıyla kendi evinde buluşuyor; başka bir zamanda hayat kadını pazarlığı yapıyor; evli ve çocuklu oğlu Bilal Erdoğan İsviçreli sevgilisiyle muhabbetler, kavgalar ediyor; seni öldüreceğim diyor; dindar ve kindar gençlikten bunları mı kast ediyordu acaba Erdoğan; içler acısı.
***O tapelerin efendisi artık c. b.; chp mhp?li 6 milyon seçmen sandığa gitmemiş; tıpkı benimde önceden yapmayı planladığım gibi; gitmiş olsalardı sonuç eşit olacaktı; 20 milyona 20 milyon; olmadı; 20?ye 15 oldu; o aday tutmadı; tutturamadılar kıvamını; varlığı güven vermedi insanlara; ne chp benimsedi tam olarak ne de mhp; onun yerine Oktay Vural bile olmuş olsa belki çok daha fazla oy alırdı; çünkü Oktay Vural chp tabanı tarafından da sevilen, beğenilen biri; ne diyelim; sağlık olsun; kazanamadık belki ama o da bir zafer kazanamadı; %51; elinin altındaki onca olanağa rağmen; bir zafer değil; kendide bir zafer olarak görmüyor ki yüzü pekte gülmüyordu. Barajı %1?le bile aşamadı; küsuratla kazandı; bu da yüzünü yeterince güldürmeye yetmedi; aldığı oy martta aldığı oyla hemen hemen anı; her ikisi de 20 milyon; S. Demirtaş?ın tatlı dili yılanı deliğine soktu; %10?u göğüsledi; 5 ayda %6 dan %10?a; asıl başarıyı o yakaladı; seçmen sayısı 2 milyonda 3,5 milyona çıktı; onun oy oranını arttıran en büyük etmen genç oluşu ve lamı cimi bilmeyen gençlerin; yeni oy verenlerin onu kendilerine yakın görmeleri; başka bir şey değil; oğlumun arkadaşları arasında bile varmış böyle tipler; ?solculuğu pkklı olmak sanıyorlar? dedi oğlum; aslan oğlum benim; birde orada burada kümeleşen sol nifakçılar; ortalık karıştırmak için fırsat kollayanlar; zamana ve zemine göre şekil değiştirme özelliğine sahip bukalemungiller oy verdi S. Demirtaş?a; arkasından yol bulabileceklerini sanıyorlar; kendi başına yol bulamayanlar. Adayı için chp?ye kızanlarda var elbette onların içinde; Erdoğan 0,8 le kazandığı düşünülürse hdp?ye giden %4?ün ne demek olduğu daha bir anlam kazanıyor.
***Yaşları 70?in üstündeki komşularım; ki bir bastonla yürüyor; diğeri de zor yürüyor; her yaz gittikleri memleketleri Bolu, Gerede?den taksiyle gelip gittiler; oy vermek için; aynı gün; diğer komşumun kızı İstanbul?dan uçakla gelip gitti; aynı gün; diğer kızı Amerika?da 2 saatlik mesafede oyunu kullanmış; hepsi cumhuriyeti kurtarmak; cumhuru ona yedirmemek için yollara düştü; olmadı; ama o da biliyor o insanların olduğunu; şimdi dahada iyi biliyor üstelik; virgülden sonrası ile kazanmış olmak bunu ona anlatmaya yetmiştir; izlemedim bile; ne konuşursa konuşsun artık; ancak yeminini izleyeceğim; o izlenmeye değer. ?Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim? diyecekmiş. O yemin etsinde izleyelim; her şeyin iyi bir yanı vardır sonuç olarak! Eğlenceli olacak!
Seveninden fazla sevmeyeni olduğunu; o sert erkek edalarının para etmediğini anlama zamanı geldi artık; inşallah yeni makamında biraz susar da kulaklarımız dinlenir. Erdoğan yaklaşık 21 milyon oy almış; Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş?ın oylarının toplamı yaklaşık 20 milyon; oy vermeye gitmeyen 13 milyon göz önüne alınırsa; ki 6 milyonunun chp-mhp firesi olduğu kesin; seveninden çok sevmeyeni var; o %51 gerçek %51?i karşılamıyor yani. O koltuğa otursun kalksın E. İhsanoğlu?nu benimsemeyen chp-mhp?lilere şükretsin; onlar olmasaydı zor görürdü o koltuğu.
***CHP, yani Kılıçdaroğlu o insanların yaptığı fedakarlıkların karşılığını veremiyor partide; benim verdiğim sadece iki örnek; aynı apartmanda oturduğum insanlar; bütün Türkiye düşünülecek olursa ne demek istediğim daha iyi anlaşılır sanırım. Hatalı; kötü bir seçim yaptı aday belirlerken; sonrasında birde ?tıpış tıpış gidecek, oy vereceksiniz? demiş; tıpış tıpış gitmediler görüldüğü gibi; şimdi tıpış tıpış gitme sırası Kılıçdaroğlu?nda; niye yapıştı bırakamıyor ki o koltuğu; geldiğinden beri çok büyük başarılara imza atmış gibi; sanki CHP?de ondan başka adam yok; Erdoğan?ın dediği gibi; ?müdür bey?; her şeyin bir miadı var; onunki de buraya kadar olmalı.
Seçmenini oy vermeye götüremeyen bir chp?nin işi bitmiş demektir; seçmeni onu protesto etmiştir; niye inat ediyor ki Kılıçdaroğlu; bu düpedüz bir başarısızlık; daha neyi bekliyor? 
***?Ben ?Aşağı indiremediniz, yukarı ittirin gitsin? diye düşünmüştüm? Bence ikincisi oldu?
Şimdi ?başkanlık yetkisi? almak isteyecek?
İşte onu vermeyin? Bence biteceği yere gitti aslında??
demiş Bekir Coşkun :))) Ağzımızın tadı tuzu kaçtı pazardan beri; bari olmadık şeylere gülelim. C.b. seçildikten sonrada değil üstelik; oy verirken seçim görevlilerinin arasındaki kapalı kadını gördüğüm andan itibaren düştü yüzüm; bir dahada kalkmadı; olacakları, başımıza geleceği anlamış olmalıyım o anda. Facebookta bile yaprak kıpırdamıyor kaç gündür; herkes sus pus oldu; herkes 1-2 kez ?lanet olsun? bildirimi gönderdi ve sustu; susmaya da devam ediyor; o bildirimlerin bazıları şöyle; 
*Bu adam miss Turkey?e katılsa orada da birinci olacak, arkası sağlam?
*Oyumu kullandım?İçim rahat?Sandığa bilerek ve isteyerek gitmeyenler kınaları hazırlamışlardır herhalde ?
*ZALİMLERİN İKTİDARI CAHİLLERİN OMUZUNDA YÜKSELİR
*Oy vermeyenlere gitsin; (karikatür) ?yaz kızım; ülkenin ırzına geçildi ve gerçekten rızası vardı; yaz..?
*Asla benim c. b. değilsin; olamazsın da.
*(Atatürk resmi); koltuğuna kim oturdu, bir bilsen.
*DEMOKRASİ OLMAYAN BİR ÜLKEDE DEMOKRATİK HAKKIMI..!!! KULLANMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİNDE, AKŞAMA KAHROLMANIN HAZIRLIĞI İÇERİSİNDEYİM..
*Seve seve değil, söve söve gittim; seçtim; güller içinden gül değil, gübrelerden gübre seçtim; koyun, kanatlı, manda gübresi; netice itibariyle gübre.
*BATIDA YUNANLILARA,DOĞUDA KÜRTLERE ,HATAY VE İSTANBULU YABANCILARA PARSELLEYEN,EĞİTİM SİSTEMİYLE BU ÜLKEYİ OTUZ YIL GERİ ÇEKEN,PARA VE KOLTUK HIRSIYLA İNSANLARI HARCAYAN BAŞBAKANINIZIN CB TEBRİK EDİYORUM SAYIN AK SEÇMEN?.NASIL ÇOCUKLARINIZ İŞ BULDU MU,CEBİNİZDE PARA VAR MI?SON MODEL ARABALARINIZLA DUBLE YOLLARDA GİDİYORMUSUNUZ?İYİSİNİZDİR İNŞALLAH?FİLİSTİN OLACAK BU ÜLKEDE SİZE MUTLULUKLAR DİLERİM?BU BAŞARINIZI TARİH YAZACAK..
Bunları yazanların hepsi benim birebir arkadaşlarım; lise arkadaşlarım; öğretmenlerim; bana arkadaşını söyle; sana kim olduğunu söyleyeyim. Hepimiz Atatürk sevgisi ile büyüdük, donatıldık; ve Atatürk ölmedi; yüreğimizde yaşıyor; bu vatan toprağında doğup büyüyüp böyle hissetmeyenlerin aklına şaşarım.
***?Bir hocaya daha ihtiyacımız yoktu; onuda nereden çıkardın? demiştir seçmen bu oylama sonucunda chp?ye; yoktu gerçekten; boğazımıza kadar dolduk hacılarla, hocalarla; onuda nereden çıkardılar sahiden. Ortalıktaki hacı hocalar çok temizmiş gibi bir hocada bizden dedi chp ve hata etti; o hatanın bedelini ödemesi gereken biri varsa o Kılıçdaroğlu?dur. Erdoğan?ın ilk turda c. b. olmasının sorumlusu Kılıçdaroğlu?dur; bu sorumluluğu sırtlanmalı; çıkıp özür dilemeli; hata ettim demeli.
***İstanbul’u sular seller götürdü; İBB açıklama yaptı; “bu son yağışlar İstanbul’un 15 günlük su ihtiyacını karşıladı” diye; ne kadar, kaç günlük su kalmıştı, vardı diye bir açıklama yok; dün bakan Veysel Tiryaki konuştu; “İstanbul’un su sorunu yoktur” dedi; yağan yağmurlardan sonra konuşması kolay; ya yağmamış olsaydı; İstanbul’un, Türkiye’nin işi Allah’a kalmış demek ki; gizli gizli yağmur duasına mı çıktılar yoksa? Ağustos’ta yağmur yağar diye bir kaide yok sonuçta; ya yağmasaydı? O gün işlerinin bittiği gündü; Allah yüzlerine baktı; bu seferlik; millet zaten haz etmiyor; bir bahane arıyor; yaz ortasında susuzluk; bundan iyi bahane mi olur? 
***Beşir Atalay “dağdakilerin indirildikten sonra rehabilite edileceklerini ve siyasete hazırlanacaklarını” söylemiş; seyreyle gümbürtüyü o zaman. İte, köpeğe kalır mı ortalık, kalmaz mı görürüz hep beraber.
Askerlerin rehabilite edildiği hastaneler artık boşalmış olmalı; orada; o hastanelerde rehabilite edecek olmalılar; ne kadar anlamlı; önce askerler; erler; ki sayıları on binleri, yüz binleri buluyor; sonrada onları vuranlar; yaralayanlar; yani bir çoğunun arkadaşlarının katilleri; çözüm süreci derken bahsettikleri şey işte bu; “sen haklısın; ama sende haklısın”; bu nasıl olacak; meclisi şereflendirdiklerinde; ki planlanan o; o rehabilite edilen askerlerin rehabiliteleri boşa gidecektir sanırım; meclisi kuşattıklarında ne demek istediğim anlaşılır. İşte recep bu işten çok zararlı çıkar; bu günler daha iyi günlerimiz anlaşılan; sonrası fena görünüyor.
Müneccim değilim; geleceği görmek gibi bir yeteneğim yok ama çay akıyor, göz bakıyor.
***Kılıçdaroğlu kurultayı kabul etmiş; iyi olur; kim başarılı ise ona göre o onaylansın veya onaylanmasın; bir hesaplaşmakta fayda var chp’de.
***İlk Türk askerini vuran pkklının heykeli dikilmiş Lice’ye; Lice kurtarılmış bölge mi; Türk toprakları sınırları içinde değil mi; buna kim ve nasıl müsaade edebilir; ne hakla; kendi kahramanlık destanlarını yazacaklar akılları sıra akılsızlar Türk toprakları üzerinde; buna ses çıkarmayan, çıkaramayan; onlara bunca yüz verip azmalaraına sebep olan RTE’nin yüzüne hepimizden birer tükürük aşkediyorum.
O lanetli heykel ve lanetli sahibi otuz bin askerimizin şehit oluşunun timsalidir; böyle bir rezillik görülmüş değil.
***Bahçeli bu heykel konusunda şunları söylemiş; “Diyarbakır’da terörist heykeli dikenler döktükleri şehit kanlarının hesabını vermeden, Erdoğan ve Öcalan ihaneti hak ettiği muameleyi görmeden Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e rahat uyku haram olacaktır.” Yukarıdaki müneccimliğim daha anlaşılır bir hal almıştır sanırım Bahçeli’nin sözlerinden sonra; ne anlatmak istediğimi Bahçeli çok net olarak anlatmış; %6 pkkya oy veren kadın-erkek, arkadan vuran ödlek ördeklere; namert kalleşlere karşılık %15 geneli erkek ve mertçe vurmasını bilen milliyetçiler; gözleri yiyorsa gelsinler. 
***Resmi verilere göre en az 1,5; söylentiye göre 2 milyon olan Suriyeli nüfusu yetmemiş gibi şimdide ışidden kaçan ezidiler geliyormuş; boş köylere yerleştirileceklermiş; pkk yüzünden boşaltılan köylere olmalı; ezidileride literatürümüze almış olduk sayelerinde; daha neler öğreneceğiz Allah biliyor. Suriyelilerin kampında kavga çıkmış; 13 yaralı; 7’si asker; başımıza sardı belayı gözü kör olasıca; o askerlerin ne suçu, günahı vardı?
Gaziantep günlerdir durulmak bilmiyor Suriyeliler yüzünden; Suriyeli biri ev sahibini öldürdükten sonra olaylar tırmandı; kamplarda kalan Suriyeliler ucuz işçi veya fahişe olarak ucuza kullanılıyorlarmış.
Gaziantep’ten bir doktorun Suriyeliler konusunda söyledikleri şöyle; “Hastanelerde Türk vatandaşından çok Suriyeli var, servislerin yarısı yoğun bakımların yarısı onlarla dolu. Bir de devlet Suriyelilerin her türlü ameliyat, ilaç, yatış masraflarını ?sözde? kendi ödüyor! Fakat tüm maliyetleri hastanelerin cebinden yani bizim döner sermayemizden, kısacası bizim cebimizden çıkıyor. Organ nakli bile yapılıyordu, fakat adamlar Suriye?den sırf bedava nakil için bize gelmeye başlayınca devlet bunu sözde ödememeye başladı. Adamlar acil müdahaleleri geçtik artık estetik, boy kısalığı ve keyfi nedenlerle bize başvurmaya başladı.”
Gaziantep’te Suriyeli şenliği var anlaşılan o ki; şehrin çehresi sil baştan değişmiş olmalı; Kilis’in yarısından çoğu, Gaziantep’in ise büyük bir çoğunluğu Suriyeliymiş; 2 yıldır Türkiye’deler; kiralar 4 katına çıkmış; 4 katı değerinde kira ödeyecek kadar ceplerinde para var demek ki; veya birileri ceplerine koyuyor; büyük olasılıkla Türk devleti; örtülü ödenek ne işe yarıyor? Kılıçdaroğlu 2,3 gün önce Ankara’da hastanede yatan Gazzeli yaralıları ziyaret etmişti; daha neler olduğunu; yabancılara ne peşkeşler çekildiğini Allah biliyor; Türkiye oldu orta doğu çöplüğü; orta doğunun pisliklerini ayıklamak bize düşmüş sanki; vergisini benim ödediğim her türlü olanaktan ben parasıyla faydalanıyorum; param varsa elbette; alnımın teriyle; onlar bedavaya. 
Atatürk bu düşürüldüğümüz hali görse yaptıklarına, emeğine acırdı herhalde; o cumhuriyeti kurarken bir gün tayyipi başımıza kral getirmemiz için kurmadı.
***Heykelin kaldırılması kararı çıkmış mahkemeden; bi zahmet artık.
***Onlarca askeri araç, panzer eşliğinde kaldırılmış heykel; karşı çıkan pkklı kalabalıktan 1 ölü pkklı, 2 yaralı pkklı var; hepsine kurşun isabet etmiş; karşılıklı silahlar ateşlenmiş; önce pkklılar başlatmamış olsa asker silaha el atmazdı. Sen kimin çöplüğünde kime horozluk ediyorsun?
1 askerde askeri birlikte hazırlanırken silah kazası sonucu ölmüş.
***Muharrem İnce aday olmuş başkanlığa; bana fazla ateşli, fevri olarak görünüyor Muharrem İnce; umalım da E. Ülker Tarhan da aday olsun; benim adayım E. Ülker Tarhan. Akp cenahı çok daha karışık; akp’ye geri döneceğini açıklayan Gül’e Erdoğan’ın çalımı ile yollar kapandı; akp kurultayı c.b. nın tesliminden bir gün önce yapılacağı için Gül akp’ye istediği gibi dönemiyor; başbakan olarak yani; “kendi cenahından çok saygısızlık gördüğünü” söylemiş A. Gül; kimi kastettiği belli ve ortalığı ona bırakmak gibi bir niyeti olmadığı ortada; önümüzdeki günler şenlikli geçecek akp için.
Laf arasında “ben kral değilim” demiş; kraldan kimi kast ettiği belli.
***Bahçeli; “akp’ye giden her oy o heykele harç olmuştur” demiş; adam gibi adam Bahçeli. Bu chp kendini toparlamazsa mhp’ye dönebilir oylarım rahatlıkla. Benim bir oyum vatanımdan kıymetli değil. Vatanımı koruyan chp değilde mhp olacaksa neden olmasın? Ki gidişat o istikameti gösteriyor. İşte o zaman görür chp çatıyı.
***Bugün yine kudurmuş pkk itleri; Van’da; bir teğmeni şehit etmişler; 23 yaşında; nasılda yakışıklı; gerçi yakışıklı olmasa ne yazar ki; babası “vatan sağ olsun” demiş; bu kaçıncı vatan sağ olsun; birde yaralı var; Allah onlara bilinen, bilinmeyen her derdi, hastalığı verir inşallah; elleri kırılasıcalar; bir köpeğin bir insanı öldürmesi ile eşdeğer bir ölüm biçimi; nur içinde yatsın; diğer 30 bin kardeşi gibi; heykel niye indi; dertleri odur; kuduruk itler; Beşir Atalay da tutturmuş; “o heykel provakasyon” diye; o heykeli biz oturttuk oraya sanki; duyanda öyle zanneder; indirilen bayrakta provakasyondu; biz indirmiştik tabi; ya sıcak başına vurmuş, ya da beyni sulanmış; ikisinden biri. Nisandan beri haberleri varmış heykelden; kimin provakatör olduğu ortada.
Şimdide Atatürk heykellerine saldırıyorlarmış; nankör itler.  
***Hatay; İskenderun’da bir Suriyeli gencin bir erkek çocuğuna tecavüz ettiği söylentisi yayılmış; ortalık fena halde karışmış; sonra bu söylenen yalanlanmış; fiil gerçekleşmemiş dendi; demek ki bir başlangıcı; bir yeltenme var; doğru olan ne tam olarak belli değil ama İskenderun çok karışmış.
“akp’ye oy verirken akılları neredeydi” diye sormak geliyor onlara içimden; yani Kilislilere, Anteplilere, Hataylılara, İskenderunlulara; “akp’ye oy verirken aklınız neredeydi”?
Bir fikrim var; Suriyelilerin hepsini torlayıp toplayıp Diyarbakır’a götürseler ya; 2 milyon Suriyeli Diyarbakır’da; ne şiş yanar, ne kebap.
***Erdoğan, Ahmet Davutoğlu’nun başbakan olduğunu buyurdu(duyurdu); tam onluk; ona göre yani; bir kapı kulu. Bundan böyle onu mu göreceğiz yani haberlerde; alışması zor olacak; mıy, mıy, mıy, mıy. Hıfzetmekten beynini çalıştırmaya zamanı olmamış ki adamın; hafızmış. Malezya’da islam üniversitesinde okumuş; yani bu da yarı devşirme; Türklükten uzak Türk. Kalabalıkta da görmesi biraz zor oluyor;))) Erdoğan’ı ne kolay görüyorduk halbuki;)))
Dış politikayı hal(l)etti; sıra geldi iç politikaya; kolay gelsin.
İlk başbakanlık konuşmasında “ikimiz bir fidanın güller açan dalıyız” mesajları verdi Ahmet Davutoğlu; yıkama, yağlama ve cilalamalar çekti Erdoğan’a; ona biat edeceğini ilan etti ve Abdullah Gül’ün çıkışının akp birlik ve beraberliğini bozamayacağını söyledi; bakalım, bunu önümüzdeki günler gösterecek; ama anlaşılan o ki Abdullah Gül epey bir dinlenmiş; fırtına gibi geliyor; rüzgarından sakınsalar iyi olur; zaten Erdoğan’ın yüzü de çok asıktı başbakanı açıklarken; yüzü her şeyi ele veriyor; daha 2 gün oldu Abdullah Gül konuşalı; düzelememiş; belli ki derin ve içten sarsılmış. 
Haberler bu yüz asıklığını başbakanlığı devredişi ile ilgili olarak yorumladı; zil taka taka gidiyordu; o hamle; Abdullah Gül’ün hamlesi olmasaydı. 
***Davutoğlu’nun başbakan olduğu gün akp’nin bittiği günün başı olacak; bir adamın taklidinin bile biraz benzer falan olması gerek; onda bu niteliklerin hiçbiri yok; Davutoğlu ile akp hiçbir yere gitmez; olduğu yerde bile saymaz; geriler; demiştim dersiniz bir gün; lider olan kişinin vasıfları çok önemli; Davutoğlu o yeri doldurabilecek, insanları coşturup kendine bağlayabilecek bir yapıdaki bir insan değil; akp’nin işi biter.
***Okul müdürlerini alıp yerlerine “kendilerine hizmet eden” eğitim sen”e bağlı öğretmenleri müdür yapıyorlarmış; bunu telefonda yüksek sesle konuşan Çanakkale’li birini; bir yerel gazeteciyi içeri almışlar; gestapo düzenine hoş geldiniz.  
***Birileri benim dediklerimi Erdoğan’ın kulağına fısıldamış olmalı; veya başkaları da aynı şeyi söylüyordur:))); kongrede şöyle dedi; “Sayın Davutoğlu bir emanetçi değildir. Bunun böyle bilinmesini istiyorum. Ben yoksam; (yani Erdoğan’ın kendisi yoksa) dava da yok diyenler daha en baştan kaybetmiş olanlardır”
Birde “Sizin yaşam tarzlarınızı değerlerinizi anlıyoruz. Sizin taleplerinizi arzularınızı biliyoruz. Ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum. Sizin de bizim anlamanızı istiyoruz. Hangi yasakları aşarak bugünlere geldiğimizi anlamanızı istiyoruz. Nasıl dışlandığımızı görmenizi anlamanızı istiyoruz.” demiş; biz olmadan başkanlığı ele geçiremeyeceğini fark etmiş olmalı; yoksa bize karşı bu kadar dostane bir tavır takınmaz; asla; çünkü bizi sevmiyor; bizi sevmiyor ne kelime; bizden nefret ediyor. 12 yıldır bunu yeterince gördük.
Sizin niye dışlandığınızı, yasaklandığınızı asıl şimdi daha iyi anlıyoruz. Bunun ne kadar gerekli olduğunu. Senin gibilerin ve cemaatçilerin bu ülke için nasıl bir tehlike olduğunu artık çok daha iyi biliyoruz; keşke çok daha fazla şey yapılabilseymiş 28 şubatta ve diğer zamanlarda; başımıza bu denli bela olmadan önce
Davutoğlu’nun kongredeki görüntüsü “konuşmayı becerebildiğini gösterme gayreti içinde olan” bir çocuğun görüntüsünü andırıyordu; neyse, olsun; konuşabiliyormuş; görmüş olduk. “Ağzını bir açtı, pir açtı” derler ya; aynen öyle; içlerinde kin ve nefretten başka bir şey barındırmadıkları ortada; “hedef Alpaslan’ın, Fatih’in, Menderes’in hedefiymiş”; kolay gele; veya vazgeçtim; gelmeye. Menderes’e yapılanlar bir daha yapılamayacakmış; RTE’ye ve Bilal oğlana “istediğin kadar çal, çırp, ben üstünü örteceğim” mesajı veriyor. Padişahım çok yaşa başbakanı.
Bir hedefi de Erbakan’ın hedefiymiş; demek ki Davutoğlu öldükten sonra geride kalan haram para için çocukları birbirine girecek; birbirlerine dava açacaklar. Büyük olasılıkla Erdoğan’ın çocukları da öyle olacak; ama ben baştan söyleyeyim; parsayı Bilal toplar; o parada onca emeği var ne de olsa; hepimiz şahidiz; öyle değil mi?
Hakkımızı helal ediyor muyuz; etmiyoruz.
Yazık; kendilerine örnek teşkil edecek; göğüsleri kabararak bahsedecekleri bir önderleri bile yok; ne mutlu bize; Atatürk hep bir ışık olarak parlıyor; hepimiz için. İsmet İnönü, Kazım Karabekir; hangisinin üstünde bir şaibe, hırsızlık atfı var? 
 

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *