Press "Enter" to skip to content

Gündem 2ccc Şubat’14

***7 bin kişi dinleniyormuş; cemaat tarafından diyorlar; Tayyip Erdoğan, 17 aralıkta Bilal Erdoğan?a telefonda ?Bilal evdeki paraları sıfırla!? demiş; telefon trafiği şenliği bitemiyor bir türlü.
Bu telefonu da açıklayan yine cemaat deniyor; ?kriptolu telefonları bile dinlemişler? demiş Erdoğan; bir anlamda kendi konuşması olduğunu doğrulamış; 17 Aralığın üstünden 2 ay 10 gün geçti; açıklamak için niye bu kadar beklemiş olabilirler; belkide Erdoğan geri adım atsa açıklamayacaklardı; veya yavaş yavaş öldürmeyi mi tercih ediyorlar? Gelelim bir adım ötesine; Erdoğan?ın pisliklerini ortaya sermiş olması fetoyu iyi adam yapmaya yeter mi? Bunları yıllardır bilen feto neden şimdi açıklamak gereği duydu; kendi kuyruğuna basılmasa da açıklar mıydı; hiç sanmıyorum; her iki tarafta Türkiye?nin hayrına değil; kendi hayırlarını düşünen iki bencil; iki uçta boklu; Erdoğan?ı deşifre etmiş olması fetoyu iyi adam yapmaya yetmez; iyi adam olsa şimdi değil 10 yıldır açıklardı; ne zamanki kendi silahı geri tepti açıklama yoluna gitti; Erdoğan?dan kurtuluşumuz fetonun kucağına düşmemizle sonuçlanmamalı; al birini vur birine. 
Milli iradeye saygı deyip duruyordu ya; bir bildiği varmış adamın meğerse; o kadar parası olana elbette saygıda kusur edilmemeli;)))) Oğluyla arasında geçen konuşmalar o kadar açık ve net ki montaj, robot lobisi, vaiz lobisi falan, filan hikaye; 17 aralık günü gün boyu dağıt dağıt bitiremiyorlar parayı babalı oğul; bu iş buraya kadar; daha ilerisi yok onlar için; artık arkasına sığınacağı hiçbir şey kalmamış; her şey çok açık ve net; onların adına üzgünüm derdim ama değilim; çekirge bu defa 15 kere sıçradı; yine geçti ele. 18 aralık günü sabah saat 11?de yapılan görüşmenin bir bölümü şöyle;
 – Bir arayayım dedim. Bir şey var mı yok mu diye.
– Yani herhangi bir şey yok. Verdiğin işleri bitirdik Allah?ın izniyle
– Tamamen sıfırlandı mı?
– Tamamen. Yani sıfırlandı derken, nasıl diyeyim. İşte bende bir, Samandıra ve Maltepe?nin paraları vardı. 730 bin dolar ve 300 bin lira. Onları da şey yapacağım. Bizim Faik Işık?a borcumuz vardı. Bir milyon lira, ona vereceğim, üstünü de akademiye aktar diyeceğim
– Şey konuşma. Açık açık konuşma
– Konuşmayayım mı?
– Konuşma, tamam mı
– Tamam babacığım
Her şey çok açık ve net; ve bu tek görüşme değil; bu üst üste görüşmelerin sonuncusu. Bunda ne montaj şüphesi olabilir; ne de başka bir şey; dinlemeden bile.
Ama oğlanın IQ?su mükemmel; azıcık geç anlıyor galiba; kot kafa derler bizim orada; o cinsten;))) Öyle bir babanın oğlu olmak kolay değil; 11 yılda bizi ne hale getirdiğine bakarsak çocuğun durumu çok normal. Evin asıl cini; konuşmalardan anlaşıldığı kadarıyla Sümeyye; her işte parmağı var. Babasının niye yanından ayırmadığı anlaşılıyor.
2. günün en matrak çıkışı çiçeği burnunda bilim, sanayi ve teknoloji bakanı Fikri Işık?tan gelmiş; hala anlamazlığa yatmaya çalışıyorlar da; ?Ben o ses kayıtlarını ilk dinlediğimde çok açık bir montaj olduğunu hissettim. Daha sonra biraz daha detaylı baktığım zaman, bu benim şahsi tespitlerim, sayın Başbakanın Konya?da olduğu halde Ankara?da, iki kişi konuşurken birisi çok kısık sesle konuşurken diğerinin bağırması, psikolojik açısından çok normal durum olmaz. Bu çok açık ve net bir montaj. Eğer BaşbakanlıkTÜBİTAK?tan böyle bir teknik inceleme isterse biz tabii ki onu yaparız. Ama,teknik incelemeyi gerektirmeyecek kadar açık bir montaj olduğu ortada. Bunu hiç başka bir teknik incelemeye dahi ihtiyaç duymadan söyleyebiliriz? diyor; ardından da ?Kriptolu telefonların dinlendiğini biliyoruz. Ama kimin nasıl dinlediği teknik incelemenin ardından ortaya çıkacak? diyor; ilahi bakan; kendi ağzıyla kendini ele veriyor. Montajsa kriptolu telefonların dinlenmiş olması niye şu an söz konusu? Kulaklarıma mı inanayım yoksa sana mı? Dinledim ve en ufak bir şüphem yok; kalmadı canım. Bende montaj olmadığını hissettim; ne olacak şimdi; nasıl bileceğiz hangimizin doğru hissettiğini? Acaba hangimizin hissiyatı daha kuvvetli?
Bunların biri değil hepsi akla zarar; zırdeliler; ?hissetmişmiş?; olaylar ve devlet ne zamandan beri hislerle yönetilir oldu? Bir teknoloji bakanının ağzından çıkan lafa bakın; olacak şey mi bu! Bilimsel bir açıklama yapması gereken en yetkili ağız ?hissiyattan? bahsediyor.
Tübitakta kriptolu telefonlarla ilgili 5 kişi bugün işten uzaklaştırılmış; bu ne acele; daha karpuz kesecektik! 
RTE; konuşamanın başında şöyle diyor oğluna; ?abinle konuş, amcanla konuş, o da aynı şekilde çıkarsın, eniştenle konuş o da. Amcanı da al, Ziya eniştende var mı yok mu bilmiyorumda, tamam mı, Burak Abi?ne de hemen şey yap.?; telefonda yandan Emine hanım atılıyor ?Berat, Berat? diye; sülale boyu; aile olsa yine iyi. 
Karşılıklı diyalogların en matraklarını sizin için seçtim; Bilal?den vecizeler de diyebiliriz aslına bakılırsa; Bilal?in İnci?leri;
Bilal; Bir daha söylesene babacığım
Bilal; Bende ne olabilir baba, senin para var kasada
Bilal; Ne yapalım bunları baba, nereye koyalım?
Bilal; yani Sümeyye bana nereye götüreceğimi mi söyleyecek
Bilal; Hasan Abi, abim Berat, amcam düşünüyoruz. Berat?a fikir geldi?
Bilal; Tamam babacım. Hallediyoruz bugün inşallah.
Bilal; Evet tamamiyle sıfırlayacağız inşallah 
Bilal; geri kalanını da artık karanlık olunca halledeceğiz.
Bilal; Verdi herhalde babacığım, ikisini de boşalttım dedi Sümeyye
Bilal; Sıfırlamadık henüz babacığım. Şöyle ki, bi 30 milyon Avro gibi bir miktar daha var. Şey yapamadık, eritemedik henüz. Bu şey geldi aklına Berat?ın?; sen nasıl bakarsın baba?
Bilal; Tamamen sıfır mı kalsın baba, yoksa senin elinde biraz para kalsın mı?
Bilal; Ya ne bileyim. Şimdi bu kadar verebildik baba. Zaten zor yer kaplıyor. Falan başka bir kısmını başka bir yere koyuyoruz. Bir kısmını bizim şeye verdik. 
Bilal; Ya sormuşlar. 10 milyon Avro alabiliriz demişler herhalde
Bilal; Tamamen. Yani sıfırlandı derken, nasıl diyeyim. İşte bende bir?
Bilal; Konuşmayayım mı?
Bilal; Tamam babacığım
Çocuktan al haberi diye buna derler; aslan Bilal! Keşke bana da sorsaydı Bilal; bir miktarını alırdım sevabına; ne olacak canım; sevaptır; koyacak yer, verecek adam bulamamış çocuk, baksanıza. Ben koyacak yeri hemen bulurdum; AVM kasaları sağ olsun; 1 günde altından girer üstünden çıkardım paranın; o konuda üstüme kadın tanımam; keşke bana verseydi;)))
Bu kadar paramız olmadığına; olmayacağına göre bende bunları yazıp eğleneyim bari; sizde okuyarak eğlenin. Ben ciddi anlamda eğlendim; kahkahalarla güldüm o konuşmaları okurken; gülünmeyecek gibi değil; komedi halt etmiş yanında.
İnternet yasası insanları fena tırsıtmış anlaşılan; millet akıl tutulmasına uğramış; facebookta yaprak kıpırdamıyor; hafif, hafif bir esinti var; o kadar. Onlar gitti gider; korkacak bir şey yok millet. Kendi kıçlarının derdine düştüler. Adaam sende;)))
Susuyorlar belki ama unuttuklarını hiç sanmıyorum; seçimi bekliyorlar hepsi; orada soracaklar hesabını; internet yasağını getirdi de seçim yasağını getiremiyor işte; önü, sonu bizim elimize düşecek o yavru.
***Gözümün ak gördüğüne onlar kara diyecek; bende inanacağım öyle mi; işte bu biraz zor; aklımı mı yitirdim; kendileri; akpliler; iki lafın başı ?milletin aklı ile alay edenler diyorlardı ya; şimdi bu yaptıkları ne; ben söyleyeyim; ?milletin aklına kıçıyla gülmek? denir bu yaptıklarına. Madem ki montaj; bu kadar eminsiniz; verin incelemeye; siz rahat, biz rahat; ?teknik incelemeyi gerektirmeyecek kadar açık bir montaj olduğu ortada? imiş; yalancııııı; hırsız vaaar; hemde en okkalısından; görülmemiş şey; insanın, aklı, havsalası almıyor böyle bir rezilliği; bu kadar; 4 yıldır aleyhinde yazdım, çizdim; ben bile atmadım; atamazdım kendine attığı bu karayı; kara atmak ne kelime aklımın ucundan geçmezdi bu kadarı; 4 bakana kara çalındığında niye eteklerinin bu kadar tutuştuğu; onlara arka çıktığı; emniyeti, Türkiye?yi hallaç pamuğuna niye çevirdiği şimdi anlaşılıyor; baş çalan da ondan. 17 aralık sonrasında 27 bin polisin ve 27 valinin görev yeri değiştirilmiş; birde işin savcılar yanı var.
O başbakanın başbakanlığı SIFIRLANMIŞTIR; ben bunu bilir, bunu söylerim; ötesi, berisi, arkası, önü yok. Şimdi durduk yere niye sinirlendim; söyleyeyim; Ertuğrul Özkök ?Başbakan bilmeli ki bu sorunun altından tek başına çıkamaz? diye yazdığı bir yazı kaleme almış; bugün; başbakana birlikte kurtuluş önerileri vermiş; yani yanına Ertuğrul Özkök?ü mü alması gerekiyor kurtuluşu için; hadi oradan; buna kargalar bile güler. Bu yumuşaklık; bu ılımlılık; anlaşılır gibi değil; bunlar aklına kıçıyla gülmeyi gerçekten hak ediyor. Ben bu adamı çözemedim bir türlü; yanar döner gibi; bir o taraftan söylüyor; bir bu taraftan; söylediğinde de iyi söylüyor aslında ama sanırım kafası biraz karışık. ?Erken bunama? desem erken de değil; tam zamanlı bunama. Anlamadım; ?sende bol var; senin tarafını tutarsam kırışırız? mı demek istiyor acaba?
Yılmaz Özdil de Bilal oğlana takmış kafayı bugün; tiye almış; aynı benim gibi; yazılarımızın çakıştığı çok oluyor; ama ben dün gece yazmıştım o yazıyı;))))
Kapalı ?yazar? Emine Şenlikoğlu şöyle yazmış twitterda; ?Bu gün biri sordu, kaset dogru olsa ne derdin? Dedimki, dindarlar zekatını yoksullara ulastirmak icin basbakana vermişler olabilirler?; yemezler canım. Sülalesindekileri kim, ne amaçla vermiş? Tekrarlıyorum; bunlar aklına kıçıyla gülmeyi gerçekten hak ediyor. Bunlara; bu beyinsizlere hepsi müstehak ama arada olan bize de oluyor; sırf onların ahmaklığı yüzünden. 
Kayıtların doğruluğu teyit edilmiş; nasıl mı; tabi ki paraların transfer edildiği kişilerin ve transfer edenin telefon kayıtları ile; buna ne yalan bulacaklar; onlar da mı montaj?
Bir kayıt daha çıkmış; Erdoğan, Bilal?e ?Parayı kesinlikle alma. Ne söz verdiyse onu getirecekse getirsin, getirmeyecekse gerek yok. Bunlar ne zannediyorlar bu işi ya? diyor; bir rüşvetin miktarını beğenememiş anlaşılan; daha neler çıkacak Allah biliyor. 
Akp m.v. Burhan Kuzu tweet atmış; ?Başbakana ait kriptolu telefonun şifresini çözen çete, Boğaz?da bir yalıdan Avrupa ve ABD?ne servis yapmış. Kriptolu telefonları şifreleyen TÜBITAK elemanlarından beş kişi bu olaylar üzerine aniden izne ayrılmış!!!!? hem kriptolu telefon dinlenmiş diyorlar; hemde kayıtlar montaj diyorlar; hangisine inansak ki acaba?
***Bülent Arınç, Hüseyin Çelik hangi deliğe saklandılar dersiniz; ne ses var; ne soluk onlardan; Erdoğan?ın baş savunucuları nereye saklandı? 
***İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İstanbul Emniyet Müdürlüğü?ne yazı göndererek, 15 Aralık sonrası telefon dinleme, iletişim tespiti ve fiziki takip işlemlerinin sonlandırılarak imha edilmesini istediği iddia edil?miş!!!
***Yeni bir ses kaydına göre başbakanın kızı Esra Albayrak ve damadı Berat Albayrak?ın şoförüne evrakların imhası için büyük bir ?öğütücü makinesi? aldırdığı tespit edilmiş.
Başbakanın bugünkü konuşması şöyle; ? Açık açık savcıya soruyorum. Sen hangi ülke adına bu dinlemeleri yaptın. Polise soruyorum. Bu işi yapanları kastediyorum. O dinlemeleri ey Polis sen hangi ülke adına yaptın????77 milyon benim canımdır ciğerimdir yaa. Hepsini seviyorum. Bu yeni istiklal mücadelesine herkesin omuz vermesini istiyorum.?;?;?paralel yapı ulusal güvenliğimizi tehdide yönelik provakatif eylemler içerisinde buluma?;?;?bu istiklal mücadelesidir?; ?ülke kaosa sürükleniyor?
Benim bu konuşmadan anladığım ortada bir dinleme var; ve o dinlemeye montaj deniyor; dinleme varsa niye montaj olsun; kendi meselesini bir Türkiye meselesi haline getirmek istiyor; her koyun kendi bacağından başbakan. Bu senin şahsi istiklal mücadelen; bizim değil; o işe bizi karıştırma; bizim evler öyle tıka basa paralarla dolu değil ki ortak istiklal mücadelemiz olsun. 
Değil ama; diyelim ki kabul ettik bu telefon konuşmalarının montaj olduğunu; o zaman bu montajlı telefon konuşmaları ortalığa düştü beri gündemimizi niye kriptolu telefonların dinlenmesi işgal ediyor? Demek ki kabul ediyorlar kendi konuşmaları olduğunu; buraya kadar bir sıkıntı yok; bu varan bir; ikincisi konuşma o kadar akıcı; anlam açısında da; ve üretken ki bunu oturup yazmaya kalksan yazamaz; uyduramazsın; kişiler gerçek, isimler gerçek; üçüncüsü; ?sıfırlamak? gibi çok özel bir tabir kullanılmış; hemde ikisi tarafından da; bu nasıl olmuş; sık sık sıfırlıyorlar mı da bir şeyleri daha önce bu kelime ağızlarından çıkmış? Dört; bu paraları transfer eden ve transfer edildiği insanların telefon kayıtları da bu olayı onaylar, doğrular durumda iken insanların gözünün içine baka baka onlara ?montaj? demek insanlığa, müslümanlığa, adamlığa sığar mı?
Bu kadar teferruatlı yazdığım için affınıza sığınıyorum; bunlar herkesin bileceği şeyler elbette ama üstünden bir geçip altını çizmekte fayda var diye düşünüyorum; bunca kafa karışıklığının arasında; yoksa kimsenin ?aklı ile alay etmek? değil niyetim; ben akpli değilim. 
Bütün mitinglerinde arka taraf biraz uzatılmışa benziyor; bizde o kadar büyük meydan nerede var? Kadınlar sol, erkekler sağ tarafta; arada bir çizgi halinde polis var; polisler erkek değil mi; ne işleri var kadınların o kadar yakınında; fesuphanallah! 
***Ertuğrul Özkök bugün ?akp?nin gardı dağıldı; mantıksız ve komik şeyler yapmaya başladılar; kriptolu telefon gafından sonra bu ikinci gaf dinlemelerin doğru olduğunu her geçen saat kesinleştiriyor? demiş; dünkü yazısına yapılan facebook yorumları epey bir silkelemiş olmalı Ertuğrul Özkök?ü; neyse; şimdilik affedildi tarafımdan. 
***Meclisteki namussuz ve şerefsizler yine kafa, göz kırmışlar; adı üstünde; namussuz ve şerefsizler; birde baş namussuz ve şerefsiz var; namussuz ve şerefsizlerine ?durun, ne yapıyorsunuz; burası TBMM; burada böyle şeyler olmaz? demeyen namussuz ve şerefsiz. Bize siper oluyorlar chp milletvekilleri; her türlü saldırıya göğüs gererek.
***3. günün güllü bombası yine malum şahıstan; ?bir başbakanı dinleyemezsiniz?; bu kısacık laf altında neler neler içeriyor aslına bakarsanız; ?istersem çalar, çırparım; kimse bana karışamaz? diyor; ?çaldıysam çaldım; size ne? diyor; açıkça; alenen; hey gidi günler hey; neredeydik, nerelere geldik; benim başımdan aşağı serin sular dökülüyor bu lafları duyduğumda; yazık, yazık. Onca emeğe, çabaya yazık.
Bakan çocukları ve Reza Zarrab hapisten çıkmış; uzun tutukluluk süreleri onlar için geçerli olmuyor demek ki! Adamına göre. Komutanlar hala içeride; yıllar, yıllar oldu.
Evlerde onca para bulunduğuna göre; bir yerlere saklanamayacak kadar; bunun İsviçre ayağında ne paralar vardır Allah bilir; paranın hepsini tutup evlerde saklayacak kadar salak değiller ya; Türk bankalarına da yatıramayacaklarına göre geriye kalan olasılık İsviçre bankaları.  
***Bu akşam; 28 şubat cuma akşamı kanal D haberde yapılan bir film tanıtımı; ?hırsız bir babanın hırsız oğlunun aşkını anlatan kış masalı bu akşam vizyona giriyor?; günün anlam ve önemine ne kadarda uygun;))) Belli ki özellikle seçilmiş cümleler. Bir yerden susturursanız diğer yerden konuşacak insanlar; susturamazsınız. Bir cahilin cesurunun canı öyle istiyor diye ezber mi bozacak kırkından sonra insanlar?
Dönüp dönüp aynı şeyi söylemekten sıkıldım artık; telefon dinlendiyse; ki dinlendiğini kendisi söylüyor; kayıtta ortadaysa; ki ortada; biz günlerdir neyi tartışıyoruz Allah aşkına; kayıtta montaj olup olmadığını mı; bu ölçülebilen, anlaşılabilen bir şeymiş; göndersinler tübitaka, başka yerlere, ispatlasınlar haklılıklarını; aklansınlar; gerçekten ak olsunlar; bizde gönlümüz rahat uyuyalım; başbakanımızın temiz adam olup olmadığını bilmek bizim hakkımız; yoksa hakkındaki; haklarındaki bu çamur, bu şaibe asla silinmeyecek; ne aklımızdan ne de alınlarından. Bunu kanıtlayamayacaklarsa bundan böyle partilerinin adı ak parti değil kara parti olsun. 
Bu ülkenin kara parti dışında bir işi; gündemi yok mu; iki aydır; 17 aralıktan beri devlet işi askıda; kim yönetiyor bu devleti; yönetiliyor mu; hiç belli değil; otur kalk operasyon, dinlemeler; ne olmuşsa kartlar bir an önce ortaya konsun ve bu iş bir çözüme bağlansın; bir erdoğanın ve bilalin varlığı bu devletin üstünde değil; erdoğan ve bilal olmadan da bu devlet vardı; yine onlar olmadan da devam edecek; eşkiyalıkla daha nereye kadar götürebileceğini sanıyor o züppe.
Tam bir yavuz hırsız örneği; eşi benzeri görülmemiş bir yaratık; böylesi bir tipleme yazın hayatımızda bile yok; kim hayalinde canlandırabilir ki böyle bir tipi; ağzımız açık seyrediyoruz sadece; Hitler olmadan da bir Hitler yazılamadı ancak ardından yüzlerce filmi yapıldı; bir Hitler?i ancak Hitler?in kendisi yaratabilirdi; bir Erdoğan?ı ancak Erdoğan?ın yaratabildiği gibi. Deliliğin sınırlarını ancak bir deli zorlayabilir; masa başında oturup yazan bir yazar değil; öyle bir hayal; hayal ürünü örneği yok ne yazın hayatımızda ne de başka bir alanda. Bana kalırsa bir delinin; deliliğin filmi bile yapılmamalı; yaptığı ile unutulmaya bırakılmalı; belki gelecek nesle delilik bilgisinin sınırlarını aktarmak için; deliliğin nerelere varabileceğini göstermek için; o kadar. Lanetleyip bırakmalı olduğu yerde. Hitleri bilmektense bilmiyor olmayı tercih ederdim kendi adıma; yani var olmamış olmasını; bu içinde bulunduğumuz dönemde yaşamaktansa yaşamamayı tercih ederdim; yine kendi adıma; onların kendinde duyması gereken hicabı ben kendimde duyuyorum ne yazık ki!
Aslında Hitler?e kadar geri gitmeye gerek bile yok deliliği örneklemek için; 33 yıl öncesi Türkiye?sine gitmek yeterli; bir deli daha kana boyamıştı Türkiye?yi; bir halt yaptığını sanıp gençleri hapse doldurmuş ve basmıştı işkenceyi; ?asmayalım da besleyelim mi? demişti; kanı kuruyasıca; kurumuş zaten; onunda filmleri yapıldı; hiçbiri sevgiyle anılarak değil elbette; çünkü o bir çocuk katili; üstelik bir çocuk değil, binlerce çocuk; her 30 yılda bir, bir deliye teslim mi olacağız; delinin canı öyle istiyor diye; yetmedi mi delilerden çektiğimiz; deli delidir; ne yaparsa yeridir.
Bu teslimiyet ruhundan biraz olsun sıyrıldığımızı görür gibiyim; insanlar çevresinde olanlara kayıtsız kalmıyor artık; gençler polisler tarafından yerlerde sürüklenirken yetişkinler; özellikle kadınlar tepkilerini açıkça koyuyorlar polise; bağırıyor, baş kaldırıyorlar; umarım bu kadarla kalmayacak bu birliktelik ruhu.  
O dönem; 12 eylülde ona deli demek mümkün müydü; bir ilah, bir tanrı, bir kurtarıcıydı; bir simülasyon içinde yaşar gibiydik; çocuklarımız, biz, işkencelerden geçiyor ve onu bunun suçlusu olarak görmüyorduk; Hitler içinde öyle; ancak şimdi ne deniyor arkalarından; katil; Erdoğan?a ne denebiliyor şu an için; belki hırsız; ama yarın katil de denecek; ki katil.   
***Bahçeli?ye diyor ?evladı yok?; Gülen?e diyor ?evladı yok?; çok taktı kafasını bu ara şu evladı olup olmama meselesine; sonunda ?hırsızlığı yaptıysam evladım olduğu için yaptım?a bağlamaya niyetli anlaşılan işi; bu vatanda öyle çok evlat var ki; senin hödük oğlana zor sıra gelir; bir senin evladın mı var, hırsız; gel göstereyim sana evlatlarımı; evlat nasıl olurmuş gör. Onunla mı acındıracak şimdide bizi; çok gülerim bu işe.
 

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *