Press "Enter" to skip to content

Gündem 1z Kasım’13

***Başbakan ?başörtüsü dinimizin gereklerinden biridir, dinimizin böyle bir emri olduğunu bilmeyecek kadar cahiller? demiş; bu sözü şu şekle uyarlasam kimsenin itirazı olmaz sanırım; ?harama el uzatmamak dinimizin gereklerinden biridir, dinimizin böyle bir emri olduğunu bilmeyecek kadar cahil miyim?? Bu ülkede bir devlet memurunun veya oğlunun altı yırtık ayakkabıdan holding patronu zenginliğine geçiş yapması ne ile olur; harama el uzatmak ile; başbakan harama el uzatmamanın dinimizin bir emri olduğunu bilmeyecek kadar cahil mi?
***Kendisine ?kadınları dikizliyor? dediği için Kılıçdaroğlu?na dava açmış; Kılıçdaroğlu onun için ?yürütme organının başı? da diyor; ona dava açmıyor ki unutulsun; o laf daha fazla dile düşmesin; bizde çamur atarsın izi kalır nede olsa. Hem doğru söze ne denir? Dikizci denmesi ağırına gidiyor da hırsız denmesi ağırına gitmiyor mu? 
Adam hayat şeklimize karışmadığını söylüyor ama şimdi sıra geldi ev denetimlerine; apartmanlarımıza polisi sokacak ve bekar evlerini denetletecek; bunun için birde yasa çıkaracakmış üstelik; eş cinselliğin yayılması için çaba gösteriyor olmalı. Erkek erkeğe veya kız kıza yaşanan dairelerle ilgili sorun yok; sanki içeride ne yapıldığını biliyormuş gibi; erkekli kızlı evlerde sorun var. Amerika lezbiyenliğin, erkek erkeğe ilişkinin içinde boğuluyor; onlara mı özeniyor? 
Birlikte yaşamayı önlemeye çalışıyor; onca insan var evlenmeyip birlikte yaşayan; ilk aşama öğrenciler; yasayı bir çıkarsın ardından büyüklere de gelecek sıra; 18 yaşını geçmiş insanların cinsel hayatlarını denetlemek gibi bir hakkı yok; ne devletin ne de başbakanın. Derdi evlenme oranını arttırmak; çocuk yapmaları için; nüfusu arttıracak ki oyları artsın; ölmeye niyeti yok galiba; istediği bu. Evlenenlere para yardımı, teşvik; birlikte yaşayanlara ise denetim. Polisleri istedikleri saatte apartmanlarımızı basıp huzurumuzu kaçıracak; hayat şeklimize karışmıyormuş; hangi zamanda yaşıyoruz? Bu deli kendini ne sanıyor; Allah mı? Milletin derdi onu mu gerdi? Milleti birbirine şikayet ettirip iyice düşman edecek.
Trafikte de alkol ve uyuşturucu denetimleri artıyormuş; düz çizgide yürüyemeyen, 100?den geriye 7?şer sayamayan alkol ve uyuşturucu tahlili için hastaneye sevk edilecekmiş. Uyuşturucu veya keyif verici madde (alkol kastediliyor olmalı) alarak araç kullanmak bin 407 lira para cezası ve sürücü belgesi süresiz olarak alınıyor. Aklınızda bulunsun. Gerçi bu son maddeye çok itirazım olmaz ama görünen o ki yeni bir istibdat dönemi kapıda.  
Kredi kartı ile tatile gitmek, altın almakta yasaklananlar arasına girmiş; tatile gidip açık saçık giyiniyorlar; gitmesinler elbette. Tutup ona oy verenler; elleriniz kırıla inşallah.  
1996?da Şafak Pavey kaza geçirdiğinde İstanbul belediye başkanı olarak ziyaret etmiş Emine Hanımıyla birlikte Şafak Pavey?i; Emine hamın o zaman bile; ki o zaman bile belediye başkanının karısı; hiç şimdiki gibi değil; üst baş; görüntü berbat; dökülüyor; şimdiki görüntüsü ile alakası yok; milliyette 5 kasımda yayınlanmış haber; ?yıllar sonra ortaya çıkan fotoğraflar? başlığıyla; bakabilirsiniz.  
***10 ekim 2013 günü yayınlanan bir habere göre kandile 30 bin dolarlık prezervatif ve doğum kontrol hapı gitmiş; ocak ayında bulunan pkk sığınağında da çok sayıda prezervatif ve doğum kontrol hapı ele geçirilmiş; öyle görünüyor ki Erdoğan?ın polislerine çok iş çıkacak; önce kandilden başlayıp oradaki temizliği bitirdikten sonra öğrenci evlerine gelsinler. Öğrencilerinki gayri meşru ilişkide pkklılarınki meşru ilişki mi? 
Gençler belkide gözümüzün önünde alınıp götürülecekler; bizde buna seyirci mi kalacağız; suç işlemişler gibi davranılmasını sineye çekebilecek miyiz? O polislere bir ?durun; ne yapıyorsunuz? da mı diyemeyeceğiz? Belki gecenin bir yarısı aranıp çocuğumuzu gidip karakoldan almamız istenecek; olmadı bu iş hapis cezasına dönecek; belki, belki, belki?
Benim oğlum 19 yaşında; bizimle yaşıyor ama gidiyor arkadaşlarıyla birlikte kalıyor bazen; belki bir kız arkadaşı da gelecek; kaç, göç zamanında mı yaşıyoruz; bir kadın ve bir erkeğin aynı yerde olmaları illaki seks yaptıkları anlamına mı gelir? Ben bundan 30 yıl önce bir sınıf arkadaşımın evinde 15 gün kaldım; ikimiz; yalnız; başka kimse yok; bunda ne o mahsur gördü ne de ben; ne de apartmanında yaşayan insanlar; başka zamanlarda da istediğim zaman evine gittim, geldim; ne o bana art niyetle baktı ne de ben ona; kadınla erkek arasında seksten başka bir ilişki olamaz mı; herkesi kendileri gibi biliyorlar ya; mesele orada. Kadının hayatta seks yapmaktan öte bir varlığı yok onlara göre.
Yapabiliyorsan; yiyorsa eş cinsel, sapık ilişkilerin peşine düş; onları temizle önce; biliyor tabi onlara bir dokunsa kıyameti koparırlar; bir kadın ve bir erkek arasındaki normal ilişkide senin rolün ne; dış kapı mandalı! Alan razı, veren razı ise git bununla uğraşacağına seni ilgilendiren işlerle uğraş; eş cinsellerle; çocuk gelinlerle; her gün kocaları tarafından öldürülen kadınlarla uğraş; işin bitti de sıra milletin rızalı yatak odasına mı geldi? 
Bana kalırsa bu hamlenin ucu Erdoğan?a pahalıya patlayacak ve dediğini geri almak zorunda kalacak çünkü tepki gerçekten çok büyük ve her kesimden; çok şımardı; başına gelecek var; bu millet, bu defa, bu zokayı yutmayacak. O bizi zorladıkça kenetlenmenin gücü daha çok artıyor; artık o korksun bizden. 
***Aynen dediğim gibi olmuş; başbakan ortalığı karıştırıp kaçmayı alışkanlık haline getirdi; bunu biliyoruz; arkasından temizlikçileri ortalığa dökülüp saçılanı toplamak için seferber olmuşlar. Nurettin Canikli ?özel yurt gibi kullanılan alanlar kastedilmektedir; baskın veya başka bir düzenleme; olabilir mi böyle bir şey; yasaların ve anayasanın vermediği bir yetki kullanılabilir mi? Başbakanımız yeni yasal düzenleme yapacağız demedi; ?gerekirse o da yapılabilir? dedi. Şu anda yasalar neyse onun ötesine hiç kimsenin geçmesi mümkün mü? Hukuk çizgisinin dışında bir işlem yapılması mümkün mü? Bu çizginin dışına hiç kimse geçemez; hiç bir kamu kurumu geçemez; hiçbir yetkili geçemez? demiş; Suat Kılıç ?esas sorunun kaynağında apart yurt olarak işletilen yapılar vardır; bu yolda atılan adımlar tamamen iyi niyetli, masum adımlardır? demiş. Fatma Şahin, Muammer Güler de benzer şeyler söylemiş. Ben dün dememiş miydim başbakan bu sözünü geri almak zorunda kalacak diye; 1 gün geçmeden cevabı geldi; milletten tepki gelmese bildiklerini okumaya devam edecek hiç utanmadan öğrenci evlerine dalacaklardı; yemedi.
Adnan Keskin de kızları okullardan uzaklaştırmak için yapıldığını söyledi; haklı.
Bu tür şikayetlerde polis anne babayı haberdar edecekmiş; anne baba o gencin sahibi değil; sadece annesi ve babası; ve o genç istediği şekilde yaşamakta özgür; size mi kalmış 18 yaşını geçmiş bir kişinin ahlak bekçiliği?
Oysa 3 gün önce ne demişti başbakan; bir bakalım; ?Kişilerin müstakil özel evlerinde farklı gençlerin kalmaları ne denli uygun olabilir. Kızınıza oğlunuza böyle bir şeyi hoşgörü ile karşılayabiliyor musunuz?. Yarın anne olduğunuzda veya annesiniz bilemiyorum. Kızınıza çocuğunuza uygun buluyorsanız sizin için hayırlı olsun ama yasal düzenleme gerekirse yasal düzenlemeyi de yaparız.? Bu söylediklerine bakarsak oldukça kararlı görünüyor söylediklerinde; hiç öyle ?gerekirse o da yapılabilir? şeklinde değil konuşma; görüldüğü gibi. Mehter takımını çok sever ya; aynen onun gibi; iki ileri bir geri; ne güzel oldu ona; haddini bilmesi gerek artık.
Ve çıkıp o sözler için özür dilemeli; sen kimin çocuğunu kime şikayet ediyorsun; bu yetki ve salahiyeti nereden aldın; ben çocuğumun kızlı erkekli bir ortamda bulunmasından hoşnutsuz muyum da sen o işe burnunu sokuyorsun. Sen git iki kızın, iki oğlun ve onlardan olma torunlarına karış; karıştırtırlarsa elbette. Birde karına; başkasına lüzum yok; herkes kendi doğru bildiği gibi yaşamaya devam edecek nasıl olsa.    
Kadınlı erkekli bir meclis içinde yeni önerileri olacaktı elbette bu hamleyi bir atlatabilseydi; olmadı; umutlar başka sonbahara kaldı artık; yazık.
?Kadın erkek birlikte veya ayrı ayrı yemek yemenizde bir mahsur yoktur.?; kuran; nur suresi; 
Anayasanın 60 maddesini değiştirme işi de suya yatmış; CHP 4 parti katılımını şart koşmuş; olmamış; pek hayrına şeyler değildir zaten; akpnin elinden çıktığına göre; iyi olmuş.   
***Nasıl bir yasa bilmez, kural tanımaz cahil olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu bu anlamsız çıkışıyla; bir çuval inciri berbat etti. Bu kızlı erkekli evlerin denetleneceğini ilk söylediğinde Arınç ?düpedüz asparagas bir haberdir; bizim böyle bir yetkimiz yok; böyle bir düşüncemizde yok? demişti; Arınç bir hukuk adamı; neyin nasıl yürüyebileceğini biliyor ama bilmediği bir şey var; emrinde çalıştığı başbakanın ne denli deli olduğu; bu sözün ardından deli yine bildiğini okumaya devam etti; ?konuştuğumu inkar etmem; ne söylersem arkasında durarak söylerim? diyerek Arınç!a göndermede bulundu; o andan itibaren Arınç sustu; ta ki bakanlarının Erdoğan?ı yalanlayan açıklamalarına kadar; ve sonunda patladı; bakanları arkasına almış olmanın verdiği güç ile; ?başbakandan bir izahat bekliyorum? diyerek. Ve bir süreliğine aktif siyasetten çekileceğini açıkladı. Adam haklı; şimdiye dek olan her karşılıklı çelişmede susan Arınç oldu; canına yetmiş olmalı; bu defa üstüne üstlük haklı; yapsın bakalım başbakan izahatını; ne söyleyecek; sadece Arınç?a değil; bize de izahat yapmak zorunda; uzun uzadıya.
***? ?Ben açıklanacak her şeyi söyledim. Bu tür konular bir ya da iki defa konuşulur. Sürekli aynı şeyleri söylemenin anlamı yok. Açıklamalarımı farklı yerlere çekmenin de bir anlamı yok. Konuyu fuhuşa, zinaya, evlere paldır küldür girmeye kadar getirdiler. Ailelerin şikâyetleri üzerine bir açıklama yaptık, konuyu nerelere getirdiler.? demiş; dediğinden dönmek gibi bir niyeti yok anlaşılan; Aile Bakanlığı gerekli adımları atmak üzere çalışmalar yürütüyormuş; bu iş ona çok pahalıya patlayacak farkında değil. Gezi?de Arınç ?mesaj alınmıştır? dediğinde onunla birlikte geri adım atmış olsaydı bu kadar tepki toplamayacak; topluma bu kadar sevimsiz görünmeyecekti; sonuç olarak kime ne oldu; kendi prestiji zedelendi; onlarca insanın katili; yüzlerce insanın göz çıkaranı konumuna düştü. Bu defada Arınç?ı dinlemeyip bildiğini okumaya devam ederse yine kendisi zararlı çıkacak.
Ne demişti o zaman Erdoğan; bir hatırlayalım; ?Ne yaparsanız yapın. Biz kararı verdik. Gezi parkına AVM yapılacak?; ne oldu; yapabildi mi? Yapamadı elbette. O sözü havada asılı kaldı ve kalmaya da devam edecek. SEN KİMSİN; kendini milletin üstünde mutlak güç mü sanıyorsun; bu millet sana bu gidişle eşekten düşmeninde nasıl olduğunu tattıracak. Hitler de senin gibi kendini mutlak güç sanıyordu ama dünya var oldukça onu lanetlemeye devam ediyor; devam da edecek.
Hitler unutulmadığı gibi Atatürk te unutulmuyor; her insan yaptıkları ile kalıyor hafızalarda; dün 10 kasımdı; Anıtkabir her zamankinden çok daha fazla dolmuş bu 10 kasımda; kızlı erkekli her boydan insan orada; 3 yaşında bir çocuk ?Atatürk ne yaptı? diye sorulduğunda ?Atatürk bizi düşmanlardan kurtardı? diyor; Atatürk sevgisi her yaştan insandan insana aktarılmaya devam ediyor; ?Tayyip Erdoğan ne yaptı? diye sorulsa ne cevap verir acaba; olsa olsa ?ona, buna bağırdı? olur çünkü görünürde yaptığı başka bir şey yok. Atatürk?ün bağırıp çağıran bir bant kaydı var mı; yok; dünkü haber girişinde verdiler videosunu; ?sevgi ve saygıyla selamlıyorum? diyor; adam bir beyefendi; kasımpaşa maçosu değil. Siz hiç Erdoğan?ın ağzından böyle bir laf çıktığını duydunuz mu? Sevgi ve saygı sözünü?
Erdoğan Atatürkçülükle inatlaştıkça insanların Atatükçülüğü daha çok bileniyor; ama bir salak olduğundan bunun bile farkında değil; anladığında çok geçmiş olacak.
?Beni görmek demek mutlaka, yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.? Gazi Mustafa Kemal Atatürk
***Sancaktar adında bir dergi akit gazetesine tam sayfa ilan vermiş; üstünde sadece şu yazı var; ?olmasaydı da olurduk; 1881-1938?; elim ayağım soğudu ne olduğunu; ne demek istediklerini anlamaya çalışırken; İ.?ler; boşuna değil isimlerinin önünde İ. oluşu. 
Asıl siz olmasaydınız daha iyi olurdu. Ne duruyorsunuz ki; toplayın tası tarağı yallah bildiğiniz yere; burada size yer yok. Çünkü geçen yılki 10 kasımda 400 bin olan Anıtkabirin ziyaretçi sayısı bu yıl 1 milyon 100 bin olmuş; katlanarak çoğalıyoruz yani. 
***Sibel Üresin adındaki bir gerzek; ki akp belediyelerinin aile danışmanı imiş; ne demekse; başbakanın kızlı erkekli çıkışı hakkında konuşurken ?12 yaşındaki bir kız ergen olmuşsa evlenebilir, dinen hükmü budur. 60 yaşında bir erkekle evlenmesinin de benim için bir sakıncası yok, eğer kız istiyorsa. İnsanlar niye buna tepki gösteriyor anlamış değilim. Zina yapmak rahat olsun, ama ortada helalinden evlilik olduğunda yaş sınırı gibi abuk bir durum öne sürüyorlar. Dinde yaş sınırı yok. Evlenmede sadece ergen olma şartı ve aklın yerinde olma şartı var.? demiş; ayrıca ?Bize İran, Arabistan şeriatı mı geliyor diyorlar. Keşke gelse. Buna emin olun çok güzel yaşarız; dini anayasayı harika karşılarım, keşke öyle bir şey olsa? da demiş; kelimenin tam manası ile bir geri zekalı; beynin sululuk oranını ölçen bir alet olsa da keşke Sibel Üresin?in ki ölçülebilse; bunları adam yerine koyup ta orada burada ağırlayanlar da kabahat; adam değiller ki adam yerine konsunlar; kadın nesline; kendi nesline ihanet eden aşağılık, satılık şempanze. 
Evladı; bir kızı var mı bilmiyorum o geri zekalının ancak benim bir kızım var; üstelik 12 yaşında; üstelik 3-5 aydır da ergen; nasıl zor atlatıyor o 3-5 günü; nasıl zoruna gidiyor anlatamam; ben onun evlenecek; evlenmeye dayanabilecek kapasitede olduğunu hiç sanmıyorum; her gün benim yaptığım kadar ev işi yapacak ve gecede erkeğe hizmet verecek; öyle mi; 3 güne kalmaz ölür herhalde kızım; hala boyu uzuyor; bu ay bile uzadı; kilosu desen 40 kilo değil; kendi büyümesi bitmiş değil; karnında bir bebek mi büyütecek; ben gözümden sakınıyorum kızımı; bu nasıl bir vicdansız, ahlaksız bir kadın ki böyle fütursuzca konuşabiliyor; konuşuyorsan git kendi kızın için konuş; veya kendin gibi geri zekalıların kızları için konuş; onun, bunun kızına elini, dilini uzatma; sulu beyinli aşağılık yaratık; Allah bin belalarını versin o ve onun gibi aşağılık şıllıkları insan yerine koyup kanallarında ağırlayanların. Şimdi baktım; çıktığı kanal beyaz tv?ymiş; eh, uygun düşer; uyan Türkiyem programı; yani döndük dolaştı yine İ. ya ulaştık; bunların hepsi; kadını, erkeği İ. 
Bu Sibel Üresin, bu bilirkişilik salahiyetini neye dayanarak almış acaba; ordinaryus profesör mertebesinde olduğundan mı? Aynen soyadında dendiği gibi; ürüsün dursun köpek; ona ürümek düşer. Hoşt.
*** ?Dava arkadaşlığının gereği olarak biz meseleleri aramızda konuşur, çözüme kavuştururuz. Biz hep böyle yaptık ve bundan sonra da meselelerimiz kendi aramızda konuşacağız. Pusuda bekleyenler asla fırsat tanımayacağız.? demiş Arınç?a gıyabında; beraberken, benimleyken güçlüsün; gücünü benden alıyorsun; yoksa bir hiçsin diyor açıkça; dava arkadaşıymışlar; siyaset değil yani. Hangisinin cebi daha dolu; hangisinin daha boş acaba; paylaşamadıkları ne?
***Hüdaverdi tipli vali Hüseyin Avni Çoş yaptı yapacağını; kendini protesto eden birine tuttu; kavat dedi; gündeme oturdu; ileri kavat; geri kavat; kavatı öğrenmeyen kalmadı sayesinde; literatüre tam anlamıyla girdi; oysa oldukça unutulmuş terimler arasındaydı artık; kötü oldu bu iş; bu demektir ki en az bir yetmiş yıl daha unutulmayacak çünkü sayesinde çocukların beynine çoktan kazındı bile; görgüsüz herif; ne derler; it utansa don giyer; müfettişken Erdoğan?ı aklamaktan utanmamış ta kavat demekten mi utanacak?
Birde bu yedirmeyiz çıktı; onu yedirmem, bunu yedirmem; dokunulmazlıkları mı var; kendisi ?ananı da al git? diyince kimse kendini yemiyor nasıl olsa; kavat için niye yedirsin; hem geçmişten gelen bir bağları varmış; kendini aklamak gibi; adam haklı. 
***Gülen’le fena halde atışıyorlar dershane meselesi için; Arınç, Gülen’i arkasına almış olmasın? Böyle bir çıkışı kolay kolay yapmazdı çünkü; yukarıda rüzgarlar sert esiyor; görücez bakalım neler olacak. Benim için durum biraz karışık; dershanelerin olmasından yanayım; başbakanın fikrine karşıyım ama bu durumda Gülen’le aynı fikrimi paylaşmış oluyorum;)))
 

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *