***Bugün 11 ekim; 1 ekimden beri tv, internetten uzaktım; taşınıyordum; yer yerinden oynamışta haberim olmamış; dün akşam izledim haberleri; ortalık felaket! Kanal D haberlerini izledim; erdoğanla arayı iyi tutmaya kararlı olan kanal D nin haberleri iyice bir tip olmuş; iki gurup diyor Gaziantep?teki bin kişilik olaylar için; tarafların adı yok sanki; milliyetçiler ve pkk; Bingöl?deki saldırıyı düzenleyenin adını pkk olarak söyleyemiyor; izlenecek gibi değil; resmen komedi!
Ama ortalık fena karışmış; çokta anlayabilmiş değilim ama sanırım milliyetçiler olaya el koyuyorlar; öyle bir durum var gbi; asayiş elden gitmiş.
***Haberlerden aklımda kaldığı kadarıyla c.b. ödeneği %100?e yakın arttırılarak 397 milyona çıkarılmış; sarayının inşaatıda bitti; daha neye harcayacak paraları acaba? Oda bir yetenek; böylesi bir para harcama muhayyilesi herkese özgü değil; sormak lazım; ?dedende mi padişahtı? diye. Mültecilere ayrılan ödenek ise 1 milyonmuş; gelen ve gelecek olan mülteci sayısı düşünülürse padişaha ayrılan paranın nasıl bir para olduğu daha çarpıcı bir biçimde ortaya çıkıyor.
***Yeni evimin yakınında askeri birlik var; talimdeki askerlerin sesleri duyuluyor her gün; ?her şey vatan için, her şey vatan için?. Bu sözü çok unutmuş gibiyiz son günlerde; neyseki bir komiser tekrardan hatırlattı bize bunu; Bingöl suikastini gerçekleştiren pkklıların cenazesinde; ağzına sağlık; bu vatandaki herkes vatan haini değil ya; vatan evlatlarıda var elbette! Herkes ayağını denk almalı; baştada adına şimdi c.b. denen kişi; bu işin nerelere varabileceği, ne boyutlara taşınabileceği hiç belli değil.
Onun ardından c.b. denen zatta pkkya veryansın etmeye başladı; komiserden kapağını almış olmalı; hem çözüm süreci diyerek polisin elini kolunu bağlayacaksın hemde polislerin öldürülmelerine seyirci kalacaksın; herhalde baktı kabak kendi başına patlayacak, ne de olsa onun başının altından çıktı bu işler; açılım süreci, çözüm süreci diye diye; ki başı zaten kabak; çok geç olmadan önlemini alıyor; o dalga bir yayılmayagörsün; ki başladı bile; kimse durduramaz akacak kanı.
Türkiye için tam temizlik, tam ferahlık zamanı; bunun böyle olacağı belliydi zaten; nereye kadar gidecekti ki zaten bütün bu sakatlıklarla!
***Bugün Y. Özdil yazmış; pahalı Amerikan askeri yerine ucuz Türk askeri savaşa gidecek diye! :(( Işid sanki bizi ilgilendiriyor; gelir antepe dayanırsa başka ama biz niye onların arasına, içlerine gidiyoruz ki, halepte, lazkiyede, hasekede ne işi var mehmetçiğin; Suriyeliyi savunmak bize mi farz?
***Anadolu liselerinde taban puan kalkmış, grçen yıla kadar 450 nin altında öğrenci almayan anadolu lisesi bu yıl 350 ye kadar varan puanlarla öğrenci alıyormuş; her hafta sirkülasyon oluyormuş okullarda, ki açılalı 1 ay oldu, bugün 18 ekim; 250 kişilik bir anadolu lisesinde her hafta 100 kişilik kontenjan boşluğu oluyor, ertesi hafta yine aynı şey tekrarlanıyormuş; anadolu liselerini halletmeyi başarmışlar yani; bu arada imam hayip liselerinin taban puanı düşürülmemiş, hala 450 ymiş; eğitim dediğin imam hatiplerde olur yani, anadolu liselerinde mi olsun!
***Emin Çölaşan?ın yazılarına toplu bir göz attım; pkk ciner holdingten güneydoğudaki yatırımları için vergi istemiş, yani haraç, sizden başka herkes veriyor haracı diye birde tehdit etmişler, alo fatih bu konuda akıl istiyor Taner Yıldız?dan tapelerde; iş çığrından çıkalı çok olmuş yani. ?Suriye?yi devirmek için ışidi güçlendirdi, şimdi ışidi yok etmek bahanesiyle pkk ile beraber mehmetçiği ışidin üzerine salıykor ki yine Suriyeyi devirebilsin? diyor, hesap bu kadar açık, adam kafayı taktı bir kere esada, oradan ileri gidemiyor.
***?Neredesiniz Necdet bey? demiş bugün Emin Çölaşan, bence yer yarıldı, yerin dibine girdi, yerin dibine batasıca, kendiyle beraber bizide sokacak yerin dibine; adam diye hala geziyor ya ona şaşarım, git istifa ette hiç değilse ?adamdı? desinler; adam değil ki adam densin!
***Bunlar çözümün çözüldüğü günler olmalı; pkk, pyd, Türk askeri hep birlikte ışide karşı; hiç olmayacak denen şeyleri oldurttu tayyip padişah, yaralı, kırgın ve üzgünüm; Türk askeri pkk ve pyd ile aynı safta yer aldığı için, içim buruk, askeri brlikten gelen sesleri bile duymak istemiyorum artık, oysa daha 20 gün önceö dinlerken neşe kaplıyordu içimi.Yine Emin Çölaşan yazmıştı sanırım, veya bir diğer sözcü yazarı, hepsi birbirinden kıymetli, bu ay yapılan piyasa araştırmasında kararsızlar chp?den fazla, mhp?ninse iki katıymış, müstehektır onlara, gözü kör olasıcalar, bir ilkokul mezunu ayar ve değerindeki şerefsize ortalığı kaptırıp eline bir dolu koz verdiler, hiçbirinden ne köy olur nede kasaba.
***Az önce cuma olduğu için kızımın okulunda İstiklal Marşı okundu, daha ne kadar duyacağımız bile kuşkulu; oysa on yıl önce, tayyip padişah başa geçmeden önce böyle bir kuşkuya mahal yoktu. Tam anlamıyla ülkenin içine sıçtı.
Eyyy, akp?ye oy verenler, bu hal ve gidişattan hoşnut musunuz? Memnun olunacak bir yanı yok elbette. Eyyy, akp?ye oy verenler, verdiğiniz oylarla övünüyor musunuz? Övünülecek bir yanı kalmadı, zaten yoktu.
Dinsiz, imansız pkk ile dinci geçinen akp elele verip bu devleti bitirme birliği yaptılar; dünyanın en büyük ordusu diye tanıtılan ve bununla onurlandığımız Türk ordusu bir avuç pkklı önünde diz çöktürüldü.
Memnun musunuz eyyy akp?ye oy verenler!
***3 askerimiz yüksekovada şehrin orta yerinde ve güpegündüz öldürülmüşler, her ne kadar öldüren pkk olsada bu ve çözüm süreci başladıktan sonraki ölümlerin baş sorumlusu rte?dir. Ve elbette bundan sonra olacaklarında. Bizim askerimiz, polisimiz çözüm süreci diyerek engelleniyor, pkkya birşey yapamıyor, yapamadığı gibi birde ördek niyetine avlanıyorlar, rte şerefsizi çıksın ve bu 3 ölümün hesabını versin, Allah tez elden onada evlat acısı yaşamayı nasip etsin inşallah, amin.
****Her gün car car car çıkar konuşur, ortada 3 yiğidin ölüsü var, ortalarda yok, köpeklerini konuşturuyor, erkeksen çık hesp ver bu millete, eminenin eteğini giyip saklanma, davidof söylüyor, ?misilleme yapılamazmış? ne yapılabilir, analarını mı kaldırsınlar dağa, yapılabilir olanı söylesinler, yapılamayanı değil? kıçları yetmiyor elbette misilleme yapmaya, onlarda o kıç nerede, mıymıylar iktidarı, sizin her yeriniz iktidar olsa ne olur, ne şehittir ne gazi, bok yoluna gitti niyazi, onlar şehit falan değil, bu vatan için değil akpnin, erdoğanın keyfi için öldüler, hepsi murt gitti, ve böyle giderse murt gitmeye devam edecek.
***Gözümüz aydın, pkk çözüm sürecini tek taraflı olarak feshetmiş bulunuyor, tabi bizimkiler anlar veya anlamak isterlerse, yaşanan ölümlerden sonra şimdide bir madene götürülmekte olan 400 kg patlayıcı ham maddesini gasp etmiş, ham maddesi 400 kilo ise patlayıcının kendisi tonlarla ifade edilir haliyle, onca patlatıcıyı nerede kullanmayı tercih eder pkk acaba?
Ne yapmalı, gidip kapılarına kapanıp özürler mi dilemeli, ben ettim, sen etme diye!
Hüseyin Yaymam öyle yapmış ya, bugün Müyesser Yıldız dikkat çekmiş bu konuya; baş yalaka Hüseyin Yayman bu son 3 ölümün ardından “Hükümet geç olmadan Öcalan?ı Kandil?le görüştürüp, bu yaşananlara son verdirmelidir.” demiş, baş yalaka dedim ya, boşuna demedim elbette.
Eski adı ile soytarı deniyordu bunlara değil mi! Padişaha dalkavukluk edenlere.
***Bir felaketler ülkesi olmamız AKP ile eşzamanlı olmalı, çünkü AKP iktidar olalı beri kaç bayramı ıska geçtik, kimi haklı, kimi boşa sebeplerle, ancak kesin olan şu ki AKP iktidar olalı beri milli felaket sayılabilecek facialar cidden arttı, geçmişte bir bayramı kutlamayı engelleyecek büyüklükte felaketler olmazdı, şimdi sık sık, üst üste oluyor. Yine maden faciası oldu da!
Bunların hiçbirinde ar, yüz, utanma, aranma yok; 3 ayda bir madenci ölümleri oluyor ve hiç utanmadan geçiyorlar kamera karşısına; enerji bakanı Taner Yıldız ve çalışma Bakanı Faruk Çelik’ten bahsediyorum, birde yalandan asmıyorlar mı suratlarını, her yerlerinden sahtekarlık akıyor; sanki onlar değilde benim o ölümlerin sorumlusu; ne diyor çalışma bakanı; “madeni kapatıyorlarmış, 50 kişi araya giriyor, maden yine açılıyormuş”; itirafın böylesi az görülür, bu sizin nasıl paraya endeksli bir iktidar olduğunuzu gösterir; insana değil paraya taptığınızı.
***Şimdiye dek, benimde bildiğim, şahit olduğum yakın tarihimiz boyunca pek çok başbakan, c.b. eleştirildi, yerden yer vuruldu ancak rte bunların hepsini gölgede bırakır cinsten çünkü o hem faşist, hem yobaz, hem bağnaz, hem kışkırtıcı, hem iş bilmez, hem, hem, hem. Geçen gün Emin Çölaşan, Süleyman Demirel’den sevgi ve saygıyla bahsetmiş, eminim zamanında hakkında pek çok eleştiride bulunmuştur, aradan geçen zamanda beterin beterini gördük ne de olsa; Süleyman Demirel adammış, insanmış dedirtti bize; ancak bir gün rte için bu yumuşamanın gerçekleşeceğini hiç sanmıyorum, o kadar keskin, o kadar bileyici ve o kadar namussuz ki, tarih onu asla affetmeyecek. Cumhuriyet tarihinin en başarısız, saygısız, sevgisiz, gaddar, bir o kadarda nemrut başbakan ve c.b. olarak anılacak, ve inşallah.
***Dün, 30 ekimde toplanan MGK toplantısından çıkan bildiri şöyle; “sürecin oluşturduğu olumlu atmosferi ve huzur ortamını bozmaya yönelik provakatif olaylara karşı kamu düzeni ve güvenliğini koruma konusundaki kararlılık teyit edilmiştir.” Yani bunun meali “asker ve polis öldürülmeye devam etsede biz izlemeye devam edeceği” oluyor. Asker ve polis çıksın, hep bir ağızdan, “ölmeye, ölmeye geldik” desinler bari. Türk devletinin bu denli acze düşeceği kimin aklına gelirdi, hey gidi hey, 12 Eylül, toy gençlere kök söktüren 12 Eylül, Kenan Paşa, çık seyret ardında bıraktığın yıkıntıyı. Takunyacılarda sizi madara etti ya, oh olsun!
Devlet, devletin güvenliğini sağlayan asker ve polisinin güvenliğini sağlamaktan aciz, bu nasıl iş?
***Emine Ülker Tarhan, CHP’den istifa etmiş, iyi yapmış, adının daha fazla kirlenmesinin bir manası yok.
***Bir aydır yeni taşındığım iki buçuk odalı eve yerleşmeye çalışıyorum, helak oldum, bedenen ve madden, bin odalı bir yere yerleşmek nasıl bir şeydir acaba, ne kadar insan, insan gücü, emek ve para gerektirir? Kullanıma geçtiğinde kaç tuvalet temizleyicisi gerektirir, 100, belki 200, bin odası olduğuna göre en 200, 300 tuvaleti vardır oranın, temizleyenlere Allah kolaylık versin, ben iki tanesiyle zor baş ediyorum burada.
Beyaz saray bile altı katı küçükken bu ne gözü doymazlık, görmemişliktir; piramitlerde yapıldığı zamana göre çok ihtişamlı ama yaptıranları içinde yatıyor, ona da nasip olur inşallah, tez günde.
Ankara’nın orta yerinde insanların gidip döner yediği, mangal yaktığı, bir nefes aldığı tek alan olan Atatürk orman çiftliğinin üstüne kondu, sanki Atatürk o arsayı ona miras bırakmış, görgüsüz, bir laf vardır, sonradan görme, gâvurdan dönme.
***Sigara içen birini azarlamış ya, Google’a “Erdoğan vatandaşı azarladı” yazacaktım, “Erdoğan vatandaşı” yazar yazmaz “dövdü, yumrukladı, azarladı” seçenekleri çıktı, ne ayıp, T. C. için görülmemiş bir şey, aynı sözü pek çok eski, yeni siyasetçi için yazdım, hiçbirinde benzer bir yazı çıkmadı. Bizde “adın çıkacağına canın çıksın” derler, adı çıkmış bir kere, neyse, asıl yazmak istediğim o sigara vakası, o nasıl bir sinirlilik hali, asabiyet anlaşılır gibi değil, sinirden yüzü pancar kesilmiş, İBB yatıştırmaya, sakinleştirmeye çalışıyor, nafile; önüne gelene sataşıyor, sinirleri bozuk, bunu görmemek için kör olmak gerek, o sinirle bu ülkede söz hakkı sahibi olması çok yanlış. Bir doktora görünse iyi olur.
Geçtiği sokakta içilen sigarayı kendine saygısızlık olarak addediyor ve olmadık sataşmayı yapıyor, buna dengesizlik denir, çalmak, öldürmekte yasak ama çalan çalmaya, öldüren öldürmeye devam ediyor, kaldı ki adam altı üstü sigara içiyor, bunda bu kadar abartılacak, sinirlenilecek ne var? Ak’saraydan sonra kendini padişah bizide tebaası olarak mı görmeye başladı yoksa? Kendi bilmiyor mu seveninden çok nefret edeninin olduğunu? Seçmen sayısı göz önüne alındığında c.b. seçilme yüzdesi 30’larda. Onun bizden nefret etme, kin gütme hakkı varda bizim ondan nefret etme, kin gütme hakkımız yok mu? Sevgi ve nefret karşılıklıdır, ne verirsen onu alırsın.
***Bugün 4 Kasım salı, Kılıçdaroğlu , CHP gurup toplantısında şahane konuştu, öğlen saatinde canlı izledim; ak’sarayla batırılan trilyonlara değindi, eski parayla 1 katrilyon 370 trilyona mal olacakmış, bunun 963 milyonu şu ana dek harcanmış; iktidar olduklarında o binayı odtü’ye vereceklerini söyledi, o an sarılıp gözlerinden öpesim geldi, bir de baktım alkışlıyorum;))); o kadar şiddetle alkışlamıştım ki ellerim acımış; kendimden geçmişim; şundan eminim, o Aksaray’da üniversiteli gençlerin ayak sesleri olmadan Atamın ruhu asla huzur bulmayacak.
Bir umut, bir ışığa o kadar ihtiyacımız var ki, hepimizin, bu iktidar bitmiştir dedi, yeter diyin, söz milletindir diyin dedi; Emine Ülker Tarhan’ın gidişi etkili olmuş olmalı, kopuşların devamı gelmesin diye böyle etkili konuştuğunu düşünüyorum, her neyse, konuşma iyiydi, böyle giderse çok şeyleri değiştirebilir. Allah’ım bizi kurtar bu zalimin elinden.
***O konuşmayı kanal D haber yayınlamadı, bu ara Ülker’in, next level, pasifik inşaatın reklamları kanal D ve CNN Türk’te boy boy, bu haberleri pas geçme karşılığında elbette. Satılık vatan, alan var mı?
Ak’saray’a harcanan para ile 29 bin yaşam odası odası alınabilirmiş, son uçağı ise 400 milyonmuş. Örtülü ödenektende bu yıl 875 milyon harcanmış, ellere varda bize yoh mi!
***O para şimdiki parayla 1 milyar 370 milyon lira ediyor, kiracı olarak yeni taşındığım dairenin satılık değeri yaklaşık 400 bin lira, hadi düz hesap 500 diyelim; oturduğum evin 2740 katı değerinde ak’saray, 100 bin lirayada ev var, yani 2740’ın 5 katı; 13 bin 700 daire; ortalama bir ilçe nüfusunun 20 bin olduğu düşünülürse, ki ev, hane sayısı değil, nüfusu, bir ilçeden çok daha büyük bir maliyet, ben elbette o daireyi satın alacak param olmadığı için kiracı olarak oturuyorum, ama o ak’saraya satın aldığım herşeye ödediğim %8, %18’vergiyle, ödediğim trafik cezalarıyla, her türden bahane ile katkıda bulunuyorum, onun harcında benimde emeğim, param var, ama oturduğum ev benim değil onun için ayrıca kira ödüyorum; bilmem anlatabildim mi?
İçinde meclisi, başbakanlığı, diğer bakanlıkları da barındırsa anlayacağım da bir cumhurbaşkanlığı için gerçekten çok büyük ve şatafatlı değil mi; ne gereği var; bu aşırılığı, müsrifliği Erdoğan’a pahalıya patlayacak gibi görünüyor. Altı üstü 43 bin lira maaşı olan bir adam; ki yeni zamla; milyarları havada savuruyor.
Kaç’ak’saray.
Gaspçı Erdoğan, milletin Atatürk orman çiftliğini gasp etti, hemde millete sormadan.
***Cumhurbaşkanı, başbakan, milletvekilleri vs. nin maaşlarına %10 zam yapılmış, gerçek enflasyon değerinde, memura, işçiye, emekliye %3; çok işini biliyor bunlar.
Trafik cezalarına gelen zamlarda öyle, %10; paranın kaymağı oradan geliyor ne de olsa; vergilerde öyle, %10; enflasyonun tek gerçek olarak yansımadığı yer milletin cebi; her sene böyle böyle azaltılarak milletin boğazından kesiliyor, örtülü faşizm.
***Ortalık bu kadar çalkalanınca cevap vermek zorunda kaldı, “o bina devletin prestijiymiş”; kendim için birşey istiyorsam namerdim diyor yani; peki öyle de niçin kendi başbakanken o binanın adı başbakanlık binası, kendi c.b. iken c.b. binası oluyor, biz kısaca ona Erdoğan’ın binası desek daha münasip olmaz mı?
Ayaklar altında gezen devletin prestijini bir bina mı kurtaracak; c. b. köşkünün suyu mu çıkmıştı, orayı beğenmeyecek kadar büyük adam mısın? Bu Köşk’ler, saraylar bunlara özgü, yeni çıktı, şimdiye dek ne duyduk ne gördük böyle bir saltanatı, köşklerden köşk beğeniyor beylerim, huber Köşk’ü, Vahdettin Köşk’ü, o Köşk’ü, bu Köşk’ü, 12 Eylül cuntasında bile böyle bir saltanat sürülmedi, Kenan Evren, Turgut ÖZAL neleri, ne fırsatları kaçırmışlar meğerse.
Onlar saltanat süredursunlar, Ankara’yı Libyalı, Suriyeli istila etmiş durumda, üstelik Libyalılar bizden daha çok kira ödeyebildikleri için daha çok tercih ediliyorlar, her sokak başında bir Arap elbiseli adama rastlayabiliyorsunuz, bu mu senin ülkenin prestiji?
Zinhar, karılarının gözleri doymuyor olmalı ihtişama, bize muhteşem Yüzyıl’ı izletip kendileri muhteşem Yüzyılda yaşıyorlar, 3 odalı evi temizlemekten saraylarda kraliçeliğe yükseldiler ne de olsa; dadılar, Lala Paşa’lar, bacı kalfalar, ahhhhh, ah. Abdullah Gül bırakıp gidemiyor o ihtişamı baksanıza, 3 ay oldu c.b. biteli, hala devletin kesesinden yiyip içmeye devam ediyor, huber Köşkü’nde.
Elin Libyalısı benim ülkemde benden daha refah içinde yaşıyor; işte senin prestijin, prestijini belirleyen şey bu, demek ki Libyalılar bizden daha iyi yöneten bir rejime sahip; milletini refah içinde yaşatan.
Prestijini belirleyen başka şeylerde var, mesela her gün kocalar karılarını boğazlıyor, öldürüyorlar, bu senin prestijin, çünkü son on yıldır tavan yaptı, yani seninle birlikte; hiç araştırma yaptırdın mı bunun altında ne gibi sebepler var, nasıl önlenebilir diye, çünkü her gün anneler mezara, babalar hapse gidiyor, çocuklar ortada kalıyor, o çocukların şu anı ve geleceği de senin prestijin, bu ölümlerin nedeni senin kuşa çevirdiğin maaşlar ve maddi sıkıntı olabilir mi mesela?
Her gün madenlerde insanlar ölüyor ve o madenlere hala yaşam odaları konmuyor, o insanlar her gün Allah’a emanet giriyorlar madene, bu da senin prestijin. Yırca, Manisa’da insanların “ağacıma dokunma” diye feryat etmelerine karşın zeytin ağaçları kesiliyor, santral yapımı için; altı bin zeytin ağacı kesilmiş, bu benim prestijim mi, elbette senin prestijin. Ülkenin her yerinden nükleer santrallere hayır, Hidroelektrik santrallerine hayır feryatları yükseliyor, “suyuma, toprağıma dokunma” diyorlar sana, bunları duyuyor musun? Bunların hepsi senin prestijin, Apo’ya boyun eğmiş olmanda elbette, o Aksaray o prestijini düzeltebilir mi sanıyorsun, eski Türk filmlerinde olurdu, dolmuşçular “Aksaray, aksaray, dolmuşa 1,2” diye bağırırlardı, iş ona döndü, aksarayla ilgili olarak bizi dolmuşa getiremeyeceksin.
Unutmuşum, yollarda trafik polisi kılığı ile gezen tahsilatçılarının trafik cezası adı altında kotardığı haraçlarda senin prestijin, sen bozdurup bozdurup harcayasın diye. Torlayıp toplayıp desem daha uygun olur aslında.
Tarlada para etmeyen benim soframa geleceği zaman ateş pahasıysa, insanların sefaleti arttıkça yapılan camilerin sayısı ve ihtişamı da artıyorsa, evet, bunlar senin prestijlerin zaten. Markette “yenilebilir nitelikte” peynir, zeytin, süt, tereyağı, yoğurt bulamıyorsam bu da senin prestijin.
Aslına bakarsanız birazda fesatlık bizde var, hiç iyi yanından bakmıyoruz olaya, adamı iyice zebellah ettik, bin odaya ikişer kişi yerleştirilse, ki bu en az sayı, 2,5 milyonluk işsiz sayısından 2 bin kişi eksilecek demektir; bu kadar da kahredici olmayalım yani;)))
İlerleyen zaman içerisinde de o en az 2 bin kişi olan çalışanın maaşları ödenecek; 2 bin kişi x 2 bin lira maaş desek ayda 4 milyoncuk mu eder, 2 kere 2 dört, bunun temizlik çalışanları, yemek çalışanları, çamaşırcısı, ütücüsü, aşçısı derken epey bir külfeti çıkar, kimin cebinden çıkacak bu paralar; yollarda, her yerde, her sebeple soyulan milletin.
Oranın bir aylık temizlik malzemesi masrafıyla ben ömrümün sonuna kadar elimi ayağımı oynatmadan paşalar gibi yaşarım herhalde.
Hep “sen kimsin” diyor ya, kime olursa, ben sen kimsin demeyeceğim belki ama hatırlatacağım ki “sen 43 bin lira maaşlı bir devlet memurusun”; üst rütbelide olsan; “köylü bu milletin efendisidir”; diyen bir Cumhurbaşkanı’nın ardılısın, bunu hatırlatmaya gerek varmış gibi bir durum var ortada çünkü, emrinde on binlerce kişi çalıştırmakta neyin nesi? Güneydoğu Ağası mısın, orada bile kalmadı ağalık, senin bu ağalık kimlerden kalma?
***Yılmaz Özdil “her şeyi sattı, şimdi ak’saray milletindir diyor” demiş, doğru söylemiş.
Bir başka WordPress blogu.
- A, Ana Sayfa 1
- Aşk Şarkılar Mart’10
- Aşk, Aşk 1 Mart’10
- Bilg. Bağımlılığı 1 Mart’11
- Bilg. Bağımlılığı 2 Aralık’11
- Eğitim Nisan’10
- Estetik Ameliyat 1 Mart’10
- Estetik Ameliyat 2 Aralık’11
- Estetik Ameliyat 3 Ağus.’12
- film, 2018
- Film, komedi
- Film, Türk
- Film, yabancı
- Gündem 1 Ekim’11
- Gündem 1a Ekim’11
- Gündem 1b Nisan’12
- Gündem 1c Mayıs’12
- Gündem 1d Haziran’12
- Gündem 1e temmuz’12
- Gündem 1f ağustos’12
- Gündem 1g eylül’12
- Gündem 1h eylül’12
- Gündem 1ı Ekim’12
- Gündem 1j Ekim’12
- Gündem 1k Kasım’12
- Gündem 1kk Kasım’12
- Gündem 1l Aralık’12
- Gündem 1ll Aralık’12
- Gündem 1m Ocak’13
- Gündem 1mm Ocak’13
- Gündem 1n Şubat’13
- Gündem 1o Mart’13
- Gündem 1oo Mart’13
- Gündem 1p Nisan’13
- Gündem 1pp Nisan’13
- Gündem 1ppp Nisan’13
- Gündem 1r Mayıs’13
- Gündem 1rr Mayıs’13
- Gündem 1rrr Mayıs’13
- Gündem 1rrrr Mayıs’13
- Gündem 1s Haziran’13
- Gündem 1ss Haziran’13
- Gündem 1sss Haziran’13
- Gündem 1ssss Haziran’13
- Gündem 1t Temmuz’13
- Gündem 1tt Temmuz’13
- Gündem 1u Ağustos’13
- Gündem 1uu Ağustos’13
- Gündem 1v Eylül’13
- Gündem 1vv Eylül’13
- Gündem 1vvv Eylül’13
- Gündem 1y Ekim’13
- Gündem 1yy Ekim’13
- Gündem 1yyy Ekim’13
- Gündem 1z Kasım’13
- Gündem 1zz Kasım’13
- Gündem 2a Aralık’13
- Gündem 2aa Aralık’13
- Gündem 2b Ocak’14
- Gündem 2bb Ocak’14
- Gündem 2c Şubat’14
- Gündem 2cc Şubat’14
- Gündem 2ccc Şubat’14
- Gündem 2d Mart’14
- Gündem 2dd Mart’14
- Gündem 2ddd Mart’14
- Gündem 2dddd Mart’14
- Gündem 2e Nisan’14
- Gündem 2f Mayıs’14
- Gündem 2ff Mayıs’14
- Gündem 2g Haziran’14
- Gündem 2gg Haziran’14
- Gündem 2h Temmuz’14
- Gündem 2hh Temmuz’14
- Gündem 2ı Ağustos’14
- Gündem 2ıı Ağustos’14
- Gündem 2j Eylül’14
- Gündem 2k Ekim’14
- Gündem 2l Kasım’14
- Gündem 2m Aralık’14
- Gündem 2n Ocak’15
- Gündem 2o Şubat’15
- Gündem 2p Mart’15
- Gündem 2r Nisan’15
- Gündem 2s Haziran’15
- Gündem 2ss Haziran’15
- Gündem 2sss Haziran’15
- Gündem 2t Temmuz’15
- Gündem 2u Ağustos’15
- Gündem 2v Eylül’15
- Gündem 2y Ekim’15
- Gündem 2z Kasım’15
- GÜNDEM 3a Aralık’15
- Günlük 1 Mart’10
- Günlük 1 Mayıs’10
- Günlük 1a Eylül’11
- Günlük 1b Ocak’12
- Günlük 1c Mart’12
- Günlük 1d Haziran’12
- Günlük 1e Temmuz’12
- Günlük 1f Ağustos’12
- Günlük 1g Eylül’12
- Günlük 1h Kasım’12
- Günlük 1l Ocak’13
- Günlük 1ll Ocak’13
- Günlük 1m Şubat’13
- Günlük 1mm Şubat’13
- Günlük 1n Mart’13
- Günlük 1nn Mart’13
- Günlük 1o Nisan’13
- Günlük 1oo Nisan’13
- Günlük 1p Mayıs’13
- Günlük 1pp Mayıs’13
- Günlük 1r Haziran’13
- Günlük 1s Temmuz’13
- Günlük 1t Ağustos’13
- Günlük 1u Eylül’13
- Günlük 1v Ekim’13
- Günlük 1vv Ekim’13
- Günlük 1y Kasım’13
- Günlük 1z Aralık’13
- Günlük 1zz Aralık’13
- Günlük 2a Ocak’14
- Günlük 2aa Ocak’14
- Günlük 2b Şubat’14
- Günlük 2bb Şubat’14
- Günlük 2c Mart’14
- Günlük 2cc Mart’14
- Günlük 2d Nisan’14
- Günlük 2dd Nisan’14
- Günlük 2e Mayıs’14
- Günlük 2ee Mayıs’14
- Günlük 2f Haziran’14
- Günlük 2ff Haziran’14
- Günlük 2g Temmuz’14
- Günlük 2gg Temmuz’14
- Günlük 2h Ağustos’14
- Günlük 2ı Eylül’14
- Günlük 2ıı Eylül’14
- Günlük 2j Ekim’14
- Günlük 2jj Ekim’14
- Günlük 2k Kasım’14
- Günlük 2l Aralık’14
- Günlük 2m Ocak’15
- Günlük 2n Şubat’15
- Günlük 2nn Şubat’15
- Günlük 2o Mart’15
- Günlük 2oo Mart’15
- Günlük 2p Nisan’15
- Günlük 2pp Nisan’15
- Günlük 2r Mayıs’15
- Günlük 2s Haziran’15
- Günlük 2ss Haziran’15
- Günlük 2t Temmuz’15
- Günlük 2tt Temmuz’15
- Günlük 2u Ağustos’15
- Günlük 2uu Ağustos’15
- Günlük 2uuu Ağustos’15
- Günlük 2v Eylül’15
- Günlük 2vv Eylül’15
- Günlük 2y Ekim’2015
- Günlük 2z Kasım’15
- Günlük 3a Aralık’15
- Günlük 3b Ocak’16
- Günlük 3c Şubat’16
- Günlük 3d Mart’16
- Günlük 3e Nisan’16
- Günlük 3f Mayıs’16
- Günlük 3g Haziran’16
- Günlük 3h Temmuz’16
- Günlük 3ı Ağustos’16
- Günlük 3j Eylül’16
- Günlük 3k Ekim’16
- Günlük 3l kasım’16
- Günlük 3m Aralık’16
- Günlük 3n Ocak’17
- Günlük 3o şubat’17
- Günlük 3p mart’17
- Günlük 3r nisan’17
- Günlük 3s mayıs’17
- Günlük 3t haziran’17
- Günlük 3u temmuz’17
- Günlük 3v ağustos’17
- Günlük 3y eylül’17
- Günlük 3z ekim’17
- Günlük 4a kasım’17
- Günlük 4b aralık’17
- Günlük 4c ocak’18
- Günlük 4d şubat’18
- Günlük 4e mart’18
- Günlük 4f nisan’18
- Günlük 4g mayıs’18
- Günlük 4h haziran’18
- günlük 4ı temmuz’18
- Günlük 4j ağustos’18
- günlük 4k eylül’18
- Günlük 4l ekim’18
- günlük 4m kasım’18
- günlük 4n aralık’18
- günlük 4o ocak’19
- günlük 4p şubat’19
- günlük 4r mart’19
- günlük 4s nisan’19
- günlük 4t mayıs’19
- günlük 4u haz.tem’19
- günlük 4v ağustos’19
- günlük 4y eylül-ekim’19
- günlük 4z kasım’19
- günlük 5a aralık’19
- günlük 5b ocak’20
- günlük 5c şubat’20
- günlük 5d nisan’20
- günlük 5e mayıs’20
- günlük 5f haziran’20
- günlük 5g temmuz’20
- günlük 5h ağustos’20
- günlük 5ı eylül’20
- günlük 5j kasım’20
- günlük 5k aralık’20
- günlük 5l ocak’2021
- günlük 5m şubat’21
- günlük 5n mart’21
- günlük 5o nisan’21
- günlük 5p haziran’21
- günlük 5r ağustos’21
- günlük 5s ekim’21
- günlük 5t ocak’22
- günlük 5u şubat’22
- haşimato ocak 2020
- Hitit ayaş termal, doğan jeotermal şirketler grubu 1 Mayıs’12
- Hitit ayaş termal, doğan jeotermal şirketler grubu 2 Mayıs’12
- Hitit ayaş termal, doğan jeotermal şirketler grubu 3 Mayıs’12
- Hitit ayaş termal, doğan jeotermal şirketler grubu 4 Ağustos’12
- Kadın Erkek Mart’10
- Kadın Olmak Mart’10
- Kadın, Acı Nisan’10
- Kadın, Dayak, Din Mart’10
- Kadın, Miras, Hak Nisan’12
- Kadın; 8 Mart, Mart’12
- Kadın; Alışveriş Mayıs’10
- Kadın; Çok Eşlilik Ekim’11
- Kadın; Düş Kırıklığı Kas.’11
- Kadın; Güzellik Mart’10
- Miyom 1 Ocak’13
- Miyom 2 Mart’13
- Sağlık Dr. Öz 1 Ekim’11
- Sağlık Dr. Öz 2 Mayıs’13
- Sağlık Dr. Öz 3 Ekim’13
- Sağlık Dr. Öz 4 Aralık’13
- Sağlık; Beslenme Mart’10
- Sağlık; bpa, göz 2011
- Sağlık; Güneş Haziran’11
- Sağlık; İlk yardım Şubat’12
- Sağlık; Kazalar Mayıs’11
- Sağlık; Kilo, 2011
- Sağlık; Ortodonti Şubat’11
- Sağlık; Saç Mayıs’10
- Sağlık; Şeker, Tans. Nis.’10
- Sağlık; Sigara Nisan’10
- Sağlık; Yavuz Dizdar Nisan’12
- Sezaryen 1 Mart’10
- Sezaryen 2 Mart’10
- Sezaryen 3 Mart’10
- Sezaryen 4 Şubat’11
- Sezaryen, 38 Hafta Ekim’11
- Sezaryen; Yorum Mart’11
- Yaşam; Eşcinsellik Mart’10
- Yaşam; Trafik 2012
- Yaşam; Tüketici Kasım’10
- Yaşam; Umut Taciri Haz.’11
- Yaşam; Yol; Eylül’11
- Yaşar Nuri Öztürk 1 Ocak’12
- Yaşar Nuri Öztürk 2 Mart’12
- Yaşar Nuri Öztürk 3 Mayıs’12
- Yaşar Nuri Öztürk 4 Kasım’12
- Yaşar Nuri Öztürk 5 Ocak’13
- Yemek İpuçları
- Yemek Lokantalar
- Yemek, Dünya 1
- Yemek, Dünya 3
- Yemek, Dünya, Kahvaltı
- Yemek, Dünya’dan
- Yemek; Akdeniz
- Yemek; Doğu Anadolu
- Yemek; Ege
- Yemek; G. Doğu Anadolu
- Yemek; İç Anadolu
- Yemek; Karadeniz
- Yemek; Lokanta Tarifleri
- Yemek; Marmara
- Yemek;; Türk
- Yemek;; yeni; pratik
- Yemek;; yeni; Ree
- Yemek;;2017
Be First to Comment