Press "Enter" to skip to content

Sağlık; Yavuz Dizdar Nisan’12

Gerçek yumurta bulunabiliyorsa yumurta yenilebilen bir şeydir. Organik bir yumurta bulursak alalım. Endüstriyel üretimin organiğine güvenmiyorum. Organik pazar daha güvenilir. Gıdalarda üretim tarihi yok; sadece son kullanma tarihi var. Bir tavuk 45 günde kesiliyor. 45 günde bir civciv yumruk büyüklüğüne geliyor. Organik tavuk 6-8 ayda kesiliyor. Normal tavuk 2 saatte pişer; yarım saatte değil. Endüstriyel yoğurtların hiçbiri ekşimiyor. Mikrop var diyerek kapı sütünü yok ettiler. Kutu sütlerin besleyici değeri yok. Kutu sütü açın; 1 ay ekşimez; çökelmez. UHT süt içilemez.
Günlük pastörize sütü öneriyoruz ama onlarda da son kullanma tarihleri uzatıldı. 3 günle 15 gün arasında değişiyor. Sokak sütçüleri de işinin devamlılığı için güvenilirliğini sürdürmek zorunda. Sütçülerle konuşulabilir; sütlerinin niteliği konusunda ve tercih edilebilirler. Yağı azaltılmış yemektense oranını azaltmak daha doğru. Pazarda seçme şansınız var, marketlerde rafta ne varsa onu alıyorsunuz. Bir cins civciv besleme yöntemi.
Çocuklarda ileri derecede bronşit, astım artışı var. Tiroit iltihaplarında artış var. Gıdalar konusu çok ciddi bir durum arz ediyor. Nohut, mercimek, fasulyede bir sorun yok. Mercimek suda bekletilip filizlenince yenilebilirse daha faydalıdır. Hamurda iyi bir yiyecek; börek; çok yağlı yapılmamalı. Yoğurt evde yapılmalı. Doğada ot yiyen, otla beslenen hayvanın sütü kaliteli. Hayvan fabrikalarında hareket etmeden yem yiyen hayvanın sütü kaliteli bir süt değil. Kışın kış meyve sebzesi; yazın yaz meyve sebzesi yenmeli.
Mısır şurubundan yapılan balın kilosu 2 liraya mal edilebiliyormuş. Mısır şurubu çok ucuz. Meşrubat ve bisküvilerde mısır şurubu kullanılıyor. Colalar; hazır bisküvi ve kekler yenmemeli. Kanser, diyabet yapabileceğine dair araştırma ve kanıtlar var. Sosisler bozulmuyor. 40 veya 50 yaşından sonra bir kere mamografi çektirilmeli; o mamografi atılmamalı; sonraki takipler o mamografi ile karşılaştırarak ultrasonla yapılabilir. Yararlı bakterilerin bir kısmın bebek anne kanalından çıkarken doğumda alıyor. Diğer kısmını ise emzirirken. Emzirilen ve normal doğumla doğan çocuklar ileride daha sağlıklı oluyorlar. Hiçbir mama anne sütünden üstün değil ama güvenilirler; hassasiyetlerine beni ikna ettiler. Kuru mama yiyen ev hayvanlarında artık kanser problemi var.
Kanser hücreleri şekerle besleniyor; o yüzden saf şekerden uzak durulmalı. Meyve çok fazla olmamak şartıyla yenilebilir. Vejeteryan olan eksiklerini peynirden, yumurtadan, sütten karşılanabilir; soyadan karşılanması şart değil; soyanın gdo ile üretimi çok fazla; soya hayvan beslenmesi için üretiliyor daha çok. Aşırı kokulu araba parfümleri var; hijyenik bezlerde de var o koku; sorun çıkarabilir. Bakteri olabilir elde; tam temizlenecek, %99 temizlenecek diye bir şey yok. İnsanlar çocuklarını alıp doğaya gidecekleri yerde AVM?lere gidiyorlar.
Vücudunuzun ne yiyip neyi yememek istediği konusunda iç sesi dinlenmelidir.  
Yavuz Dizdar?ın evinde bir televizyon varmış; dört yılda bir seçim haberlerine bakarmış; iki kedisiyle yaşıyormuş. Gazete okuyormuş. 6 senedir et yemiyormuş. ?Et büyükler için değil; çocuklar için gerekli? diyor. Etin tercih edilme sebebinin kendine alan açanların ?protein yiyin, protein lazım? demeleriyle ilişkili olduğunu düşünüyor. Balıkta da çiftlik balığı yenmemeli diyor. Balık yiyormuş.
*Yavuz Dizdar?ı dinledikten sonra midem altüst oldu. Yıllardır kullandığım Atatürk orman çiftliği günlük kutu sütün son kullanma tarihi son 1,2 yıldır 2 günden 4 güne çıktı. Eskiden bozulduğunda derhal suyuna ayrışırdı; şimdi bozuluyor ama suyundan ayrışmıyor. Yine son 1,2 yıldır. Tadı bozuk, görüntüsü; kendi bozuk değil. Bir, iki kez fark etmedim bozulduğunu; tadına bakmadığınız takdirde anlamanız mümkün değil çünkü; çocuklarım tadını anlamayıp içmişler. Görüntü değişmeyince tadını ayıramamışlar. Sokak sütçüsüne dönme zamanı gerçekten gelmiş; en azından ayrışır ve direkt atılır; bozuk, bozuk içilmesindense;(((
Piyasada alınır ve yenebilir nitelikte peynir yok; alıyorum; kimse ağzını sürmüyor; belki yenir diye beklerken tadı iyice gidiyor; makarnaya koymayı deniyorum; makarna bile çöpe gidiyor; ki makarnayı çok severler; çocukları bırakın benim bile yiyesim gelmiyor; o kadar berbat. Marketlerdeki bütün peynirler; üçü, bir yok; hepsi; bütün markalar.
Hareket etmeyen; yürümeyen; otlamayan, zorla 45 günde kesilebilecek boyuta getirilen tavukları ve o tavukların yumurtalarını yiyoruz; zombi tavuklar; sonrada o yediklerimizden sağlıklı olmayı bekliyoruz. İlaçla, vitaminle büyüyen tavuğu yiyince bizde o ilaçları, vitaminleri yemiş olmuyor muyuz? Bal gibide yemiş oluyoruz. Oğlum bütün gün evden uzakta ve gün boyu en çok yediği şey tavuk; mecburen, bulabildiği en ulaşılabilir ve kolay gıda tavuk çünkü. Lanet olsun. Doğru dürüst beslenemeyecek, çocuklarımızı düzgün besleyemeyeceksek neden yaşıyoruz ki buralarda; amaç önü sonu sağlıklı yaşamak değil de ne? Köylerden uzaklaşıldı modern hayatlar için; modern hayat bizi yavaş, yavaş öldürüyor. Onca kanser, hastalık boşuna değil elbet. Çocuklarımın okulları, eğitimleri, gelecekleri engel olmasa bir gün durmam; giderim buralardan. Üç, beş tavuk; bir tarla yaşanır gider elbette. En sevdiğim şey doğa; toprak ve topraktan gelen.
Mayıs’12
***Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Ahmet Aydın ?Çocuklarınıza süt içirmeyin! Sadece kutu sütleri değil, günlük sütleri de… Çünkü süt en alerjik gıdadır, çocukta başta astım olmak üzere, pek çok alerjik ve kronik hastalığa sebep olabilir! Kendi yaptığınız yoğurdu, kefiri verin, ama sütü süt olarak içirmeyin.? Demiş. Uzun ömürlü sütler için ??135 derecede kaynatılmış, içinde tek bir faydalı bakteri kalmamış, dayanıklı beyaz eşya gibi bir süt! Bu süte alışan çocuk bir daha kurtulamıyor, başka bir şey içmek, hatta yemek istemiyor. Morfin gibi… Bu çocuklar yere düştü mü, ?uf oldu? deyip kalkıyor ayağa, oyuna devam ediyor. Normal bir çocuk ise feryat figan ağlıyor. Ama bunun bedeli ağır, zira çocuk ağrı hissetmiyor, ağlamıyor ama astım, tiroid, MS gibi hastalıklara çok daha kolay yakalanıyor. Dikkat bozukluğu ve hiperaktivitenin nedeni de büyük oranda bu sütler! Eğer kutu süt kampanyası sürerse, morfinman bir nesil yetiştireceğiz…? 7 mayıs 2012 tarihli bir haberden alıntıdır.
Haziran’12
Sütlere bozulmaması için saç boyalarında kullanılan hidrojen peroksit konuluyormuş. 18 Haziran tarihli haberde var. Salçalarda renk vermek için kimyasal maddelerle boyanıyormuş. Giysilerde kullanılan boyalarda kanserojen madde içeriyormuş; aldığınız giysiyi giymeden önce yıkayın diyor Yavuz Dizdar. Baskılı tişörtlerden de kaçınmakta fayda var.
 Erkan Topuz; Kanser Ocak?12
Deodorantlar fitalat ve paraben içerir. Koltuk altına sıkıldıklarında direkt meme dokusu tarafından emilirler. Kanser sebebidirler. Paraben bütün kozmetiklerde var. Nemlendiricilerden tutunda ruja, ojelere kadar. Zeytinyağlı defne sabunları kullanın. Çocuklarda kullanılan nemlendircilere, şampuanlara dikkat edin. Çocukların 2-3 yaşında memeleri büyümeye başlıyor.
Lahana brokoli ve karnabahar kanser koruyucudur. Çiğ yemeyiniz. Brokolide hormon olabileceğinden karnabahar ve lahana tercih edilmelidir. Bürüksel lahanasının normal lahanadan bir farkı yoktur. Tercih edip daha fazla para vermenize gerek yok. Evde yapılmış yoğurt yiyin. Sütten çok yoğurdu tercih edin. Sütü az tüketin. Çökelek yiyin; günde 3-4 kaşık. Kaynatılmış günlük süte 1 limon sıkın, çökertin ve süzün. Karaciğer yağlanmasında ve kanserinde etkilidir.
Grip, zona ve stres kanseri tetikler. Grip sık ağır geçtiğinde ardından lösemi ve lenfoma çıkma riski de fazladır.  
Arpayı yemeklerinize, çorbalarınıza katın. Yeşil çay sağlıklıdır. D vitamini kanserden korur. Yer fıstığını aldığınızda fırınlayın ve yiyin. Soğan, sarımsak, pırasa ve elma yiyin. Elma organik olsun. Zeytinyağı yiyin. Alkol almayın. Bol bol salata yiyin. Karanlıkta uyuyun. Kansızlık için yonca toplayıp yiyin. Büyük kaktüs yetiştirin evinizde. Yattığınız odada bilgisayar, televizyon olmasın. Bol maydanoz tüketin. Yapraklarını doğrayıp yiyin. Yemeklerinizde zerdeçal kullanın. Kırmızı pul biber kullanın. Uzun raf ömrü olanlardan, katkı maddeli olanlardan sakınınız.
Kullandığınız suyu 3 ayda bir değiştirin. Kolon kanseri için kabız olmamalıyız. Kadınlarda kabız çok var. Kanser için beyaz şeker ve esmer şekerden kaçının. Kanseri beslerler. Şeker yerine agave şurubu kullanılabilir. Beyaz un değil siyah undan yapılmış ekmek yiyin. Kabız için hurma yiyin. Elma yiyin. Meyvenin suyunu değil kendisini yiyin. Baklagiller, yani nohut, bezelye, fasulye yiyin.
Sucuk, salam, sosis, pastırma yemeyin. Tuzu az kullanın. Konserve kullanmayın. Enginarın yapraklarını 10 dakika kaynatıp için. Çok faydalı. Balık yiyin. Eti az yiyin. Kuzu etini tercih edin. Mantarın beyazını yemeyin.
Klorlu havuzlara girmeyin ve aşırı klorlu su içmeyin. Semizotunda, balıkta omega 3 var. Hamsi, istavrit, çinekop, palamut, lüfer gibi yüzey balıklarını yiyin. Bir defada 300 gramdan, yarım kilodan fazla yemeyin. Haftada 2-3 kere yiyin. Yumurtada da var omega 3.  Sarımsak ezilmelidir. Kahvenin kansere faydası olduğu yeni kanıtlanmıştır. Defneyaprağı baş ağrılarına iyi geliyormuş. Başı ovarak kullanılabilir. Bayır turpu ve karaturp yiyin.
Gül Kaynak Nisan?12
Fizyolojik sağlıklı olmanın 3 şartı var. Birincisi; sağlıklı bir insan hiçbir zaman yorulmaz; gün içinde yoruluyorsa bunun bir nedeni vardır. Elbette uyuyacak ama onun dışında yoruldum diye oturmamalı. Yorgunluk hastalık belirtisidir. Ya insülin direnci düşmüştür, ya kan şekeri düşmüştür; yorgunluk diye bir şey olmaması gerekiyor. Yemek yedikten sonra yorgun hissediyorsanız kesinlikle yanlış yiyorsunuz demektir. Sebze, yeşillik yerseniz bu yorgunluktan eser kalmaz. Su içip içmediğimize de dikkat etmeliyiz. İkincisi; sağlıklı insan iştahlı olur; iştahlı değilse bir nedeni vardır. İştahsız insan hasta insandır. Ama acıktığın zaman ne yiyeceğini bileceksin. Doğru şeyler yenmeli. Üçüncüsü; iyi uyku uyuyabilen insan sağlıklıdır. Gece 2?de, 3?te uyuyan veya uyanan bir insanın bir sağlık problemi çıkacaktır. Akşam 22 ile sabah 4 arası uyunmalı. Gece geç saatte uyumak doğanın dengesine aykırı; ne iş yapacaksanız gündüz yapın; 22 ile 4 arasında değil.
Psikolojik sağlıklı olmanın 3 şartı var. Birincisi; hafızası iyi olan kişi sağlıklıdır. Yapmanız gereken şeyleri ve önemli şeyleri hatırlıyor olmanız önemlidir. Unutkanlık bir sağlık problemidir. İkincisi; esnek olan insan sağlıklıdır. Aynı şeyde diretmek; düşünceyi değiştirmemek hastalıktır. Yumuşama, esnek olma öğrenilemezse bu fizyolojik bir hastalığa dönüşür. Oluruna bırakmak, elinden geleni yapıp gerisini havale etmek gibi esneklik. Şükretmek sağlıklıdır. Üçüncüsü; sinirlenen insan sağlıklı insan değildir. Hayvansal proteini azaltan insan istese de sinirlenemez. Olimpiyatlarda vejeteryan sporcuların ve et yiyenlerin koşu tarzı bile farklıdır. Çocuklarınıza et ve şekeri çok yedirirseniz evinizde minik yamyamlar, minik sinir torbaları yetiştirirsiniz. Et ve şekeri çok yiyen çocuklar kavgacıdır.  
Bunlar Türkiye?ye yakın zamanda gelen Hollandalı bir doktorun düşüncelerinin Gül Kaynak tarafından dile getirilişi. Adını söylemedi doktorun Gül Kaynak. Yakında yine gelip yemek kursu verecekmiş. Bundan sonra yazdıklarım Gül Kaynak?a ait. İş adamı danışanlarım asabi oluyorlar; katı kuralları oluyor; unutkan oluyorlar ve onların toplamından bir sağlık problemi ortaya çıkıyor. Sağlık problemleri uykusuz yapıyor, ya uyuyamıyorlar ya uyanamıyorlar. Yemek yiyorlar ama yemek yemiş olmak için yiyorlar; ağız tatları kaçıyor. Ve hep yorgunlar. Yorgunluk sağlıklı bir insan tabiatı değil. Sesinizde bir neşe olmalı. İşinizden, ilişkilerinizden yorgunsanız şu an karar verip vazgeçilecek bir şey. Genç kalmak isteyen şekeri bırakmalı. Şekeri bırakın. Şeker yerine hurma yiyin. Yürüyüş depresyonun bir numaralı ilacı. 3 kabuklu salatalık, havuç, elma, hurma ve ceviz, suda bekletilmiş, şişmiş kavrulmamış, tuzsuz çiğ bademi poşetle yanınıza alın, günlük yiyecekleriniz olsun.
Asidikler; kilo aldıranlar; dondurma, hamburger, patates, mısır, konserve, kutu içecekler, çay, kahve, peynir gurubu. Bunlar vücudumuzun ph?ına uygun değil.
Alkaliler;  yeşillikler, kırmızı sebzeler, havuç, su, badem. Hayatımızın ¼ ünde asidik yiyorsak ¾ ünde alkali yemeliyiz. Eti sadece ekmekle değil yeşillik ve sebze ile destekler, yersek bu sağlıklı bir beslenme biçimi olur. Dönerin yanında, kebabın yanında sadece ekmek değil yeşillik, domateste yenmeli. Hamburger sadece et ve ekmek; sağlıklı değil, tost peynir ve ekmek; sağlıklı değil. Kahvaltıda yeşillik yenmelidir. 1 fincan kahve içiyorsak 3 fincan su içmeliyiz.
Salatalık kabuğuyla yenmeli. Zeytinyağı çiğ yenmeli. Yemek piştikten sonra konmalı zeytinyağı. Çörek otu, susam, kabak çekirdeği hayatımıza dâhil edilmeli. Yiyecekler gökkuşağı gibi renkli olmalı. Havuç, salatalık, kırmızıbiber, yeşillikler; koyu yeşiller her tür doğal renkten yenmeli. Baklavacısı olan ve fit olan insanlar tanıyorum. Kilo karşınızdaki insana ve kendine saygısızlıktır. Yürüyün, akşamları yemeyin, su için. Ağzınızı kontrol edin; kimse size zorla yedirmiyor. Üstüne yakıştıramadığı için alışveriş etmeyen insanlar var. Hiçbir hanım bunu dememeli. Acıkmadan öyle çok yemek yiyoruz ki! Saat 18?den sonra yemek yemeyen herkes kilo verir. Bu bir sır değil. Yapamıyorsanız bir hafta yapın; yeşilliklere yer verin hayatınızda.

aralık 2018

***Bu yavuz dizdar kesin şeker lobisi için çalışıyor, oturup kalkıp bizi şeker yemeye doğru iteliyor, var arkasında bir sır, şekerle ilgili yapılan uyarılar saf şeker içinmiş, çaya şeker koymak gibi, tatlıdaki yağ şekerin emilimini değiştirdiği için yenebilirmiş, üstümüze iyilik sağlık, şekerli çayı da aç karnna içerseniz sorunmuş, “serbest yükselen şeker proteinlere bağlanır ve proteinler şekerlenir, insülin dozlarını ayarlarlarsa şeker hastaları da yiyebilir, niçin yaşıyoruz, mutlu olmak için yaşıyoruz, ama suyunu çıkartmayın, bir dilim tatlı yiyin yeterli, çünkü akşam yemeğinden sonra istiyor vücut, şekerin kanser hücrelerini arttırdığı bana göre doğru değil, bu bir varsayımdır, ben bugüne kadar tatlı yiyip hastalığı azmış kimse görmedim, o yüzden, şekeri yüksek olmayan kanser hastaları kendilerini kısıtlamasın, hayatı bir kere yaşıyoruz bari ağzımız tatlı olsun” doktor yavuz dizdar.

Doktor ümit aktaş ne diyor, şekeri, tatlıyı bırakmak isteyen tümden kesmeli, bu genel bir kanı zaten, ya yersiniz tatlıyı, şekeri ya da yemezsiniz, tatlının, şekerin azı yok, azını yiyen çoğunu da yiyor çünkü yedikçe istetiyor kendini şeker, siz hiç tatlıcıya girip elinde iki dilim baklava ile çıkanı gördünüz mü, göremezsiniz, yarım kilodan azı ile çıkılmaz tatlıcıdan, veya iki dilim tatlı yiyip daha fazlasını istemeyeni, ben, şimdi, bu kadar kararlı ve istikrarlı iken bile bıraksam bir oturuşta yarım kilo baklavayı yerim. çok yedim, onun için bu hallere düştüm zaten, ümit aktaş biliyor da bu durumu yavuz dizdar bilmiyor mu, bilmez olur mu, maksat tatlıyı, şekeri evlerimize sokmak, gerisi zaten çorap söküğü, vatan haini yavuz dizdar, bu milletin düşmanı, şeker hastası olanlar tatlı yiyebilirmiş, insülin dozunu ayarlayarak, kanser hastaları şeker yiyebilirmiş, bir insanın birine düşman olduğunu anlamak için illa ki süngüyü böğrüne dayaması gerekmez, yavuz dizdar da bu yolla öldürüyor bu milleti, o bu milletin düşmanı.

Doktor ümit aktaçşve bir çok doktor öeyveyi dahi dikkatli yiyin derken, şeker hastası olan veya olmayan herkes için, yavuz dizdarın tatlı yiyin diyerek ortaya atılması sizce normal bir şey mi, ki üstelik bundan 5-6 yıl önce o da diğer doktorlarla aynı şeyleri söylüyordu, var bunda bir hinlik…..devamı günlük aralık .2018 sayfasında.

ocak 2019

Coca cola, algida, nestle gibi amerikan devleri varken, ve onların reklam gelirleri varken hangi gazete veya tv kanalı çıkıp, veya o gazetelerde, tv kanallrında yazan, çıkan kişiler, ki buna doktorlar da dahil, haşimato hastalığı şeker yüzündendir diyebilir, osman müftüoğlu hiç diyebilir mi haşimatonun birinci nedeni şekerdir diye, desin bakalım neler oluyor, adını silerler tarihten alimallah, şekeri üçüncü sırada söylediğinde ne oluyor, önemi azalıyor, kimse şekere bağlamıyor hastalığı, herkes kendini sinir hastası sanıyor, yok öyle bir şey, sinir hastası falan değilsiniz, eğer öyle olsaydı kızımın, oğlumn, benim sinirlerimin hala bozuk olması gerekirdi öyle değil mi, ama artık sinirlerimiz zımba gibi, şeker yemeyeli beri, bunu dese dese anca ben derim, şekerden olduğunu, başka yerde aramayın, benim bir reklam geliri derdim yok, kimseye belden bağım yok, özgürüm ben. Yani böyle şeyleri öyle her yerde okuyamazsınz, şeker meselesi gibi şeyleri, anca benim gibi kıyıda köşede sıkışmış yazanlarda bulursunuz bunları, iyi değerlendirin bence, ve haşimatonun birinci ve tek nedeni şekerdir, bu böyle biline, yukarda sebeplerini sıralamıştım.

osman müftüoğlu eskiden, doktorluğa başladığı ilk yıllarda, hiç haşimatoya rastlamazdık, yoktu, şimdi haşimato salgını var dedi, ve sonra yine dedi ki haşimato stres sebebiyle oluyor dedi, peki o zamandan bu zamana ne değişti de haşimato salgın denebilecek bir hale geldi, durduk yerde insanların sinirleri mi bozuldu, insan genetiğiyle mi oynandı, gen mutasyonuna mı uğradık, sebep ne, bunca büyük bir değişimin, evrilme, insanlığın evrimi denebilecek boyutataki bu değişimin bir nedeni olmalı öyle değil mi, durduk yere böyle büyük bir değişim yaşanmaz, bir neden sunmuyor osman müftüoğlu sadece sonuçtan yola çıkıyor, bu stresin ne kaynaklı olduğunu söylemesi gerekmez mi, gerekir ama laf ebeliği yapıyor, yalan, yalan söylüyor, bu söylediği yalana kendisi inanıyor mu acaba, hiç sanmıyorum, gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar, şekerin sinir bozduğunu, yıprattığını ben kızımda, oğlumda, kendimde, ve etrafımdaki herkeste görerek saptayabiliyorum da o onca hastası ile bunu saptayamıyor mu, yalan, bunların hepsi vatan haini, bizi, daha doğrusu canımızı amerikaya satıyorlar, amerkan mallarına satılıyoruz, bir avuç dolar karşılığında, insanlık suçu işlemekten yargılanacaklar, yavuz dizdar, osman müftüoğlu ve diğer yalan söyleyen doktorlar, gerçeği saptırmak, gerçeğin üzerini örtmek suçundan, göreceğiz o günleri, siz de, ben de, hepimiz göreceğiz, çok uzak değil o günler, bu devran böyle dönmeyecek.

One Comment

  1. Zafer Zafer 31 October 2016

    Beslenme uzmani Prof.Dr Ahmet Aydin yillarca kanserden nasil kacinilir veya kansere yakalanmamak icin tavsiyeleri var hatta ortak kitap hazirlamislardi.Kendisi kanserden vefat etmis.Bu konuda internette cok bilgi ye rastlayabilirsiniz.Sonunda kendisi kanserden vefat etmis.Hastalik böyledir.Dalga gecmedigi kimse yoktur.Insan diliyle konusur.Konusan kimseyi de helak eder.Hastalik ve sebepleri asla kendini suclu göstermez.En iyi gidayi hastalik sebebi olarak nice prof Dr.larin diliyle söyletir.Doktorlar da olaydan tamamen gafildir.Yine de Allah rahmet eylesin

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *