Press "Enter" to skip to content

Günlük 2nn Şubat’15

***Canan Karatay?ın pazartesi günü her şey dahil?de söyledikleri; ?idam cezasını koysunlar, tecavüz edenler, karısını döven, öldürenler için, hemen, bugün koyulsun, bu bir eğitim meselesi değil, feodal, erkek egemen toplum meselesidir, o çöp toplayan adam eğer bana laf atıyorsa, profesörüm ben, bir kadın diye görüyor beni, işte zihin budur, eğitim önemli değil, 5 vakit namaz kılınıyor camilerde, orada eğitiyorsunuz siz bu kafaları, orada düzeltebilirsiniz, insanlık öğretin insanlara; yöneticilere, orduya, din hocalarına sesleniyorum, eğitin bu erkekleri, eğitim bizim prıblemimiz değil, anne ile alakası yok bunun, erkek egemen toplumla ilgisi var, annelerde korku içinde, anneyi suçlamıyorum, o kocasına boyun eğmek zorunda, diyanet istese bu iş hallolur, eller kırılsın demekle bu iş hallolmaz, kırsal kesimde erkekler ilk cinsel deneyimlerini hayvanlarla yaşıyor, bu olaydan sonra siz ha hayvansınız, ha kadınsınız onun gözünde. Zihniyetin eğilmesi, bakış açısının değişmesi lazım, başını kapatsan, eve kapatsan ne olacak, evde babası tecavüz edecek, süründürmesinler bu olayı, yazıktır bize, yazıktır, tecavüzcü polisler, hakimler, devlet memurları, öğretmenler var, erkek olmaları yetiyor kardeşim, bu son olmaz, kendimizi aldatmayalım, bu kadar tepkimin sebebi hanımlar ve beylerin hayatlarının bir dönemlerinde taciz edilmeleri, tecavüz edilmeleridir, herkes yaşadığını ortaya getirmeye çalışıyor, bir fırsat bulundu?

Birebir aynı şeyler söylediğimizi bilmem fark ettiniz mi? Sağlıkla ilgili söyledikleri ise şöyle;?tereyağı ve zetyinyağı vücutta yağ yapmaz, yağ yapan şeker ve karbonhidrattır, ayçiçek, soya, mısır yağlarını fazla kullanımı vücutta tahribat yapar, hamilelere ve insanlara şeker yüklemesi yapılmamalıdır, doktorlar performansla para alabilmek için yaptırıyorlar, bir kişiye 10 kere şeker yüklemesi yapılmış, bir kişiye de 19 kere koroner anjiyo yapılmış. Hamileliği hastalık olarak gösteriyorlar çünkü hastaya ihtiyaçları var, onun için her bir bahane ile birşey yaptırıyorlar. Alerjilerin, kiloların altında buğday yatıyor, ekmek, bulgur, pirinç vs.?

***Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle hitap etti erkeklere; en kibar sözleri ve hali ile; ?karar mekanizmalarının büyük çoğunluğunu oluşturan siz beyefendilere sesleniyorum, Bu olay hepimizin kızının başına gelebilirdi. Kadını zayıf görerek kadını aciz görerek ona şiddet uygulayan her kim olursa olsun alçaktır, zavallıdır. Kadına şiddet uygulamak Allah?ın emanetine ihanet etmek demektir?

Her zaman zehir zemberek konuşan Erdoğan bu defa öyle değildi, nedense, adam Havana?dan gelmiş, keyfini mi bozsun bir Özgecan için; erkekler karar mekanizmalarının büyük çoğunluğunu oluşturuyormuş, biz neyiz ki, zurnanın son deliği, böyle bir ortamda bile erkekleri pohpohluyor, lanetleyeceği yerde, bu karar mekanizmaları kadınlara tecavüz edip öldürmeyi de içeriyor mu acaba? Karar vermiş, tecavüz etmiş, karar vermiş, bıçaklamış, karar vermiş, ellerini kesmiş, son olarakta ortak kararla yakılmış, önemli erkeklerin önemli kararları bunlar, yadsınamaz.

Biz neymişiz bir kez daha öğreniyoruz onun ağzından, ?Allah?ın emaneti? yani Allah tarafından erkeklere sunulmuş bir lütuf, emanet olduğu için korunması gereken, erkeklerde kadınlarda Allah?ın kulu demiyor, biz Allah?ın birer lütfuyuz, erkeklere eğlencelik. Anası olmasaydı doğmayacağının farkında bile değil, şuuru kapalı çünkü. Allah?ın yarattığı her şey erkeklere hizmet etmek için yaratılmış zaten, inekler süt versin, tavuklar yumurtlasın, kadınlar da ??.. diye, senin dinin, din anlayışın buysa ?..koy sende kalsın, bana lazım değil!

?bu olay hepimizin kızının başına gelebilirdi?; nerede o günler; o nasıl bir söz, nasıl bir basite indirgeme, Allahtan arkasından gelen sözler var yoksa yakmıştım çırasını.

Keşke bir ?üzüldüm, üzüldük? sözü çıksaymış ağzından, üzüldüyse tabi, böyle birinin yönettiği bir ülkede özgecanların olmasından daha doğal ne var? Kadınlarda bir parça kadınlık onuru varsa, ki bu kadın ölümlerinin akp döneminde arttığı düşünülürse, hepsinin oylarını verirken akp?ye vermemesi lazım, ölen, öldürülen ve öldürülecek olan binlerce özgecanların hatırı için. Çünkü bundan böyle aslında hepimiz birer özgecan olma adayıyız. Sizi, kadınları, adamdan saymayan bir parti ve kişiye, ki her zaman kadın ve erkeğin eşit olmadığını söylüyor, adam sayılmamanın nasıl bir adamlık olduğunu gösterinde dünyanın kaç bucak olduğunu anlasın, tepetaklak aşağı olur, eğer kadınlar isterse. Bu şövenist, erkek egemen iktidardan gına geldi artık.

Bu hani bana üstten bakan tavırlı sıradan erkek tipini yazmıştım ya, bunlar 10 yıl önce yoktu, tek tük varsa bile kendilerini bu denli ortaya koyamıyorlardı, ne zamanki akp iktidar oldu onlara gün doğdu, çarşıda, pazarda beni ürkütmeye, korkutmaya çalışan değil saygılı davranan erkekler vardı, şimdikilerin hepsi akp?den türeme, hepsinin babası recep tayyip erdoğan.

Emin Çölaşan?ın bugünkü çok üzülmüşler başlıklı yazısı akp?nin şu anki durumunu çok iyi sabitliyor. Hangi kadın ölümünde apar topar taziyeye gittiler diyor, doğru mu, değil mi? Baktılar bu iş bu defa fena büyüyecek dahil olmaya çalışıyorlar. Her gün izliyoruz haberlerde bıçaklanan, boğazlanan kadınları, hangisine sahip çıktılar şimdiye dek, kolları tutmayan, bacakları kesilen kadını yazmıştım, onun hali ölmekten daha beter, ölse onun için kurtuluş olurmuş, çıkıp tek kelime ettiler mi hakkında, Ayşenur İslam konuştu sadece, bir zahmet, örttüler üstünü gitti, her zamanki gibi. Bunların suyu ısınalı çok oldu, kaynatıp ergime noktasına getirmek için altına odun atma sırası artık bizde, haydi hanımlar, hep birlikte.

Beren Saat ve Canan Karatay epeyce ağızlarını bozmuşlar, herkeste bıçak kemiğe dayandı, erkeklerdeki ağız da bizdeki soba borusu mu, yeri geldiğinde bende esirgemiyorum söylemek istediğim şeyi, şimdiye kadar onlar bize ana avrat dümdüz gittiler, birde biz gidelim artık baba herif, nasıl oluyormuş durduk yere küfür yemek, öğrensinler. 40 yaşının üstünde olup ?anan avradın olsun mu? demeyen erkek çocuk, bunu duymayan kız çocuk var mıdır aramızda? Küfür hep kadına yakıştırılır, nedense, bundan böyle o. ç. küfrünü i. ç. olarak değiştiriyorum, birazda onlar taşısınlar bu küfürleri, aklıma başka gelen olursa onlarıda dişilden erile çevireceğim, yetti artık. Pislik olan kendi ağızları, o ağızlara sakız olansa biz, i. ç. uyguladım bile. Bizim elimizden doyup bize küfreden nankörler.

Facebook kadınların küfürlerinden kırılıyor bu arada.

***Siz cem gariboğlunun öldüğüne inanıyor musunuz, benim pek inanasım gelmiyor buna, öldüğünün söylendiği ilk günlerde münevverin babası dna testi isteyeceklerini söylemişti, bir sonraki soruluşunda acele ile geçiştirerek ?o iş bitti? cevabını verdi, nasıl böyle emin olabildi ki, hangi adada tatil yapıyordur acaba cem gariboğlu?

Ölenle ölünmüyor, Özgecan gitti, geri gelmeyecek, yattığı yerde huzur bulsun inşallah, hepimizden bir sevgi parçası götürdü yanında. Öyle çok sevenin var ki Özgecan, görsen inanamazsın, sadece kadınlar da değil üstelik, erkeklerde, sırf senin için bugün etek giydiler, seninle eş, eşit, kardeş olduklarını göstermek için.

Birde yaşayan yarı ölülerimiz var, bile bile kendini öldürenler, sigara içenler, onlara da bir cezai müeyyide uygulanabilse keşke, kendini öldürmekte suç değil mi sonuç olarak, 3 sigara içene 3 ay hapis cezası mesela:))) onlar için de bir şeyler yapmak lazım, dün Erkan Topuz günde 3 kez büyük yapraklı fesleğen çiğnemenin sigarayı bırakmada % 70 etkili olduğunu söyledi, çiğnendikten sonra atılabilir veya yutulabilirmiş, önemli olan çiğnenmesiymiş, marketlerde kutulu yeşillikler kısmında bulunuyor, çiçekçilerde de vardır, saksıda.

***Bir Suudi Arabistan filmi izledim, adı wadjda; 11-12 yaşlarındaki kara çarşaflı, avrupai hayata özenen bir kız çocuğunun bisiklet alabilmek için verdiği mücadeleyi anlatıyor, wadjda kızın adı, çarşaf giyiyor ama altında konvers ayakkabıları var, diğer kızlar siyah ayakkabı giyiyorlar, yabancı müzik dinliyor, o küçük kız kendine sunulan o küçük, daraltılmış dünyaya kafa tutuyor, özgürlüğünün peşinden gidiyor, okul çok umurunda olmadığı halde yapılacak kuran okuma yarışmasını kazanıp ondan alacağı para ile bisiklet almayı hedefliyor, nitekim pek bilmediği kuranı sular seller gibi ezberleyip kazanıyorda. Okullarda verilen tek eğitim kuran, kuran okuyup ezberlemek, bir kız okulu, oje sürmek için bir köşeye saklanan iki daha yetişkin kız lezbienlikle suçlanıyorlar, kuran açık bırakılırsa içine şeytan giriyor, namaz kılarken uzak durulursa araya şeytan giriyor, bisiklet süren kızın çocuğu olmuyor, sesini yükseltirsen erkekler duyar, çatıdaki erkekler bizi görüyor, kötü kızlar dışarda kalsın, filmden aklımda kalan sözler. Kızın babası oğlu olmadığı için bir daha evleniyor. 12 yaşındaki bir arkadışı evleniyor, okula evlenme fotoğraflarını getiriyor.

Allah?ın bizden istediği gerçekten bu mu acaba, ömürlerimizi sadece kuran etrafında geçirip üretime katkıda bulunmadan yaşayıp ölmek, hayatımıza kuran ve öğretisi dışında hiçbir şey sokmamak, bizi bunun için, birbirimizin tıpatıp aynısı birer kukla, tek tip insanlar olmamız için mi yarattı? Öyle olmasını istiyor olsa kafalarımızın içine o beyinleri yerleştirmezdi herhalde diye düşünüyorum, o beyni koymaya muktedir olduğuna göre koymamaya da muktedir elbette. Sadece kuran okuyup öğrenelim diye mi koymuştur o beyinleri, o güç ve yetkinliğin bu kadar basit düşünüp davranabileceğine kim inanır? Bir koyuna da yaklaşık olarak bu kadarı öğretilebilir belki, bir koyun ile aramızdaki fark ne? Bizi niye insan, koyunu niye koyun olarak yarattı?

Kuranı daha güzel, daha güzel, en güzel okumanın sonu ve erdemi nedir, bu çaba nerede son bulur, sonu var mıdır, cevaplayamadığım bir soru, siz cevaplayabiliyor musunuz? Aynı soru kurana göre yaşamak olarakta sorulabilir, kurana göre yaşamanın sonu hepimizin bir ermiş menkıbesinde yaşamamız mıdır? Allah istese kendine bir ermişler ordusu yaratamaz mıydı, yine geldik aynı soru-cevaba.

Şu anki iktidarın bizi görmek istediği pozisyon bu işte, tek tip kuklalar, bize bunu yapabilmeyi amaçlıyorlar, o kızın çektiği sancıları bir daha, bir daha, bir daha yaşamamızı. Allah?ın bize yapmayı diretmediği, bir beyin vererek serbest ve özgür bıraktığına onlar Allah adına sahip çıkıp bize ne yapmamız gerektiğini öğretmeyi planlıyorlar, zulmederek.

İyi ki müslüman olmayan bir dünya var dünyada, onlar sayesinde teknoloji gelişiyorda müslümanlarda bundan faydalanıyorlar, sadece müslümanların olduğu bir dünyayı tahayyül edebiliyor musunuz? Uçak yok, araba yok, televizyon yok, kamera yok, cep telefonu yok, onu geç telefon bile yok, internet zaten yok, buzdolabı, çamaşır makinesi bile yok, Allah bin kere razı olsun hristiyanlardan, onların sayesinde bu nimetlerden bizlerde faydalanıyoruz. Müslümanlar kuran ezberlerken hıristiyanlar keşif yapıyor, bilime yatırım yapıyor, sizce hangisi Allah?ın gözünde daha makbul, hiç durmadan Allah?ın adını sayıklayanlar mı yoksa insanlığa fayda sağlayanlar mı? Sizce Allah bu farkı görmeyecek kadar akılsız mı?

Teknolojiyi de geçin, sadece müslümanların olduğu bir dünyada yaşamak ister miydiniz, kendinize bu soruyu sorun, ben istemezdim doğrusu, birbirine hainlikten, kötülük yapmaktan başka bir şey bilmeyen, kafa, kol kesen insanlıktan nasip almamış bir güruh, oysa islamiyetin çıkış amacı, var oluşu bu değil, tam tersi.

Her şey bir yana, Amerikan sinemasının olmadığı bir dünyada yaşamayı hiç istemezdim.

***Oscar ödüllerinin her geçen yıl ihtişamı azalıyor, bildik, tanıdık isimler gittikçe azalıyor törende, çoluk çocuğa kalmış ortalık, neye göre ödüllendirdiklerini ise aklım almıyor, geçen yılki yer çekimi, düzenbaz filmleri bir rezaletti, düzenbazı sabır çekerek izledim, nesine oscar verdiklerine merakımdan, bulamadım elbette, yer çekimi için o kadar bile sabredemedim, kapattım, astronot giysisinin içindeki insanın nesini izleyeceğimi anlayamadım, mavi yasemin en azından konu itibarıyla, akışıyla ilgi çekiciydi, bu yılın filmlerini henüz izlemedim, bakarız, ödül töreninden aklımda kalan Clint Eastwood?un 49 yaşındaki 19 yıllık güzel eşinin, ki arkadan çok daha genç olduğunu sandım, uzun, beyaz saçları oldu, doğal rengiydi sanırım, başka beyaz, uzun saçlı olanlar da vardı, dünya doğala, doğal saça dönüyor gibi.

***Aldığım, kullandığım DURU marka yeşil mercimeğin üstünde menşei Canada yazıyor, ince bulgurun üstünde durkargmbh isimli bir Alman gıda dağıtım şirketinin adı yazıyor, kalın bulgur, fasulye ve nohutun üstünde Türkiye yazıyor, benim param Kanadalı çiftçinin cebine giriyor, benim milletimin çiftçisinin cebine gireceği yerde, dünyanın bir ucundan gelip Türkiye?de pazar alanı buluyor, neden, ne sebeple, toprağımız mı, güneşimiz mi, yağmurumuz mu eksik, Kanada?nın güneşi bile yokken bizim pazarımıza nasıl giriyor? Yemedikleri GDO?lu gıdaları yollamadıkları ne malum, hiçbir şeyin güvenilirliği kalmadı artık, marketten, alışverişten soğudum, elimden gelse yemeden yaşayacağım, aldığım hiçbir şeyde tat, lezzet bulamıyorum, hangi marketten alırsam alayım. Lanet olsun böyle bir gıda politikası uygulayan yöneticilere.

***Ör, sök, ör, sök, sonunda toplamda 7 bere olmuş, kızım giyiyor, öğretmeni ?bereni nereden aldın? diye sormuş, kızım ?annem ördü? diyince ?annen ne yetenekliymiş? demiş, sonunda yeteneğimi gören biri oldu, böylesi bir övgüyü karşılıksız bırakamam, bir bereyi hak etmiş benden, gözüme girdi, nereden gireceğini bileceksin meseleye, 3-5 günlük işi var bir berenin, o övgüye feda olsun 3-5 günüm, hiç tanımıyorum öğretmenini, zaten bu yıl okulu değişti kızımın, taşınınca.

Aldığı yeri öğrenip satın alacak olmalı, piyasada nerede var öyle angora iplikle örülmüş bere, hepsi uyduruk kaydırık. Onların satış fiyatı benim ördüğüm berenin iplik maliyeti ile aynı. Gerçi ördüklerimin bana bir maliyeti olmadı çünkü eski bereleri söküp yerlerine yenisini ördüm:))) Ben o iplikleri 5-10 yıl önce almıştım, şimdi aramaya kalksam belkide bulamam o kalitede iplik, piyasada her şey o kadar adileşti ki sanmıyorum bulabileceğimi, 1-2 ay önce bakmıştım üstün körü İzmir caddesine, göremedim.

Oturup o zekası düşük programları izleyeceğime örgü örerim daha iyi, hiç değilse bir işe yarar. Bu tarz benimler mahalle karısı dolu, horoz dövüştürür gibi karı dövüştürüyorlar, evlenme programlarında dert hiç eksik olmuyor, o şunu demiş, o şunu yapmış, uydurma dertler, en güzeli baş ağır, kulak sağır yaşamak, açmıyorum bile tv?yi.

Benim adım gültepe yayından kalkınca paramparçayı izlemeye başladım, ona izlemek denirse, kaydedip jet hızında izliyorum, hızlıya alarak, bir mesele oluyor, o ona anlatıyor, o ona anlatıyor, kulaktan kulağa oynuyorlar sanki, Nurgül Yeşilçay arkadaşına, Erkan Petekkaya avukatına, Ebru Özkan kaynatasına, karısı Cemal Hünal?a, benim hızlanma sahnelerim işte oralar, o ikilileri görür görmez vıııjt ediyorum, fikir üretip geliştirecek zekan yoksa niye oturuyorsun o klavyenin başına, onca insanı aynı şeylerle oyalamaya ne hakkın var, senaristine söylüyorum, her kimse, bir aptal yazamıyor diye milyonlarca insan aptal yerine konuyor, konusuda Fransa?da gerçekleşen bir olaydan alınmış, mahkemesi yeni sonuçlanmış, Allah sabır versin normal süresinde izleyenlere.

İlk bölümlerde oğlan arkadaşını bıçakladı, geçen bölüm adama ateş edildi, karnından yaralandı, bu bölüm adam başka bir adamı sille tokat dövdü, adamın babası oğluna ateş edeni levyeyle hakladı, sonrada çıkıp diyorlar ki şiddet hortladı, hortlamasında ne yapsın, dizilerdekilere hiç bir şey olmuyor ama, hepsi toparlanıp diziye devam ediyorlar, olan diziler sayesinde gerçekte şiddete uğrayanlara oluyor, bahsettiğim dizi paramparça, en zararsız, naif gibi görünen dizi, öbürlerine zaten gözümü yormam, onlardaki şiddeti tahayyül etmek hiç zor değil.

***İnsan gerçekten kilo verebiliyormuş, böyle söylüyorum çünkü ben hayatımda ilk kez kilo veriyorum,…Devamı bir sonraki sayfada…

Be First to Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *