Press "Enter" to skip to content

günlük 5k aralık’20

***bir buçuk milyar nüfusuyla coronayı aşısız atlatan çin bize aşı satıyor, çin aşısız atlatabiliyor madem biz niye aşılanıyoruz, çinde olduğu gibi yapsınlar on beş gün, bir ay kapatma bitsin bu iş, bir yıldır süründürüyorlar bizi, üç gün kapat, beş gün kapat, toplayınca bir aydan çok daha fazla değil mi, ekonomileri batsın, zaten batmış, batacağı kadar, virüsün kaynağı çin, aşısı yine çin, ben nasıl güveneceğim o aşıya, ya yine içine yarasa, domuz zart zurt karıştıysa, aşnn geldiği yer hiç değilse adına güvenilir bir ülke olsa, o da değil, o aşı şirketinde killbill in boy boy fotoları var şirket çalışanlarıyla, aşılarla dünya nüfusunu azaltmaya ahdetmiş, ve bunu açık açık söyleyen, afrikada aşılarla kadınları kısırlaştırmış, tüm dünyada otizme tavan yaptırmış bir adamın elinin değdiği işte benim ne işim olur, olmaz, beni göz göre göre öldürmesine izin mi vereceğim, nüfusu azaltmayı o kadar çok istiyorsa kendinden başlasın bence yaşı benden çok daha uygun ölüm için.

bir maske dağıtamayanlar bedava aşı dağıtıyorlar, bu ne hikmet, ululuk, yücelik böyle, bu bonkörlük nereden ileri geliyor acaba, ölümüz daha mı çok para ediyor yoksa, ben o aşının maliyetinin milyon milyon katını harcadım, harcıyorum bugüne dek kendime, keyfime, onların üç kuruşluk aşısına mı kaldım, hiç kendimi riske etmeyi düşünmüyorum aşı olarak, vaka hasta sayılarıyla bir yıl boyunca tüm dünyaya yalan söyleyenlerin ipiyle kuyuya mı inilir, önce dünyayı ikna etsinler yalancı olmadıklarına sonra ben belki ikna olurum aşıların güvenilirliğine, hem belki aşının bana etkili olduğu kadar bile etkili olmayacaktır bende bu virüs, bunu bilebilir miyiz, bilemeyiz, 20 yaşındaki ölürken 120 yaşındaki kurtuluyor mesela ölümden, bunun bir dengesi, formülü var mı, yok.

facebookta bu yazının altına killbill in o çin aşı şirketiyle çekilmiş fotosunu koymuştum, türkiyede dağıtılan aşının geldiği çin şirketinin fotosu, killbill le beraber çekinmişler fotoyu, silinmiş foto, nedense, hepsi bir olup bizi öldürmeyi kafaya koymuşlar anlaşılan.

***fox haberdeki habere göre coronada vakalarda avrupa birincisi, ölümlerde ise sonuncuymuşuz, böyle bir şey mümkün olabilir mi, olamaz, her türlü akla mantığa aykırı, çünkü yine katakulli oynuyorlar bu işte de hep yaptıkları gibi, yalan, geçelim star haberdeki başka bir habere, yemek programları yapan nurselin çocuk yurdundan oya annesi coronayı atlattıktan on beş gün sonra tansiyondan ölmüş, bu durumda ölüm sebebi korona sayılmıyor tabi, böyle çok sık duyuyoruz zaten, hastaneden çıktı, ertesi gün öldü, koronayı yendi kalpten öldü haberlerini, hal böyle olunca coronadan ölüm sayısı az olur tabi,

corona için verdikleri ilaç öldürüyor, favipair, başkaca bir açıklaması yok bu işin, coronadan ölmüş olsa o süre içerisinde ölür, ölürdü, hemen akabinde, corona sonrasında ölümler gerçekleştiğine göre bunun altındq yatan etmen korona değil korona için kullanılan ilaçlar olmalı, olmalı değil öyle, çin ilacıydı değil mi o da, çin ilacı, ilaç çinden, aşı çinden, ne çok severmişiz meğer çini, belli ki çin de bizi çok seviyor, ölüm sayılarına bakılırsa, corona sonrası ölüm sayılarına yani,

çin, ingiltere, biden çıkışının yaşandığı bir dönemdeyiz hem, dünyanın hakimi olduklarını ilan etmiş durumdalar şu an için, çin, ingiltere ortaklığı, yani rotschilds ailesi, ve ölmemizi emrettiklerine göre ölmemiz gerekiyor demektir bu., emir büyük yerden verilmiş nede olsa.

hem avrupanın kullanmadığı ilacı aşıyı neden biz kullanıyoruz, bu sorunun cevabını bulduğumuzda bütün sorular cevaplanmış oluyor aslında, öldürülmesi istenen öncelikli ülke insanları biziz çünkü, şeytan ve şeytana tapanlar öncelikle bizim ölmemizi istiyorlar, çünkü inanışlarına göre israile karşı çıkacak olan millet bizmişiz, saldırı yukarıdan gelecekmiş, tevratta öyle yazıyormuş, bunu erkan trükten söylemişti katıldığı programlarda, tevratları başlarında yansın inşallah.

sata sata satacak bir şeyimiz kalmadı, şimdi ölümüzü satıyorlar, ölümüz kaç para ediyor acaba? bunu kimden sorup öğrenebiliriz, bir ceset kaç para diye.

bizi yaşlılar ölsün biz yaşayalım diyecek kıvama getirmeye çalışıyorlar en başından beri, farkında mısınız, örnek fahrettin koca, ne diyordu, ölenler yaşlılar, ateş kara, ne diyor, büyükleri kobay olarak kullanıyoruz diyor, ki başsız, kimsesiz, yetim kalalım, basacak bir dalımız kalmasın, kolayca bükülelim diye, biz asla böyle bir şey demeyiz, demeyeceğiz, biz büyüklerimizle var olduk ve onlarla var olmaya devam edeceğiz, buna ömürleri yettiği sürece,

başlarımızın, başımızdakilerin kaçı yahudi bunu biliyor muyuz, büyük yönetici konumunda olanların mesela, aslında bize değil de israile uşaklık edip etmedikleri konusunda net bir bilgimiz var mı elimizde, yok, bu kurtuluş savaşının yeni versiyon hali, içinde bulunduğumuz durum, alttan savaşıyorlar, yerlerden ceset toplamaktan daha kolay, kendi cesetlerimizi bizlere kaldırtırıyorlar ki onların açısından bakılınca oldukça akıllıca.

***aşı karşıtlığını hükumete karşıtlık olarak görmek bence yanlış, ikisi apayrı şeyler, zaten hükumet karşıtıyım ama o konu bambaşka bir şey ve aşı karşıtlığıyla en ufak bir ilgisi yok bu konunun, bize her sunulanı doğrudur diye kabul edeceksek beyinlerimiz niye var, bir dolu laf, söz dolanıyor dünya nüfusunun 500 milyona indirilmeye çalışıldığı, büyük sıfırlamaya gidildiğine dair, bili bilinin afrikada aşı yapıyorum ayağına 400 bin kadını kısırlaştırdığı, ki bu laf söz değil olmuş bir gerçek, aşılarla, mrna aşılarıyla insanın genetiğiyle oynanabileceği gibi gibi, hal böyle olunca şapkayı önüne koyup bir düşünmek gerekiyor neler oluyor diye, ben de düşünüyorum sadece ve vardığım sonuç bu, kesinlikle aşı olmayacağım, ölüm gelecekse kapıma beni aşısız alıp gidecek, geldiğim gibi gideceğim bu dünyadan, aşı ile kirletilmiş, genetiği değiştirilmiş bir şekilde değil, kuranda dendiği gibi onlardan değil Allahtan korkuyorum ve genetiğime ellettirmeyeceğim, bunun bedeli her ne olursa olsun.

aşıdan başka çaremiz yok diye bir şey yok, çin aşısız atlattı değil mi bu meseleyi, demek ki olabiliyor, bir aşının kısa sürede olumsuz yanıt vermemiş olması daha sonra vermeyeceğini göstermez, kaldı ki mrna aşılarında bir dolu metaller, insan, hayvan dna ları var ve bu aşılar dna yı değiştirmeye yönelik aşılar, ilk etapta kullanacağımız çin aşısı klasik türden ancak kısa sürede bitmiş, tamamlanmış bir aşı, 3. faz denemeleri bile yapılmış değil, yani bir aşının olgunlaşması için geçen süre yeterli değil, burada sorun sadece klasik, inaktif, yani ölü hastalık mikrobu aşısı olup olmaması meselesi değil, aşının gerçekten kullanıma hazır olup olmadığı, 6 ay koruyormuş üstelik, 6 ay dediğin nedir ki, göz açıp kapayana kadar geçer, bir yıl oldu neredeyse corona başlayalı, ocak ayında çinde düşüp düşüp ölenleri seyretmiyor muyduk, ve ayrıca içlerinde neler var bilmiyoruz, o yine inaktif olan ve yıllarca kullandığımız aşılarla insanlar otistik oldular, down sendromlu oldular, çocuk felci oldular, kısırlaştırıldılar, ve daha daha neler oldular hiç belli değil. Allah ellerinden kurtarsın dilerim hepimizi, tabi aşısız.

***geh bili bili milyonların öleceğini ve bu ölümlerin corona değil sağlık ve ekonomi sistemlerindeki tıkanmadan dolayı olacağını öngörmüş, demekki planları bu yönde işleyecek, işliyor, bizi bakımsızlıktan öldürmeye niyetliler, açlıkla ıslah edecekler anlaşılan, peki biz ne yapacağız böyle bir durumda, sağlık sektörü için yapabileceklerimiz kısıtlı, kişisel hekimlik bilgilerimizi arttırma yoluna gidebiliriz mesela, ne için ne kullanılır gibi gibi, bunun dışında birde kocakarı ilaçlarına geri dönüş gibi bir çözüm de var, ve sağılkılı olmak için sağlıklı beslenme yolunu da seçmemiş olmamız gerek kesinlikle, öyle abur cuburlarla geçmeyecek belli ki hayat artık,

ekonomi için yapabileceklerimiz, daha çok para kazanmayı beceremiyorsak eğer, daha az harcamayı deneme yoluna gidebiliriz pekala, iki ekmek aldıysak birini dondurucuya atarak küflenmekten, bayatlamaktan korumak gibi, diğer çabuk bozulabilecek yiyecekler için de geçerli bu yöntem, paranızı çöpe atmayın, dondurucuya koyun, pahalı, gereksiz ve gereksiz pahalı yiyecekler yerine daha ucuz ve daha doğal beslenme yolunu seçebiliriz birde, sebze hala en ucuz ve en sağlıklı besin biçimi, bakliyat ta önemli beslenmede, illa et yenecek, yenmeli diye bir şey de yok, şart değil, yenmek için oldukça geniş seçeneklerimiz var, pahalı olanı alıp paramızı, alabileceklerimizi kısıtlamak yerine ucuz olanı alıp daha çok alma seçeneği yaratmak olmalı yapmamız gereken şey, onların istediği gibi açlıktan ölmek istemiyorsak eğer, tüketeceğimiz kadarını almak, çöpe atmamak hedeflerimiz arasında olmalı, ve riskli gıdaları iyi seçmek, geçen gün tarım krediden kabuklu fındık aldım mesela, içi kurtlanmış, 40 lira gitti çöpe, kırmakla uğraştığım da boşuna, ve tabi ki pılı pırtıya para banmanın modasının geçtiğinin hepimiz farkındayızdır zaten, bunu söylememe bile gerek yok, caka, fiyaka, fors başka baharlara kaldı, başka baharları görebilmek adına, bunları düşünmek için belki erken çoğumuz için ancak ne kadar erken düşünmeye başlarsak o kadar karlı çıkarız bu işten, ve yapılabilecek bir şey daha var, paylaşmak, çok olanın az olanla paylaşması, ki hep birlikte sırtlayıp atlatalım bugünleri, şeytana inat şeytana pabucunu ters giydirelim birlikte.

***avm, hastane, banka çalışanlarını hasta eden, market çalışanlarını hasta edemeyen hastalığın adı nedir, cevap veriyorum, corona, peki bu neden oluyor olabilir, avm, hastane, bankalardaki yoğun internet ağından olabilir mi acaba, neden olmasın, ve bu merkezlerde hastalığı alanlar hastalığı çok daha ağır atlatıyor, ilettikleri kişiler ise hafif, radyasyon ve frekans direkt olarak vücutlarına yüklendiği için.

***tarihte çocuklara değil büyüklere bulaşan, bulaştığında kadınlardan çok erkekleri öldüren, yani insan seçme yeteneğine sahip, çocuk-büyük, kadın-erkek gibi, grip çeşidinin adı nedir, cevap veriyorum, corona, corona doğru cevap, peki bu durum cep telefonlarının, bilgisayarların , tv lerin çok daha fazla erkeklerin elinde olmasından kaynaklanıyor olabilir mi, neden olmasın, insan seçen hastalık! tarihte hiç görülmemiş şey.

***şok şok şok! fuat oktayı gördünüz mü, adam düşmüyor, bayılmıyor, fenalaşmıyor, sadece olduğu yerde kalakalıyor ve sonradan otomatiğe bağlıymış gibi motorize bir şekilde konuşuyor, tam bir robot gibi, ve yarım saat sonra bir şey olmamış gibi ortalığa çıkıyor, tansiyon deniyor ama tansiyon olsa fenalaşır değil mi, fenalaşmıyor, sadece kalakalıyor, artık bunlarda bir karışıklık olduğuna daha çok inanmaya başlayacağım galiba.

ona doktor değil teknik ekip ve ekipman gerekli, diğer adıyla tamirci, robot tamircisi ama, klima tamircisi, kalorifer tamircisi değil, o adam robot, bildiğin kısa devre yaptı, bir insan o hız ve akışkanlıkta konuşamaz, asla, bildiğin bant kaydı o, yapay zeka, birer birer patlıyorlar canlı yayınlarda robotlar, önce mehmet ceyhan, sonra fuat oktay, birileri komplo kuruyor olmalı robotlara, yada Allah yapısı değil kul yapısı olduğu için, 70’lerde bir nakarat vardı, yaşı yetenler bilir, evlenmeyin bekarlar naylon kızlar çıkacak diye, çoktan çıkmış ta meğer bizim haberimiz yokmuş, başımıza bile gçmişler üstelik, ve bu robot haberleri hiç fox tv de haber olmuyor, hep starda izliyorum bunları, fox saklıyor doğal olarak, kendi ürünleri ne de olsa, haber yaparlar mı hiç, hiç şaka, latife falan yapmıyorum bunları söylerken, oldukça ciddiyim, onlar robot, fox robotları, küreselci robotları, ister inanın ister inanmayın, kanıtı videoda işte, başka kanıta gerek var mı, anlayana sivrisinek saz, o adam kılığındaki şey bir ROBOT.

o anda hakkında konuştuğu şey de siber güvenlik, belli ki bayağı bir ihtiyacımız var siber güvenliğe.

kıymetlilerimiz marsta/yeraltında, klonları, kopyaları iş başında, o gördüklerimizin hepsi robot, mehmet ceyhan, fuat oktay ve diğerleri.

***neden kreşler hep, ta en başından beri açıkken üniversiteler kapalı, çünkü kreş çocuklarının ceplerinde cep telefonları yok, üniversitelilerin cep telefonları var, ve yine bu nedenle çocuklara çok bulaşmıyor bu hastalık,

neden kapalı yerlere belli sayıda insan alınıyor, insan sayısı kısıtlaması var, bir kişiden bulaşanla on kişiden bulaşan şey çok mu farklı, çünkü kapalı alandaki cep telefonu sayısını az tutmaya çalışıyorlar, işin sırrı cep telefonlarında saklı, mesafe mi sanıyorsunuz siz meseleyi, kasiyerle aranızdaki mesafe sadece yarım metre, ve o kasiyer yüzlerce insanla aynı yarım metre mesafeyle çalışıyor, sadece sizinle değil, yani mesafe meselesi hikaye,

neden bir hafta çalıştırılıp bir hafta izinli insanlar, virüs bir hafta gezip bir hafta dinleniyor mu, o çalıştıkları bir hafta içinde aldıkları radyasyon/frekansı izinli oldukları bir haftada azaltıp hasta olmamaları için, hasta olmamızı mı istemiyorlar, istiyorlar aslına bakılırsa ancak hepimizin aynı anda hasta olmasını, ölmesini istemiyorlar, hem çok dikkat çekmemek hemde bu konuda yoğunluk yaşanmaması için, öldürecekler tabi, hiç öldürmez olurlar mı, yoksa bunca kopan yaygara niye, il girişlerindeki nüfus levhaları neden kaldırıldı, tamda şimdi, işte bunun için, bizi ne kadar öldürdüklerini bilemeyelim diye, doğru sorular sorulduğunda doğru cevaplar da bulunabiliyor pekala, doğru sorulara doğru cevaplar.

alın çocuklarınızı, bebeklerinizi çizgi filmlerin, tv lerin başından, kurtarın o çocukları o küçük yaşta bağımlılıktan, ve hastalıktan, tabi kendinizi de.

aşı olan şeytanın yolundan gider, aşı olmayan Allahın yolunda kalır, seçim bizlerin.

***dünyada iki güç var, biri ulusalcı denen rockefeller ailesi, yani amerika almanya tarafı, dergileri der spigel, adamları trump, diğeri küreselci denilen rotschild ailesi, yani çin, ingiltere tarafı, rusya da onlarla birlikte, dergileri the ekonomist, adamları biden, ve dünyadaki herkes bu ikisinden birinden olmak zorunda, buna bizimkiler de dahil, perinçek ve bahçeli erdoğanı küreselci tarafında tutmakla görevliler, yani erdoğan da küreselci tarafta bu durumda, dolaylı da olsa, diğer tüm muhalefet ulusalcı tarafta, yani akp ye oy veren küreselcilere, rockefellera, chp ye oy veren ulusalcılara, rotschilde oy veriyor, yani türkiye seçimi diye bir şey yok ortada,

bahçelinin zaten ne idüğü belirsiz hali ortada, bir gün öyle bir gün böyle, perinçeke hep söylenen ajan yakıştırması da boşa değilmiş demekki, saray gediklisi olması da, sonradan oldu bu tabi, bahçelinin yakınlaşması da öyle, aşağı yukarı aynı tarihlere denk geliyor, yani erdoğanı kendilerine çektiklerinde, davutoğlu ve babacanla kopuşu da aynı tarihler, boşuna demedi erdoğan dünya beşten büyüktür diye, ilacımız çinden, aşımız çinden, var bir sebebi.

amerikada ortalık şu an bu kadar kızışmış olunca, biden-trump meselesi, yansımaları bize de gelmiş tabi, bugün can ataklı şunları yazmş yine bu konuda,

“Amerikancıların korkulu rüyası Perinçek”miş.

Kimlermiş bunlar?

Sayayım; Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Meral Akşener, Emre Uslu, Aytuğ Atıcı, Ümit Dikbayır, Şenol Sunat, Alparslan Kuytul, Nevşin Mengü, Cemal Enginyurt, Erkut Erdoğdu, Merdan Yanardağ, Yavuz Ağıralioğlu, Sezgin Tanrıkulu ve bendeniz.

Kimi siyasi, kimi tescilli cemaatçi, kimi tarikatçı, kimi gazeteci beğenmediklerini aynı kaba koyup “Bunlar Amerikancı” demişler.

Belli ki “Amerikancı” lafını hakaret olarak kullanıyorlar.

Bana Amerikancı diyenlerin “saray tetikçisi” olmalarının yanı sıra bunların “Ruscu ve Çinci” özelliklerini bilince, beni bir gülme tutuyor bu arada.

can ataklı da bunları söylediğine göre altta yazılı olanlar boş laflar değil, bugün muzaffer çiçek humeyninin babasının ingiliz olduğunu paylaşmış, humeyninin babası ingilizse perinçek ve bahçelinin babalarını çokça sorgulamaya gerek yok sanırım, zaten türke benzer bir halleri de yok her ikisinin de, bahçeli cin ali, perinçek hüdaverdi, ünlü ingiliz ajanı lawrence nin oğullarıdırlar belki, anne ayrı, belli mi olur, lawrence nin, lawrence lerin soyu tükenmedi ya.

toparlayacak olursam, anladığım kadarıyla bu her iki gücün de şeytanla sıkı fıkı ilişkileri var, satanizmle, ve sanırım rotschildslerin daha fazla, bizimkilerin olduğu grup yani, 6.9 deprem oluyor, 6.6 deniyor, corona için hastanelere verilen ödenek 666 lira, ibb nin istanbulda dağıtacağı su aparatının tasarruf oranı yüzde 66’ymış, 65 değil, 67 değil, tamı tamına 66, musluktan akan suyu bu kadar hassas ölçebilmişler yani, helal olsun, dün akşam foxta kefaret adlı dizide arabanın plakası 066 idi, izlemedim, gözüme çalındı o anda sadece, tv izlemiyorum, sadece haber, o da haberlerden haberim olsun diye, yalan haber de olsa yalan haberden de haberim olsun diye, zaten çoğu yalan üzerine kurulu haberlerin, çok çok kısa bir şekilde izliyorum hemde, en fazla yarım saat,

her şeyin olduğu gibi dizilerin de tadı tuzu kalmamış hem, oyuncular bildiğimiz oyuncular ama formaliteden oynar gibiler dizilerde artık, bu süreçte öyle şeyler gördük, duyduk, öğrendik ki hangimiz eskiden olduğumuz kişileriz, hiç birimiz, eskiden kalma gücümüzle duruyoruz biraz olsun ayakta, o da olmasa yerlere serilirdik çoktan zaten, dün öyle bir şey gördüm ki hatırlamak bile istemiyorum mesela, yeliz toprak paylaşmış, onu paylaşmayı benim midem kaldırmaz, isteyen bakabilir yeliz topraktan, silinmediyse tabi, organ ticaretiyle ilgili bir video, ben onu paylaşmanın yükümlülüğü altına giremem, rüyamda görsem inanmam, ayrıca rüyamda da görmek istemem, rüya değil kabus olur o rüya, ve hala inanmış değilim, inanmak ta istemiyorum ayrıca.

yine aynı dizide, kefarette çocuk çipli yaşam hakkında konuşuyor, bunu ne var ne yokta göstermişlerdi, yasak elmada zaten baştan sona şeytani öğeler var, maskeli balolar düzenleniyor ve orada şeytani figürler var, falan filan, fox bu iki gruptan birinin, sanırım rockefellerın kanalı ve erdoğan karşıtlığı da bununla ilgili, bildiğimiz anlamda solculukla ilgili değil yani, ve erdoğan işte bu yüzden foxa dokunamıyor, her yere dokunuyor foxu susturamıyor, olaylar bildiğimizin, sandığımızın çok daha ötesinde yani, solculuk sağcılık rafta kalmış, bizim bildiğimiz devirler çoktan kapanmış, hatta belkide hiç yokmuş, biz var sanmışız sadece, hani ne diyordu muzaffer çiçeğin paylaştığı bir ingiliz, biz boğanın postunu öldürmeden yüzeriz, soymuşlar postumuzu bize hissettirmeden.

yani anlayacağınız şeytan her an her yerde bizimle, geçen gün aqua man diye bir film izliyordu kızım, yine yandan orada gördüm, adamın arkasındaki adam şeytanın elinde tuttuğu o üçlü uçlu mızrağı tutuyor, iki ucu öndekinin başında şeytan boynuzu gibi duruyor, adamı şeytana benzetiyorlar yani, gibi gibi oyunlarla şeytanı gözümüze gözümüze sokuyorlar, ben normalde hayatımda hiç şeytanla bu denli yoğrulmadım, ama bundan sonrasında belli ki bayağı bir yoğrulacağız, ve yorulacağız, şeytan dur durak bilmiyor artık görünüşe göre, tut tutabilirsen, bu nasıl bir oyun, nasıl bir şeyin içine çekildik, çekiliyoruz belli değil, yok kuranda şu yazıyor, yok tevratta bu yazıyor, aptala çevirdiler bizi, bu bilinen, defalarca oynanan bir oyun madem niye oynuyoruz ki tekrar tekrar, kimin eğlencesi bu eğlence, şeytanın mı, Allahın mı, yok Allah şeytana mühlet vermişmiş, vermeseymiş, bana m sormuş dünyayı, insanlığı şeytanın oyun alanı yaparken, nasıl bir oyun bu böyle, tiksinti verici, tavşan kaç tazı tut mu oynuyoruz dünya çapında, tavşan biz oluyoruz tabi burada, nefes nefese kaçan, tazı da şeytan, hepsinin kendi uydurmaları olmadığı nereden belli, şu an bunca oyun çevirebildiklerine göre, pkk, fetö, sahte partiler gibi, o zaman da bu tür oyunlar denemiş olabilirler pekala.